Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/863 E. 2023/433 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/215
KARAR NO:2023/408

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:19/03/2021
KARAR TARİHİ:01/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın borçlu, davalı …’nin alacaklı olarak göründüğü …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı kambiyo senedine dayalı takipte takip dayanağı olan 31/07/2009 düzenleme tarihli 29/07/2016 vade tarihli 150.000,00 USD bedelli bono üzerindeki düzenleyen imzasının müvekkiline ait olmadığını, müvekkili ile davalının önceki tarihlerde dava dışı … …. Ltd. Şti adlı şirketin ortaklığını yaptıkları, ayrıca … … Ltd. Şti adlı şirkette de ortaklık ilişkisi içinde bulunduklarını, tarafların ortaklık ilişkisini 19/08/2009 tarihli mutabakat karar tutanağı ile sona erdirdiklerini, tarafların 26/08/2009 tarihli ek mutabakat karar tutanağı üzerinde mutabık kaldıklarını ve 24/02/2010 tarihli borç tasfiye çizelgesi hazırladıklarını, buna göre müvekkilinin borçlu olmak yerine davalıdan alacaklı olduğunu, bononun düzenleme tarihinin 31/07/2009 tarihi olup tarafların ortaklıklarını sona erdirerek birbirlerini ibra ettikleri mutabakat karar tutanağının tanzim tarihinin ise 19/08/2009 tarihi olduğunu, tarafların bononun düzenleme tarihinden sonra bir araya gelerek birbirlerini ibra ettiklerini, bu nedenle dava konusu bono bakımından davalıya borçlu olmadığını, taraflar arasındaki tasfiye sonrası çıkan uyuşmazlık nedeniyle müvekkili tarafından davalı aleyhine açılan …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … sayılı dosyasında davanın kabulüne karar verildiğini, söz konusu sözleşmelerden ve davadan önceki bir tarihte düzenlenen bono bakımından davalının müvekkilinden alacaklı olmadığının kabulünün gerektiğini, bu nedenle takibe konu bono bakımından müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkiye itiraz ettiklerini, müvekkilinin davacıdan olan alacağının iddia edildiği gibi ticari bir ilişkiden kaynaklı olmadığını, ticari ortaklıktan ayrı olarak şahsi güvenden dolayı verilen kişisel borçtan kaynaklı olduğunu, mahkemenin görevli olmadığını, protokolde senetten bahsedilmediğini, borçlu tarafından …. İcra Hukuk Mahkemesi’nde imzaya itiraz edilmiş olup imzanın kendisine ait olduğu tespit edildiğinden davasının reddedildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava kambiyo senedinden kaynaklı takibe konu bonoda imza sahteliği dolayısıyla borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davalı tarafça görev itirazında bulunulmuş ise de; kambiyo senedinden kaynaklı dava mahkememiz görevli olduğundan ve davalı tarafça usulüne uygun bir yetki itirazında bulunulmamış olup, kaldı ki İİK 72.maddesi gereği mahkememiz yetkili olduğundan görev ve yetki itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Davaya konu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası uyap üzerinden celp edilmiştir. Dosyanın incelenmesinde alacaklının …, borçlunun … olduğu, 31/07/2009 düzenleme tarihli 29/07/2016 vade tarihli 150.000,00 USD bedelli bono yönünden kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, davacı … tarafından takibe yapılan imza itirazı üzerine …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … sayılı dosyasında davacının imza itirazının reddine karar verildiği, yine celp edilen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dosyasında davacı … tarafından açılan alacak davasının kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür. Taraflarca bahsedilen 19/08/2009 tarihli mutabakat karar tutanağı, 26/08/2009 tarihli ek mutabakat karar tutanağı ve 24/02/2010 tarihli belge dosya içerisine alınmıştır. Davacı tarafça icra takibine konu bonodaki imza inkar edilmiş olmakla senet aslı celp edilerek dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, belge inceleme uzmanı bilirkişi tarafından sunulan 07/05/2023 tarihli raporda alacaklısı …, borçlusu … olan 31/07/2009 düzenleme 29/07/2016 ödeme tarihli 150.000,00 USD bedelli senetteki imzaların …’ın el ürünü olduğu bildirilmiştir.Dava konusu bono üzerindeki imzanın davacının el ürünü olduğu mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu ile tespit edilmiş, bilirkişi raporunun mukayese belgeler açısından teknik açıdan yeterli incelemeyi içerdiği ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu görülmüştür.
Kambiyo senedindeki imzanın davacı borçluya ait olduğu yönündeki ispat yükü, senedi elinde bulundurup icra takibine girişen ve senette yer alan imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden davalı alacaklıya düşmektedir. (HGK’nun 24.06.2020 tarih, 2017/19-829 Esas, 2020/471 Karar)
İmzanın sahteliği dolayısıyla borçlu olunmadığının tespiti talebi ile açılan menfi tespit davasında HMK 211.maddesi kapsamında gerekli inceleme yapılarak bilirkişi raporu alınmış ve aldırılan raporda imzanın davacı el ürünü olduğu tespit edilmiş olduğundan davacı davasında haksız bulunmuştur. Davacı aynı zamanda senedin ticari ilişki kapsamında bedelsiz olduğu savunmasında bulunmuş ise de bu iddiasını HMK 200. maddesi gereği yazılı delille ispatlayamamış, bedelsiz senedin takibe konması suç oluşturduğundan HMK 226/1-c maddesi gereği davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılmamıştır.
Mahkememizce İİK 72 maddesi gereğince verilmiş tedbir kararı uygulanmadığından, İİK 72/4.maddeye göre davalı lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilerek davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE;
2-Tedbir kararı uygulanmadığından İİK 72/4.maddeye göre davalı lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 179,90 TL maktu red karar harcından peşin alınan 17.722,90 TL harcın mahsubu ile artan 17.543,00 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 137.784,00TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
7-Her ne kadar dava zorunlu arabuluculuğa tabi değil ise de; davacı tarafça arabuluculuğa başvurulduğu ve 1.320,00 TL arabuluculuk ücreti ödendiği anlaşıldığından, 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair, Taraf vekillerinin yüzüne karşı ( davacı vekiline e-duruşma ile),6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/06/2023

Başkan …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Katip …
*e-imzalıdır