Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/809 E. 2020/269 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/809
KARAR NO : 2020/269

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 01/07/2010
KARAR TARİHİ : 13/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalı arasında 26/10/2009 tarihinde Web Sitesi Tasarım&Uygulama Hizmet Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeye göre yüklenici davalının müvekkiline ait … isimli web sitesini oluşturan sayfaları hazırlamayı ve çalışır hale getirmeyi, müvekkili tarafından PDS dosyası olarak temin edilen tasarımların HTML ve CSS formatında siteye entegre etmeyi, sitede müvekkili tarafından güncellenecek bölümler için web tabanlı yönetim ara yüzü yapmayı üstlendiğini, ancak davalının sözleşmede öngörülen 12 haftalık süre içerisinde ve … web sitesi analizine uygun olarak tamamlamadığını, bu nedenle müvekkilinin davalıya … 23. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ederek sözleşmeyi feshettiğini, ayrıca sözleşme gereği %10 cezai tutarın 30 gün içerisinde ödenmesinin istendiğini, davalının ihtarnameye rağmen bugüne kadar herhangi bir ödeme yapmadığını, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası ile anılan internet sitesinin halihazırdaki mevcut durumunun tespit edildiğini, müvekkilinin sözleşmenin feshinden önce davalıya sözleşme konusu web tasarım hizmetinin bedeli olarak 10.980,80 TL ödediğini iddia ederek, davalıya ödenen 10.980,80 TL.’nin, 1.098,08 TL ceza tutarının, sözleşmede öngörülen %1 ek gecikme cezası olan 1.866,66 TL.’nin ve ayrıca … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … d.iş sayılı dosyasına yapılan 1.550,00 TL masraf olmak üzere toplam 15.495,54 TL.’nin, temerrüt tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işin gecikmesinin nedeninin teknik şartnamede belirtilen hususların davacı tarafından proje sürecinde sürekli olarak değiştirilmiş olmasından kaynaklandığını, taraflar arasında karşılıklı yapılmış toplantılar neticesinde 31/03/2010 tarihinden itibaren en fazla 9 hafta içerisinde tamamlanması hususunda ek sürede anlaşıldığını, ancak davacının 05/05/2010 tarihinde işin süresinde teslim edilmediği iddiası ile sözleşmeyi yasaya ve sözleşmeye aykırı olarak feshettiğini, davacı tarafından iadesi talep edilen ödemelerin karşılığında davacıya teslim edilen ve tamamlanan kısımların davacı tarafından kullanıldığını, davacı tarafından kullanılarak fayda sağlanan işlerine bedellerinin müvekkiline ödenmesi gerektiğini, bu nedenle müvekkili tarafından fesih tarihine kadar yapılan işlerin bedelinin sözleşme ve piyasa koşulları nazara alınarak tespiti ile talep edilen tutardan takas ve mahsubunu talep ederek, davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava; taraflar arasında düzenlenen web sitesi tasarım ve uygulama hizmet sözleşmesinin feshi nedeniyle ödenen bedelin ve sözleşmede öngörülen gecikme cezası ve yargılama masraflarının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce verilen 22/06/2015 tarih ve 2015/375 Esas 2015/458 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 19/06/2017 tarih ve 2016/1131 Esas 2017/2614 Karar sayılı bozma ilamında uyuşmazlıkla ilgili “11.02.2013 tarihli bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak yapılan işin iş sahibinin yararına olup olmadığını belirleyip bu miktara isabet eden varsa iş bedelinin mahsubu ile bakiye istirdadı gereken iş bedeli ile buna isabet eden cezai şart ve gecikme cezasının hüküm altına alınması, tespit giderinin de yargılama giderine dahil edip kabul ve red oranına göre paylaştırması gerekir” şeklinde belirtilerek bozma kararı verilmiştir.
Davacı, davalının sözleşmede belirtilen sürede işin tamamlanmaması nedeniyle sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini bu nedenle ödenen bedel ile birlikte sözleşmeye dayalı olarak gecikme tazminatı ve cezai şart talep etmekte; davalı ise, işin gecikmesinin davacı tarafından proje sürecinde teknik şartnamede belirtilen hususların davacı tarafından değiştirilmesinden kaynaklandığını, ek süre verildiğini, sözleşmenin feshinin haksız olduğunu savunmaktadır.
… 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyası celp edilerek incelendiğinde, davacının talebi üzerine davalı hakkında … internet sitesindeki sözleşme gereği taahhüt edilen hali hazırdaki durumun tespit edildiği, Mahkemece seçilen bilirkişilerin hazırladığı 28/06/2012 havale tarihli rapor ile 10/06/2010 – 17/06/2010 tarihleri arasında … ürün adresinin içeriğinin incelenmesi sonucu raporda listelenen şekilde talep edilen bir çok isteğin yerine getirilmediği, tamamlanmış görünen bazı özelliklerin düzgün çalışmadığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmede belirtilen beta düzeyine gelinmediği, sözleşmeye göre projenin 26/02/2010 tarihine kadar 12 hafta içerisinde tamamlanmış olması gerekirken halen projenin tüm safhalarla eksikliller bulunduğu, işlevsel hatalar da göz önüne alındığında tamamlanan kısmın projenin yarısına eşdeğer olduğu sonucuna varıldığı yolunda tespit yapıldığı anlaşılmıştır.
Dayanak 26/10/2009 tarihli Web Sitesi Tasarım&Uygulama Hizmet Sözleşmesi başlıklı ve taraflar arasında düzenlendiği anlaşılan sözleşmenin konusunun 2. maddede belirtildiği üzere … adlı web sitesini oluşturan sayfaların hazırlanması, çalışır hale getirilmesi ve müşteri tarafından PDS dosyası olarak temin edilen tasarımlarınHTML ve CSS formatında siteye entegre edilmesinin, sitede müşteri tarafından güncellenecek bölümler için web tabanlı yönetim arayüzü yapılmasını kapsadığı, süresinin imza tarihinden itibaren 12 hafta olarak belirlendiği ve yapım aşamasını takiben 5 aylık destek süresince de geçerli olduğu, 7. maddede fesih ve tazminat haklarının belirlendiği, 10. maddede cezai yaptırımlar ile ilgili taahhütlerin bulunduğu, ödeme planının sözleşmenin sonunda belirlendiği anlaşılmıştır.
Tarafların gösterdiği deliller toplanmış, sözleşme gereği çalışma yapıldığı dönemde taraflar ilgilileri arasında karşılıklı e-posta yoluyla iletişim olduğu bildirilerek dosya e-posta çıktılarının sunulduğu görülerek incelenmiş, dosya uyuşmazlık konusunda görüş bildirmeleri için uzman bilirkişilerden rapor alınmış, hazırlanan 03/05/2012 tarihli raporda, davacı şirketin site yöneticisi rolüyle elinde bulunan malı ve hizmeti kiralamak isteyenlere siteyi kullandırarak davacı şirket mal ve hizmetlerin kiralanması yolunda arz ve talebi oluşturmak ve bundan hizmet komisyonu almak gayesiyle oluşturmaya çalışılan bilgisayar programının çalışır durumda olmadığını, teknik şartnamede belirtilen hizmetlerden bir kısmnın yapılabildiğini, veri tabanına yazılması gereken kayıtların yazılabildiğini ancak site içi arama fonksiyonunun mevcut olmadığını, şifre ve doğrulama eşleşmesinin başarısız sinyal mesajı verdiğini, yine, kullanıcı profil göstergesinin ekranda mievcut olduğunu ancak doğru çalışmadığını, sistemde birçok kırık link bulunduğunu ve mesajların sorunlu olduğunu, kiralayanın bulunduğu yerin ekranda görünmediğini, veri tabanında da ayarlanmadığını, yine, yapılması gereken birçok işlemin eksik olduğunu, hali hazırdaki durum itibarıyla incelenen sistemin 26/02/2010 tarihinde betaya açılması gerekirken bu aşamadan uzak olduğunu, her ne kadar zamanında bitirilen projeler nadir olsa da karşılıklı anlayışla makul seviyedeki gecikmelerin doğal kabul edilebileceğini, dava konusu projede değişiklik ve ek geliştirme istemlerinin 05/05/2012 tarihli fesihe yol açacak yoğunlukta ve makul ölçülerden fazlma olduğu düşünülecek olsa bile tarafların bunu uygun yollarla ve karşılıklı imzalarla kayıt altına alması gerektiğini, bu sebeplerle eksikliğin kısa zamanda yerine getirilemeyeceğinden fesihin haklı olduğunu, davalının 06/06/2010 tarihinde temerrüte düşürüldüğünü, iş bedellerinin yaklaşık 10.000 TL olduğundan bu miktarın düşülerek fazla tahsilatın iade edilebileceği yolunda görüş belirtildiği anlaşılmıştır.
Taraf vekillerinin bilirkişi raporuna itirazı sebebiyle dosyada yeni heyet oluşturulması yoluyla ikinci kez bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, yapılan inceleme sonucunda ikinci heyetin 11/02/2013 havale tarihli raporu ile; değişik iş raporundaki ve ilk bilirkişi raporunda tespit edilen eksikliklere katıldıklarını, sözleşmede belirtilen tarihte uygun olarak teslim edilmeyen sözleşmenin fesih tarihi ile bildirilen 20/05/2010 tarihine kadar eksik olan hususların ikmalinin mümkün olmadığını, ödemelerde aksaklık olsa dahi bu hususun davalı tarafa sözleşmeyi durdurma yada edimini ifadan kaçınma hakkını kural olarak tanımadığı belirtilerek, sonuç olarak elektronik ileti yoluyla sözleşmenin revize edildiğini, 15 Mayıs tarihine kadar sanal pos entegrasyon kısmının 20 Mayıs tarihine kadarda gelişmiş arama ve Java scriptler’in teslim edilme aşamasının gerçekleştirilmesi gerekmesine rağmen davalının edimini yerine getirmemesi sebebiyle sözleşmenin feshinin haklı olduğunu, istenen ceza-i yaptırım konusunda ise fesih tarihinden itibaren 30 gün içinde ödeme yapılmadığı taktirde her gün için %1 gecikme cezasının istenebileceği, bu miktarın da toplam tutarın %20’sini geçemeyeceği yolunda görüş bildirdikleri anlaşılmıştır.
İkinci heyet raporunda özellikle teknik bilirkişinin fesih tarihindeki durumun tam olarak tespit edilemediğinden gelinen aşamaya göre uygulamaların yapılmamış olması ve dosyadaki belgelere göre değerlendirme yapıldığının belirtilmesi sebebiyle, davalı vekili ikinci heyet raporuna da itiraz ederek yeniden inceleme yapılmasını istemiş ise de, taraflar arasında çıkan uyuşmazlığın akabinde … 1. Asliye Ticaret Mahkemesine yapılan başvuru üzerine … D.İş sayılı dosyada bilgisayar ve yazılım konusunda uzmanbilirkişilerin katılımı ile tespitlerin yapılarak raporuna döküm edildiği, dosyada inceleme yapan bilirkişilerin buradaki teknik tespitler nazara alınarak değerlendirme yapmış olması ve ayrıca yeni inceleme yapılacak olsa dahi aradan geçen zaman sebebiyle davacı bilgisayarları ve bu programlar üzerinde yapılan değişiklikler sebebiyle hazırlanacak raporun diğer iki rapordan farklı bulgular içermeyeceği anlaşıldığından, davalı vekilinin yeniden inceleme talebi yerinde görülmemiştir.
Mahkememizce Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 19/06/2017 tarih ve 2016/1131 Esas 2017/2614 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma ilamında yer alan gerekçelerle bilirkişiden ek rapor alınmıştır.
19/02/2019 tarihli ek raporunda bilirkişi özetle; Yargıtay bozma ilamında İfade edilen hususun kök raporda zaten değerlendirilmiş olduğunu, ortada davacı yararına bir ürünün bulunmadığını yani bitmiş kesit itibariyle davacının değerlendirebileceği bir ürün bulunmadığından, ek raporda da kök rapordaki değerlendirmeleri doğrultusunda bir sonuca varmak gerektiğini, yazılımlar ile diğer ürünlerin teknik olarak bir tutulmasının, özellikle de eser sözleşmesi açısından uygulamada çok karşılaşılan yapı yapma şeklindeki durumlar ile buradaki durumun bir tutulmasının mümkün olmadığının açık olduğunu, bu açıdan salt bitme oranına bakılarak buna paralel şekilde doğrudan bir değerlendirme yapılması mümkün gözükmediğini, tarafların edimin bütünlüğüne verdikleri önem sözleşmede de açıkça ifade edildiğini, bununla beraber raporun mümkün olduğunca bütünlüklü olması açısından ve mahkememizin ek ve kök raporda ifade edilen yaklaşıma katılmaması ihtimaline binaen biten kısım itibariyle varsayımsal bir değerlendirme yapıldığında ise, yine kesin bir sonuç ifade etmenin mümkün olmadığının anlaşıldığını, dava dosyasındaki verilere göre söz konusu ürünün yüzde elli oranında bitmiş olduğu şeklinde bir sonuç ortaya çıktığını, bununla beraber bitirilen ve davacı yararına olduğu varsayılan kısma ilişkin olarak bir bedel belirlenecek ise, bitirilen kısmın tamamlanması için harcanması gereken ek emek ve çabanın da (bunun bedelinin de) dikkate alınmasının uygun olacağı; ancak bu tür eksik işlerin tamamlanmasında nihayetinde astarı yüzünden pahalı bir sonuç çıkmasının pek muhtemel olduğunu, bütün bu nedenlerle bütün unsurları dikkate alarak nihayetinde takdiri değerlendirme yapılması gerektiğini beyan etmiştir.
Dosya kapsamında alınan değişik iş dosyasındaki teknik değerlendirme ve son ek bilirkişi raporunda dosyamızda değerlendirme yapan bilirkişilerin değerlendirmesi ile, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede kararlaştırılan programın belirtilen sürede ve belirtilen şekilde gerçekleştirilmediği, dosya kapsamı ile sabit olup bitmiş kesit itibariyle davacının yararlanabileceği bir ürün bulunmadığı tepiti yapılmıştır. Ayrıca bitirilen ve davacı yararına olduğu varsayılan kısma ilişkin olarak bir bedel belirlenecek ise, bitirilen kısmın tamamlanması için harcanması gereken ek emek ve çabanın da (bunun bedelinin de) dikkate alınması gerektiği ve bunun sonucunda eserin tamamlanması için daha fazla masraf gerektirdiği,dosyaya sunulan e-posta iletilerinde belirtilen surette sözleşme revize edilmiş olsa dahi, değişik iş dosyasında tespit edilen ve sözleşme gereği davalının yerine getirmesi beklenen edimlerini revize edilen sürede de yerine getiremeyeceği belirtilmiştir. Ikinci heyette bulunan teknik bilirkişi ek görüş belirtir raporunda davalının sözleşme gereği yapılması gereken edinimin %50 sini tamamladığını, bu sürenin 27 haftayı bulduğunu, bakiye iki haftada eksikliğin tamamlanmasının mümkün olmadığını belirttiğinden sözleşmenin feshinin haklı sebebe dayandığı anlaşıldığı gibi, değişik iş dosyasındaki bilirkişi raporunda sözleşme gereği yapılması gereken ancak yapılmayan hususlara ilişkin tespit edilen eksiklikler ve yine birinci heyetteki teknik eksikliklerin tespitine ilişkin kısmın sözleşmede davalının edimini yerine getirmesi gereken taahhütün %50 den daha fazlasını kapsadığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay kararına uyularak alınan ek bilirkişi raporuna göre ortada davacı yararına olduğu söylenebilecek bir yazılım kesitinin bulunmadığı, eser sözleşmesine göre yapılacak eserin davacı tarafça kullanıldığı ispat edilememiş olup bozmadan önce alınan teknik rapora göre eserin %50 oranında tamamlanmasına rağmen bu haliyle kalan %50 lik kısmın tamamlanmasının davacı açısından yeni bir eserin tamamlanmasından daha fazla emek ve çaba gerektireceği, taraflar arasındaki sözleşmenin 7. maddesinde “Fesih ve Tazminat Hakları” altında ‘Teknik Şartnamede tanımlanan tüm maddeler bir bütün olarak ele alınacak ve kısmi olarak işin tamamlanması ve buna mukabil kısmi ödeme yapılması söz konusu olmayacaktır’ şeklinde sözleşme konusu ürünün tamamlanması gerektiği, davacı tarafça davalıya eserin tamamlanması için verilen ek süreye rağmen eserin tamamlanmaması ve tamamlanamayacağının anlaşılması nedeniyle taraflardan birinin sözleşmenin herhangi bir maddesine aykırı davranarak taahhüdünü yerine getirmemesi halinde diğer tarafın sözleşmeyi tek taraflı fesih etme hakkına sahip olduğu belirtildiğinden, davacı yanın sözleşmeyi fesh etmesinin haklı olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşmenin 10. maddesinde ise yüklenicinin projeyi taahhüt ettiği süre ve koşulları açıkça belirtilmiş, istisnai şartlar haricinde beta fazına açamadığı taktirde müşterinin o güne kadar yapılan tüm ödemeleri ve %10 cezai tutarı ekleyerek geri isteme hakkına ve sözleşmeyi fesh etme hakkına sahip olduğu kararlaştırıldığından ve somut olayımızda da davalı yüklenicinin sözleşmede belirtilen tarihte ve hatta revize edilen tarihte dahi 10. madde belirtilen süreçte edimini yerine getirmediği anlaşıldığından, yapılan hesaplama ile de davacı yanın davalıya 10.980,80 TL ödeme yaptığı, sözleşmenin feshinden itibaren 30 gün içinde geri ödeme yapmaması sebebiyle de bu miktarın %10 tutarı olan 1.098,08 TL ilave edildiğinde 10. madde gereği iade edilmesi gereken miktarın 12.078,88 TL olduğu, ayrıca 10. maddede 30 gün içinde geri ödeme yapılmadığı taktirde yüklenicinin her gün için %1 gecikme ek cezası ödeyeceği kararlaştırılmış olduğu anlaşılmakla, … tarihli … yevmiye nolu … 23. Noterliği ihtarnamesinde davalı tarafa 30 gün içinde ödeme ihtarı yapıldığı, 06/05/2020 tarihinde ihtarnamenin davalı şirketin adreste tanınmaması nedeniyle muhtara tebliğ edildiği, davanın ise 01/07/2010 tarihinde açıldığı tespit olunmakla, davacı vekilinin 10/06/2010-17/06/2010 tarihleri için %1 oranında toplam 1.866,66 TL ek gecikme cezası yönünden taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine kanaatine varılmıştır. Son olarak HMK 405/1 dava ile ilgili olan delil tespiti dosyası sebebiyle yapılan ve HMK’nın 323. maddesinde sayılan giderler de yargılama giderine dahil olduğundan delil tespiti için yapılan 1.550,00 TL yargılama gideri olaraka kabul edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile web tasarım hizmeti bedeli olarak 10.980,80 TL’nin 1.098,08 TL cezai şart ve dava dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak %1 ek gecikme cezası olarak 1.866,66 TL olmak üzere toplam taleple bağlı kalınarak 13.945,54 TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda reeskont faiz yürütülmek suretiyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Delil tespiti için yapılan 1.550,00 TL’nin yargılama gideri olarak kabul edilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 952,62 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 207,10 TL harcın mahsubu ile eksik 745,52 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına ve fakat … 3. Fikri ve Sinai Haklar Mahkemesi’ce yazılan … Esas … Harç No.’lu Harç Tahsil Müzekkeresinde belirtilen 618,00 TL’lik bakiye karar harcının tahsiline ilişkin makbuzun ibraz edilmesi halinde bu tutarın da mahsup edilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 227,00 TL (207,10 TL PH, 17,15 TL BH, 2,75 TL VH) harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 3.182,10 TL ( 0,60 TL dosya masrafı, 3.000,00 TL BK, 181,50 TL tebliğ ve müzekkereler olmak üzere ) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerininyüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/03/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır