Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/633 E. 2020/217 K. 03.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/633
KARAR NO : 2020/217

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 31/01/2017
KARAR TARİHİ : 03/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Diyarbakır … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne verdiği dava dilekçesinde özetle; 20/07/2015 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi üzerine takla attığını ve müvekkillerinin murisi …’ın ölümüne sebep olduğunu, müvekkillerinin murisinin araç içinde yolcu olduğundan müteveffaya kusur izafe edilemeyeceğini, davaya konu olay hakkında Diyarbakır … Asliye Hukuk Mahkemesi’nde …1 Esas sayılı dava dosyası ile sigorta aleyhine dava açıldığını, alınan ATK raporunda kazaya %50 oranında davalı … sigortalısı olan aracın sebep olduğunu, %50 oranında sürücüsü ve plakası belli olmayan meçhul aracın sebep olduğunun tespit edildiğini, sürücüsü ve plakası belli olmayan araçlarla ilgili sorumluluğun KTK açısından …nın sorumlu olduğunu, olay nedeniyle desteklerini kaybeden müvekkillerinden … için 400,00TL, … ve … ve… için 200,00TL’den olmak üzere toplam tazminatın davalıdan tahsili ile bu dosyanın Diyarbakır… Asliye Hukuk Mahkemesi’nde … Esas sayılı dava dosyası ile birletiştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Diyarbakır … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası Diyarbakır …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu davanın yetki yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin ikametgah adresinin… olduğundan dolayı müvekkil şirket aleyhine açılan davada İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın açıldığı Diyarbakır …Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkisiz olduğunu, açılan davaya süresi içerisinde yetki yönünden itiraz ettiklerini,20/07/2015 tarihinde plakası tespit edilemeyen aracın karıştığı kaza sonucunda davacıların varislerinin vefat ettiğini, bu poliçelerden dolayı sorumluluklarının davacının kusuru oranında olmak üzere, yaralanma ve sürekli sakatlık halinde olay tarihi itibariyle kişi başı azami 298.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, teminat limitininin bildirmesinin davayı kabul anlamında olmadığını, 5684 sayılı SK m.14 f.2/a ve G.H.Yön. m.9 f.1/a fıkrası uyarınca, “Sigortalının (kazaya neden olan aracın) tespit edilememesi durumunda, …nın, yalnızca zarar görenlerin bedensel zararları (ölüm ve yaralanma) için sorumluluğu doğmakta olup, eşyaya ilişkin zararlardan sorumlu tutulamaz” …nın sorumluluk alanı belirlenmiştir. Ancak söz konusu 30/05/2015 tarihinde meydana gelen kaza ile ilgili olarak plakası tespit edilemeyen aracın varlığının tespiti gerekmektedir. Dava dilekçesi ve eklerinden de anlaşıldığı üzere söz konusu kazanın meydana geldiği yerde herhangi bir iz, delil ve görgü tanığı bulunmamaktadır. Bu konudaki ispat külfeti MK ‘nın 6. Maddesi uyarınca “Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denildiğini, Yargıtay’ında tespit edilemeyen araçlarla ilgili olarak vermiş olduğu kararların bu yönde olduğunu, olay günü, saati ve yer değerlendirmesi yapıldığında olay ile ilgili herhangi bir görgü tanığının bulunmamasının kafa karıştırıcı olduğunu, ayrıca, 09/09/2016 tarihli olay yeri inceleme tutanağında; ”olay yerinde ve çevresinde yapılan incelemede başka bir şüpheli durum bulunmadığı” şeklinde beyanda bulunulduğunu, kaza tespit tutanağında da davacının dava dilekçesindeki beyanının aksine söz konusu kazada karayollarının ve davacıların varislerinin sorumluluğunun bulunduğundan bahsedildiğini, kazanın meydana gelmesinde yoldaki tespit edilemeyen kaygan sıvının, yine tespit edilemeyen araçtan meydana geldiğinin ispatının gerektiğini, aksi halde eldeki belgelerle kazanın davacıların belirttiği şekilde meydana geldiğinin kabulünün kesinlikle mümkün olmadığını, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafın zararının usulen ispat etme gerektiğini, teminat tutarının doğrudan davacıya ödenemeyeceğini, davacıların kaza sebebiyle uğradıkları gerçek zararın tespitinin gerektiğini, davacı tarafın vefat sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiğine göre; öncelikle müteveffanın davacılara destek olduğunun ispatının gerektiğini, davacıların gerçek zararının saptanması için davacıların ve ölenin yaşı, desteğin gelir durumu ve tazminata etki edecek diğer faktörler dikkate alınarak aktüer bir bilirkişiden rapor alınması gerektiğini, tarafların mali ve içtimai durum araştırması yapılmasını, davacıların hali refahta ise ve de bu kaza dışında sosyal güvenlik kurumlarından bağlanmış maaşları mevcut ise destek kaybının olmadığı veya çok sınırlı olduğunun kabulünün zorunlu olduğunu, araştırma sonucuna göre; tazminata etki edecek diğer faktörlerin tespit edilerek bilirkişi raporu alınması gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla davacıların kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, haksız eylem sonucu gerçekleşen gerçek zararın belirlenebilmesi için, olay sebebiyle elde edilen kazanımlar tazminat tutarından indirilmesi gerektiğini, özel yasaları gereği SSK, BAĞKUR ve EMEKLİ SANDIĞI kurumunun yaptıkları ödemeler sebebiyle rücu hakkı bulunmadığını, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 21/4 ve 39. md uyarınca, sigortalıya ve hak sahiplerine bağlanan maaşların ilk peşin değeri kazaya sebebiyet verenlere rücu edilir. Mükerrer ödemeyi ve haksız zenginleşmeyi önlemek için kurum tarafından sigortalıya ve hak sahiplerine bağlanan gelirin peşin sermaye değeri sorularak, bildirilen miktarın en son zarardan indirilmesi sureti ile gerçek zararın saptanması gerektiğini, bu sebeple, bu kurumlara re’sen yazı yazılarak; davacılara peşin sermaye değerli ödeme yapılıp yapılmadığının sorulmasını, eğer ödeme yapılmışsa tazminattan düşülmesini, açıklanan nedenlerden ötürü, öncelikli olarak müvekkil şirkete başvuru yapılmadığından davanın reddini, maluliyet oranının tespiti açısından Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını, poliçe teminatına girmeyen kazanç kaybı, tedavi gideri, bakım, yol masrafı ve diğer dolaylı zararların tümden reddini, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmilini talep etmiştir.

Diyarbakır … Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmekte olan … Esas sayılı dosyası davalı … bakımından tefrik edilerek yetkisizlik ile Mahkememize gönderilmiş olup, Mahkememizin yukarıdaki esasına kayıt edilmiştir.

Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususlar; 20/07/2015 günü meydana gelen ve müvekkillerinin murisi olan Zülküf Polat’ın ölümü ile neticelenen trafik kazasında uğramış olduğu destekten yoksun kalma zararının 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun Zorunlu Mali Sorumluluk sigorta poliçesi hükümleri gereğince karşılanması talebinden ibaret olduğu anlaşılmıştır.

DELİLLER;
… İl Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacının sosyal ekonomik durum araştırmasının yapılması istenilmiştir.
…na müzekkere yazılarak davacıların dava tarihinden önce başvurusunun olup olmadığı sorulmuştur.
Diyarbakır … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası kapsamında alınan 23/05/2016 tarihli ATK raporu dosya arasında mevcuttur.
Eğil Asliye Ceza Mahkemesinin… E sayılı dosya sureti, dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince tazminat hesabı yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, 17/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı …’ın davalı … A.Ş’den talep edebileceği maddi zararının 74.115,46TL, davalı …’ndan talep edebileceği maddi zararının 80.117,55TL olduğu, davacı Mehmet Zülfü Polat’ın davalı … A.Ş’den talep edebileceği maddi zararının 13.196,97TL; …’ndan talep edebileceği maddi zararının 12.743,48TL olduğu, davacı …’ın davalı … A.Ş’nden talep edebileceği maddi zararının 6.612,50TL, davalı …’ndan talep edebileceği maddi zararının 6.395,57TL olduğu, davacı …’ın davalı … A,Ş’den talep edebileceği maddi zararının 1.823,52TL, davalı …’ndan talep edebileceği maddi zararının 1.831,61TL olduğu, temerrüt başlangıcının davalı … A.Ş yönünden 04.08.2015, davalı … yönünden ise 31.01.2017 tarihi ve işleyecek faizin yasal faiz olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacılar vekili 08/11/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile dava miktarını 101.088,00TL olarak artırmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı davasıdır.
… Yönetmeliği m. 9/I-b’ye göre; “Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için,” …na başvurulabileceğini düzenlemektedir. Kazaya karışan plakası tespit edilemeyen aracın geçerli bir trafik sigortası bulunmadığından … Yönetmeliği m. 9/I-b’ye göre davacı tarafın …na tazminat başvurusunda bulunmasında hukuki yararı bulunmaktadır.
Davacı taraf davalı …na tazminat ödemesi yapılması için başvuruda bulunmuş başvuru dilekçesi davalı …na ulaşmış ve davalı … nezdinde hasar dosyası açılmıştır. Dolayısıyla davacı taraf 2918 sayılı KTK m. 97’ye göre başvuru ön koşulunu yerine getirmiştir.
20/07/2015 günü davacıların murisi …’ın yolcu olarak içinde bulunduğu aracın, plakası tespit edilemeyen araca çarpmamak için yaptığı manevra sonucu kazanın meydana geldiği, kazada davacıların murisinin vefat ettiği, dosyayı yetkisizlik kararı ile mahkememize gönderen Diyarbakır … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası kapsamında Adli Tıp Kurumundan alınan 23/05/2016 tarihli raporda; plakası ve sürücüsü meçhul aracın sürücüsünün %50 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, kusura ilişkin raporunun denetime elverişli ve açık olması nedeniyle mahkememizce itibar edilerek dosya maddi tazminat hesaplamasına ilişkin rapor düzenlenmesi için aktüerya uzmanına tevdi edilerek rapor aldırıldığı, raporda davacıların destekten yoksun kalma tazminatının tespit edildiği görülmüştür.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 53’e göre; “Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır: 1. Cenaze giderleri. 2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.” Davacı taraf ölenin desteğinden yoksun kalması nedeniyle uğradığı kayıpları tazminat olarak talep etmektedir. Hazırlanan 17/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda da ölenin desteğinden yoksun kalması durumunda uğradığı tazminat miktarı hesaplanmış olup … Yönetmeliği m. 9/I-b’ye göre davalı … bu tazminatı ödemekle yükümlüdür. Bu bağlamda davanın ıslah edilmiş hali ile kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın ıslah edilmiş hali ile KABULÜNE;
1-Davacı … yönünden; 80.117,55TL, davacı… yönünden; 12.743,48TL, davacı … yönünden, 6.395,57TL, davacı … yönünden 1.831,61TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 31/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak DAVACILARA VERİLMESİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 6.905,32TL karar harcından peşin alınan 27,70TL ve ıslah ile alınan 346,00TL olmak üzere toplam 373,70 harcın mahsubu ile bakiye 6.531,62TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan davacı Semiha Polat yönünden 11.215,55TL, davacı… yönünden 3.400,00TL, davacı … yönünden 3.400,00TL, davacı … yönünden 1.831,61TL vekalet ücretinin ücretinin davalıdan alınarak DAVACILARA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan toplam 1.830,70TL ( 27,70TL BVH, 4,10TL VSH, 27,70TL Peşin Harç, 346,00TL ıslah harcı, 625,20 posta ve tebliğler, 800,00TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davalıldan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip
*e-imzalıdır

Hakim
*e-imzalıdır