Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/597 E. 2020/508 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/597
KARAR NO:2020/508

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:12/10/2016
KARAR TARİHİ:17/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin … İli … İlçesi,… Mah… Ada,… Parselde bulunan …Blok … katta … daire yine … Blok … katta … daireyi 20/07/2012 tarihinde 1.466.623,50 USD karşılığında satın aldığı, davacı ile davalı şirket yapmış oldukları 20/07/2012 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi Lejantı gereği davacı firmanın tüm edimlerini yerine getirdiği, almış olduğu dairelerin bedellerini ödediği ancak davalı şirketin 30/10/2013 tarihinde teslim etmesi gereken daireleri halen davacıya devretmediği, davalı şirket vekilinin davacıya gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde belirtilen 30/10/2013 tarihli teslim tarihinin bu tarihten sonra altı ay uzatıldığını ihbar ettiği, ancak bu sürelere de uyulmayarak halen sözleşme konusu dairelerin davacıya devredilmediği, en son 28/07/2015 tarihinde davacı şirketten ¨96.500,00 tapu masrafı istendiği, bu masraf verildiğinde tapu devirlerinin yapılacağı beyan edildiği, ancak davalı şirketin sözünde durmayarak bu parayı da zimmetine geçirdiği ve edimlerini yerine getirmediğinden bahisle öncelikle … İli … İlçesi,… Mah … Ada,… Parsel de bulunan ….Blok kat:… daire … ve …, yine …katta bulunan … nolu bağımsız bölüm, … nolu bağımsız bölüm ve 91 nolu bağımsız bölümlerin 3.kişilere devrinin önlenmesi için tedbir konulmasına ya da davalıdır şerhi işlenmesine karar verilmesini, davaya konu satış vaadi sözleşmesindeki davalı şirkete ait dairelerin rayiç bedelleri tespit edilerek dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte günümüz değerine güncellenerek ve değiştirilerek davalı şirketden alınarak davacı şirkete verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; davanın … mahkemelerinde açılması gerekirken, … Mahkemelerinde açılmış olması sebebiyle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiği, davalı ile davacı arasında yapılmış sözleşmede 12.5.maddesine göre taraflar arasında çıkacak uyuşmazlıklarda yetkili olan mahkemenin … Mahkemeleri olduğunun kararlaştırıldığı, tarafların tacir oldukları ve Fason Dikim Sözleşmesine göre … Mahkemelerinin yetkili olacağı kararlaştırıldığından sözleşmedeki yetki şartı geçerli olduğu, bu sebeple öncelikle yetki itirazında bulundukları, esas yönünden ise davacı taraf ile davalı şirket arasında … ili, … ilçesi, … mah. … ada, … parsel de bulunan… Blok … Kat,… daire yine … Blk … Katta … daireyi 20.07.2012 tarihinde 1.446.623,50 USD karşılığında satın alması için satış vaadi sözleşmesi yapıldığı, davalının sözleşme gereği edimlerine yerine getirmediği iddiasının doğru olmadığı, davacı ödemelerin tamamının yapıldığı iddia etse de ödeme aracı olarak kendilerine ¨1.425.600,00 değerinde barter çeki verildiği, ancak çekin karşılığının bulunamadığı, davacının sözleşmeye ilişkin esas edimini yerine getirmediği için davalıdan sair taleplerde bulunma hakkının söz konusu olmadığı, davacının verdiği çekin ödeme garantili olması gerekirken çekin karşılıksız çıkması sebebiyle davalının davacı taraftan alacaklı olduğu, sözleşme konusu dairelerin her birinin teslimatının yapıldığı, mevcut durumda dairelerin davacı firma nezdinde kullanılabilmekte olduğu, daireyi teslim aldıktan sonra ödeme bile yapmamışken bedel iadesi talebinde bulunup bunu gerekçe göstermesinin hakkın kötüye kullanılması olduğu ve dürüstlük kuralına aykırı olduğundan bahisle öncelikle davanın yetki yönünden reddine, usulen reddi mümkün görülmezse esas sebebiyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
…AHM … E-K sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilmiş, dosya … ATM’ye tevdii edilmiş, mahkeme … E-K sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı vermiş dosya mahkememize tevdii edilerek yeni esas almış ve yargılamaya devam edilmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, … Tapu Müdürlüğü cevabi yazısı celp edilmiş sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacağının varlığı ve miktarı açısından yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti dosyaya sunduğu 27/02/2018 tarihli raporda ” Davacı ile davalı arasında 20.07.2012 tarihinde toplam 5 adet konut satışı için ayrı ayrı “Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi (kısmı Barter’li)” ve “Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi Lejantı” imzalandığı, davalı yan yararına dava dilekçesinde yer aldığı gibi yüce Mahkemece hüküm kurulması sayın yargı makamınca düşünülürse, davacının güncellenen değeri değil ancak faizi isteyebileceği, Taraflar arasında imzalanan sözleşme ile ilgili olarak davacı tarafından davalı şirkete 1.210.000,00 TL tutarında çek ve 1 adet 1.425.600,00 TL tutarlı barter çeki olmak üzere 2.635.600,00 TL’lık çek verildiği, aynca 96.594,00 TL’lik tapu harcı ödendiği, bu, davalı tarafından davacı adına sözleşmenin ve davanın konusu dairelerle ilgi olarak 2.684.109,42 TL’lik fatura tanzim edildiği, ödemelerin ve faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, buna göre tarafların ticari defler kayıtlarında davacının davalıdan 48.084,58 TL, alacaklı olarak gözüktüğü, esasen, ilgili dönemdeki kur durumu ve davacının istemi gözetilerek, eğer davacı yanın dava dilekçesinde yer bulan savları muhterem Mahkemece benimsenecek olursa, davanın açıldığı tarihteki durum itibariyle, faturaların tanzim ve kabul maksadı düşünüldükte, bunun defter kaydındaki gibi mütalaasının dava ikame anı baz alınarak değerlendirilemeyeceği ve bu durumda davalının o evrede sözleşmesel edimini 1.466.623,50 USD ve aynca 96.500,- TL olarak talep etmesinin kabul edilebilir olacağı ve eğer bu yönde sayın Mahkemece bu yönde hüküm kurulacak olursa, yabancı para cinsinden talep yönünden dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesine göre TL cinsi talep açısından ise yasal faize hükmedibnesinin mümkün olabileceği düşünülmeye elverişlidir. Davacı (alıcı) ve davalı (satıcı) arasında bilatarih olarak …. Tapu Sicil Müdürlüğü nezdinde … Ada,… Parsel’de kayıtlı ana gayrimenkulde yer alan … Kat … Blok … Nolu Bağımsız Bölüm, … Kat … Blok … Nolu Bağımsız Bölüm, …. Kat … Blok … Nolu Bağımsız Bölüm, …. Kat … Blok … Nolu Bağımsız Bölüm, … Kat … Blok … Nolu Bağımsız bölümdeki konuttan teslim aldıklarına dair teslim sırasındaki eksikliklerin de belirtildiği “… Konut Teslim Belgesi” nin düzenlendiği ve bu belgelerin davacı şirket tarafından kaşelenerek üzerinin imzalandığı görülmekle, yukarıda yer bulan kanaatin özü tekemmül etmektedir ve fakat asli ve nihai takdirin her aşamada ve mutlaka, 6100 sayılı HMK’nın md. 266/C.2 ve md. 279/4 ahkâmıyla 6754 sayılı Kanun’un md. 3/3 hükmü gereği tamamen sayın Mahkemeye aittir. Yanlar arası sürecin devamının anlatımı muktezi oldukta, aşağıdaki hususların dermeyanı da mümkündür: … Kaymakamlığı … Müdürlüğü tarafından Sayın Mahkemenize gönderilmiş 28/04/2017 tarihli yazısında ekinde sanulan … İli, … İlçesi, … mevkii, … ada, … parsel, … nolu bağımsız bölümlere ait tapularda bu dairelerin maliki/sahibi olarak 03.04.2015 tarih … yev. kaydı ile davalı …. A.Ş. adına kayıtlı olduğunun görüldüğü, bilahare davalı vekili tarafından Sayın Mahkemenize sunulan…; Bilatarih dilekçe ekindeki suret tapu senetlerinde … İli, … İlçesi, … mevkii,… ada, … parsel, …, …, … nolu bağımsız bölümlerin 21.12.2017 tarihinde … A.Ş. tarafından (alıcı) özyaman … ŞtL adına SATIŞ işleminin yapıldığı, 08.02.2019 tarihli dilekçe ekinde … İli, … İlçesi, … mevkii, … ada, … parsel, … Blok …. kat … ve … nolu bağımsız bölümlerin 28.12.2018 tarihinde …. A.Ş. tarafından (alıcı) … ŞtL adına SATIŞ işleminin yapıldığının görüldüğü anlaşılmaktadır. Her ne kadar ‘her dava açıldığı günkü şartlara göre değerlendirilir, dava ikamesinden sonra ifa varsa, infaz sürecinde o cihet gözetilir’ prensibi de mevcut ise de, davacının davalıdan aldığı faturaları kendi defterine yukarıdaki gibi kayıt etmesinin dönüşen etkisi de nazara alınarak, bu davada davacının da kabulü ile gerçekleştiği düşünülen “ayni (nesnel) ifa”ya göre davanın konusuz kaldığının düşünülebileceği mütalaa edilmeye salih görülebilmektedir. ” görüşü bildirilmiştir.
Davacı vekili 14/05/2019 tarihli ıslah talebine ilişkin beyan dilekçesinde özetle; ” öncelikle dava konusu olan 1.466,623,50 USD ve 96.500 TL nin faiz ve yargılama masrafları,ücreti vekalet ile davalı şirketden alınarar müvekkil şirkete verilmesini talep etmekteyiz,Sayın Mahkemenin davanın ayni ifa nedeniyle konusuz kaldığının kabulü halinde davamızın ıslahı ile Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydiyle,dairelerin teslim tarihi olan 30.10.2013 tarihinden bu güne mahrum kalınan kira bedellerinin tespiti ile müvekkilime verilmesine,20.07.2012 Tarihinde ödemiş olduğumuz bedelden kaynaklı kazanç kaybımızın hesaplanarak müvekkile verilmesini,dairelerin zamanında teslim edilmesi durumunda bunların satılarak tekrar ticarette kullanılacağı,doların değer artışı gibi etkenlerin göz önünde bulundurularak müvekkil şirketin mahrum kalmış olduğu kazanç kaybının bilirkişi marifetiyle hesaplanarak müvekkil şirkete verilmesini ” talep etmiştir.
Davacının ıslah talebinde mahrum kalınan kazanç kaybını ilişkin bilirkişiden ek rapor alınmış, 26/08/2019 tarihli ek raporda ” Şekle aykırı sözleşmede dava açıldıktan sonra davacının davalının ediminin ifasını kabulüyle her iki tarafın sözleşmede üstlendikleri edimlerim yerine getirdiği, her iki tarafın sözleşmede üstlendikleri edimleri yerine getirdikten sonra şekil şartına aykırılık sebebiyle sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülmesinin Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesine göre hakkın kötüye kullanımı olarak değerlendirilebileceği, ancak bu alanda hukuki değerlendirmenin yüce Mahkemeye ait olduğu, Davacının 14.05.2019 havale tarihli ıslah talebinin kısmen ya da davanın tamamen ıslahı olup olmadığının ve ıslahın geçerli bir ıslah olup olmadığının takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; a)Islahın sayın Mahkemenizce geçerli olarak kabul edilmesi seçeneğinde; Taşınmazların sözleşmede kararlaştırılan günde teslim edilmemesi nedeniyle teslim yükümlüsü davalının 30.10.2013 günü temerrüde düştüğünün kabul edilmesi durumunda davacının sözleşmeyi feshetmediği ve sözleşmeden döndüğüne ilişkin dosya içerisinde açık bir ihtarı yer almadığından, Türk Borçlar Kanunumun 125. maddesi gereği davacının aynen ifa ile beraber gecikme tazminatı talep edebileceği, gecikme tazminatı olarak; alacaklının malvarlığının, temerrüde düşülmeden borcun ifa edilmesi halinde içinde bulunacağı durumla, gecikmeli ifa sonucunda içinde bulunduğu durum arasındaki farkın talep edilebileceği, davacının ıslah dilekçesi ile talep ettiği mahrum kaldığı kazanç kaybının hesaplanması Bilirkişiliğimizin uzmanlık alanına dahil olmadığından hesaplamanın yapılamadığı, takdiri sayın Mahkemeye ait olmak üzere dava konusu uyuşmazlıkta mahrum kalınan kazanç kaybının hesabı hususunda Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Bilirkişiden rapor tanziminin istenebileceği, b) Islahın sayın Mahkemenizce geçerli olarak kabul edilmemesi seçeneğinde; Bilirkişi Kök Raporu’na yönelik itirazlar neticesinde Kök Raporda’daki kanaatimizi değiştirecek nitelikte yeni bilgi ve belge dosyaya sunulmadığından takdiri sayın Mahkemeye ait olmak üzere Kök Raporumuz’daki görüşümüzün değişmediği… ” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava sebepsiz zenginleşmeye dayalı istirdat davasıdır. Taraflar arasında 20.07.2012 tarihinde toplam 5 adet konut satışı için ayrı ayrı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığı, bu satım sözleşmeleri resmi şekilde yapılmadığı için geçersiz olup davacı tarafın sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarıca daireler için ödediği 1.466.623,50 USD bedelin ve tapu masrafı olarak ödediği 96.500,00 TL bedelin iadesini talep etmekte olduğu yargılama devam ederken davaya konu … İli … ilçesi … Mevkii … ada … parselde kayıtlı … blok … Kat … ve… no’lu bağımsız bölümler ve yine … blok … Kat … ve …no’lu bağımsız bölümlerin 21.12.2017 ve 28/12/2018 tarihlerinde satışının yapılarak tapuda davacıya devredildiği, Davacı tarafın 14.05.2019 tarihli ıslah talebine ilişkin beyan dilekçesinde mahrum kalınan kira bedellerinin ve kazanç kaybının tespit edilerek müvekkiline verilmesi talep edildiği, 6100 sayılı HMK’nın 180 Md.’de tamamen ıslah hükmüne yer verilmiş olup davayı tamamen ıslah ettiğini bildiren tarafın bu bildirimden itibaren 1 hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermek zorunda olduğu, somut davada sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak açılan iade davasının tazminat davasına dönüştürülerek tamamen ıslah edilmek istendiği, tazminat miktarlarının somutlaştırılmadığı gibi HMK 180 Md. Gereğince 1 hafta içinde yeni bir dava dilekçesi de sunulmamış olduğu, somutlaştırılmayan ve süresinde dava dilekçesi sunulmayan ıslah talebi yönünden tamamen ıslah şartları oluşmadığından hükme esas alınmadan ıslah talebinin yapılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, sebepsiz zenginleşmeye davalı istirdat davasında ayni ifa nedeniyle ve gayrimenkuller davacı tarafa devredilmiş olduğundan davanın konusuz kalmış olduğu ve hüküm verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği anlaşılmış olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Tamamen ıslah şartları oluşmayan ve hukuka aykırı olan ıslah talebi hükme esas alınmadan dava konusuz kaldığından HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 54,40 TL maktu karar harcından peşin alınan 75.339,12 TL harçtan mahsubu ile artan 75.284,72 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 132.741,01 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 3.226,70 TL’nin ( 29,20 TL Başvurma Harcı, 4,30 TL Vekalet Suret Harcı, 54,40 Karar Harcı, 338,80 TL tebliğler, 2.800,00 TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/09/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …