Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/659 E. 2019/424 K. 25.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/659 Esas
KARAR NO : 2019/424

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/07/2017
KARAR TARİHİ: 25/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı (kefil) … vekili dava dilekçesinde, özetle;Dava dışı …, davalı yandan Mercedes-Benz marka 2009 model Travego 15SHD tipi 1 adet… şasi no.lu aracı 113.389,52 Euro satın aldığım, işbu satış tutan 48 ay vadeli ödenecek olup satış bedeli için 48 adet sıralı 2.362,28 Euro bedelli bonolar düzenlendiğini, aynca davalı yanca satışı yapılan araca rehin konulduğunu,Müvekkili işbu bonolan müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığım, Müvekkili Orhan Özer ile evli olduğunu, müvekkili ve eşi hakkında mahkemece verilmiş bir aynlık karan da bulunmadığım,Yasal olarak eşin kefaleti için diğer eşin nzası arandığım, müvekkilin kefaletinde eşin nzası alınmadığını ve işbu kefaletin geçersiz olduğunu, iptali gerektiğini,Davalı yanca dava dışı …’e ve kefil olarak müvekkiline imzalatılan sıralı senetlerden 12.10.2015 ile 11.01.2017 vadeli olan 16 adet senet davalı yanın bildirmiş olduğu hesaba ödendiğini, ancak davalı taraf İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …E sayılı dosyası ile ödenen bu senetleri icra takibine koyduğunu,16 adet senet bedeli dava dışı …’in…Bankası TR… iban no.lu hesabından davalı yarım hesabına ödendiğini, senetler ödenmiş olmasına rağmen davalı yanca icra takibi yapıldığını, bedelsiz kalmış senedi takibe koyan davalı yan hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulduğunu, dosya numarası aynca bildirileceğini, takibe konu senetler dava dışı … tarafından ödenmiş olduğunu, müvekkilinin de davalı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını,Davalı taraf 21.02.2017 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile rehinin paraya çevrilmesi yolu İle takip yaptığım, işbu takipten 1 ay sonra ödenmiş olan senetleri de takip konusu yaptığım, rehinin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip sonucu beklenmeden ödenmiş senetler hakkında takip yaptığını, işbu dosyadan araç satışı yapıldığını,Senetler araç satışı için verilmiş olup araca da rehin konulduğunu, ancak davalı yan senetlerin bu araç satışı ile İlgisi yokmuş gibi hareket ederek “tahsilde tekerrür olmaması” kaydını bile düşmediğini,Tüm bu sebeplerden dolayı, senetlerin Ödenmiş olması ve aynca aracında satılmış olması göz önüne alınarak teminatsız olarak takibin durdurulmasını, eşin rızası bulunmadığından kefalet sözleşmesinin geçersizliğini/iptalini, kefaletin iptaline/geçersizliğine hükmedilmemesi halinde dava dışı …’in sahip olduğu ödeme defi sebebi ile ödenen miktar kadar borçlu olmadıklarının tespiti ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde, özetle;Davacı, dava dilekçesinde özetle; huzurdaki davaya dayanak takibe konu bonolar üzerinde bulunan aval beyanının eş muvafakati alınmadığı gereksiyle geçersiz olduğunu, muaccel hale gelen gerekli tüm ödemelerin yapıldığını belirterek müvekkili kuruma hiçbir borç kalmadığını iddia ettiğini, işbu iddialar gerçeği yansıtmadığım ve kötü niyetli olduğunu, davanın reddi gerektiğini, şöyle ki;Davacının, takibin teminatsız olarak durdurulması yönündeki talebinin kabulü hukuken mümkün olmadığını,Davacı, huzurdaki menfî tespit davasını aleyhine takip başlatıldıktan sonra ikame ettiğini, dolayısıyla şu aşamada takibin durdurulması dahi hukuken mümkün olmadığını bunun teminatsız olarak durdurulmasını talep etmenin abesle iştigal olduğunu,İcra takibinden önde ve sonra açılan menfi tespit davaları farklılık arz ettiğini, IlK’nın ilgili maddesinin ilk bölümünde icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açılabileceği belirtildiğini, ikisi arasındaki fark ise icra takibinden önce %15 teminat ile icranın durması yönünde tedbir karan alınabilirken icra takibinden sonra %15 teminatla sadece icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesinin sağlanabilmesi, takibin tedbiren durdurulmasının mümkün olmayacağı noktası olduğunu,Fakat işlerlikte, icra dosyasının borcunun tamamen kapatılması ve bundan sonra %15 teminatla tedbir karan alınabilmesi de yaygın uygulamalar arasında olduğunu,Dolayısı İle, davacının talebi üzere takibin teminatsız olarak durdurulması söz konusu dahi olmadığını, takibin durdurulması için davacı tarafından icra dosyasının borcunun tamamen kapatılması ve bundan sonra %15 teminatın yatınlması gerektiğini, davacı yanın teminatsız tedbir taleplerinin reddi gerektiğini,Davacının, aval beyanının eş muvafakati alınmadığı gerekçesiyle geçersiz olduğu abesle iştigal olduğunu,6098 sayılı Türk borçlar kanununun 584/1 maddesine göre; eşlerden biri, mahkemece verilmiş bir ayrılık karan olmadıkça veya yasal olarak ayn yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu nzanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.’6102 sayılı TTK’nun 778/3 maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanan aynı kanunun 702/1 maddesine göre; 4 ’aval veren kişi, kimin için taahhüt altına girmişse aynen onun gibi sorumlu olur.”Davacının itirazları dolayısıyla, aval ile kefaleti birbirinden ayırmanın önem ve gerekliliği doğduğunu, kefalet, feri nitelikte olmasına karşın, aval, bağımsız ve asli bir nitelik taşıdığım, aval veren, lehine aval verilenin ileri sürebileceği ve senedin şekline İlişkin olanlardan başka geçersizlik sebeplerini, defi veya itiraz olarak alacaklıya karşı ileri süremeyeceğini, oysa kefil, asıl borçluya ait kişisel delilerden yararlanabileceğini, kefaletin, mutlaka asıl borç senedi üzerinde gösterilmesine lüzum olmadığı halde, aval şerhinin mutlaka poliçe, bono, çek veya alonj üzerine yazılması gerektiğini,TTK’nın 778/1-d maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanan aynı kanunun 724. maddesi hükmü gereğince, kambiyo senetlerinde müteselsil borçluluk esası olduğundan, bu tür senetlerde İmzası olan herkesi hamile karşı müteselsilen sorumlu olduğunu, bu açıklamalar doğrultusunda, Türk Ticaret Kanununda Özel hükümler olması nedeniyle, kambiyo senetlerinde TBK’nun 584. ve 603. maddelerinin uygulama alanı bulamayacağı, aval beyanının geçerliliğine ilişkin eş muvafakatinin aranmayacağı izahtan vares olduğunu,Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2015/25240E – 2016/2668K 28.01.2016T sayılı İlamı; ‘’bono üzerine ‘’kefil” ibaresi konsa dahi bu, aval olarak nitelendirilir ve aval veren, çekin diğer borçlusu ile birlikte müteselsilen sorumlu olur. TTK tun 778/1-d maddesi göndermesi ile çekler hakkında da uygulanan aynı kanunun 724. maddesi hükmü gereğince, kambiyo senetlerinde müteselsil borçluluk esası olduğundan, bu tür senetlerde imzası olan herkes, hamile karşı müteselsilen sorumludur. Bu açıklamalar doğrultusunda, Türk Ticaret Kanununda özel hükümler olması nedeniyle, kambiyo senetlerinde TBK’nun 584. ve 603. maddeleri uygulanamaz.”Dava, her ne kadar menfî tespit davası olsa da ispat yükü, takibe dayanak bonoya ilişkin müvekkil kuruma Ödeme yapıldığımı savlayan davacı tarafın üzerinde olduğunu,Menfi tespit davalarının mahiyeti gereği ispat yükü davalı tarafın üzerinde olsa da huzurdaki davaya konu olayda ispat yükü yer değiştirdiğini,Davacı taraf illetten mücerret bulunan kambiyo senetlerine yönelik herhangi bir imza itirazında bulunmamış, aksine borçlu bulunduğunu ikrar ettiğini, davacı tarafın iddiası “böyle bir borcum bulunmamaktadır” değil, “ödeme yaptığım için bir borcum kalmamıştır” şeklinde olduğunu,Dolayısı ile taraflarına yapılmayan ödemeleri ispat külfeti altında bırakılmaları hukuken söz konusu olamayacağından İspat külfeti yer değiştirecek ve ödeme yapıldığını iddia eden tarafin HMK md200 kapsamında ödemede bulunduğunu yazılı delille ispat etmesi gerekeceğini,Kambiyo senetlerinde illetten mücerretlik ilkesi gereğince davacıların dava dışı bir takibe İlişkin iddiaları geçersiz olduğunu, davacı taraf senet borcundan sorumlu olduğunu,Bilindiği üzere kambiyo senetleri karşılıklı temel ilişkiden tamamen bağımsız soyut borç ikrarları olduğunu, kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsız olduğunu, dava konusu senet, bağımsız borç ikrarını içeren bir senet olduğunu,Davacının dava dışı bir başka takibe yönelik beyanlarının huzurdaki davada yeri bulunmadığını,Tüm bu sebeplerden dolayı, huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile, davacı tarafın, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıda bırakılmasını talep ettikleri görülmüştür.
Taraflarca gösterilen delliller toplanmış, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası, … Bankası kayıtları, İstanbul Anadolu .. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası, İstanbul CBS … soruşturma sayılı dosyası celp edilmiş, alacağın varlığı ve miktarı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve rapor alınmıştır.
Bilirkişi dosyaya sunduğu 12/02/2019 tarihli raporda ” Kredi alan …, kefil …, kredi veren …A.Ş arasında “Otomotiv Ürünleri Kredisi ve Rehin Sözleşmesinin” imzalandığı,Davalı …-… A.Ş. ile davacı … ve dava dışı (davacının eşi) … arasında dava konusu aracın satışı İçin 11.09.2015 tarihinde “KREDÎ GERİ ÖDEME PLANI” imzalandığı ve “48 adet SENET” tanzim edildiği, Davacı tarafından 19 adet senet ile ilgili olarak icra takibi yapıldığı, ancak bu senetlerle İlgili olarak davacı ve eşi tarafından yapılan kısmi ödemelerin düşülmesi sureti İle takip tarihi 12.04.2017 tarihi İtibari İle davalının davacıdan 10.776,51 EUR alacaklı olduğu,Davacı müşteri adına tahakkuk ettirilen kredi tahsis ücreti ve ilk 23 adet senet ile ilgili senetlerin ödeme vadeleri ile senetlerin ödendiği tarihleri gösteren yukarıdaki bölümde arz edilen tabloda görüleceği üzere Senetlere ait kayıt tarihlerinden de görüleceği üzere sadece 1.senedin vadesinde ödendiği, diğer 22 adet (2-23 arası) senedin ise vadelerinde ödenmediği, geç ödendiği, dolayısı ile kalan senetlerin muaccel olduğu ve 14.08.2017 tarihi itibari ile davalının davacıdan ödenmeyen senetlerden dolayı (28.senetten= 677,89 EUR + kalan 20 adet 29-48 arası senetten 47.245,68 EUR) toplam 47.923,57 TL alacaklı olduğu” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, açılan dava, takipten sonra açılan menfi tespit davasıdır, davalı şirket ile dava dışı … ve davacının kefil olduğu, Otomotiv Ürünleri Kredisi ve Rehin Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye uygun olarak 11/09/2015 tarihinde geri ödeme planı düzenlenerek 48 adet senet tanzim edildiği, davacının senetleri aval veren olarak imzaladığı, avalın kendine özgü şekil şartları olup kefaletteki gibi eş rızası şartına bağlı olmadığı, 1 senedin vadesinde ödenmesinden sonra diğer senetlerin vadesinde ödenmediği, geç ödendiği, bu nedenle senet bedellerinin muaccel hale geldiği, İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı takip dosyasında 12/10/2015 vade tarihli ve 11/04/2017 vade tarihli sıralı senetlerin bedelinin tahsili talep edildiği, yaptırılan oldukça ayrıntılı defter incelemesi sonucunda yapılan kısmi ödemelerin düşülmesi sonucu takip tarihi itibariyle davalının 10.776,51 Euro alacaklı olduğu, dolayısıyla takip tarihinde davacının 143.819,88 TL takip alacağından borçlu olmadığı tespit edilmiş olmakla açılan davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacının 143.819,88 TL takip alacağından borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gereken 9.824,34 TL harçtan peşin alınan 2.558,65 TL nin mahsubu ile eksik kalan 7.265,69 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 2.594,65 TL ( 31,40 TL BH, 2.558,65 PH, 4,60 TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı bilirkişi ücreti 1.800,00 TL, tebligat gideri 195,00 TL toplam 1995,00 TL nin red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.915,04 TL nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi asgari avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 14.255,59 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi asgari avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince red ve kabul oranına göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerin üzerinde bırakılmasına, yatırılan avantan bakiye kalan kısmın kararın kesinleşmesi sonrası davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …