Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/783 E. 2020/761 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/783
KARAR NO:2020/761

DAVA:MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ:12/09/2017
KARAR TARİHİ:11/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı …Ltd. Şti. vekili verdiği dava dilekçesinde, 12.06.2017 tarihinde iş yerlerinde hırsızlık olduğunu, hırsızlık sonucunda davaya konu … sayılı çekin de çalındığını, davalı …’ın çalınan … sayılı çek için kendilerini telefonla aradığını, çekin şirket yetkililerinin imzasının taklit edilerek ve üzeri 68.450,00 TL bedelli olarak 11.09.2017 keşide tarihli olarak doldurulduğunu o zaman öğrendiklerini, çek üzerindeki imzanın kendilerine ait olmadığını, dava konusu çek nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini, çekin iptalini ve % 20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmişlerdir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı … davaya cevap dilekçesi vermeyerek 6100 sayılı HMK m.128’e göre dava konusu maddi vakıaları inkâr etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 792’ye göre hamilin rızası dışında elinden çıkan çek nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 72’ye göre açılmış menfi tespit davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, çek görüntüsünü, ticari defterleri, tanık beyanlarını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı HMK m. 126’ya göre cevap ve delil dilekçesi sunmamış, HMK m. 139’a göre ön inceleme ve HMK m. 144’e göre tahkikat duruşmasına usulüne uygun şekilde çağrıldığı halde katılmamıştır.
Dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 792’ye göre hamilin rızası dışında elinden çıkan çek nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 72’ye göre açılmış menfi tespit davasıdır.
Dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 792’ye göre elden çıkan çekin bedelinin tazmini davasıdır. Bu maddeye göre; “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” Bu maddeye göre hamil aynı yasanın 790’ıncı maddesine göre dava konusu çekten kaynaklanan hakkını ispatlamak zorunda ve çeki eline geçirmiş olan yeni hamillerin de kötüniyetli ya da ağır kusurlu olduklarını ispatlamak zorundadır.
TTK m. 792’nin yollama yaptığı 790’ıncı madde; “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır.” hükmünü içermektedir. Bu maddeye göre dava konusu çek incelendiğinde çek üzerinde davacı şirketin isminin yazılı olduğu ve şirket yetkilisinin ismi olmaksızın imzasının bulunduğu görülmektedir. Çek yaprağının davacı adına düzenlenmiş olması nedeniyle TTK m. 790 ve 792’ye göre davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmaktadır.
Dava konusu çekin çalınması ile ilgili olarak … Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyasında soruşturma yürütülmektedir. … Cumhuriyet Başsavcılığına soruşturma dosyasının akıbeti sorulmuş, dosyanın zamanaşımı bürosuna aktarılıp aktarılmadığı, davalı …’ın sanık olarak soruşturulmakta olup olmadığı ve kovuşturmaya başlanılıp başlanılmadığının bildirilmesi istenilmiştir. … Cumhuriyet Başsavcılığından gelen yazı cevabında soruşturmanın devam ettiği, dosyanın zamanaşımı bürosuna aktarılmadığı ve davalı …’ın da sanık olarak soruşturulmakta olduğu bilgisi verilmiştir.
Dava konusu çekin bankaya sunulup sunulmadığını tespit için … A.Ş.’ye yazı yazılmış, gelen yazı cevabında çekin sunulmadığı bildirilmiştir.
Davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığının tespiti için 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve davacı şirketin bulunduğu … Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak davacı tarafın defterlerinin incelenmesi istenilmiştir. Hazırlanan 14.03.2019 tarihli bilirkişi raporunda davacı ile davalı arasında ticari ilişki olmadığı, davaya konu çekin de davacı tarafın ticari defterlerinde kaydının bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davacı taraf davaya konu çekin üzerindeki imzanın kendi yetkililerine ait olmadığını ve üzerinin çekin çalınmasından sonra doldurulduğunu belirtmekte dolayısıyla 6100 sayılı HMK m. 208’e göre yazı ve imza inkârında bulunmaktadır. Bu nedenle davaya konu çekin mahkememiz dosyası içerisine alınarak 6100 sayılı HMK m. 211’e göre sahtelik incelemesi yaptırılması gerektiğinden mahkememizin 13.02.2018 tarihli duruşmasında davalı tarafa ihtarlı tebligat çıkartılarak dava konusu çek aslını mahkememize sunması için iki hafta süre verilmiş, ancak davalı taraf çek aslını mahkememize sunmamıştır.
Mahkememizin 06.07.2020 tarihli duruşmasında davaya konu çeki mahkememize sunmasına karar verilen davalının kendisine verilen iki haftalık kesin sürede çeki mahkememize sunmadığı ve aynı sürede delilleriyle birlikte çeki mahkememize sunmaması hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermediği, çekin elinde bulunup bulunmadığına ilişkin bir açıklamada da bulunmadığı anlaşılmakla davalı tarafa 6100 sayılı HMK m. 220/II’ye göre dava konusu 11.09.2017 tarihli, 308475 sayılı, 68.450,00 TL bedelli, lehdarı … …, keşidecisi …Ltd. Şti. olan çekin elinde olmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin bir sonraki duruşmada yemin teklif edilmesine, davalı tarafın kendisine teklif edilen yemini kabul veya icra etmemesi durumunda dosyadaki bilgi ve belgelere göre çek konusunda davacı tarafın beyanının kabul edilebileceğinin 6100 sayılı HMK m. 220/III’e göre ihtarına, ihtarlı duruşma davetiyesinin davalıya tebliğine karar verilmiş ve ihtarlı duruşma davetiyesi de davalı tarafa 24.07.2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı 04.11.2020 tarihli duruşmaya gelmemiş ve dolayısıyla da 6100 sayılı HMK m. 220’ye göre kendisine mahkememizce teklif edilen yemini kabul veya icra etmemiştir.
Çek aslının bankaya sunulmamış olması, davalı tarafından da mahkememize sunulmaması nedeniyle davacı tarafın 6100 sayılı HMK m. 211’e göre sahtelik incelemesi yapılması talebi yerine getirilememiştir. Davalı taraf davaya konu çeki mahkememize sunmaması hakkında kabul edilebilir bir mazeret de göstermemiştir.
Kambiyo senetleri üzerindeki imzaların düzenleyene ait olmadığı defi mutlak defi olup bütün cirantalara karşı ileri sürülebilir. Davacı taraf davaya konu çekte çekin keşidecisi davalı ise son cirantası olarak gözükmektedir. Dolayısıyla davacı tarafın imzanın kendisine ait olmadığı mutlak defini son ciranta olan davalıya karşı da ileri sürme hakkı bulunmaktadır. Davacı taraf ileri sürdüğü defini kanıtlamak için imza incelemesi yapılmasını talep etmiş ancak çek aslının davalı tarafından mahkememize sunulmaması nedeniyle davacı tarafın bu talebi yerine getirilememiştir. Bu gerekçelerle 6100 sayılı HMK m. 220/III’e göre davacı tarafın çek üzerindeki imzanın kendilerine ait olmadığı yönündeki definin kabulüne ve davaya konu çekten ötürü borçlu olmadıklarına ilişkin olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davalı tarafın davaya konu çek hakkında icra takibi başlatmamış olması nedeniyle kötüniyetli hareket ettiğine ve ağır kusurunun bulunduğuna ilişkin delil bulunmadığı için davacı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davacının … sayılı 11/09/2017 düzenleme tarihli, 68.450,00-TL bedelli düzenleyeni … Tic. Ltd. Şti. Olan, çeke borçlu olmadığının tespitine,
3-Şartları oluşmadığından davacı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 4.675,81-TL nispi karar harcından peşin alınan 1.168,96-TL harcın mahsubu ile eksik 3.506,86-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.698,50 -TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 1.975,66-TL’nin ( 31,40-TL BVH, 4,60-TL VH, 1.168,96-TL Peşin Harç, 270,70-TL Tebliğ ve Posta, 500,00-TL BK ) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır