Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/736 E. 2022/368 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/736
KARAR NO:2022/368

DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:18/08/2017
KARAR TARİHİ:07/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket … Tic. Ltd. Şti’nin yurtiçi ve yurtdışı taşımacılık ve depolama alanında hizmet veren, ait olduğu sektörün lider kuruluşlarından olduğunu, davalı tarafın talepleri üzerine verilen depolama hizmeti neticesinde müvekkili şirketin, davalı borçludan fatura karşılığı cari hesaptan kaynaklı 89.717,33-TL tutarında alacağı bulunduğunu, müvekkili şirketin, davalı/borçluya depolama hizmeti verdiğini, bu hizmet ilişkisi sonucu karşı tarafın ödemesi gereken hizmet bedeli borcu doğduğunu, ancak davalı/borçlunun, söz konusu ticari ilişkisinden kaynaklanan hizmet bedelini ödemediğini, alacağın tahsili için davalı tarafa yazılı ve sözlü olarak defalarca kez müracaat edilmiş ise de, bugüne kadar herhangi bir olumlu netice elde edilemediğini ve bunun üzerine davalı tarafa karşı …. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatılması zorunluluğunun hasıl olduğunu, başlatılan işbu takibin 32.052,09-TL’lik kısmına itiraz edilmiş olup, davalı/borçlunun itirazı üzerine bu kısım için söz konusu takibin durduğunu, davalı borçlunun borcunu ödemediğini, borca, takibe, faize ve tüm fer’ ilerine itiraz ettiğini, ancak davalı yan tarafından ileri sürülen itirazların haksız ve dayanaksız olduğunu, davalı borçlu tarafın borca, faize ve takibe itirazının haksız olduğunu, davalı tarafın isteği üzerine kendilerine depolama hizmetin tam ve eksiksiz olarak verildiğini, ancak verilen hizmetin bedelinin davalı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak ödenmediğini, davalının faize itirazının da kötüniyetli olduğunu, zira davalı/borçlunun borcuna takip öncesi herhangi bir şekilde faiz işletilmemiş olup, takip sonrası uygulanan faizin ise usul ve yasaya uygun olduğunu, müvekkili şirketin alacağı, davalı/borçluya verilen hizmeti likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini. zira müvekkili şirketin vermiş olduğu depolama hizmetinin karşılığı olarak düzenlenen 15.06.2017 tarihli hesap ekstresi uyarınca, takip konusu alacağın varlığı ve miktarı itibariyle taraflar arasında kesin ve belirli olduğunun açık olduğunu, bu sebeple tamamen alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazların reddedilerek, davalı/borçlu aleyhine, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere İİK 67. maddesi uyarınca icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini. davalı borçlunun vaki kısmi itirazları üzerine duran icra takibine devam edilebilmesi için, itirazın iptali talebi ile işbu davayı açmak zaruretinin doğduğunu, açıklanan nedenlerle ve fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile davalı/borçlunun haksız ve kötüniyetli borca, faize itirazlarının iptalini, davalı/borçlu aleyhine %20 ’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Türkiye’deki depolama, lojistik ve sevkiyat işlemlerinin yürütülmesi amacıyla davacı … Ltd. Şti ile çalışmaya başladığını, müvekkili şirketin depolama ve lojistik işlerini kendi bünyesinde bulunan depo birimi aracılığıyla yürütmekte iken şirket yönetimi tarafından alınan işletmesel kararla depo biriminin kapatılmasına ve bu işler için dışarıdan hizmet satın alınmasına karar verildiğini, müvekkili şirketin bu amaçla davacı ile Türkiye’de Depolama ve Sevkiyat Hizmetleri için Sözleşme üzerinde görüşmeler yapıldığını ve depolama ve sevkiyat işlerini davacı firmadan alacağı hizmet aracılığıyla yürütme yoluna gittiğini, tarafların davacının müvekkili şirketin depolama ve sevkiyatlarını yapması, müvekkilinin ise karşılığında davacının hizmet bedeli ile masraflarını karşılaması konusunda anlaştıklarını, davacının çalıştırdığı personele ilişkin resmi belgeleri müvekkili ile paylaşması gerekirken bu yükümlülüklerini yerine getirmemiş ve ardından davacının çalışanlarının işe giriş bildirgelerini kuruma vermediğini, sigorta pirimlerini yatırmadığını ancak bu kalemleri masraf olarak müvekkili şirkete faturalandırdığının anlaşıldığını ve fatura ödemelerinin durdurulduğunu, fatura alacaklarına ilişkin olarak başlatılan takip neticesinde müvekkili şirketin faturaya yansıtılan ancak sigorta girişi yapılmayan çalışanlara ait masraflara ilişkin olarak takibin 32.052,09TL’lik kısmına itiraz etmek durumunda kaldığını, davacının haksız taleplerinin reddinin gerektiğini, personelin işe giriş bildirgelerini vermeyen, sigortasız işçi çalıştıran, SGK primlerini ödemeyen ve tüm taleplerine rağmen personellere ilişkin evrakları taraflarına göndermeyen davacının yapmadığı bu masraflara ilişkin olarak takip başlatmasının açıkça kötü niyetli olduğunu, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talepleri bulunduğunu, davacı tarafından açılan haksız davasının reddini, takibinde kötü niyetli olan davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, vekalet ücretinin ve yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalının cari hesaptan kaynaklı borcunun olup olmadığı, davacının çalışanlara ait sigorta prim ve masraflarının davalıya akde aykırı faturalarnıp faturalanmadığı davalının … İcra Mü’nün …/.. esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın haklı olup olmadığı, faizin türü ve başlangıcının ne olduğu icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığından ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde dava konusu; 15.06.2017 tarihli Cari hesap ekstresi, 30.04.2017 tarih … no.lu ve 76.700,00-TL bedelli fatura ve hizmete ilişkin belgeler, 31.05.2017 tarih … no.lu ve 76.700,00-TL bedelli fatura ve hizmete ilişkin belgeler, 05.06.2017 tarih … no.lu ve 12.783,33-TL bedelli fatura ve hizmete ilişkin belgeler, mail yazışmaları Mahkeme dosyasına sunulmuştur.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak …/… Esas sayılı dosya uyap üzerinden celp edilmiştir.
…. İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosya uyap üzerinden celp edilmiştir.
SGK’ya müzekkere yazılarak davacı çalışanlarının SGK bilgileri celp edilmiştir.
…. İflas Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … Esas sayılı iflas dosyasında 2. Alacaklar toplantısının yapılıp yapılmadığı hususları sorulmuştur.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 09/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı ile davalı şirket arasında düzenlenen faturalara göre hizmet alımına dayalı ticari bir ilişki bulunduğunun tespit edildiği, taraflar arasında düzenlenen 24.04.2017 tarihli sözleşme ile davacı şirketin Türkiye’de depolama ve sevkiyat hizmetinde lojistik hizmet sağlayıcı olduğu, buna karşılık aylık faturalar düzenleneceğinin kabul edildiğinin tespit edildiği, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmış olduğu, davacı tarafın davalı şirket adına düzenlediği lojistik bedeli faturalarının tamamının her iki şirket defterlerinde kayıtlı olduğu, Maliye Bakanlığına yapılan bildirimlerden olan Form Ba ve Bs’lerde bildirimlerin yapıldığının görüldüğü, davalı şirketin 30.04.2017 tarihli gönderdiği mutabakat mektubu ile 131.290,09TL tutarda mutabık olduğunu beyan ettiği, davalı şirketin itirazının davacı şirket tarafından düzenlenen 31.05.2017 tarihli 59 nolu 76.700TL’lik fatura olduğu, bu sebeple 31.05.2017 tarih … … nolu iade faturası düzenleyerek davacı şirkete gönderdiğinin anlaşıldığı, iş bu iade faturasının davacı şirket tarafından 05.06.2017 tarihinde teslim alınmasından sonra TTK 21.maddesindeki belirtilen 8 günlük süre içinde 12.06.2017 tarihli … 33.Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarname ekinde iade edildiğinin tespit edildiği, söz konusu iadeye konu 76.700TL’lik fatura olmakla birlikte ….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasındaki tutarın 38.052,09TL’lik kısmına itiraz yapıldığını, bu durumda davalı şirketin her ne kadar 31.05.2017 tarihli 76.700TL’lik faturaya istinaden iade fatura düzenlenmiş olsa da sadece 32.052,09TL’lik kısmını kabul etmediğinin anlaşıldığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 11/03/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; taraf beyan ve itirazlarının kök raporda yer alan görüşü değiştirmek gerekliliğini doğurmadığı, iadeye konu fatura içeriği hizmetin verilmediği hususunda dosyada belge bilgi bulunmadığı, davacı tarafın davalı taraftan 32.052,09TL alacaklı olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince yeni bir bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 21/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı tarafça belirtilen 9 kişiden 5 kişinin 31.03.2017 tarihine kadar davalı şirkette çalıştığı, 31.03.2017 tarihinde çıkış yapıldığı, 07.06.2017 tarihinde tekrar giriş yapıldığı, 2018/09 tarihi itibari ile de davalı şirkette sigortasının devam ettiği, 2 kişinin davalı şirkete 07.06.2017 tarihinde giriş yapıldığı, öncesinde davalı şirkette çalışmadı, 2018/09 tarihi itibari ile de davalı şirkette sigortasının devam ettiği, 1 kişinin 23.02.2016 tarihinden itibaren davalı şirkette çalıştığı, 22.02.2017 tarihinde davalı şirketten çıkış yapıldığı, 28.06.2017 tarihinde tekrar giriş yapıldığı, 15.10.2017 tarihinde davalı şirketten çıkış yapıldığı, 1 kişinin 07.06.2017 tarihinden itibaren davalı şirkette çalışmaya başladığı, 01.12.2017 tarihinde çıkış olduğunun görüldüğü, dolayısı ile davalı tarafça belirtilen 9 kişinin davacıya ait işyerinde sigortalı olarak gözükmediği, bu durumda davacı tarafın alacağının kaynağının lojistik hizmeti ile ilgili olduğu, bu hizmetin verilmediği hususunda dava dosyasında herhangi bir belge ve bilgi bulunmadığı, ancak davalı tarafından sözleşmenin 7.maddesinin şartlarına uyulmadığı belirtilerek davacı kayıtlarında sigortalı olarak gözükmediği tespit edilen bu 9 kişi için KDV dahil hesaplanan SGK prim bedeli olan 32.052,09TL’nin kabul edilmediği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 25/02/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; davacı defterlerinde SGK prim bedeli adı altında bir alacak kaydının olup olmadığının tespitinin talep edildiği, davacının ticari defter kayıtlarında davalı ile ilgili olarak sadece dava konusu alacağı oluşturan cari hesapta yer alan alacak bakiyesinin olduğu, başka SGK prim bedeli adı altında bir alacak kaydının olmadığı, davacının ticari defterlerine göre davacının davalıdan 32.052,09TL alacaklı olduğu, davalı tarafın ödediğini beyan ettiği 9 kişinin SGK primlerinin hesaplanması için ek rapor düzenlenmek üzere dosyanın bilirkişiye tevdiine karar verilmiş olup, ancak dava dosyası içerisinde bu 9 kişiye ait ücret bordrolarının ve davalı şirket tarafından SGK’na verilen sigorta bildirgelerinin bulunmaması sebebi ile hesaplama yapılamadığı, davalı tarafça bu belgelerin sunulması halinde talep edilen hesaplamanın yapılabileceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince 3.kez ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 01/03/2022 tarihli bilirkişi 2.ek raporunda özetle; hukuki tavsif ve değerlendirme Mahkemeye ait olmak üzere ayrıntıları arz edilmiş olan kök ve 1.ek raporda yer alan incelemeler ile Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Bağcılar ve Esenyurt Sosyal Güvenlik Merkezinden gelen cevabi yazılar ekindeki belgelerin incelenmesinde; gelen belgeler içerisinde SGK hizmet dökümlerinin bulunduğu, SGK tahakkuk belgelerinin bulunmadığı, SGK hizmet dökümlerinden davalı tarafça belirtilen 9 kişinin davacıya ait işyerinde sigortalı olarak gözükmediği, belirtilen dönemlerde davalı şirkette sigortalı olarak çalıştıkları çalışma dönemlerinin incelenmesinde de davalı şirkette çalıştığı, çalışma dönemlerinin incelenmesinde de davalı şirkette çalışan 1 kişinin 22.02.2017 tarihine kadar 6 kişinin 31.03.2017 tarihine kadar davalı şirkette çalıştığı, ilgili tarihlerde işten çıkış yapıldığı daha sonra 07.06.2017 tarihinde tekrar işe giriş yapıldıkları, kalan 2 kişinin ise davalı şirkette ilk işe giriş tarihlerinin 07.06.2017 olduğu, dava dosyası içerisinde mevcut davacı …. … Tic. Ltd. Şti ile davalı … Ltd. Şti arasında 24.04.2017 tarihinde 12 madde 10 sayfadan oluşan (imzasız) Türkiye’de Depolama ve Sevkiyat Hizmetleri için Sözleşmede sözleşmenin başlangıç tarihinin 15.05.2017 tarihinde başladığı, Mahkeme tarafından bu sözleşmenin kabulü halinde sözleşmenin başlangıç tarihi ile davacı tarafından davalı adına tanzim edilmiş dava konusu alacağı oluşturan faturaların en sonunun tanzim tarihi olan 05.06.2017 tarihleri arasında bu 9 kişinin davalı şirkette sigortalı olarak çalışmadıklarının görüldüğü, dava dosyası içerisinde davalı tarafa ait bu çalışanlarla ilgili bordroların ve SGK tahakkuklarının bulunmaması sebebi ile tarafından talep edilen söz konusu 9 kişiye ait maliyet hesaplamasının yapılmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı vekili, davalı tarafa depolama hizmeti verildiğini, 89.717,33 TL alacaklı olduklarını, başlatılan takibin 32.052,99TL’lik kısmına davalının itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu beyan ederek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile yapılan sözleşmeden sonra müvekkilinin depo birimini kapattığını, depolama işinin davacıya devrettiğini, aralarında asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulduğunu, müvekkilinin çalışanlarının davacı yanında çalıştırılmak üzere işten çıkarıldığını, davacının çalışanların işe girişlerini yapmadığını, maaşları elden ödediğini, sigorta primlerinin ödenmediğini ancak ödenmiş gibi bu kalemlerin müvekkil şirkete faturalandırıldığını, icra takibine itiraz edilen kısımın buna ilişkin olduğunu, sözleşme imzalanmasa da geçerli olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından 89.717,33 TL alacak talep edildiği, davalının 38.052,09 TL’lik borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu tespit edilmiştir.
İcra takibine vaki itirazın, davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre işbu itirazın iptali davasının, İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı ile davalı şirket arasında düzenlenen faturalara göre hizmet alımına dayalı ticari bir ilişki bulunduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen 24.04.2017 tarihli sözleşmede imza bulunmadığından mahkememizce itibar edilmemiştir.
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmış olup davacı tarafın davalı şirket adına düzenlediği lojistik bedeli faturalarının tamamının her iki şirket defterlerinde kayıtlı olduğu, Maliye Bakanlığına yapılan bildirimlerden olan Form Ba ve Bs’lerde bildirimlerin yapıldığı görülmüştür. Davalı şirket 30.04.2017 tarihli gönderdiği mutabakat mektubu ile 131.290,09TL tutarda mutabık olduğunu beyan etmiştir. Davalı şirketin itirazının, davacı şirket tarafından düzenlenen 31.05.2017 tarihli 59 nolu 76.700.-TL’lik fatura olduğu, bu sebeple 31.05.2017 tarih … nolu iade faturası düzenleyerek davacı şirkete gönderdiği anlaşılmaktadır. İş bu iade faturasının davacı şirket tarafından 05.06.2017 tarihinde teslim alınmasından sonra TTK 21.maddesindeki belirtilen 8 günlük süre içinde 12.06.2017 tarihli … 33.Noterliği … yevmiye nolu ihtarname ekinde iade edildiği tespit edilmiştir. Söz konusu iadeye konu 76.700.-TL’lik fatura olmakla birlikte ….İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasındaki tutarın 32.052,09TL’lik kısmına itiraz edilm,it,r.. Bu durumda davalı şirket her ne kadar 31.05.2017 tarihli 76.700.-TL’lik faturaya istinaden iade faturası düzenlemiş olsa da sadece 32.052.,09TL/lik kısmını kabul etmediği anlaşılmaktadır. İadeye konu fatura içeriği hizmetin verilmediği hususunda davalı şirketin iddiaları kapsamında dosyada belge/bilgi bulunmadığı ve ticari defterlerinde de aynı bakiyenin mevcut olması sebebiyle davacı şirketin davalı şirketten 32.052,09TL alacaklı olduğu sonucuna varılmıştır.
Her ne kadar davalı taraf, sözleşme gereği sigorta primlerinin davacı tarafından ödenmesi gereken işçilerin davacı tarafından işe alınmadığını, primler yatırılmadığı halde bu bedellerin haksız olarak kendilerine fatura edildiğini iddia etmiş ise de; davalı tarafın bildirmiş bulunduğu işçilerin, davaya konu fatura tarihinde, davacı taraf yanında çalıştığına dair dosyada bir belge bulunmamaktadır. SGK’dan gelen yazı cevabından da bu işçilerin davacı taraf yanında çalıştırıldığı sonucunu çıkarmak mümkün değildir. Davacı tarafça kesilen faturalarda alacak sebebi olarak lojistik hizmet bedeli açıklaması yer almaktadır. SGK prşm bedeli adı altında bir alacak kaydı bulunmamaktadır. Ayrıca davalının bildirdiği 9 işçiye ait ücret bordrolarının ve davalı şirket tarafından SGK’ya verilen sigorta bildirimlerinin temini mümkün olmadığından hesaplama yapılamamıştır.
Tüm dosya kapsamından; davacı tarafın, bilirkişi raporunda da belirtiği gibi alacaklı olduğu, davalının icra takibine itirazının haksız olduğu, yargılama sırasında davalının iflas ettiği anlaşılmakla; davacının kayıt kabul davasına dönüşen davasının kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçeler ışığında;
Kayıt kabul davasına dönüşen davanın KABULÜ İLE;
1-Davacının 32.052,09 TL alacağının …. İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasında tasfiye işlemleri yürütülen müflis şirketin iflas masasına kayıt ve kabulüne,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan alınması gerekli 80,70TL karar harcından peşin alınan 547,37TL harcın mahsubu ile eksik 466,67TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA;
3-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan toplam 2.297,45TL (31,40BH, 4,60TL VSH, 80,70TL Peşin Harç, 1.600,00TL bilirkişi ücreti, 580,75TL posta ve tebliğler, ) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan … a 1.320,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-11 ve 118/A-13’e göre davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır