Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/958 E. 2022/140 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/958
KARAR NO:2022/140

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:02/11/2017
KARAR TARİHİ:15/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … …’ın 21/11/2016 günü davalı … yönetimindeki ve trafikte … adına kayıtlı bulunan … plaka sayılı aracın çarpışmasıyla meydana gelen kaza sonucunda basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığını, … plakalı aracın trafikte … adına kayıtlı olduğunu, … poliçe numarası ile … Sigorta A.Ş’den zorunlu trafik sigortası yaptırdığını, … plakalı aracın karıştığı kaza neticesi ile mü müvekkili … …’ın yaralandığını ve tedavi için hastaneye kaldırıldığını, uzun süre yoğun bakımda kaldığını ve halen tedavisinin devam ettiğini, müvekkilinin kafasından yaralanmış olması sebebi ile kalıcı hasar kalma ihtimalinin bile mevcut olduğunu, müvekkilinin ilk olarak …. Tıp Fakültesine kaldırıldığını oradan sonra da … … Hastanesinde tedavi gördüğünü, söz konusu olay ile ilgili olarak … Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma nolu dosyası ile tahkikatın devam ettiğini, kazanın neticesi olarak … …’ın tedavisinin halen devam ettiğini, kısaca müvekkilinin çalışma gücünün azalmasının zaten mevcut olup bulun kalıcı olması tehlikesi bulunduğunu, müvekkilinin olay günü de işe giderken söz konusu kazanın meydana geldiğini ve hem sağlığından hem de ekonomik olarak büyük bir kayba uğradığını ve ha len çalışamamakta olduğunu ve ne zaman çalışabileceğinin meçhul olduğunu, dava konusu trafik kazası sebebiyle müvekkili ve ailesinin tedavi ve iyileştirme giderleri ile hastaneye gidip gelmek için ulaşım gideri yapmak zorunda kaldıklarını, müvekkilinin şuana kadar kaza tarihi olan 21.11.2016’dan günümüze kadarki dönemde uzun bir süre hastaneme kaldığını, hastasebeb çıktıktan sonraki dönemde ise rutin kontrollerine gittiğini ve bunun için de ticari taksi ile gidip gelmek zorunda kaldığını, dava konusu trafik kazası sebebiyle belgelenebilecek ve belgelenemeyecek ancak malum ve maruf olan birtakım tedavi giderlerinin yapılmaya devam edildiğini, müvekkilinin söz konusu kaza nedeni ile çalışamadığını ve daha ne kadar süre çalışamayacağının muğlak olduğunu, Mahkemece uzman bilirkişi heyeti vasıtası ile gerek tedavi iyileştirme süresince maruz kaldığı geçici, iş göremezlik süreleri ve gerekse Sağlık Kurulu Raporu ile maruz kaldığı ve kalabileceği sürekli sakatlık oranının ve bu nedenle maruz kaldığı maddi zararın belirlemesinin söz konusu olacağını, müvekkilinin maruz kaldığı trafik kazası nedeniylea basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığını ve bu yaralanmadan hayati derecede etkilendiğini, yine kaza nedeniyle müvekkili … …’ın psikolojisinin bozulduğunu ve uzun süre yatarak yoğun bakımda tedavi gördüğünü, çıktın sonra da aile ile birlikte sürekli hastaneye gitmek zorunda kaldığını, bu süreçte anne babasının da kızları ile ilgilenmek, hastaneye gidip gelmek, refakatçi ve yardımcı olmak zorunda kaldıklarını, bu sürecin halen devam ettiğini, müvekkilinin hayatının geri kalan kısmının da büyük oranda maluliyet riskiyle karşı karşıya bulunduğunu, hem … hemde diğer müvekkillerinin içinde bulunduğu psikolojik çöküntü, çekmekte oldukları acı ve elem nedeniyle müvekkillerinin acılarını bir nebze olsun hafifletmek, manevi açıdan adalet duygusunu tatmin etmek ve huzura kavuşmalarını sağlamak için Borçlar Kanunu gereği manevi tazminat talebinde de bulunma zaruretinin hasıl olduğunu, tüm bu sebeplerle müvekkillerinin maddi ve manevi zararlarının hüküm altına alınması talebiyle Mahkemeye başvurma zaruretinin hasıl olduğunu, yargılama sonrasında müvekkillerinin uğradığı zararların tazmini ve davanın daha sonra konusuz kalmaması için … plakalı aracın trafik kaydına teminatsız ihtiyati tedbir konulmasını, müvekkillerinin uğradığı manevi zararın giderimi için … … için 100.000TL baba … için 20.000TL anne Şükriye … için 20.000TL toplamda 140.000TL manevi tazminatın davalı …’dan olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte ödetilmesine karar verilmesini, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik iş göremezlik tazminatı, tedavi ve iyileştirme masrafı, yol ulaşım masrafı, yardımcı, refakatçi, ilaç vs masrafı olarak 1.000TL’nin davalı …’dan olay tarihi olan 21.11.2016 tarihinden itibaren, diğer davalı … Sigorta A.Ş’den ise dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte ödettirilmesini, müvekkillerinin mali durumlarının elverişsiz olması nedeni ile adli yardım kararı verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddinin gerektiğini, davacı tarafın kanunda belirtilen başvuru şartlarını yerine getirmediğini, davanın reddini yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin sürücüsü olduğu … plakalı aracın davacı …’a çarpması neticesinde yaralandığından bahisle maddi ve manevi tazminat istemli huzurdaki davayı açmışsa da davanın reddinin gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusuru bulunmayıp kazanın davacının ağır kusuru sebebiyle meydana geldiğini, huzurdaki davanın haksız fiil sorumluluğuna dayanmakta olduğunu, bu sebeple tazminat talebinde bulunabilmek için BK md.49 gereği fiilin kusurlu ve hukuka aykırı bir şekilde meydana gelmiş olmasının gerektiğini, ancak dava konusu kazada müvekkiline atfedilebilecek bir kusur bulunmadığını, müvekkilinin şehir içinde çift şeritli yolda normal bir hızla seyir halinde iken davacının bir anda karşısına çıktığını, kazanın meydana gelmesinde mağdurun koşar adım yola girmesinin, trafik kurallarını ihlal ederek yaya geçişi için ayrılan yerleri kullanmayışının, trafik ışıklarının ve seyir halindeki araçları kontrol etmeyişinin neden olduğunu, davacı yayanın karşıdan karşıya geçerken olmaması gereken bir yerde yayanın bulunması sonucunda araç sürücüsü müvekkilinin dikkatli sürüş yeteneğini kaybetmesine ve bir şekilde zarar görebileceğine neden olabileceğinin öngörülmesinin gerektiğini, davacı yayanın iradi hareketi sonucunda yalnızca 28 metre uzağındaki ışıklı yaya geçidini kullanmayıp, bulunmaması gereken bir yolu kullanarak yoldaki aracın sürücülerine zarar vermeyi ve kendisinin dahi zarar görme tehlikesini göze alarak hareket ettiğini, davacı yayanın neticeyi öngörebilecek durumda olmasına rağmen ağır kusurlu hareketi ile aracını kullanmakta olan müvekkilinin sürüş yeteneğinin olumsuz olarak etkilenmesine ve bunun sonucunda müvekkilinin kendisine çarparak zarar görmesine sebep olduğunu, tüm bu sebeplerle davacı yayanın kendi ağır kusuruna dayanarak maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmasının aynı şekilde diğer davacıların da bu kusura dayanarak tazminat talep etmelerinin hukuka aykırı olduğunu, bununla birlikte kabul anlamına gelmemekle davacı tarafça talep edilen tazminat miktarlarının oldukça fahiş olduğunu, davacı tarafın talebine konu maddi zararlarının davacı yayanın iddia ettiği gibi olup olmadığının araştırılması gerektiğini, manevi tazminatın amacının zarara uğrayanın elemini hafifletmek ve huzur duygusu yaratmak olduğu düşünüldüğündü talep edilen manevi tazminatın bu amaçları aştığını, müvekkilini yoksulluğa düşürecek seviyede olduğunu, tazminat miktarlarının belirlenmesinde tarafların kusur oranlarının, ekonomik ve sosyal düzeylerinin, BK md.54’teki indirim sebeplerinin olaydaki mevcudiyetinin dikkate alınmasının zorunlu olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle müvekkilinin olay sebebiyle davacı ve ailesine yardım etmek için 3.000TL nakit verdiğini, bu hususta mevut tanıklarının dinlenilmesini ve tazminat hesabı yapılacak ise bu miktarın dikkate alınmasını, bu sebeplerle teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulması talebinin reddini, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; 21/11/2016 tarihinde davalı sigorta şirketinin ZMMS ile sigortalı davalı aydının malik ve sürücüsü olduğu aracın davacıların kızına çarpması neticesinde tarafların kusur durumlarının ne olduğu davacıların kızının daimi veya geçici maluliyetinin bulunup bulunmadğı varsa oranı ve süresinin ne olduğu davacıların talep edebileceeği maddi ve manevi tazminatın varğlığı ve miktarının ne olduğu ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
Davacılar vekili tarafından dava dilekçesi ekinde dava konusu; zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi örneği, şüpheli ifade tutanağı örneği, araç ruhsatı örneği Mahkeme dosyasına sunulmuştur.
… CBS’ye müzekkere yazılarak … Soruşturma sayılı dosya uyap üzerinden celp edilmiştir.
… İlçe Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacıların sosyal ekonomik durum tespitlerinin yapılması istenilmiştir.
… İlçe Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davalı …’nın sosyal ekonomik durum tespitinin yapılması istenilmiştir.
… Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … plakalı aracın trafik sicil kayıtları celp edilmiştir.
… SGK’ya müzekkere yazılarak dava konusu olay sebebiyle davacıların SGK kayıtları celp edilmiştir.
… Sigorta A.Ş’ye müzekkere yazılarak dava konusu hasar dosyası celp edilmiştir.
… Başkanlığına müzekkere yazılarak davacı …’a ait tedavi evrakları celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince maluliyet tespitinin yapılabilmesi için dosya ATK’ya gönderilmiş ancak davacı verilen muayene günlerinde hazır bulunmadığından rapor düzenlenemediği görülmüştür.
…. Asliye Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosyasının ATK raporları ve bilirkişi raporu istenilmiştir.
…. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında aldırılan 16/03/2020 ve 19/10/2020 tarihli ATK raporlarında özetle; sanık sürücü …’nın kusursuz olduğu, müşteki yaya … …’ın asli ve tam kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
… Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında aldırılan 25/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; kazanın oluşumunda kasıt unsuru bulunmadığı, ancak kazanın öngörülebilir ve alınacak önlemlerle önlenebilir nitelikte bir kaza olduğu, sanık …’nın herhangi bir ihmali olmadığı, müşteki …’ın ihmali davranışının kazada asli derecede etkili olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
21/11/2016 tarihinde davalı sürücü …’nın, ışık sebebi ile duran araçların arasından geçerek karşıdan karşıya geçmek isteyen davacı yaya … …’a çarpması neticesinde davacı yaralanmıştır.
Davalı hakkında taksirle yaralama suçundan ceza yargılaması yapılmış, …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında; olayın meydana gelmesinde davalının kusuru bulunmadığından beraatine karar verilmiştir. Ceza dosyası kapsamında alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 16/03/2020 tarihli raporunda; ”davalı … sevk ve idaresindeki araç ile seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde sol şeritte duraklamakta olan araçlar sebebiyle sağ şeride nizamlara uygun bir şekilde geçtiği, müşteki yayanın görüş alanı dışından, koşarak yolun karşısına geçmek istediği ve ani bir şekilde hareket alanın kapanmasına yönelik alabileceği herhangi bir tedbirin olmadığı, olayda mevcut mahal şartları ve olayın oluş şekli dikkate alındığında atfı kabil kusuru bulunmamadığı; müşteki yaya … …’ın olay mahalline geldiğinde karşıdan karşıya geçişini yakınında bulunan ışıklı yaya geçidinden yapması, taşıt yolu üzerinde seyir halinde bulunan araçlara ilk geçiş hakkını vermesi, geçişini araçların seyir durumunu, hız ve mesafelerini dikkate alarak kendi can güvenliğini tehlikeye atmadan uygun bir zamanda kontrollü bir şekilde gerçekleştirmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, trafik ışıkları sebebiyle duran araçların arasından kendi can güvenliğini tehlikeye atar vaziyette koşarak karşıdan karşıya geçmek istediği anlaşılmakla meydana gelen kazanın oluşumunda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareket etmekle asli kusurlu olduğu” tespit edilmiştir. Ceza dosyası kapsamında mevcut üç kişilik bilirkişi heyetinin 25/08/2021 tarihli raporu da bu yöndedir.
Mahkememizce ceza dosyası kapsamında mevcut kusur raporlarına itibar edilerek; davacının kendi kusurundan kaynaklanan fiil sebebi ile davalılardan tazminat talebinde bulunmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
1-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan alınması gerekli 80,70TL karar harcının DAVACILARDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE GELİR KAYDINA;
2-Manevi tazminat talebi yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/3 maddesi gereğince 5.100,00TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak DAVALI …’ya VERİLMESİNE;
3-Maddi tazminat yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi gereğince 1.000,00TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak DAVALILARA VERİLMESİNE;
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır