Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/762 E. 2018/1285 K. 07.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/762 Esas
KARAR NO : 2018/1285 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/08/2017
KARAR TARİHİ: 07/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (ticari nitelikteki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; Davacı şirket ile davalı şirket arasında uzun süre devam eden ticari ilişkilerinin bulunduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki tarafların yetkililerinin e-posta yazışmaları ile de sabit olduğunu beyanla. Davacı şirketin davalı şirketin talebi doğrultusunda davalı şirkete reklam panosu, afiş, tanıtım ve kampanya ürünleri, hizmeti sunduğunu ve buz hizmetleri fatura ettiğini ve yaptığı iş ve işlemler için davalı şirkete 57.293,01-TL toplam tutarlı 46 adet fatura sunduğunu, işbu faturalara davalı şirket tarafından itiraz edilmediğini, davacı şirket davalı şirket ile uzun süredir devam eden ticari ilişkileri ve davalı şirketin basına da yansıyan zor durumunu bilmesi sebebiyle iyi niyetli olarak uzun süre ödemelerin yapılmasını beklediğini ancka davalı şirketin her seferinde ödemenin yapılacağını taahhüt vererek davacı şirketi oyaladığını ve ödeme yapmadığını, bunun üzerine İstanbul .. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine takip başlatıldığını, davalının da kötü niyetli olarak sürecin uzaması amacıyla dava konusu icra takibine itiraz ettiğini, bu nedenlerle davamızın kabulüne karar verilmesini takibin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinde devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; Davalı şirketin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu nedenle de davaya konu icra dosyasında davalıya gönderilen ödeme emrine itiraz ettiğini, davacının alacaklı olduğunu kabul etmediği ve davacı tarafça uygulanan faiz oranı ve faiz miktarı somut olay karşısında fahiş olduğunu ve kabul edilemeyeceğini davacı tarafça işletilen faiz oranı ve miktarının haksız ve mesnetsiz , usul ve yasaya uygun olmadığını, davacının idda ve talep etmiş olduğu alacak likid bir alacak olmadığını ve davacının icra inkar tazminatı talebinin reddinin gerektiğini beyanla dava masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini beyan ve talep etmiştir.
Mahkememiz 30/01/2018 ara kararı uyarınca, tarafların ticari kayıt ve defterleri üzerinde inceleme yapılarak davacının alacağının varlığının ve miktarının belirlenmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, 05/04/2018 tarihli raporunda bilirkişi özetle; İbraz edilen bilgi ve belgelere göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 57.293,01-TL ana para alacağı olduğu, bu alacağa takip tarihinden önce faiz talep edilmesinin yerinde olmadığı, davalının, ticari defter ve belgelerini incelemek ve değerlendirmek için ibraz etmediği, huzurdaki davada taraflar arasında yapılmış sözleşme olmadığı görülmekte olduğunu beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, fatura alacağından kaynaklı itirazın iptali davası niteliğindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Mahkememizce ticari defterlerini sunmaları için taraflara süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle davacının davasının kabulüne karar verilmiş ve alacak likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, 6102 Sayılı TTK’nın 1530/2 maddesi gereğince takip talebinde talep edilen faiz alacağı talebinin yerinde olduğu anlaşılmış, ancak dava konusu uyuşmazlık üzerinde ihtiyati tedbir kararı verilebileceğinden ve davalı şirketin mal varlığı üzerinde bir uyuşmazlık bulunmadığından şartları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına, davalının itirazının iptali ile takibin takip talebindeki diğer koşullar ile devamına,
2-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 11.458,60-TL icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
3-Şartları oluşmadığından davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 3.913,69-TL nispi karar harcından peşin alınan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.882,29-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap olunan 6.652,31-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 841,90-TL (31,40-TL BVH, 4,60-TL VH, 31,40-TL Peşin Harç, 174,50-TL Tebliğ Gideri, 600,00-TL Bilirkişi Ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Artan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır
Bu Belge, 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa Göre Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.