Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/962 E. 2021/970 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/962
KARAR NO:2021/970

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:03/11/2017
KARAR TARİHİ:30/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında 2009 yılından beri acentelik ilişkisinin olduğunu, bu ilişkinin davalı şirket tarafından haksız olarak sone erdirildiğini, müvekkili tarafından bugüne kadar davalının müşteri portföyü geliştirildiğinden şimdilik belirsiz alacak olarak 10.000,00-TL denkleştirme tazminatının fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, müvekkili şirket ile acentelik ilişkisinin başlangıcından önce hali hazırda … Sigorta A.Ş ile acentelik ilişkisi sürdürmekte olduğunu, davacının başka sigorta şirketleri ile çalışmaya başlamadan önce müvekkili şirkete bildirmesi ve müvekkil şirketin onayı almasının gerektiğini, davcının bu duruma aykırı hareket ederek birçok sigorta şirketi ile sözleşme akdettiğini, davacının hem münhasırlık şartına hem de sadakat ve özen borcuna aykırı davranışları nedeniyle üretimde düşüşe geçmesine sebep olduğunu ve bu kusurlu davranış ve işlemler neticesinde acentelik sözleşmesinin feshedildiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, Mahkememizce 10/04/2018 tarihli celse kararı ile dosyanın bir portföy tazminatı konusunda uzmanı , bir SMM ile bir hukukçu bilirkişiden oluşan heyetten dosya içeriği delil ve belgeler üzerinde acentelik sözleşmesiyle tarafların defter ve kayıtları üzerinde taraf iddialarının yerindeliği, davacının varsa alacağının miktarı ve davalının sorumluluğunun değerlendirilmesi bakımından rapor aldırılmasına karar verilmiş,
28/09/2018 tarihli bilirkişi raporu; Acente Sözleşmesi davalı … Sigorta tarafından, ihbar süresine uyularak feshedildiği, ancak fesih nedeninde davacı Acente … kusurlu bulunmadığı, Portföy Tazminatı (Denkleştirme Bedeli); 27.042,21 TL olarak hesaplandığı, verilecek karar ve karar tarihi doğrultusunda denkleştirme bedelinin faizli tutarı hesaplanabileceği, gerek davacı Acente …’un, gerekse davalı … Sigorta’nan (sözleşmenin 12.6.macdesi doğrultusunda) resmi defterleri usulüne uygun tutulmuş olduğundan ispat niteliği taşıdığı görüşü bildirilmiştir.
Mahkememizce 25/06/2019 tarihli celsede tarafların bilirkişi raporuna karşı itiraz ve beyanlarının değerlendirilmek suretiyle ek rapor aldırılmasına karar verilmiş,
09/01/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda; Davacı … ile davalı … Sigorta arasındaki Acentelik Sözleşmesi, sigorta şirketi tarafından 25/08/2017 tarihinde feshedilirken, fesih nedeni olarak gösterilen “üretim yetersizliğinin” acentenin kusurlu davranışı olarak kabul edilemeyeceği, sözleşmeden doğan yükümlülüklerin kasten yahut ihmal ile yerine getirilmemesi gibi hallerin acente kusuru olarak görüldüğü, acente kusuru olarak görülmeyen üretim yetersizliği, hasar/prim rasyosunun yüksekliği, zararlı portföy yapısı gibi durumların denkleştirme hakkını düşürmeyeceği, acentenin, başka sigorta şirketleri ile de, aracılık/ acentelik ilişkisi tesis etmesinin … Sigorta’nın onayı ile yapılabileceğinin, sözleşmenin Münhasırlık başlıklı 3.5.1.Maddesinde düzenlenmiş olduğu, bu husus Acente Sözleşmesinin feshinde neden olarak belirtilmemekle beraber, sözleşmeye aykırılık halinin mevcudiyeti, arıcak acentenin faaliyet dönemi boyunca itiraz edilmemiş olmasının kabul niteliğinde olduğu, acentelik sözleşmesinin, feshi nedeniyle, acentenin talep edebileceği denkleştirme bedelinin 28/09/2018 tarihli Kök Raporda detaylı olarak açıklandığı gibi 27.042,21-TL olarak hesaplanabileceği, hesaplama yapılırken; ileriye yönelik … Sigorta kazancının ve ileriye yönelik Acente kaybının tespitinde, acentenin feshinden sonra sigorta şirketinde devam eden poliçe tutarlarının alındığı, acente üretiminin oto branşı ağırlıklı olması nedeniyle kısa süreli sözleşmeler kapsamında devamlılığın iki yıl üzerinden, poliçe adedindeki azalış oranının %31,63 olarak dikkate alındığı, Denkleştirme Miktarı bulunurken (28/09/ 2018 tarihli Kök Raporda), davaya konu olan tüm sigorta poliçe bilgileri … Sigorta’dan alınmış olduğundan, Acente tarafından 21/10/2018 tarihinde Mahkeme dosyasına sunulan ve karartılmış olduğundan okunamayan 11 adet olduğu tespit edilen içeriğin, hesaplamayı değiştirmeyeceği görüşü bildirilmiştir.
Mahkememizce 26/02/2020 tarihli celsede dosyanın sigorta bilirkişisine verilerek; Fesih tarihinden geriye doğru son bir yıl içinde yapılan poliçelerde hasarların yoğunluğunun poliçe başlangıç tarihlerinde artıp artmadığının, İlk günlerdeki ortalama hasar sayısının diğer günlere oranının ne kadar olduğunun, hasarların ne kadarının sadece beyan yazısı ile işlem gördüğünün tespit edilerek ek rapor aldırılmasına karar verilmiş,
23/11/2020 tarihli bilirkişi 2. ek raporunda; davacı … ile davalı … Sigorta arasındaki Acentelik Sözleşmesinin, davalı tarafça 25/08/2017 tarihinde feshedilmesinin, Acente tarafından sözleşmenin 3.5.1. Maddesindeki Münhasırlık Şartının ihlal etmesi nedeniyle, haklı fesih olarak nitelendirilebileceği, … Sigorta’nın Münhasırlık Maddesinin içeriği olan “Acentenin başka sigorta şirketleriyle de çalışmasına” onay vermediği beyanı doğrultusunda ve Acente’ nin böyle bir onayı halen dosyaya sunmamış olduğu dikkate alınarak, fesih sonrası müşteri portföyünü çalışmakta olduğu diğer sigorta şirketlerine kolaylıkla kaydırabileceği, Acentenin Oto Branşı (kasko-trafik) ağırlıklı üretim yapısı nedeniyle bu tür poliçelerin; hayat, inşaat gibi uzun yıllara sâri sigorta poliçeleri gibi devamlılık arz etmediği, Yüksek Hasar/Prim oranlarının yol açtığı zarar, acente kusuru olarak nitelendirilememekle beraber acente portföyünden devam eden işler nedeniyle sigorta şirketinin önemli menfaatler sağlamadığı, denkleştirme şartlarının vuku bulması için gerekli şartların kümülatif olduğu, üç şartın birlikte gerçekleşmesi gerektiğinden, Acentenin zararlı portföy yapısının, sigorta şirketinin önemli menfaatler elde ettiği şartını, başka sigorta şirketleriyle de çalışmasının hakkaniyet şartını ortadan kaldırdığı, bu nedenle denkleştirme tazminatı hakkının doğmadığı görüşü bildirilmiştir.
Mahkememizce 08/02/2021 tarihli celsede dosyanın aynı bilirkişiye verilerek; denkleştirme tazminatının 6102 sayılı TTK m. 122/II’de yer alan “Tazminat, acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz. Sözleşme ilişkisi daha kısa bir süre devam etmişse, faaliyetin devamı sırasındaki ortalama esas alınır.” hükmüne uygun şekilde davacının son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalaması hesaplanarak tespit edilerek ek rapor aldırılmasına karar verilmiş,
18/03/2021 tarihli bilirkişi 3. ek raporunda; detayları 28/09/2018 tarihli kök raporda da verildiği şekilde, davacı acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalaması hesaplanarak 53.915,73 TL tespit edildiği görüşü bildirilmiştir.
Mahkememizce 16/06/2021 tarihli celsede dosyanın bir SMM ve bir sigorta uzmanı bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile bilirkişilerden; davalı sigorta şirketinin fesih tarihinden sonra davacının müşterilerle yaptığı sigorta poliçeleri nedeniyle ne kadar kazanç sağladığının, davacı tarafından yapılmış poliçeler nedeniyle fesih tarihine göre davacıya ödenmemiş davalı tarafın prim borcunun bulunup bulunmadığının, davacının yapmış olduğu poliçeler nedeniyle davacının toplanacak sigorta pirimlerinden sözleşmenin fesih tarihinden sözleşmenin normal bitim tarihine kadar elde edeceği prim miktarının ne kadar olduğunun tespit edilerek raporun istenen her bir tespit konuları için ayrı başlık altında hazırlanarak rapor aldırılmasına karar verilmiş,
11/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı ile davalı sigorta şirketi arasında 2009 tarihli acentelik sözleşmesinin akdedildiği, söz konusu sözleşmenin davalı sigorta şirketi tarafından … 29. Noterliğinin 25/08/2017 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnâmesi sona erdirildiği, davalı sigorta şirketi tarafından … 29.Noterliğinin 25/08/2017 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamede sözleşmenin üretim yetersizliği nedeni ile fesih edildiği belirtildiğinden davalının sigorta sözleşmesini feshetmede haklı bir sebebinin olduğunun söylenemeyeceği, dolaysıyla TTK m. 122/1 ve Sigortacılık Kanunu m.23/16 uyarınca acentenin denkleştirme tazminatı isteme hakkı bulunduğu, Fesihten sonra, bir kısım acente portföyünde yer alan müşterilerin davalı şirkette kaldığı ve davalının müşterilerden dolayı menfaat elde etmeye devam ettiği TTK m.122/1’de belirtilen denkleştirme / portföy tazminatı isteme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun takdirinin Mahkemenize ait olduğu, davacının denkleştirme isteminde bulunabileceği kanaatine varılması halinde, davacı acentenin denkleştirme tazminatı tutarının 122.333,11-TL olarak hesaplandığı, Denkleştirme tazminatı üst sınırının 53.916,73TL olarak hesaplandığı, TTK m. 122/2 uyarınca acentenin talep edebileceği denkleştirme tazminatı acentelik süresince hak ettiği komisyon ve sair gelirlerinin ortalamasını aşamayacağından, somut uyuşmazlıkta acente lehine hükmedilecek denkleştirme tazminatı tutarının Üst sınır olan 53.916,73 TL olduğu görüşü bildirilmiştir.
Davacı vekili 28/01/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarının arttırmış ve tamamlama harcını yatırmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında imzalanan acentelik sözleşmesinin haksız feshedildiği iddiası ile portföy tazminatı istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK m. 102’ye göre; “Ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya işletmenin çalışanı gibi işletmeye bağlı bir hukuki konuma sahip olmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer veya bölge içinde sürekli olarak ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bunları o tacir adına yapmayı meslek edinen kimseye acente denir.” Davacının talebi sözleşmenin haksız feshi nedeniyle 6102 sayılı TTK m. 122’ye göre denkleştirme tazminatı istemine ilişkindir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 122’ye göre; “(1) Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra; a) Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa, b) Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve c) Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa, acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir. (2) Tazminat, acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz. Sözleşme ilişkisi daha kısa bir süre devam etmişse, faaliyetin devamı sırasındaki ortalama esas alınır. (3) Müvekkilin, feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan, acente sözleşmeyi feshetmişse veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmişse, acente denkleştirme isteminde bulunamaz. (4) Denkleştirme isteminden önceden vazgeçilemez. Denkleştirme istem hakkının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürülmesi gerekir. (5) Bu hüküm, hakkaniyete aykırı düşmedikçe, tek satıcılık ile benzeri diğer tekel hakkı veren sürekli sözleşme ilişkilerinin sona ermesi hâlinde de uygulanır.” Bu maddenin üçüncü fıkrasına göre denkleştirme tazminatı istenebilmesinin birinci koşulu taraflar arasındaki sözleşmenin acente tarafından haksız olarak feshedilmemesi ya da müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmemesidir.
Tüm bu açıklamalar ışığında ve mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporlarında belirtildiği üzere; acentelik sözleşmesi, sigorta şirketi tarafından 25/08/2017 tarihinde feshedilirken, fesih nedeni olarak gösterilen “üretim yetersizliğinin” acentenin kusurlu davranışı olarak kabul edilemeyeceği, sözleşmeden doğan yükümlülüklerin kasten yahut ihmal ile yerine getirilmemesi gibi hallerin acente kusuru olarak görüldüğü, acente kusuru olarak görülmeyen üretim yetersizliği, hasar/prim rasyosunun yüksekliği, zararlı portföy yapısı gibi durumların denkleştirme hakkını düşürmeyeceği, acentenin, başka sigorta şirketleri ile de, aracılık/ acentelik ilişkisi tesis etmesinin … Sigorta’nın onayı ile yapılabileceğinin, sözleşmenin Münhasırlık başlıklı 3.5.1.Maddesinde düzenlenmiş olduğu, bu husus Acente Sözleşmesinin feshinde neden olarak belirtilmemekle beraber, sözleşmeye aykırılık halinin mevcudiyeti, acentenin faaliyet dönemi boyunca itiraz edilmemiş olmasının kabul niteliğinde olduğu, aksi düşüncenin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olabileceği bu haliyle davacı yanın denkleştirme talep edebileceği kanaatine varılmakla; davanın kabulü ile; 27.042,21-TL denkleştirme tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
27.042,21-TL denkleştirme tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1.847,25-TL nispi karar harcından peşin ve tamamlama harcı ile alınan toplam 462,78-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.384,47-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00-TLvekalet ücretinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 5.531,78-TL’nin ( 31,40-TL BVH, 4,60-TL VH, 170,78-TL Peşin Harç, 292,00-TL Tamamlama Harcı, 4.650,00-TL Bilirkişi Ücretleri, 383,00-TL Tebliğ ve Posta,) yargılama giderinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/11/2021

Katip …

Hakim …