Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/940 E. 2021/341 K. 14.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/940
KARAR NO:2021/341

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/10/2017
KARAR TARİHİ:14/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVACININ TALEBİ:

Davacı … Ltd. Şti. vekili verdiği dava dilekçesinde, davalı … ile aralarında ki taşımacılık ilişkisinden kaynaklı olarak alacaklarının bulunduğunu, alacaklarının ödenmesi için …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine itiraz etmesi üzerine de itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.

DAVALININ TALEBİ:

Davalı … vekili verdiği cevap dilekçesinde öncelikle zamanaşımı definde bulunmuştur. Davanın esasına ilişkin olanak da davacı tarafa borçlarının bulunmadığını, davacı tarafın tek taraflı işlemlerle kendilerini borçlu duruma düşürmeye çalıştığını, bu nedenle icra takibine itiraz ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:

Dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 850 ve devamı maddelerine göre taşıma işlerinden kaynaklı alacak nedeniyle başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Davacı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, taşımacılık sözleşmesini, tanık beyanlarını, ticari defterlerini, yemin delilini, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.

Davalı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, taşımacılık sözleşmesini, faturaları, tanık beyanlarını, ticari defterlerini, yemin delilini, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.

Dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 850 ve devamı maddelerine göre taşıma işlerinden kaynaklı alacak nedeniyle başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.

6102 sayılı TTK m. 850’ye göre; “Taşıyıcı, taşıma sözleşmesiyle eşya veya yolcu taşıma işini veya ikisini birlikte üstlenen kişidir. Eşya her türlü yükü de kapsar.” Her iki tarafta taşıma sözleşmesi yapıldığını belirtmişse de dosyaya delil olarak taşıma sözleşmesi sunulmamıştır. Ancak taraflar arasındaki hukuki ilişki taşımacılık sözleşmesi olup bu sözleşme kapsamında davacı taraf alacaklı olduğu iddiasıyla davalı taraf aleyhinde icra takibi başlatmıştır.

Tarafların birbirinden alacaklı olup olmadıklarının tespit için 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Hazırlanan 04.10.2018 tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafın kayıtlarına göre davacının davalıdan 14.251,61 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın kayıtlarına göre de davalının davacı taraftan 2.116,81 TL alacaklı olduğu, iki taraf ticari defterleri arasındaki farkın sebebinin 2014 ve önceki yıllara ait hesaplardan kaynaklandığı, incelemenin 2015 ve 2016 yılı kayıtları ile yapıldığı, 2014 yılı öncesi kayıtlar incelenmeden sonuca gidilemeyeceği tespit edilmiştir.

Mahkememizin 26.11.2019 tarihli duruşmasında verilen kararla her iki tarafın da 2011 ile 2016 yılları arasındaki ticari defterleri mahkememize sunmaları istenilmiş ve bu kayıtların mali müşavir bilirkişi aracılığı ile incelenmesine karar verilmiştir.

Hazırlanan 31.10.2020 tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafın kayıtlarına göre davacının davalıdan 14.251,61 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın kayıtlarına göre de davalının davacı taraftan 2.116,81 TL alacaklı olduğu, farkın sebebinin kayıtların düzensiz tutulmuş olması ve davalı tarafından düzenlenen faturalardan bazılarının 2013, 2014 ve 2015 yıllarında bulunmaması olduğu tespit edilmiştir.

Hazırlanan 31.10.2020 tarihli bilirkişi raporunda davacının kendi defterlerine göre 14.251,61 TL alacaklı olduğunun, davalının kendi defterlerine göre 2.116,81 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği belirttiği halde dayanaklarının raporda gösterilmediği, farkın sebebi olarak kayıtların düzensiz tutulmuş olması ve davalı tarafından düzenlenen faturaların bazılarının 2013 – 2014 ve 2015 yıllarında davacı kayıtlarında olmaması gösterildiği halde bu faturaların hangileri olduğunun ve toplamının ne kadar olduğunun belirtilmediği anlaşılmakla; dosyanın tekrar aynı bilirkişiye verilerek davalı defterleri üzerinde yerinde inceleme yapılarak, davacının kendi defterlerine göre 14.251,61 TL davalının kendi defterlerine göre 2.116,81 TL alacaklı olduğu kayıtların dayanaklarının raporda gösterilmesi, ortaya çıkacak farkın sebebi olan faturaların hangileri olduğunun raporda gösterilmesi, ortaya çıkacak farkın sebebi olan faturaların toplamının ne kadar olduğunun raporda gösterilmesi ve davalı defterlerinin kalan kısmının da usulüne uygun şekilde açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığının raporda belirtilmesi istenilmiştir.

Hazırlanan 19.01.2021 tarihli bilirkişi raporunda defterlerin açılış ve kapanış kayıtlarının zamanında yapıldığı, davacı şirketin davalı kargo şirketinden aldığı faturaların bazılarını hesaplarına kaydetmemiş olabileceği, davacının hesaplarında görülmeyen bakiyeler üzerinden davalı tarafa ödeme yaparak alacaklı duruma geçtiği, iki taraf defterleri arasındaki hesap uyumsuzluğunun 10.697,33 TL tutarlı kargo taşıma faturası ile 3.719,00 TL bedelli fırın faturasından kaynaklandığı, kalanların küçük ölçekli faturalar olduğu ve hesaplanmasının çok uzun süreceği, 10.697,33 TL tutarlı kargo taşıma faturasının davacı kayıtlarına, 3.719,00 TL bedelli fırın faturasının ise davalı kayıtlarına alınmadığı, 2013, 2014 ve 2015 yıllarında düzenlenen hizmet faturaları, ödeme ve tahsilat ile iade faturaları gibi kayıtların usulüne uygun olarak kayıtlara işlenmediği tespit edilmiştir.

6100 sayılı HMK m. 222/II’ye göre; “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.” Hazırlanan 19.01.2021 tarihli bilirkişi raporunda 2013, 2014 ve 2015 yıllarında düzenlenen hizmet faturaları, ödeme ve tahsilat ile iade faturaları gibi kayıtların usulüne uygun olarak kayıtlara işlenmediği tespit edilmiş olup bu durumda her iki taraf ticari defterlerinin de eksiksiz ve usulüne uygun şekilde tutulduğu söylenemez. Sadece açılış ve kapanış onaylarının süresinde yapılmış olması ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu anlamına gelmemekte, hizmet faturaları, ödeme ve tahsilat ile iade faturaları gibi kayıtlarında her türlü denetime açık ve anlaşılır şekilde usulüne uygun şekilde tutulmuş olması gerekmektedir. Yapılan bilirkişi incelemesinde tarafların ticari defterlerinin bu koşulları taşımadığı anlaşılmaktadır.

Davacı taraf dava konusu icra takibine konu alacağının varlığını kanıtlamak için tarafların ticari defterlerinin dışında yemin deliline de dayanmış olup 6100 sayılı HMK m. 225’e göre davalı tarafa yemin teklif edip etmeyeceklerini açılması için 10.02.2021 tarihli duruşmada davacı tarafa iki hafta kesin süre verilmiştir. Verilen iki haftalık kesin süre içinde davacı taraf davalı tarafa karşı yemin teklif edeceklerine ilişkin bir beyanda bulunmamıştır. Mahkememizin 12.04.2021 tarihli duruşmasında da davacı taraf davalı tarafa yemin teklifinde bulunmayacaklarını belirtmiştir.

Mahkememizin 12.04.2021 tarihli duruşmasında davacı vekili davalı ile aralarında …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında da dava olduğunu ve iki dosyanın birleştirilmesini talep etmiştir. …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının UYAP üzerinden incelenmesi sonucunda davacısının … olduğu, davalının ise … Ltd. Şti. olduğu, …’nin taşımacılık sözleşmesinden kaynaklı alacağı için icra takibi başlattığı ve itiraz nedeniyle de itirazın iptali davası açtığı, … Ltd. Şti.’nin de borçlu olmadığı ve karşı taraftan alacaklı olduğu savunmasında bulunduğu, dolayısıyla her iki davada da tarafların alacak borç ilişkilerinin aynı ticari ilişkiden kaynaklandığı, iki dava arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu anlaşılmakla 6100 sayılı HMK m. 166’ya göre mahkememiz dosyasının daha önce açılmış bulunan …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Mahkememiz dosyasının 6100 sayılı HMK madde 166’ya göre …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Yargılamaya …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden devamına,
3-HMK 331 Mad.gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin birleşen dosya üzerinden karara bağlanmasına,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/04/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸