Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/603 E. 2021/261 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/603
KARAR NO:2021/261

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:05/07/2017
KARAR TARİHİ:24/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVACININ TALEBİ:

Davacı …. vekili verdiği dava dilekçesinde, davalı … ile gazetelerin dağıtımına ilişkin sözleşme yaptıklarını, bu sözleşmeye göre davalının üstendiği dağıtım işinin sonucunda dağıttığı gazete miktarı üzerinden prim almasının kararlaştırıldığını, dağıtılan gazetelerin bedellerini ise davalının topladığını ve kendilerine gönderdiğini, davalının sözleşmeye göre topladığı gazete bedellerini ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bunun üzerine …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi yaptıklarını, bu takibe yetki itirazında bulunulması üzerine de …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasından tekrar takip yaptıklarını, davalının takibe itiraz etmesi üzerine de itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı … vekili verdiği cevap dilekçesinde, davacı ile 1.000,00 TL maaş, sigorta ve satıştan % 25 prim şeklinde anlaştıklarını, … hesabı ile SGK kaydının bunu kanıtlamakta olduğunu, davacı tarafın kendisine ödediği 1.000,00 TL’yi cari hesaptan düşmediğini, borç kaydı olarak hesaba işlediğini, bu durumun muhasebe kaydı ile sabit olduğunu, davacının talep ettiği gazete satış miktarının önceki aylardaki gazete satış miktarları ile uyuşmadığını, bir önceki ay 9.450 adet gazete satılmışken bir sonraki ay 16.470 adet gazete satılamayacağını, bu nedenlerle davacı şirkete borcunun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 102 ve davamı maddelerine göre acentelik sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, sözleşmeyi, ticari defter ve kayıtları ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, sözleşmeyi, ticari defter ve kayıtları, … hesap ekstresini ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 102 ve davamı maddelerine göre acentelik sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.
6098 sayılı TBK m. 502’ye göre; “Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir. Vekâlete ilişkin hükümler, niteliklerine uygun düştükleri ölçüde, bu Kanunda düzenlenmemiş olan işgörme sözleşmelerine de uygulanır. Sözleşme veya teamül varsa vekil, ücrete hak kazanır.” Taraflar arasında yapılan sözleşmenin “Sözleşmenin Amacı” başlıklı 3’üncü maddesinde “Kendi nam ve hesabına iş yapan alıcı iş bu sözleşmede belirlenmiş ücret karşılığı dağıtacağı, emtiaları, (…) dağıtmayı, varsa tahsilatlarını yapmayı, gazete ve dergi gibi emtiaların tirajını arttırmaya yönelik abone çalışması yapmayı, yeni kazanılan abonelere ait bilgileri derhal şirkete bildirmeyi, (…) taahhüt eder.” düzenlemesi getirilmiştir. Bir hukuki ilişkinin acentelik ilişkisi olabilmesi için aracılık eden kişinin bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer veya bölge içinde sürekli olarak ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bunları bir tacir adına yapmayı meslek edinmesi gerekir. Dava konusu sözleşmede ise davalının kendi nam ve hesabına iş yapacağı belirlenmiş olup bu nedenle taraflar arasındaki hukuki ilişki acentelik değil 6098 sayılı TBK m. 502’ye göre iş görme ilişkisidir.
Dava konusu sözleşmenin “Ücret, Ödeme Zamanı, Teminat” başlıklı 9’uncu maddesinde “Alıcı, şirket tarafından günlük olarak kendisine ulaştırılan tahsilatsız … Gazeteleri için 0,125 TL/adet şirketten dağıtım pirimi alacaktır.” düzenlemesi getirilmiş olup sözleşmede davalı tarafın belirttiği gibi 1.000,00 TL maaş ödemesi yapılacağı ve davalının SGK kaydının yapılacağına ilişkin bir madde bulunmamaktadır.

Davacının davalıdan alacaklı olduğu miktarın tespit için davacı taraf ticari defterleri üzerinde 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre mali müşavir bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılmasına karar verilmiştir. Hazırlanan 26.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda dava dışı … A.Ş.’nin davacı şirketten 28.958,82 TL talepte bulunduğu, davacının da davalı taraftan alacak talebinde bulunduğu tespitinde bulunmuş ve davacının davalı için tuttuğu hesap ekstresi ile davacı defterlerinin uyuşmadığı, bu nedenle de davacının davalıya ne kadar gazete gönderdiğinin ve abone miktarının tespitine ilişkin belgelerin dosyaya sunulması durumunda rapor hazırlanabileceği belirtilmiştir.

Davacı taraftan davalıya teslim edilen gazete ve benzeri emtialar ile iade edilenlerin tam miktarı ve abone sayılarını mahkememize bildirmesi istenilmiş, bu bilgi ve belgeler geldikten sonra ek rapor için dosya başka bir bilirkişiye verilmiştir.

Hazırlanan 04.12.2020 tarihli ek bilirkişi raporunda, dava dışı … A.Ş.’nin ve davacının ticari defterleri birlikte incelenmiş, taraflar arasındaki sözleşmenin 17.06.2013 tarihli olduğu, maaş ödemelerinin tamamının sözleşme öncesine dayandığı, altı tane maaş ödemesi gönderildiği, bunlardan dört tanesinin göndericisinin belli olmadığı, iki tanesinin ise davacı olmayan kişilerce gönderildiği, alacak tutarının davacı defterinde kayıtlı olduğu, davaya konu alacak miktarının dava dışı … A.Ş. tarafından … A.Ş.’ye yansıtıldığı, bu şirketin de davacı şirkete virman yaptığı, davacının toplam alacağının 26.916,39 TL olduğu, davacı tarafından davalıya verilmesi gereken prim miktarının ise 13.119,38 TL olduğu tespit edilmiştir.

Hazırlanan 04.12.2020 tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafından davalıya verilmesi gereken prim miktarının 13.119,38 TL olduğu tespit edilmiş olmasına karşın bu rakamın davalı tarafa ödenip ödenmediği konusunda bir tespitte bulunulmadığı anlaşıldığından dosyanın aynı bilirkişiye verilerek davacı taraf defterlerine göre davacı tarafın davalıya 13.119,38 TL ödemede bulunup bulunmadığının tespiti için ek rapor hazırlanması istenilmiştir.

Hazırlanan 24.01.2021 tarihli bilirkişi raporunda davalının 13.119,38 TL’yi kendi alacağına mahsup yaparak ödeme yaptığı, bu tutar düşüldükten sonra davacının kalan alacağının 26.916,39 TL olduğu tespit edilmiştir.

6100 sayılı HMK m. 222/II’ye göre; “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.” Davacı defterlerinin bu maddeye uygun şekilde tutulduğu anlaşılmakla davacı defterlerinin kendisi lehine delil hükmünde olduğu kabul edilmiş ve bu kayıtlar hükme esas alınmıştır.

6100 sayılı HMK m. 222/III’e göre; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” Bu maddeye uygun olarak davacı defterlerindeki kayıtların aksi davalı tarafından senet ya da kesin delillerle kanıtlanamadığından davacı defterleri davacı lehine delil hükmündedir.

6098 sayılı TBK m. 508’e göre; “Vekil, vekâlet verenin istemi üzerine yürüttüğü işin hesabını vermek ve vekâletle ilişkili olarak aldıklarını vekâlet verene vermekle yükümlüdür. Vekil, vekâlet verene tesliminde geciktiği paranın faizini de ödemekle yükümlüdür.” Hazırlanan bilirkişi raporlarıyla davalının kendi prim alacağını mahsup etikten sonra davacıya ödemesi gereken gazete satış parasını ödemediği böylelikle vekâletle ilişkili olarak aldıklarını vekâlet verene verme yükümlülüğünü yerine getirmediği anlaşılmakla davanın asıl alacak yönünden kısmen kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

6098 sayılı TBK m. 117’ye göre; “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.” Yani borcun muaccel olması borçlunun temerrüde düştüğü anlamına gelmemektedir.
Dosya içerisine alınan …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasında davacı taraf 29.198,20 TL asıl alacak ve 246,38 TL asıl alacağın faizi olmak üzere toplam 29.444,58 TL alacak talebinde bulunmuştur. Ancak sözleşmeye konu alacaklarının tarafına ödenmesi için 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 18/III’e göre davalı tarafı temerrüde düşürdüğüne ilişkin ihtarname ya da benzeri bir bildirim yazısını dosyaya sunmamıştır. Bu nedenle davanın takip tarihine kadar işlemiş faiz yönünden reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

Davalının mahsup ettiği kendi prim alacağından sonra davacı tarafa ne kadar borcunun kaldığını bilebilecek durumda olması nedeniyle icra takibinin tamamına yaptığı itirazın iyiniyetli olmadığı kabul edilerek davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir.

Davacı tarafın alacaklı olduğu miktardan daha fazla icra takibi başlatmış olmasında ağır kusuru ya da kötüniyetinin varlığı kanıtlanmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasına, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 26.916,39-TL üzerinden aynı koşullarda devamına,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan 26.916,39-TL üzerinden %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

4-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 1.838,66-TL nispi karar harcının peşin alınan 502,84-TL harçtan mahsubu ile eksik 1.335,82-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
6-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 1.580,30-TL ( 1.350,00-TL BK ücreti, 230,30-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 1.444,61-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam ‭538,84‬-TL ( 31,40-TL BH, 502,84-TL PH, 4,60-TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.528,19-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALIYA VERİLMESİNE,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır