Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/60 E. 2018/1280 K. 07.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/60 Esas
KARAR NO : 2018/1280 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/01/2017
KARAR TARİHİ: 07/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (ticari satımdan kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; müvekkilinin freze işleri madeni ve plastik ev eşyaları imalatı, …gaz çakmak imalatı, kuaför malzemeleri ve temizlik malzemeleri imalatı, alımı satımı, ithalat ihracat ve dahili ticaret işleri, dokusuz örgüsüz teknik tekstil kumaşları ile buradan yapılan ürünlerin imalatı işleri ile iştigal eden ve piyasada ticari itibari olan bir tacir olup; faaliyet konusu olan tekstil kumaşlarının imalatı işe neticesinde davalı ile bir satış sözleşmesi akdedildiğini, taraflar arasında akdedilen karşılıklı borç yükleyen satış sözleşmesi ile miktarı ve özellikleri belirlenen kumaşların davalıya teslim edilmesi, bunun karşılığında davalı tarafından da işbu kumaşların bedelinin satıcı konumundaki müvekkile ödenmesi hususları belirlendiğini, nitekim müvekkili tarafından sözleşme konusu kumaşların hazırlanıp belirlenen zamanda, eksiksiz ve ayıpsız şekilde davalı yana teslim edildiğini, davalı yanca da işbu kumaşların hiç bir ihtirazı kayıt düşülmeden teslim alındığını, satış sözleşmesinin ücret ödeme yükümlülüğüne riayet edilmediğini, kumaşların bedelinin müvekkile ödenmediğini, davalı yan aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasında, usulüne uygun düzenlenen fatura bedelleri üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın iptali ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Asil Cevap Dilekçesinde Özetle; takibi kabul etmediğini, tarafına gönderilen mallar ayıplı çıktığı için tutanakla iade edildiğini, iade edilen malların yerine yenisi geleceğini söylendiği için iade faturası düzenlenmediğini, fakat daha sonra malın üretilmeyeceğini fabrikanın satıldığını öğrendiğini, bundan dolayı iade edilen malların yerine verilen ödemelerin makbuzu ve iade tutanağını ibraz ettiğini, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli araştırmalar yapılmış ve 18/07/2017 tarihli ara karar ile varsa davacının alacağının varlığının ve miktarının belirlenmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, 11/12/2017 tarihli raporunda bilirkişi özetle; Dava konusu alacağın tela kumaşı satış faturasından oluştuğu, dava konusu alacağı oluşturan faturaların hizmet içeriği ile uyumlu olduğu, mal teslimlerinin irsaliye ile yapıldığı, davacı şirketin davalı firma ile ilgili faturaları muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak 2015-2016 yılı defter kayıtlarına işlediği, eklerde yevmiye kaydı ile detayı verilen tüm faturalar ve ödemelerden sonra oluşan 31.12.2016 tarihi itibariyle 15.675,30-TL alacaklı olduğu, bu rakamın 2017 yılına devrettiği başkaca ödeme olmadığı, davacının alacağının varlığına karar verilmesi halinde bu alacağa icra takip tarihinden itibaren işlemiş faizi ile birlikte (15.675,30-TL fatura bedeli + 507,49 TL işlemiş faiz= 16.182,79-TL) 16,182,79-TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, fatura alacağından kaynaklı itirazın iptali davası niteliğindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Mahkememizce ticari defterlerini sunmaları için taraflara süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Bilirkişi raporu denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmakla bilirkişi tarafından belirlenen bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, asıl alacak miktarı yargılama ile belirlendiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 15.675,30-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
2-Şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 1.070,78-TL nispi karar harcından peşin alınan 244,75-TL harcın mahsubu ile bakiye 826,03-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesap olunan 2.180,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının dava açılırken yaptığı 280,25-TL (31,40-TL BH, 244,75-TL PH , 4,10-TL VH) harç bedeli, 1.400,00-TL bilirkişi ücreti ve 142,15-TL tebliğ gideri olmak üzere toplam nin red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.409,80-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan 50-TL tebligat giderinin red ve kabul oranına göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 11,30-TL nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince red ve kabul oranına göre red edilen miktar üzerinden hesap olunan 2.180,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Artan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır
Bu Belge, 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa Göre Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.