Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/850 E. 2018/244 K. 20.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/850 Esas
KARAR NO : 2018/244 Karar
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 29/09/2017
KARAR TARİHİ : 20/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle;Müvekkil şirketin davalı tarafın talep ettiği mekana 06/12/2012 tarihinde imzalanmış olan alarm sistemi abonelik hizmeti sözleşmesine istinaden elektrik güvenlik sistemi kurulduğunu, elektrik güvenlik sisteminin çalışır bir şekilde kullanılmak üzere davalıya sistemin çalışır vaziyette teslim ettiğini, davalı tarafın bir kısım ödemeler yaptığını dah asonra takibe konu faturalardan itibaren ödemeleri durdurunca müvekkili şirketin sözleşmenin 8.1 maddesi gereğince sözleşmeyi feshettiğini, gerekli ihtarları noterlik aracılığıyla yaptığını, müvekkil şirketin taleplerine rağmen davalı tarafından ödeme yapılmadığını, bu sebeple müvekkilinin alacağın tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin davalı tarafa tebliğ edildiğini, davalı tarafca itiraz yapılmış ve itiraz neticesinde asıl alacağa konu olan faturalardan 472,65-TL’e karşı gelen faturanın sehven düzenlendiğinin anlaşıldığını, borçlunun yapmış olduğu itirazın sadece 472,6-5TL’lik kısmı müvekkilince kabul edildiğini, sonrasında haksız itiraz üzerine takibin durduğunu, davalının uzun süreden beri ödeme yapmadığı ve borcu ödediğine ilişkin belge sunmaması sebebiyle 472,65 TL’lik sehven düzenlenen faturaya yapılan itirazın kabulü ile kalan kısma yapılan haksız itirazın iptali için davayı açma hususunun hasıl olduğunu beyan ederek davalı tarafın icra takibine konu müvekkili şirketce kabul edilen 472,65TL’lik itirazın kabulü ile kalan kısma yapılan itirazın iptalini, icra takibinin devamını, %40 oranında inkar tazminatı ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle … Şti’nin yaptığı sözleşmenin … Şti’nin temsil ve ilzam edecek kişi veya kişilerce yapılması gerektiğini, bu sebeple davacı tarafın sözleşmeye dayanabilmesi için 06/12/2012 tarihinde şirket temsilcisinin imazsının taşıması gerektiğini, söz konusu sözleşme fotokopisi üzerinde müvekkilinin adının okunmadığını, imzasının görünmediğini, imza ikarında bulunduklarını, sözleşmenin geçerlilik kazanabilmesi için her iki imzanında doğru kişiler tarafından atılmış olması gerektiğini, davacı tarafın hizmet verdiğini ileri sürdüğünden sebeple tüketici hukukuyla ilgili olmakla yetkili ve görevli Mahkemelerin İstanbul Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 06/03/2108 tarihli dilekçesi ile mahkeme hakiminin davadan çekilmesini, ön inceleme duruşmasında kurulan ara kararlardan rücu edilmesini, mahkemenin görevine ilişkin yapmış oldukları itirazın reddine ilişkin gerekçenin açıklanmasını talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Bir Bütün Olarak Değerlendirildiğinde:
Davalı vekilinin 06/03/2108 tarihli dilekçesi incelendiğinde çekilmeye davet talebinde ileri sürülen hususların yargılamanın esasına ilişkin olduğu ve yargılama sırasında değerlendirilebileceği, HMK’nın 34. Maddesinde belirtilen “Yasaklılık Sebepleri” ve 36. Maddesinde belirtilen “Ret Sebepleri” değerlendirildiğinde çekilmeye davet talebinde ileri sürülen hususların (HMK 38/(8): Hâkimi çekilmeye davet, hâkimin reddi hükmündedir.) anılan maddelerde belirtilen kapsama girmediği anlaşılmakla HMK’nın 41.maddesinin (1)-b, (2) ve (3) maddeleri gereğince ret talebinin geri çevrilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğuna ilişkin yapmış olduğu itirazın ve bu itirazının reddedilmesi ve gerekçesinin belirtilmediği yönündeki itirazı hususunda mahkememizce yapılan incelemede;
Dava dosyasının içinde bulunan ve davacı tarafın yapıldığını iddia ettiği, davalı tarafın ise yapılmadığı iddiasında bulunduğu alarm sistemi ve abonelik sözleşmesi ve yine dosya içerisinde bulunan sistem teslim formu incelendiğinde; dava konusu alarm sisteminin davacının Avukatlık Bürosu olarak kullandığı ofisine takıldığının belirtildiği, Teslim formunda “Başaran Hukuk Bürosu” ibaresinin belirtildiği, avukatlık bürosunun mesleki amaçlı olarak kullanılan iş yeri olduğu, 6502 Sayılı Yasa’ya göre ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişinin tüketici sayıldığı, davacının avukatlık bürosuna takıldığı iddia edilen sistem bakımından yapılan işlemin tüketici işlemi olmadığı ve davacının da tüketici sıfatına sahip olmadığı (Emsal Yargıtay İlamı: Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı 2015/8116 Esas, 2016/4849 Karar), ayrıca avukatlık mesleğini ifa eden davacının tacir de olmadığı, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 44/A maddesi uyarınca, aynı baroya kayıtlı birden çok avukatın mesleki çalışmalarını bir arada yürüttüğü avukatlık bürosunun ticari işletme olmadığı (Emsal Yargıtay İlamı: Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı 2015/17442 Esas, 2016/12507 Karar), görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu ve mahkemece resen gözetilmesi gerektiği, yapılan açıklamalar gereğince taraflar arasındaki uyuşmazlığın tüketici işleminden ve ticari işten kaynaklanmadığı, davanın mutlak ticari dava da olmadığı anlaşılmakla davanın genel mahkeme olan Asliye Hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-HMK’nın 41.maddesinin (1)-b, (2) ve (3) maddeleri gereğince ret sebebi ve bu sebebe ilişkin inandırıcı delil veya emare gösterilmediğinden davalı tarafın RET TALEBİNİN (ÇEKİLMEYE DAVET) GERİ ÇEVRİLMESİNE,
HMK’nın 41/(3) maddesi gereğince ret talebinin geri çevrilmesine ilişkin karar bakımından hükümle birlikte istinaf yasa yoluna başvurulabileceğine,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
4-HMK’nın 20. maddesi uyarınca kararın kesileşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın yetkili ve görevli istanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, belirtilen süre içerisinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
5-Yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından karara bağlanmasına,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip …
Hakim …