Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/915 E. 2018/433 K. 03.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/915 Esas
KARAR NO : 2018/433

DAVA : Hakem Kararının İptali, Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 08/03/2016
KARAR TARİHİ : 03/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı müvekkillerinin 20/09/2012 tarihinde, o dönem ortağı oldukları …Tic. A.Ş. Adlı şirketin hisselerini davalı … . Adlı şirkete bir hisse satış sözleşmesi kapsamında sattıklarını belirterek, 4686 MTK md. 15 uyarınca … dosya no.lu kararının: 1 no.lu hüküm fıkrasında Türk Borçlar Kanunun Emredici Hükümlerine aykırı olarak müvekkillleri … ve … aleyhine olması gerekenden 2.790.164,30-TL daha fazla sorumluluk hesaplanmış olduğunu, 1 no.lu hüküm fıkrasında fazladan sorumluluk hesaplanmış olması nedeni ile … A.Ş.’nin teminat mektuplarından tahsil edilmiş olan tutar düşüldükten sonra … Nin bir alacağı kalmamasına rağmen … A.Ş. Dahil tüm davacı müvekkillerinin bakiye ödeme yapmalarına ilişkin I no.lu hüküm fıkrasının bu kısmı da hatalı olduğundan; yine I.hüküm fıkrasında davacı müvekkili … lehine hüküm verilmiş olsa dahi talep ve tahkime konu sözleşme içeriğinin dışına çıkılarak sınırlı bir ifa biçimi tanılanmış olduğundan tahkim konusu dışında bir karar verilmiş olduğu gözetilerek, ilgili fıkraların iptaline yahut mahkeme farklı bir kanaatte ise kararın bütün olarak iptaline, yargılama giderlerinin davalı … üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, öncelikle görevsizlik itirazlarının olduğunu, iptali istenen hakem kararının tarafların tacir olması ve karara konu hisse satımının ticari iş sayılmasından dolayı davanın Ticaret Mahkemelerinin görev alanına giren davalardan olduğunu, bu hususun Türk Ticaret Kanunun 5.maddesinde de tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki davalarda asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunun açıkça belirtildiğini, bu yorumla asliye hukuk mahkemesinin görev alanına giren ancak ticari nitelikte uyuşmazlıklara ilişkin çözümün asliye ticaret mahkemelerince yerine getirilmesi gerektiğini belirterek, açıkça kanunla düzenlendiği üzere ticari işlere ilişkin hakem kararı iptali davasının heyetçe ticaret mahkemeleri tarafından görülmesi gerektiğinden kamu düzenine ilişkin olan bu husus sebebiyle görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
3-Birleşen, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/689 Esas dosyasında davacı tarafından verilen dava dilekçesinden özetle; müvekkil şirket ile davalılar arasında 20/09/2012 tarihinde … Ticaret A.Ş Sermaye Payları Alım -SAtım Sözleşmesi imzalandığını, imzalanan sözleşmeye göre davacı … Ticaret A.Ş’nin tüm paylarını davalılardan satın aldığını, ancak devirden sonra davacı şirketin ayrıntılı incelenmesi, denetim ve uzman raporları devralınan Sofiteks eski ortaklarının, davalıların şirket hakkında gerçeğe uygun beyan ve garantiler vermediğini ortaya koyduğunu, bu sebeple davacı şirketin sözleşmeyi birçok defa ihlal eden davalılar aleyhine zararların tazmini için hukuki yollara başvurmaları zorunluluğu hasıl olduğunu, alıcı ve satıcı sözleşmenin 19.ve 20.maddeleri ile uyuşmazlığın çözümü için tahkim şartı koyduklarından, davacı şirketin zararlarının tazmini için tahkime bavşurduğunu, sözleşmenin 19.maddesi uygulanacak olan hukuk maddesi açık olarak sözleşmeden çıkan uyuşmazlıklarda Türk Hukukunun ve Türk Kanunlarının uygulanacağının ifade edildiğ, aynı sözleşmenin 20.maddesi gereği sözleşme kapsamında çıkacak tüm uyuşmazlıkların Uluslararası Ticaret Odası Uluslararası Tahkim Mahkemesi (ICC) nezdinde çözüleceğini, maddenin devamında tahkim yeri olarak İstanbul, tahkim dili olarak da İngilizce kullanalacağının belirtildiğini, davacı şirketin sözleşmede bulunan tahkim şartı sebebiyle 21 Ocak 2014 tarihinde Uluslararası Tahkim Mahkemesi (ICC)’ne sözleşmeye aykırılık sebebiyle tazminat talebinde bulunduğunu, nitekim hakim kurulu 4 Şubat 2016 tarihinde verdiği nihai karar ile 1 numaralı davalı …’dan 257.960,52 TL, 2 numaralı davalı … ‘dan 269,27 TL, 3 numaralı davalı … Ticaret Ltd Şirketinden 11.013,14 TL alınıp davacı … ‘e ödenmesine nihai olarak karar verildiğini, bu tahkim kararının taraflara 5 Şubat 2016 tarihinde tebliğ olmasına rağmen davalıların müvekkil şirkete olan borçlarını ödemediğini, bu sebeple iş bu davayı açma gerekliliğinin haiz olduğunu, bunun yanında tahkim kararının kesinleşmiş olması, davalıların kaçma ihtimali bulunması buna ek olarak tenfiz edilme sürelerinin uzunluğu göz önünende bulundurulduğunda, borca konu miktar için ihtiyati haciz kararı verilmesini belirterek, kesin hüküm haline gelen Uluslararası Tahkim Mahkemesi (ICC) tarafından verilmiş olan 04/02/2016 tarih ve 20037/AGF/ZF sayılı kararının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
4-Birleşen, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/689 Esas dosyasında davalılar vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinden özetle; açılan iş bu davada dava şartı eksikliği bulunduğunu, davaya konu hakem kararının 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununa tabi bir yargılama olduğu tartışmasız olup, zira davacının sunmuş olduğu sözleşmenin tercümesine göre de iş bu davaya konu tahkim yargılamasında tahkim yerinin Türkiye İstanbul olup, taraflardan birinin -davacının – yerleşim yerinin yurt dışında olduğunu, hakem kararlarının icra edilmesi ile ilgili 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu bir tenfiz davası açılmasını değil 15.maddesinin B fıkrasında belirtildiği üzere bir icra edilebilirlik belgesinin talep edilmesini öngördüğünü, iş bu davaya ilişkin bir diğer dava şartı eksikliğinin ise iş bu davaya konu edilen ve taraflarına 08/02/2016 tarihinde tebliğ edilmiş olan hakem kararının iptali için hali hazırda … 8.Asliye Hukuk Mahkemesinde … Esas sayılı dosya nunamarası ile derdest bir iptal davasının devam etekte olduğunu, bu hususun 6100 sayılı HMK’nun 114/1.1 bendi uyarınca derdestlik nedeni ile gerekse 114/2 fakrasının yollaması ile 4686 sayılı Kanunun 15.maddesinin B bendinde bahsedildiği gibi icra edilebilirlik belgesinin verilebilmesi için iptal davasının açılmamış ve ya da reddedilmiş olması şartı veyahut uygulanacağı kabul edilse dahi 5718 s.MÖHUK’nun 60.maddesi uyarınca kesinleşmiş ve icra kabiliyeti kazanmış bir hakem kararı şartının ihlali anlamına gelmekte olduğunu, … 8.Asliye Hukuk Mahkemesinde mezkur hakem kararınının henüz kesinleşmediğini ve icra edilebilir bir nitelik kazanmadığını, ayrıca 4686 sayılı Kanununun 15.maddesinin kendi kapsamındaki hakem kararları için tenfiz davası açmaya değil icra edilebilirlik kararı alması gerektiğini, bu nedenle 4686 sayılı Kanun kapsamındaki bir hakem kararı için 5718 sayılı Kanuna göre açılan iş bu tenfiz davasının hatalı açıldığından reddi gerektiğini, iş bu davaya konu hakem kararınının istinad ettiği tahkim sözleşmesinde tahkim yeri olarak İstanbul belirlenmiş olup, yargılama esnasında davalı müvekkillerin (Eranko şirketi de dahil) yerleşim adreslerinin … olduğunu, bu nedenle yetkili mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemesinin olması gerektiğini, davacının iddia ettiği gibi mezkur hakem kararı için 5718 sayılı MÖHUK uygulanacak olsa dahi 5718 sayılı MÖHUK’nun md. 60/2 fıkrası uyarınca tarafların kararlaştırdıkları tahkim yeri mahkemesi olan İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olması gerektiğini, öde yandan söz konusu hakem kararına asıl uygulanması gereken 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununun 3.Maddesi uyarınca taraflarınca açılan iptal davasında davalı (iş bu dava davacısı) … adlı şirketin Türkiye’de yerleşim yeri bulunmadığından davanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinde ikame edildiğini, söz konusu dava ile ilgili olan iş bu dava için de yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinin olduğunu belirterek, davanın dava şartı eksikliği nedeniyle reddine, yetki ilk itirazları uyarınca yetkili İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmek üzere mahkememizin yetkisizliğine karar verilmesini talep etmiştir.
5-Asıl davanın İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesininin 2016/104 Esas sayılı, 2017/178 Karar sayılı 04/05/2017 tarihli görevsizlik kararı ile Mahkememize tevzi edilmiştir.
6-Birleşen Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/848 Esas, 2016/1256 Karar sayılı dosyasının görevsizlik kararı ile Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu yönünde karar verdiği, kararın davacı tarafın istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2017/162 Esas, 2017/206 Karar Saylı ilamı ile Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2016 tarih 2016/848 Esas 2016/1256 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILARAK, dosyanın HMK 353/1-a3 maddesi uyarınca Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği, dosyanın 2017/689 Esasına kaydedilerek 2017/1181 Sayılı 01/11/2017 tarihli kararı ile Mahkememiz dosyasına birleştirilmesine karar verilmiştir.
7-Taraf vekillerince davaya ilişkin tüm delilleri belgeleriyle birlikte dosyaya sunulmuştur.
8-Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; asıl davacının davacıları 20 Eylül 2012 tarihinde … Tic. A.Ş hisselerini davalıya sattıklarını, hisse senedinin satışına yönelik sözleşmenin ihlalinden kaynaklı olarak ICC nezdinde tahkime müracaat etmiş, tahkim sonucu 4 Şubat 2016 tarihinde karar verildiği, kararın arsinal metni ve onaylı tercümesinin dosyada olduğu, anlaşılmaktadır.
Asıl davanın davacısı, tahkim kararının emredici hukuk kaidelerine özellikle TBH’ya aykırı karar verildiğini, tazminatın yanlış hesaplandığını ve bu suretle tahkim kararının iptalini talep etmişken, Mahkememiz birleşen dosyasıyla talepte bulunan davacı ise ICC (Uluslararası Tahkim Mahkemesi’nin) … nolu 04/02/2016 tarihli kararının tenfizini talep etmiştir.
Bahis konusu ICC kararı incelendiğinde taraflar arasında tahkim şartının olduğu ve verilen kararın emredici hukuk kaidelerine, kanun düzenine aykırı bir durumun olmadığı, kararın kesin nitelikte olup tenfiz şartlarınında olduğu anlaşılmakla asıl davanın Reddine, Birleşen Bursa 2 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/689 Esas sayılı davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın REDDİNE,
2-Birleşen Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/689 Esas sayılı davanın kabulüyle Uluslararası Tahkim Mahkemesi’nin (… nolu 04/02/2016 tarihli kararının tenfizine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 35,90 TL maktu karar harcından peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına
Birleşen Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/689 Esas sayılı davası yönünden;
1-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 35,90 TL maktu karar harcından peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 361,20 TL’nin ( 29,20 TL BVH, 4,30 TL VH, 29,20 TL Peşin Harç, 298,50 TL tebliğler, ) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yargı yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/05/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …