Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/818 E. 2018/1065 K. 18.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/818 Esas
KARAR NO : 2018/1065
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 14/02/2007
KARAR TARİHİ: 18/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin sözleşme ile üstlendiği işin …Projesi elektrik tesisatı uygulama işi olduğunu, sözleşme içeriğine uygun olarak yapıldığını ve yine sözleşmeye göre ara hakedişlerin düzenleneceğini, işverene sunulduğunu ve itiraz edilmeksizin kesinleştiğini, bu güne kadar yapılan iş bedeli toplamının 2.100.000 USD tutarında olduğunu, ancak tahakkuk eden bakiye istihkakların ödenmediğini, müvekkilinin hak ettiği alacakların hem ara hakediş raporlarının düzenlenerek ve hemde yapılan iş bedellerinin fatura keşide edildiğini, davalı yana teslim edildiği ve bunlara herhangi bir itirazın vaki olmadığını, hak edilen alacak kalemlerinin ise sözleşmeye göre müteahit kalemlerden ibaret olduğunu, bu kalemlerin cetvel halinde dilekçede sunulduğunu, 2005 Ekim ile 2006 Kasım ayı arasında 120.000 USDx1.400 olmak üzere 168.000 YTL toplam alacak miktarının 410.574,29 YTL olduğunu, sarf malzemeleri için 28/02/2005 tarihinde 3 nolu hakedişle 30.000 USD ödendiğini, o tarih itibariyle 30.000 x 1.329,70 karşılığı 39.891 YTL ödendiğini tenzil edildiğinde toplam ödenmeyen istihkak bedellerinin 371.683,29 YTL bakiye alacağı kaldığını, izah edilen bu alacak kalemlerinin sözleşme kapsamında doğduğunu ve ödenmeyen bakiye alacaklarından ibaret olduğunu beyanla; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere deliller toplanarak mevcut sözleşme kapsamında yapılan iş bedellerinden bakiye ödenmeyen istihkaklar için kesilen fatura ve düzenlenen ara hak edişlere itirazın vaki olmadığını ve keşide edilen faturaların davalı defterlerine işlenerek benimsendiğinden ötürü toplam alacak miktarı olan 371.683,29 YTL iş bedelinin faturaların teslim alındığı tarihten olmadığı taktirde 08/11/2006 tarihli ihtara verilen cevabı yazı tarihi olan 21/11/2006 temerrütten tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2-Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirket ile davalı arasında 03/01/2005 tarihli “İBS PM Bina Yönetimi ve Hizmetleri İstanbul Kanyon Projesi Taşeron Anasözleşmesi” ‘ne göre davacı taşeronun projenin elektrik tesisat uygulama yapılmasını üstlendiğini, sözleşme kapsamına giren işlerin kuvvetli akım tesisatı, orta gerilim dağıtım tesisatı, orta gerilim dağıtım panoları, alçak gerilim dağıtım tesisatı, alçak gerelim dağıtım panoları ve zayıf akım enstrumantasyon işleri olduğunu, sözleşmenin işin bedeli başlıklı 8.maddesinde sözleşmenin 2. Maddesinde tarif edilen işin bedelinin ekli keşif listesindeki miktarlar ve birim fiyatlar üzerinden KDV hariç 683.826,27 USD olduğunu, bu miktarın 546.261,01 USD’ sinin işçilik, 136.565,25 USD’ sinin de genel gider+kar olduğunu, sözleşmenin 2.maddesine göre ek-1 de bulunan ufak montaj malzemelerinin davacı taşeron tarafından temin edileceği, fiyatının 30.000 USD olduğu, bedelinin ilk üç hakedişte davacıya ödeneceği ve bu bedel dışındaki ufak montaj malzemeleri için başka bir ödeme yapılmayacağının açıklandığını, sözleşme birim fiyatlar başlıklı 6.maddesinde sözleşme bedelinden başka herhangi bir bedelin istenmesinin mümkün olmadığının hüküm altına alındığını, davacı dilekçesinde talep edilen alacak kalemlerinden işçilik ücreti çalıştırılan işçilerin sigorta primleri ve muhtasar beyanname ücretlerinin, işçiler için kiralanan misafirhane, mühendis otel konaklama ücretinin, sarf malzeme alım bedelinin, sağlık giderleri için ücretten kesinti adı altında tutarın fiyat farkının hiçbir dayanağının bulunmadığını, sözleşmenin fiyatı olmayan işler başlıklı 11.maddesinin uygulanabilmesi için keşif proje revizyonları dolayısıyla sözleşmede belirlenmeyen işlerin ortaya çıkmasının gerektiğini, dolayısıyla sözleşme kapsamına giren işler dolayısıyla davacı taşeronun hiçbir şekilde fiyat farkı talep edemeyeceğini, sözleşmenen hakediş tazmini ve ödemeler başlığı altında düzenlenen 10.maddesi gereğince dava şirketin ödeme yükümlülüğünün eksik şekilde yerine getirdiğini, Vergi Dairesi Başkanlığı İstiklal Vergi Dairesi bakımından gönderilen ve davacı şirkete olan borçların vergi dairesine ödenmesinin talep edilen yazılar doğrultusunda bir kısım hakediş tutarının vergi dairesine ödendiğini, davacının bu davalıdan herhangi bir alacağının bulunmadığını beyanla; davanın reddine , yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
3-Dava, davacı ile davalı arasında yapılan sözleşme kapsamında yapılan iş nedeniyle bakiye ödenmeyen bedelin tahsili istemine ilişkin alacak davasıdır.
4-Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, dava dışı … Şirketinin yapması gereken işlerin davacı tarafa bırakıldığı ve bu işlerin davacı tarafından yapıldığı iddiası ile ilgili davacı tanıklarının dinlenmesine karar verilmiş ve yönden 11/12/2007 ve 17/02/2009 tarihli celselerde davacı tanıkları dinlenmiştir.
5-Mahkememizce tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi suretiyle davacıya ihale edilen işin bedeli ve varsa bakiye alacak tutarının hesaplanması, ayrıca davacının diğer taşeron firmaya verilen işi yaptığı iddiası yönünden bu firmaya verilen işin bedeli ile hakedişlere göre bu işin ne kadarının davacı tarafından yapıldığının ve buna göre alacak tutarının hesaplanıp belirlenmesi için mahallinde keşfen inceleme yapılmasına ve taraf ticari defter ve kayıtları ile tüm hakedişler üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş bu yönden sunulan 15/09/2010 tarihli bilirkişi kurulu raporu mahkememizce denetlenmiştir.
6-15/09/2010 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; davacının, dava konusu işin yapımından sözleşmeden doğan hükümler çerçevesinde, davacının sağlık giderleri olarak yapılan kesinti miktarı olan 21.540,02 YTL’yi talep hakkı bulunduğu, davacının talep ettiği fiyat farkına dair 168.000,00 YTL bakımından işin sonraki seneye sarkması nedeniyle işçi asgari ücretlerinde personel ücretlerinde, … primlerinde, muhtasarlarda doğal olarak artışlar olduğu, resmi olarak meydana gelen bu artışların, taşeron aleyhine ekonomik zararlar oluşturduğu, ve yüklenici sebepsiz zenginleştirdiğinin düşünülebileceği, ancak taraflar arasındaki sözleşmenin 9.maddesinde “İşin yekununda artma olduğu taktirde taşeron ihaledeki şartlarla, artan işleri, sözleşme hükümleri dahilinde yapmaya mecburdur.Yüklenici, bu suretle işin gerek artmış ve gerek eksilmiş olmasından dolayı hiç bir ek talep ve iddiada bulunamaz” dendiğinde bu talebin isabetli bulunmadığı, eğer bu talep de isabetli bulunursa toplam alacağın 189.540,02 TL olacağı, davacının diğer taleplerinin sözleşme hükümlerine aykırı olması nedeniyle değerlendirilmediği belirtilmiştir.
7-Taraf vekillerinin bilirkişi raporuna itirazları üzerine, itirazların karşılanması, davacının davacı şirketin yarım bıraktığı işi tamamladığına ilişkin iddiası doğrultusunda yapılan işlerin değerlendirilerek ayrıca gösterilmesi ve davalı tarafın davacıya yaptığı ödeme tutarları sözleşmede belirtilen bedellerin üzerinde olduğundan, bu hususun tartışılıp değerlendirilerek buna göre hesap yapılması için bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bu yönden sunulan 17/04/2011 tarihli bilirkişi kurulu ek raporu mahkememizce denetlenmiştir.17/04/2011 tarih.i bilirkişi kurulu ek raporunda; sözleşme hükümlerine göre sarf malzemesi bir kereye mahsus olmak üzere 30.000 USD olarak verildiği, … Mühendisliğin üstlendiği işle birlikte toplam 60.000 USD sarf malzemesinin dışında ödeme yapılmasının sözleşme hükümlerine aykırı olduğu kanaatine varıldığı, taşeronun sözleşmeye göre alması gereken sarf malzemeleri bedelinin hakedişlerden tahsil ettiğini, sözleşmenin 9.maddesinde “İşin yekununda artma olduğu taktirde taşeron ihaledeki şartlarla, artan işleri, sözleşme hükümleri dahilinde yapmaya mecburdur.Yüklenici, bu suretle işin gerek artmış ve gerek eksilmiş olmasından dolayı hiç bir ek talep ve iddiada bulunamaz..” denildiği, ancak genelde işçilik ağırlıklı taşınmazın yılı içerisinde bitmemesinin, bir başka seneye sarkması nedeniyle ortaya çıkan, asgari ücret artışları, … primlerinde, muhtasarlarda oluşan yasal artışlardan dolayı, işçi çalıştıran taşeronun zarara uğrayacağının kaçınılmaz olduğu, kök raporda belirtildiği gibi taşeronu zarara uğratırken işverenin sebepsiz zenginleşmesine neden olacağı kanaatine varıldığı, 168.000,00 TL tutarındaki fiyat farkının ödenip ödenmeyeceğinin mahkemenin taktirine bırakıldığı, davacının sağlık gideri olarak 21.540 YTL’nin davacıya ödenmesi gerektiği, fiyat farkının verilmesine karar verilmesi halinde taşeron bakiye alacağının 189.540 YTL olacağının hesaplandığı belirtilmiştir.
8-Taraf vekillerinin ek bilirkişi kurulu raporuna itirazlarının değerlendirilmesi bakımından, davacı ile davalı arasında … Mühendisliğin üstlendiği ancak yapmadığı işle ilgili bir sözleşme bulunmadığından, bu işin yapıldğı tarihteki rayiç değerlerinin belirlenmesi ve ayrıca dava dilekçesi ve cevap dilekçesinin, davacı ile davalı şirket arasında yapılan sözleşmenin incelenmesi ayrıca itiraz dilekçelerinin incelenerek detayla cevap verilmesi için tarafların talepleri gözönüne alınarak yeni bir heyetten rapor alınmasına karar verilmiş, bu yönden sunulan 28/06/2012 tarihli bilirkişi kurulu raporu mahkememizce denetlenmiştir.
9-28/06/2012 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; davalı firmanın söz konusu elektrik tesisat montaj işini 2 eşit parçaya ayırarak biri davacı firma, diğeri de …Şti olmak üzere iki firmaya verdiği, ancak davacı firma ile beraber işin diğer yarısını yapmak üzere, davalı şirket ile aynı koşullarda anlaştığı ileri sürülen…Şti’nin aldığı bu işi yapmadan çekilmesi üzerine işin diğer yarısı da aynı sözleşme koşullarıyla davacı firmaya yaptırılmış olduğu (davacı iddiası) muhasebe kayıtlarının ve hakedişlerin toplamının da bunu teyit ettiği ve ayrıca tarafların bu miktarlar ve ödemelerde mutabık kaldıkları ( davalı tarafın davacıya 1.834.860 USD ödeme yaptığı ve davalının da davacı yandan 2.100.000 USD aldıkları konusundaki ihtarları olduğu için) davacı tarafından işin tümünün yapılarak sözleşme koşullarında sabit fiyatla hesaplanacak götürü (sabit) bedelle yapıldığı ve bedelinin de tahsil edildiği ve bundan tarafların mutabık kaldıkları, taraflar arasında yapılan sözleşmenin 8.maddesine göre sözleşmenin 2.maddesinde tarif edilen taahhüt konusu işin bedelinin ekli keşif listesinde verilen miktar ve sabit birim fiyatlar dikkate alınmak suretiyle KDV hariç 682.826,27 USD olarak belirlediği, ancak iş miktarında yapılan artışla yapılan toplam iş miktarının iki katına çıkarıldığı ve davacının da herhangi bir itirazı olmadan işleri tamamlayarak teslim ettiğinin anlaşıldığı, davalı tarafından sözleşmenin raporda belirtilen birim fiyatlar başlıklı 6.maddesinde “işin tutarının ilk keşif metrajları ve taşeron tarafından teklif edilen değişmez birim fiyatlar kullanılarak elde edilen tahmini bedel olduğu, miktarların azalıp çoğalması ve bu nedenle ihale bedelinin artıp eksilmesi nedeniyle taşeronun fiyat artımı gibi hiç bir istek ve hak iddiasında bulunamayacağını” göre hareket ederek (sözleşme gereği) vecibelerini yerine getirdiği, ancak davacı tarafın götürü bedelle yapmayı taahhüt ettiği bir iş için iş miktarının artmasını ileri sürerek sözleşme bedelinin üzerinde bir ödeme yapılmasının talep ettiğinin anlaşıldığı, sözleşme ve eklerinde bu konuyla ilgili herhangi bir hüküm olmadığından sözleşmede belirtilen götürü bedelin üzerinde bir ödeme yapılmasının mümkün olmayacağı ve bu talebin sözleşme ve eklerinde yer alan herhangi bir hükme de dayanmadığı, ayrıca fazladan ödemeye gerekçe olarak gösterilen, işçilerin sigorta primleri, muhtasar beyanname ücretleri, ödenen işçi ücretleri, mühendis çalışma ücretleri, ofiste çalışan işçi, sekreter vs., kiralanan misafirhane ücretleri işçiler için, mühendisler için iki mühendis için otel ücreti, sarf malzeme alımı, sağlık gideri için ücretten kesinti gibi sebeplerin, taraflarca kabul edilen sözleşmenin bu maddeleri kapsamadığı ve bu nedenle de taşeronun sözleşmede belirtilen bedeller dışında bir talepte bulunamayacağı, diğer yandan dava konusu bu harcamaların davacı şirket kayıtlarından teyit edilmediği, bu nedenle davalının davacıdan yukarıda sözü edilen harcamalardan dolayı herhangi bir alacak talebinde bulunmasının mevcut sözleşme kapsamında mümkün olmadığı belirtilmiştir.
10-Davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazı üzerine iddia ve savunmalar ile dosyamızda alınan raporlar bunlara dair itirazlar ile davacı vekilinin 25/07/2012 tarihli sunduğu itirazlarında belirtilen hususlarda cevaplandırılmak sureti ile davacı … Şti ile davalı … Şti arasındaki sözleşmeye göre üstlenilen işler,ayrı ayrı hakedişler başlığı altında tamamlanan işler ve yapılan ödemeler, dava dışı… Şti tarafından üstlenilen işler; … Şti tarafından , tamamlanan işler ve değeri, tamamlanmayan işler ve değeri, Dava dışı şirkete yapılan davalı ödemeleri ve bunların hangi mal-hizmet kalemlerinin karşılığı olduğu, dava dışı … Şti’nin bıraktığı işin davacı tarafından üstlenilmesinin, hangi sözleşme veya protokol ile taraflar arasında kararlaştırıldığı; dava dışı şirketin tamamladığı ve tamamlamadığı işlerin taraflar arasında teknik ve mali olarak nasıl belirlendiği, davacı tarafın aldığını belirttiği 2.100.000 USD bedelin mali defter banka havalesi tutarları ve tarihlerinin dökümü , her bir hakediş raporu teknik dökümü ve mali tutarı ile mukayesesi; davalı tarafın 24/05/2007 tarihli dilekçesinde belirttiği 1.834.860 USD ödemenin mali defter banka havaleleri tutarları ve tarihlerinin dökümü, her bir hakediş raporu içeriğinin ayrı ayrı gösterilmesi ile hakedişlerin teknik dökümü ve mali tutarı ile mukayese edilerek ilişkilendirilmesi , davalı tarafın 24/05/2007 tarihli dilekçesinde belirttiği “işin kapsamında meydana gelen artışlar sebebiyle davacının tüm hak edişleri sözleşmede belirlenen birim fiyatlar üzerinden toplam 1.834.860 TL olarak ödenmiştir “şeklindeki beyanına nazaran , ” işin kapsamında meydana gelen artış kalemleri ve parasal tutarlarının belirlenmesi bakımından bilirkişi kuruluna yeni bir bilirkişi eklenmek suretiyle bilirkişi kurulundan ek rapor alınması cihetine gidilmiş, bu yönden sunulan 28/05/2013 tarihli bilirkişi kurulu ek raporu mahkememizce denetlenmiştir.28/05/2013 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda; sözleşmede sabit birim fiyatı ve götürü ücret konusundaki hükümlerin sonradan yazılı olmayan şekilde anlaşarak değiştirildiği ve davacının ek işleri üstlendiği ve tüm işleri tamamladığının (mahiyeti itibariyle geçici kabul tutanağı olan) 25/12/2006 tarihli iş bitirme belgesinden anlaşıldığı, davacının davalıdan tahsil ettiği ( davacının kabulü ile sabit olan9 2.100.000 Amerikan Doları üzerinde bir bakiye ücret alacağı kalmış ise bunu prensip olarak talep edebileceği, ancak davacının davalıdan bakiye alacağının kalmadığının tespit edildiği, huzurdaki davada talep edilen kalemlerin mahiyetleri itibariyle bakiye ücret alacağı niteliğinde bulunmadığı, sözleşme hükümleri karşısında davacı taşeronun dava konusu taleplerine itibar edemeyeceği ve işbu giderleri masrafları bizzat davacının üstlenmesi gerektiği, davacı itirazlarının kök raporda herhangi bir değişiklik gerektirmediği kanaatine ulaşıldığı belirtilmiştir.
11-Dosyada toplanan tüm delillerin dosyaya alınan 18/10/2010 ve 06/07/2012 havale tarihli raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi, yanısıra alınan ek rapor öncesinde mahkememizce oluşturulan ara karardaki hususlar birebir değerlendirilmemiş olması nedeniyle, tüm alınan raporlara itirazlar tartışılarak çelişkilerin giderilmesi açısından yeni bir heyetten rapor alınmasına karar verilmiş, bu yönden sunulan 24/06/2014 havale tarihli bilirkişi kurulu raporu mahkememizce denetlenmiştir.
12-24/06/2014 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin eser sözleşmesi nitelendiğinde olduğu ve davacının alacağının götürü usulde belirlendiği tartışmasız olduğu, tanık beyanlarından davacının sadece davalı ile imzaladığı sözleşmedeki işleri değil, dava dışı …Şti’nin yarım bıraktığı işleri de tamamlandığı sonucuna ulaşıldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin ücrete ilişkin hükümleri dikkate alındığında, sözleşme ile götürü ücretin kararlaştırıldığı, ihale bedelinin artması veya eksilmesi halinde davacının fiyat artırımı talep edemeyeceğinin belirlendiğinin görüldüğü, dosya kapsamında 25/12/2006 tarihli, iş bitirme belgesi başlıklı bir belge yer aldığı, söz konusu belge üzerindeki ifadeler dikkate alındığında, tarafların sözleşme ile belirlenen götürü ücreti uygulamasının dışına çıktıklarının anlaşıldığı, bu durumda tarafların sözleşmenin uygulanması safhasında zımmi olarak götürü ücrete ilişkin anlaşmayı değiştirdikleri sonucuna ulaşılabileceği, davacının yaptığı ek imalatlar için ücret talep edebileceği sonucuna varmanın yerinde olacağı, taraflar arasındaki sözleşmenin 16.maddesinde işçi sigorta primlerinin ödeme yükümlülüğünün davacıya ait olduğu, davacının yükümlülükleri bila bedel yerine getirmeyi üstlendiği, bu gider kalemlerinin ek iş yapılmasından veya maliyet artışından dolayı davalıya yansıtılmasının yerinde görülmediği, davacı vekilinin bu ücretlerin davalı yetkilileri tarafından ödeneceğinin taahhüt edildiğini beyan etmekteyse de, bu iddiayı ispata yarayacak bir belgenin dosyada mevcut olmadığı, dosya kapsamında işin gecikme nedeninin ne olduğunu ispata yarayacak belgeler mevcut olmadığını, işin davalıdan kaynaklanan nedenlerle geciktiği kabul edilse bile, davacının bu durumun sonuçları konusunda davalıyı uyardığını gösteren bir belgeye dosyada rastlanmadığı, bu nedenle işin gecikmesinden dolayı davacının davalıdan ücret artışı talep edemeyeceği kanaatine varıldığı, davacı… Şirketi’nin dosyadaki belgelerden “18 adet hakediş Karşılığı” 1.666.000 USD tutarında imalat yaptığı, yani bir başka taşeron firma olan …’in de aynı miktar ve şartlardaki işlerini de yapmak üzere, işverenle anlaştığı fakat bu hususun sözleşmeye bağlanmadığının anlaşıldığı, tüm bu işler için davacı firmaya 1.834.860 USD ödendiği ve bunun firma tarafından teyit edildiği, ancak taşeron firmanın yaptığı işlerden doğan alacak miktarının 2.100.000 USD olarak tespit ettiği, davacının dava dilekçesinde talep ettiği kalemler toplamının 410.574,29 TL olduğu, bu alacağın 30.000 USD x 1.329,70= 39.891 TL’lik kısmının 28/02/2005 tarihli 3 nolu hakedişle ödendiği, dolayısıyla davacı firmanın 371.683,29 TL( 279.524 USD) alacağı olduğunu ifade ettiği, taraflar arasındaki anlaşmazlık konusunun teknik bir sorundan kaynaklanmadığı ve bu sorunun, ancak taraflar arasında yapılan sözleşmenin içeriği ile çözülebileceği, çünkü, dava konusu uyuşmazlığa konu yukarıda belirlilen sözleşme hükümlerinin, davacı şirketi bağladığı kadar davalı açısından da bağlayıcı olduğu, 168.000 TL’lik fiyat farkının davalıdan talep edilmesinin yerinde olmadığı sonucuna ulaşıldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 16 ve 5 inci maddeleriyle “… taşeron tarafından çalıştırılan personelin her türlü; konaklama, yeme-içme giderleri, … primleri, Muhtasar Beyannameleri v.s giderlerinin Taşeron (Davacı … A.Ş) ait olduğu,,.”, hüküm altına alındığı, dolayısıyla, Taşeron Firma’nın bu kapsama giren taleplerinin karşılanamayacağı, ayrıca, tüm personelin SSK primleri Ödenerek sigorta kapsamına alındıkları ve her türlü Sağlık Hizmetlerinin … tarafından karşılanması zorunluluğu varken , nasıl hesaplandığı anlaşılamayan sağlık gideri olarak yapılan 21.540 TL’nin davacıya ödenemeyeceği, hususu sözleşmenin hükümleri gereğince söylenebileceği, davacının talep ettiği sarf malzeme alım bedellerinin ise hakedişlerde gözüktüğü ve ödendiği, bunun dışında, dosya kapsamından faturalarda gözüken malzemelerin uyuşmazlık konusu işte kullanılıp kullanılmadığı anlaşılmadığından, bu gider kaleminin talebinin de mümkün olmadığı sonucuna varıldığı, taraflar arasında sözleşmede götürü ücret kararlaştırıldığı, ancak uygulama safhasında bu hükmün zımmi olarak değiştirildiği, davacının ispat etmek koşulu ile yaptığı ek imalatlardan dolayı alacak talep edebileceği, davacının fazladan ödeme için ileri sürülen gider artışlarını davalıdan talep etmesinin mümkün olmadığı belirtilmiştir.
13-6545 sayılı Kanunun 45.maddesine göre Ticaret Mahkemelerinin heyet mahkemesi olması nedeniyle mahkememiz heyetine devredilen mahkememiz dosyasında davacı yanın itirazlarının değerlendirilmesi bakımından ek rapor alınmasına karar verilmiş, bu yönden sunulan 13/10/2015 tarihli bilirkişi kurulu raporu mahkememizce denetlenmiştir. 13/10/2015 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda; kök rapordaki kanaatlerinde değişiklik olmadığı belirtilmiştir.
14-Taraf vekillerince dosyaya sunulan uzman görüşleri mahkemece değerlendirilmiştir.
15-Mahkememizin 25.11.2015 tarihli davanın reddine dair önceki hükmünü davacı tarafın temyizi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … Esas,… Karar sayılı, 15/06/2018 tarihli ilamı ile ” Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, hakedişlerinden sağlık gideri adı altında 21.540,00 TL’nin kesildiğini ileri sürmüş, davalı vekili de cevap dilekçesinde bu kesintiyi doğrulamıştır. Mahkemece alınan 1. bilirkişi raporunda bu kesintinin dayanağı bulunmadığı bildirildiği halde 2. ve 3. bilirkişi raporlarında bu konuda gerekçe gösterilmeden kesintinin yerinde olduğu açıklanmıştır. Sözleşmeye bağlılık ilkesi uyarınca taraflar sözleşme hükümlerine kanuna ve ahlaka aykırı olmamak koşuluyla uymak zorundadırlar. Sözleşmenin 23. maddesinin 3. fıkrasında, “Taşeronun personelinden iş başında veya iş yüzünden ölenlerin hak sahiplerine veya kazaya uğrayanlara yapılacak tedavi ve sair harcamalar, kendileri ile ailelerine verilecek tazminat tamamen taşerona aittir. Taşeron kendi kusurundan oluşan yangın ve kazalardan dolayı üçüncü şahıslara karşı da doğrudan doğruya sorumludur.” düzenlemesi karşısında kesintinin sözleşmenin bu hükmü ile ilgili olup olmadığı hususu irdelenerek ve kesintinin yasal dayanağını ispat külfenin davalı da olduğu gözetilerek davalıdan sorulup belgeleri de getirtilmek suretiyle gerektiğinde mali müşavir bilirkişiden kesintinin dayanağı konusunda rapor alınıp hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. ” gerekçeleriyle bozulmuştur.
16-Mahkememizce yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
17-Bozma ilamı doğrultusunda tarafların iddialarınında değerlendirilmesi konusunda ek rapor alınması için dosya muhasip bilirkişiye tevdi edilmiş, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda; Yargıtay kararı üzerine davalı tarafından sunulan toplam 18 adet hakediş dökümleri ve belgeler tarafımca incelenmiş olup, iş bu hakediş dökümlerinde sağlık gideri adı altında yapılmış olan herhangi bir hakediş kesintisine rastlanmadığı sonuç ve kanaatine vardığını bildirmiştir.
18-Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Yargılamanın konusu davacının eser sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili talebidir.
19-Mahkememizin … ve … Karar sayılı ilamında davanın reddine karar verilmiştir. Yargıtay … Hukuk Dairesinin … E. … Karar sayılı ilamıyla sağlık giderlerine ilişkin davacının talebi yönünden bozulmuş; Mahkememizce bu karara uyulduğundan, davacının sağlık giderleri dışında kalan, davacının talepleri bozma kapsamı dışında kalıp, kesinleştiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Bunun yanında, Bozma kapsamı doğrultusunda, taraflar arasındaki sözleşmenin 23. Maddesi, davalının 21.540,02 TL’lik kesintinin sağlık giderlerine ilişkin olduğuna ilişkin kabulüde dikkate alınarak dosya kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırıldığında, bilirkişi 07.09.2018 tarihli raporunda, 18 adet hakediş incelendiğinde, sağlık gideri altında herhangi bir kesintiye rastlanılmadığını beyan etmiş, ancak davalının, sağlık gideri kesintisi olduğuna dair kabulü ve bu sağlık giderinin sözleşmenin 23. Maddesindeki taşeronun sorumlu olduğu giderlere yönelik olarak dosyada herhangi bir belge olmadığı ve davalıda, kesinti yaptığı sağlık giderini hangi kalemlere kestiğini somut olarak ortaya koyamadığından Mahkememizce genel sağlık gideri olarak kabul edilmiş ve 23. Maddedeki taşeronun sorumlu olduğu giderler kapsamında değerlendirilmeyerek, davalının sağlık gideri altındaki haksız 21.540,02 TL kesintiyi davacıya tazmine yükümlü olduğuna kanaat getirilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Sağlık giderleri dışında kalan Mahkememizin önceki hükmü bozma kapsamı dışında kaldığından bu hususta yeniden karar tesisine yer olmadığına,
2-Davacının Sağlık giderlerine yönelik talebinin kabulü ile 21.540,02 TL’nin kesintinin hangi tarihte yapıldığına ilişkin dosyada belge olmadığından dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1.471,40 TL nispi karar harcının peşin alınan 5.017,80 TL harçtan mahsubu ile artan 3.546,40 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen kısım üzerinden hesap olunan 2.584,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 1.486,70 TL’nin ( 13,10 TL BVH, 2,20 TL VH, 1.471,40 TL Peşin Harç, ) harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan 740,70 TL tebligat posta gider, 8.300 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 9.040.70 TL yargılama giderinden kabul edilen miktar üzerinden hesap olunan 523,93 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince red edilen kısım üzerinden hesap olunan 26.958,60 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süresi içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …