Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/722 E. 2020/333 K. 24.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/722
KARAR NO : 2020/333

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 15/08/2017
KARAR TARİHİ : 24/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı … A.Ş. vekili verdiği dava dilekçesinde …’a ait alt yapıya gelecek zararlara karşı … ile sigorta poliçesi yaptıklarını, davalılar …Belediye Başkanlığı, … A.Ş. şirketi ile …Şti. ve bu iki şirketin kurdukları … A.Ş., …Şti. …Grubunun kendi sigortalıları …’a ait borulara zarar verdiğini, bu zararın giderilmesi için 15.04.2017 tarihinde …’a 149,73 USD ödeme yaptıklarını, yaptıkları ödeme nedeniyle 6102 sayılı TTK m. 1472’ye göre kendi sigortalılarına halef olduklarını ve sigorta tazminatının ödenmesi için … Belediyesine rücu mektubu gönderdiklerini, sigorta tazminatının taraflarına ödenmemesi nedeniyle de alacak davası açtıklarını belirtmiştir. Davacı taraf 15.02.2018 tarihli dilekçesinde davalılardan …Şti.’nin yanlışlıkla davalı olarak gösterildiğini ortak girişim gurubunda da bu şirketin isminin yanlışlıkla gösterildiğini, asıl davalının … Şti. olduğunu belirtmiştir.

DAVALININ TALEBİ:
Davalı …Belediyesi vekili verdiği cevap dilekçesinde, öncelikle görev itirazında bulunmuş ve davanın adli yargıda açılamayacağını belirtmiştir. Zarara sebebiyet veren eylemin diğer davalı şirketler tarafından yapılmış olması nedeniyle de husumet itirazında bulunmuştur. Davanın esasına ilişkin bir açıklamada bulunmamıştır.

… A.Ş. davaya cevap dilekçesi vermeyerek 6100 sayılı HMK m.128’e göre dava konusu maddi vakıaları inkâr etmiştir.

… Şti. davaya cevap dilekçesi vermeyerek 6100 sayılı HMK m.128’e göre dava konusu maddi vakıaları inkâr etmiştir.

… A.Ş.,… Şti. … Grubu davaya cevap dilekçesi vermeyerek 6100 sayılı HMK m.128’e göre dava konusu maddi vakıaları inkâr etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1472 göre sigorta şirketinin halefiyet yoluyla tazminat davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, sigorta poliçesini, hasar tespit tutanağını, ödeme belgelerini, rücu mektubunu ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı … Belediyesi, delil olarak Yargıtay kararlarını sunmuştur.
Davalıların üçü de HMK m. 126’ya göre cevap ve delil dilekçesi sunmamış, HMK m. 139’a göre ön inceleme ve HMK m. 144’e göre tahkikat duruşmasına usulüne uygun şekilde çağrıldığı halde katılmamıştır.
Davalı… Belediyesinin görev itirazı, dava dışı … ile davalı şirketler arasında meydana gelen haksız fiilden kaynaklı tazminat uyuşmazlığının ticari nitelikte olması ve buna bağlı olarak açılan 6102 sayılı TTK m. 1472’ye göre halefiyet nedeniyle sigorta rücu davasının da ticari dava olması nedeniyle reddedilmiştir.
Davacı taraf 15.02.2018 tarihli dilekçesinde davalılardan …Şti.’nin yanlışlıkla davalı olarak gösterildiğini ortak girişim gurubunda da bu şirketin isminin yanlışlıkla gösterildiğini, asıl davalının … Şti. olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle 6100 sayılı HMK m. 124’e göre iradi taraf değişikliğine gidilerek 19.02.2018 tarihli ara kararla …Şti. davalı olmaktan çıkartılmış, … Şti. davalı olarak davaya dahil edilmiştir.
Dava konusu zararlandırıcı eylem … Belediyesinin açtığı ihale sonucunda davalı şirketlerin alt yapı işini yaptıkları esnada meydana gelmiştir. Bu nedenle… Belediyesi işveren konumunda olması nedeniyle meydana gelen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu durumdadır. Bu gerekçeyle davalı … Belediyesinin husumet itirazının da reddine karar verilmiştir.
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1472 göre sigorta şirketinin halefiyet yoluyla tazminat davasıdır.
Davacı sigorta şirketi kendi sigortalısına yaptığı ödemenin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472’nci maddesine göre halefiyet yoluyla tarafına ödenmesine karar verilmesini talep etmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1472’ye göre; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” Bu maddeye göre sigorta şirketinin halefiyet yoluyla kendi sigortalısına ödediği tazminat miktarını davalılardan talep etmekte hukuki yararı bulunmaktadır. Bu nedenle sigorta şirketi öncelikle kendi sigortalısına yaptığı ödemeleri ispatlamalıdır. Davalı sigorta şirketi dosyaya sunduğu ibraname ile kendi sigortalısına ödediği tazminat miktarını ve kendi sigortalısına halef olduğunu kanıtlamaktadır.

Dosyaya delil olarak sunulan sigorta poliçesi incelendiğinde poliçenin 01.02.2016 – 01.02.2017 tarihleri arasında meydana gelebilecek zararları kapsayacak şekilde yapıldığı, zararın ise 01.11.2016 – 30.11.2016 tarihleri arasında meydana geldiği, dolayısıyla zararlandırıcı eylemin poliçenin geçerlilik süresi içinde olduğu anlaşılmaktadır.

Sigorta poliçesinin ikinci sayfasında da “Bu poliçe, poliçenin ilişiğinde bulunan 2015 / 166703 kayıt numaralı …’a ait ve … iş yeri sigortası (yer altı ve yer üstü varlıkları) ihalesi (01.02.2016 – 01.02.2017) dönemi ihalesi teknik şartnamesi doğrultusunda tanzim edilmiştir. Poliçenin sabit metinlerinde yer alan özel not ve muafiyetler geçerli olmayıp ilgili teknik şartnamede belirtilen özel şartlar ve ilgili branşların genel şartları uygulanacaktır.” düzenlemesi yapılmıştır. Bu sebeple dava dışı …’dan İş Yeri Sigortası 2016 Yılı Dönemi Teknik Şartnamesi getirtilerek dosya içerisine alınmıştır.

Davacı sigorta şirketinin kendi sigortalısı dava dışı … ile yaptığı İş Yeri Sigortası 2016 Yılı Dönemi Teknik Şartnamesi incelendiğinde şartnamenin “Genel Esaslar ve Özel Şartlar” başlıklı 3.13 maddesinde “…’ın yer altı ve yer üstü varlıklarında …’ın faaliyet konusuyla ilgili servis kutuları, servis hatları, polietilen hatlar, çelik hatlar, reglatörler, RMS istasyonları, deniz altı geçişleri, … tarafından ve … abonelerince kullanılan sayaçlar vb. gibi tüm mal varlıklarına, … personeli, müteahhit firmalar, üçüncü şahıslar, faili meçhul kişiler veya araçlar, her türlü doğa olaylarından kaynaklı nedenler, kazı gibi her türlü nedenlerle hasar verdikleri zararlar bu sigortanın teminatı kapsamındadır.” hükmü getirilmiştir. Dosya içerisinde bulunan belgelere göre dava dışı …’ın zarar gören eşyaları da servis kutuları, servis dağıtım hatları, çelik hak izolasyonları ve doğal gaz sayaçları olup zarar verenlerde üçüncü kişi konumundadır. Dolayısıyla poliçe davaya konu meydana gelen zararı kapsamı altına almaktadır.

Davacı sigorta şirketinin kendi sigortalısına ödediği tazminat miktarının meydana gelen zarar ile uyumlu olup olmadığının tespiti için 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Hazırlanan 09.03.2019 tarihli bilirkişi raporunda davacı sigorta şirketinin yaptığı 149,73 USD tutarlı ödemenin meydana gelen zarara karşılık makul olduğu tespit edilmiştir. Hazırlanan 20.08.2019 tarihli ek raporda da davacı tarafın yaptığı tazminat ödemesine ilişkin olarak …’ın yaptığı giderlerin faturalanması gerektiği belirtilmişse de faturalanması gerektiği belirtilen giderlerin yapımında … kendi personelini çalıştırmış olup bu nedenle raporun bu kısmı dikkate alınmamıştır. Bu gerekçelerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

Davacı sigorta şirketinin kendi sigortalısı dava dışı … ile yaptığı İş Yeri Sigortası 2016 Yılı Dönemi Teknik Şartnamesinin “Genel Esaslar ve Özel Şartlar” başlıklı 3.14 maddesinde dağıtım şebekesinin sigorta kıymet değeri 1.366.621.194,00 USD, yer altı ve yer üstü varlıkların sigorta teminat limiti ise 75.116.435,00 USD olarak tespit edilmiştir. Şartnamenin “Hasarlar İçin Yapılacak Ödemeler” başlıklı 5’inci maddesinde hasarların poliçedeki para birimi cinsinden yani USD olarak belirleneceği hükme bağlanmıştır. Şartnamenin 5.2 maddesinde de “Sigortalının TL cinsinden yaptığı masraflar sigortalının hasarla ilgili olarak fiilen harcama yaptığı tarihteki TC Merkez Bankasınca uygulanan döviz alış kuru üzerinden ABD dolarına çevrilecektir.” düzenlemesi yapılmıştır. Şartnamenin 5.3 maddesinde de “Ödemenin TL cinsinden yapılması halinde ödeme tarihindeki TC Merkez bankası döviz alış kuru üzerinden ödenecektir.” düzenlemesi yapılmıştır. Dolayısıyla hasar ödemelerinin USD olarak ödeneceği şartnamede açıkça belirlenmiş olup davacıda kendi sigortalısına hasar ödemesini USD olarak yapmıştır. Bu durumda davacının 6098 sayılı TBK m. 99’a göre rücu hakkını döviz cinsi olarak kullanmasında hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.

Davacı sigorta şirketi 6102 sayılı TTK m. 1472’den kaynaklanan alacak talebini … Belediyesine 15.04.2017 tarihinde rücu yazısı göndererek talep etmiştir. Ancak diğer üç davalıya yönelik bir talepte bulunmamıştır. 6102 sayılı TTK m. 18/III’e göre; “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” … Belediyesinin tacir olmaması nedeniyle gönderilen bu rücu yazısı bu davalıyı 6098 sayılı TBK m. 117’ye göre temerrüte düşürmek için yeterli olup davalı … Belediyesi yönünden faiz başlangıcı 15.04.2017 tarihinden itibaren kabul edilmiştir. Diğer üç davalıdan … A.Ş. ile … Şti. tacir sıfatı taşıyor olmaları nedeniyle TTK m. 18/III’e göre temerrüte düşürülmediklerinden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir.

Davacı faiz olarak devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işlemiş faiz talebinde bulunmuş olup davacının bu talebi 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun m. 4/A hükmüne uygundur. Bu gerekçeyle davacının talep ettiği bu faiz türüne hükmedilmiştir.

Davalı … A.Ş., … Şti. …Grubu ise 6098 sayılı TBK m. 620 ve devamı maddelerine göre Adi Ortaklık Sözleşmesi kapsamında kurulmuş adi şirket durumundadır. Hukukumuzda adi şirketlerin tüzel kişilikleri bulunmadığından davaya taraf ehliyetleri de bulunmamaktadır. Bu nedenle bu davalıya karşı açılan davanın 6100 sayılı HMK m. 114 / I-d ve 115’e göre usulden reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Adi şirketlerin temsil yeteneği bulunmadığından bu davalı lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine de hükmedilmemiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-149,73 USD’nin … Belediyesine karşı 15/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte diğer davalılardan … A.Ş. Ve diğer davalı …Şti.’ne karşı dava tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarının yabancı para ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3- … A.Ş., …Şti. Ortak girişiminin adi ortaklık olması sebebiyle tüzel kişiliği bulunmadığından bu adi ortaklığa karşı açılan davanın 6100 sayılı HMK madde 114/1-d ve 115’e göre usulden reddine,
4-… A.Ş., …Şti. Ortak girişiminin adi ortaklık olması sebebiyle tüzel kişiliği bulunmadığından ve taraf ehliyetine sahip olmadığından lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 54,40-TL karar harcından peşin alınan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00-TL harcın davalılar … Anonim Şirketi, …Belediye Başkanlığı ve …Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 500,00-TL vekalet ücretinin davalılar … Anonim Şirketi, … Belediye Başkanlığı ve …Şirketi’nden alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 1.877,00-TL’nin ( 31,40-TL BVH, 4,60-TL VH, 31,40-TL Peşin Harç, 1.300,00-TL Bilirkişi ücreti 509,60-TL Tebliğ ve Posta,) yargılama giderinin davalılar … Anonim Şirketi, … Belediye Başkanlığı ve …Şirketi’nden alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip

Hakim
¸