Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/822 E. 2018/1085 K. 24.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/822
KARAR NO : 2018/1085
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 03/08/2009
KARAR TARİHİ: 24/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davacı vekili, dava dilekçesi ile özetle, müvekkili ile davalı arasında 04/12/2003 tarihli sözleşme imzalandığını, müvekkilince davalı yanın tesisinde kullanılmak üzere dökme LPG teslim edildiğini, davalının 24.298,70-TL lik ödeme yapmaması üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün, … sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve kötü niyetli davalının % 40 ‘dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini istemiştir.
2-Davalı vekili cevap dilekçesiyle özetle; davaya konu olan 14/12/2007 tarihli 14.460,00-TL ve 11/01/2008 tarihli 15.729,00-TL bedelli faturaların ödendiğini belirterek davanın reddini ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini savunmuştur.
3-Dava İ.İ.K.nun 67.maddesine dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir İstanbul … İcra Müdürlüğünün, … sayılı dosyasında davacı tarafın 24.298,70- TL alacağına takip tarihinden itibaren işleyecek % 9 faizi ile birlikte ödetilmesi istemi ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalı tarafın yasal süresi içinde itirazı sonucu icra takibinin İ.İ.K.nun 66.maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İ.İ.K.nun 67.maddesinde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
4-Tarafların gösterdiği deliller toplanmış, iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile taraflar arasındaki sözleşme çerçevesinde kesin delil kabul edilen davacı yanın defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesine karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 10/07/2012 tarihli raporda davacının alacağının 24.298,70-TL olduğu belirlenmiştir.
5-Davacı alacağının 17.881,09-TL sinin vade farkı faturalarından oluştuğu anlaşılmış ise de taraflar arasındaki sözleşmenin 5.maddesinde vade farkı uygulanacağının belirlendiği saptanmış, vade farkı faturalarının ve davalının 14/12/2007 tarihli 14.460,00-TL bedelli ve 11/01/2008 tarihli 15.729,00-TL bedelli faturaların ödendiği savunulduğundan ve davalı tarafından bu konuda belge ibraz edilmediğinden, davalı yanın defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesine karar verilmiş ise de davalı talimat mahkemesince yapılacak bilirkişi incelemesinde defter ibrazından kaçınmıştır…. A.Ş’nin cevap yazısında vade farkı faturalarının davalıya gönderildiği anlaşılmıştır.
6-Mahkememizce davanın kabulüne dair verilen 16/04/2013 karar davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Esas, … Karar sayılı, 17.12.2013 tarihli ilamıyla ” Taraflar arasındaki uyuşmazlık vade farkı faturasından kaynaklanmaktadır.İmzalanan sözleşmenin 5.maddesinde geç ödeme halinde vade farkı tahakkuk edeceği belirtilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tarafça kesilen faturaların ödeme ve tahsil tarihleri ile buna göre vade farkı oluşup oluşmadığı konusunda bir açıklık bulunmamaktadır. Mahkemece bu yön gözetilerek bilirkişiden Yargıtay denetimine elverişli ve gerekli açıklama içeren ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hükum kurulması bozmayı gerektirmiştir. ” şeklindeki gerekçeleri yle bozulmuştur.
7-Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
8-Mahkememizce 27.05.2014 tarihli karar ile müracata bırakılan davanın taraflarca takip edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
9-Mahkememizce açılmamış sayılmasına dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar sayılı, 09.06.2017 tarihli ilamıyla ” Dairemiz bozma kararı vekalet ilişkisi sonlanan Av. …’a tebliğ edilip duruşmayı takip etmemesi üzerine davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de bozma sonrası süreli vekaleti sona eren avukat yerine davacı asile tebliğ yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp hükmün bozulması gerekmiştir. ” gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
10-Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş, bozma doğrultusunda rapor düzenlenmesi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda ; Yargıtay… Hukuk Dairesinin… Esas ve … Karar Sayılı bozma ilamı doğrultusunda yapılan hesaplamalara göre; Davacı …A.Ş. ile Davalı …Ş. (müşteri) arasında 04.12.2003 tarihinde “Dökme LPG Teslim Sözleşmesi” imzalandığı, Taraflar arasında 04.12.2003 imzalanan “Dökme LPG Teslim Sözleşmesinin 5.maddesi uyarınca; “LPG bedeli; LPG’nin teslimi tarihini takip eden 30 (Otuz) gün içinde …’a ödenecektir, işbu sözleşmeden doğacak tüm ödemelerin zamanında yayılmaması halinde 6183 sayılı amme alacaklarının tahsili usulü hakkında kanunun 51.maddesine göre uygulanmakta olan aylık gecikme zammı oranında temerrüt faizi uygulanacaktır. MÜŞTERİ’ye vade farkı çıkarılması halinde MÜŞTERİ’nin yapacağı ilk ödeme vade farkından mahsup edilecektir. …ödemelerin gecikmesi halinde MÜŞTERİ’ye yazılı bildirimde bulunarak LPG ikmalini durdurma hakkına sahiptir.” Hükmünün yer aldığı, Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 5. maddesinde yer alan hükme göre faturalara 30 gün ödeme süresi tanınmak sureti ile bulunan ödeme vadesi ve davalı tarafından yapılan ödemelerde çeklerin tarihleri esas alınmak sureti ile sözleşmenin 5.maddesinde yer alan 6183 sayılı “Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun”un 51.maddesi gereğince aylık %2,5 gecikme zammı oranı üzerinden yapılan hesaplamaya göre davacı tarafından davalı şirkete KDV dahil 21.610,52 TL. vade farkı faturası tanzim edilebileceği, ancak davacı tarafından bu tutardan daha az olmak üzere 17.881,09 TL. lık vade farkı faturası tanzim edilerek cari hesaplara kaydedildiği ve faturaların davalı şirkete gönderildiği, buna göre davalı tarafından kayıtlarına intikal ettirilmeyen ve tarafların cari hesaplan arasındaki farkı ve dava konusu alacağı oluşturan 17.881,09 TL. lık vade farkı faturalarının davalı tarafından kabul edilerek kayıtlarına intikal ettirilmesi gerektiği görüş ve kanaatine vardığını bildirmiştir.
11-Mahkememizce verilen 09/05/2018 tarihli ara kararı gereğince ek rapor düzenlenmek üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda; 02.03.2018 tarihli kök raporumda ve yukarıdaki bölümde yapılan incelemelere göre ; Davacı … A.Ş. ile Davalı … A. Ş. (Müşteri) arasında 04.12.2003 tarihinde “Dökme LPG Teslim Sözleşmesi” imzalandığı, bu sözleşmenin dava ile ilgili maddelerinde ; 5. Ödeme LPG bedeli; LPG’nin teslimi tarihini takip eden 30 (Otuz) gün içinde …’a ödenecektir. İşbu sözleşmeden doğacak tüm ödemelerin zamanında yapılmaması halinde 6183 sayılı amme alacaklarının tahsili usulü hakkında kanunun 51. maddesine göre uygulanmakta olan aylık gecikme zammı oranında temerrüt faizi uygulanacaktır. MÜŞTERİ’ye vade farkı çıkarılması halinde MÜŞTERİ’nin yapacağı ilk ödeme vade farkından mahsup edilecektir. …ödemelerin gecikmesi halinde MÜŞTERİ’ye yazılı bildirimde bulunarak LPG ikmalini durdurma hakkına sahiptir. Hükmünün yer aldığı, Dava dosyasında mevcut davacı şirket nezdindeki davalı şirket ile ilgili muavin hesaplarda yer alan hareketler ile davalı şirket nezdindeki davacı şirket ile ilgili muavin hesaplarda yer alan hareketlerin incelenmesinde takip tarihi itibari ile ; Davalının kayıtlarında davacı ile ilgili bakiyenin”0″ olduğu, diğer bir deyişle herhangi bir borç bakiyesinin olmadığı, Davacının kayıtlarında davacının davalıdan 24.298,70 TL. alacaklı olarak gözüktüğü, Buna göre tarafların cari hesaplan arasında 24.298,70 TL fark olduğu, bu farkın ; 6.417,62 TL.lık kısmının 2007 yılı açılış kayıtları arasındaki 6.417,62 TL.lık farktan oluştuğu, 2017 yılı açılış kaydının davacıda 60.872,96 TL davalıda 54.455,34 TL. Olarak farklı kaydedilmesinden kaynaklandığı, ancak dava dosyası içerisinde tarafların 2017 yılı öncesine ait ticari defter kayıtları ile ilgili herhangi bir belge, cari hesap ekstresi olmadığından tarafların cari hesapları arasındaki 2017 yılı açılış kaydından kaynaklanan 6.417,62 TL.lık farkla ilgili olarak herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılamadığı, 17.881,09 TL.lık farkın, davacı tarafından davalı adına tanzim edilmiş 7 adet toplam 17.881,09TL.lık vade farkı faturalarının davalıda kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 5. maddesi gereğince yapılan hesaplamalara göre; Davacı tarafından davalı şirkete taraflar arasında imzalanmış sözleşmenin 5. maddesi gereğince KDV dahil 21.610,52 TL vade farkı faturası tanzim edilebileceği, ancak davacı tarafından bu tutardan daha az olmak üzere 17.881,09 TL lık vade farkı faturası tanzim edilerek cari hesaplara kaydedildiği ve bu faturaların davalıya gönderildiği, davacı tarafından da icra takibinde 17.881,09 TL vade farkı tutarı + 6.417,62 TL 2007 yılı açılış kaydındaki bir önceki yıldan kalan alacaklarına ilişkin fark olmak üzere toplam 24.298,70 TL talep edildiği, ancak dava dosyası içerisinde tarafların 2017 yılı öncesine ait ticari defter kayıtları ile ilgili herhangi bir belge, cari hesap ekstresi olmadığından tarafların cari hesapları arasındaki 2017 yılı açılış kaydından kaynaklanan 6.417,62 TL.lık farkla ilgili olarak herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılamadığı, dava konusu alacağı oluşturan 17.881,09 TL lık vade farkı faturalarının davalı tarafından kabul edilerek kayıtlarına intikal ettirilmesi gerektiği, buna göre talebi ile bağlı olarak davacının davalıdan vade farkı olarak 17.881,09TL alacaklı olacağı görüş ve kanaatine vardığını bildirmiştir.
12-Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 04/12/2003 tarihli “Dökme LPG Teslim Sözleşmesi” imzalandığı, bu sözleşme ile davcı, davalının Dökme LPG ihtiyacını karşılayacağı, davalıda LPG’nin tesliminden itibaren 30 gün içinde bedeli ödeyeceği hususları sözleşme kapsamında olup tarafların kabulündedir.
Davacı, 04/12/2003 tarihli sözleşme kapsamında davacıya teslim ettiği LPG’den cari hesap ilişkisi kapsamında 24.298,70TL alacaklı olduğunu iddia etmektedir. Davacı iddia olunan alacağına karşılık icra takibi yapmış, davalının itirazı üzerine takip durmuş, davacıda itirazın iptalini talep etmiştir.
Davamızın konusunun icra takibine yapılan itirazın iptali davası olduğu açıktır.
Mahkememizce, bozma öncesi yapılan bilirkişi incelemesi sonucu tarafların defterleri de dikkate alınarak, davacının takip miktarınca davalıdan alacaklı olduğu kanaatine varılmış ve davanın kabulüne, itirazın iptaline karar verilmiştir.
Davalının temyizi üzerine, Yargıtay …HD … E ve… K sayılı 17/12/2013 tarihli kararıyla “Taraflar arasındaki uyuşmazlık vade farkı faturasından kaynaklanmaktadır. İmzalanan sözleşmenin 5.maddesinde geç ödeme halinde vade farkı tahakkuk edeceği belirtilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tarafça kesilen faturaların ödeme ve tahsil tarihleri ile buna göre vade farkı oluşup oluşmadığı konusunda bir açıklık bulunmamaktadır. Mahkemece bu yön gözetilerek bilirkişiden Yargıtay denetimine elverişli ve gerekli açıklama içeren ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken …” şeklinde Mahkememizin… E, …K sayılı ilamı bozulmuştur.
… HD’nin 17/12/2013 tarihli … E… K sayılı bozma ilamı sonrasına yapılan yargılamada, dava takipsiz bırakıldığından bahisle, HMK 150/3.madesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, davacının temyizi üzerine, Yargıtay … HD … E ve … K sayılı 09/06/ 2017 tarihli ilamıyla “Dairemiz bozma kararı vekalet ilişkisi sonlanan Av. …’a tebliğ edilip duruşmayı takip etmemesi üzerine davanın açılmamış sayılmasına karar verilmişse de bozma sonrası süreli vekaleti sona eren avukat yerine davacı asile tebliğ yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken…” Mahkememiz kararı bozulmuştur.
Mahkememizce Yargıtay 19 HD’nin 2013 ve 2017 tarihli bozma ilamına uyulmuş ve 2012 tarihli bozma ilamı kapsamında dosya rapor için bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi tarafların ticari defterleri, faturalar ve dosyalardaki belgeleri inceleyerek 02/03/2018 tarihli raporunu Mahkememize sunmuştur.
Tarafların ticari defterleri, dava konusu faturalar, taraflar arasındaki 04/12/2003 tarihli sözleşme ve 02/03/2018 tarihli bilirkişi raporu mahkememizce değerlendirildiğinde taraflar arasındaki 02/03/2018 tarihli “Dökme LPG Teslim Sözleşmesinin 5.maddesi LPG bedeli LPG’nin teslim tarihini takip eden 30 (otuz) gün içinde …’a ödenecektir. İş bu sözleşmeden doğacak tüm ödemelerin zamanında yapılmaması halinde 6183 sayılı amme alacaklarının tahsili usulü hakkında kanunun 51.maddesine göre uygulanmakta olan aylık gecikme zammı oranında temerrüt faizi uygulanacaktır. Müşteriye vade farkı çıkarılması halinde müşterinin yapacağı ilk ödeme vade farkından mahsup edilecektir. …, ödemelerin gecikmesi halinde müşteriye yazılı bildirimde bulunmak LPG ikmalini durdurma hakkına sahiptir” şeklindedir.
Sözleşmenin 5.maddesi olayımıza uygulandığında, davacı teslimden itibaren 30 günün geçmesiyle 6131 sayılı yasanın 51.maddesi uyarınca aylık %25 gecikme zammı faturası tanzim edilebileceğinden ve bu vade farkı 21.610,22TL’ye tekabül ettiğinden ancak davacı vade farkı alacağı olarak 17.881,09TL talep ettiğinden taleple bağlı kalınarak davacının vade farkı alacağının kabulüne, diğer talepleri subut bulmadığından reddine karar verilmiş, yine asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan takip tarihi itibarıyla Mahkememizce kabul edilen asıl alacağın %40 oranında davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın Kısmen kabul kısmen reddi ile;
1-Davalının istanbul … İcra müdürlüğünün… esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 17.881,09TL üzerinden devamına,
2-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan icra takibinin tarihi itibariyle asıl alacağın %40’ın tekabül eden 7.152,04TL’nin davalıdan alınrak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 1.221,46 TL harçtan peşin alınan 206,70 TL nin mahsubu ile eksik kalan 1.014,76 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 224,80 TL ( 15,60 TL BH, 206,70 TL PH, 2,50 TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 1.000,00-TL bilirkişi, 338,80-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.338,80-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 985,21 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi hükümleri gereğince red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.180,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Davalının yaptığı 50,00 TL nin red ve kabul oranına göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 13,21 TL nin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan avanstan bakiye kalan kısmın kararın kesinleşmesi sonrası davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
Başkan …