Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/54 E. 2018/856 K. 19.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/54 Esas
KARAR NO : 2018/856
DAVA : Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli)
DAVA TARİHİ : 18/01/2017
KARAR TARİHİ : 19/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Davacı …’ın Davalı Şirketin %36,03 oranında,…’ın %35,67 oranında, …’ın %13,03 oranında, … Otomotivin %13,67 oranında,…’in %27,436 oranında hissedarı olduğunu; davacının 2002 yılından itibaren şirket’in yönetim kurulu başkanı ve imza yetkilisi olarak şirket’in yönetim ve temsilinde bulunduğunu; 12.04.2016 tarihli 2015 Yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında, kız kardeşi… ve annesi … ile birlikte üç yıl süre ile görev yapmak üzere Şirket yönetim kurulu üyeliğine seçildiğini ve yönetim kurulu başkanı olarak atandığını; yönetim kumlunun 12.04.2016 tarih ve 2016/04 sayılı kararı Şirketin, her konuda ve en geniş şekilde davacı … ve Yönetim Kurulu başkan yarıdımcısı…’ın Şirket kaşesi altına atacakları müşterek imzaları ile temsil ve ilzam edilmesine karar verildiğini; davacının yönetim kurulu başkanı sıfatıyla herhangi bir çağrısı ve bilgisi bulunmamasına rağmen,… ve …’ın Şirketin yönetim kurulu karar defterine el koyarak ve aralannda usulsüzce toplanarak yönetim kurulu üyesi şirket ortağı …’ın 227.024,00 TL İtibari değerde toplam 227.024 adet hissesinin, Şirketin bir diğer yönetim kurulu üyesi ortağı olan…’a devrine ilişkin hisse devir sözleşmesinin onaylanmasına ve hisse devrinin pay defterine işlenmesine ilişkin usulsüz ve haksız şekilde karar alındığını; alınan bu kararın üzerine davacı tarafından söz konusu kararın yok hükmünde ve batıl olduğunun tespiti ve kararın yürütmesinin durdurulması ve diğer tebdir talepleri ile İstanbul Asliye …Ticaret Mahkemesi …E, sayısı ile dava açıldığını; 08.12.2016 tarihinde, Şirketsin diğer iki yönetim kurulu üyesinin davacıya yazılı bir talepte bulunmaksızın, kendi aralannda gizlice toplanarak, davacıyı yönetim kurulundan uzaklaştırmak ve imza yetkilerini kaldırmak için olağanüstü genel kurul toplantısına ilişkin yönetim kurulu karan aldıklarım; yetkisiz kişilerce usulsüz olarak çağnsı yapılan 05.01.2017 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan tüm kararların esas olarak bu nedenle ve aşağıda izah edilecek olan diğer nedenlerle TTK’nın emredici hükümlerine ve dürüstlük kuralına aykırı olduklarını; Şirketsin diğer iki yönetim kurulu üyesinin yönetim kurulu başkanı sıfatını haiz davacıdan kurulu toplantıya çağırmasına ilişkin herhangi bir talepte bulunmaksızın, davacıya haber dahi vermeksizin kendi aralannda gizlice toplanarak ve Şirketin yönetim kurulu defterini alıkoyarak usulsüzce genel kumlun toplantıya çağrılmasına ilişkin 08.12.2016 tarih ve 2016/09 sayılı yönetim kurulu karanm aldıklanm; TTK m, 392/7’nci maddesi uyannca yönetim kurulunu toplantıya çağnya yönetim kurulu başkanının yetkili olup, diğer üyelerin başkana haber dahi vermeksizin yaptıklan toplantıda aldıkları genel kurulun toplantıya çağnlmasma ilişkin kararın geçersiz olduğunu; toplana çağrısının yetkisiz kişilerce usulsüzce yapıldığından dayanak çağrı kararının geçersiz olması nedeniyle 05.01.2017 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan tüm kararlann yok hükmünde olduğunu; ayrıca 05.01.2017 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’na TTK m.407/2’nci maddesine aykın olarak yönetim kurulu üyelerinden hiçbirinin katılmadığını, toplantının şirket harici yetkisiz bir ki|i tarafından kanuna ve usule aykın olarak açılarak gündem maddelerinin görüşülmesine geçildiğini; hazır bulunanlar üstesinin yönetim kurulu tarafından imzalanmadığım; bu nedenle 05.01.2017 tarihli toplantıda alınan kararlann tümünün bu nedenle yok hükmünde olduğunu; kabul anlamına gelmemek kaydıyla, Sayın Mahkeme tarafından toplannda alınan kararların yoklukla malul olduğunun kabul edilmemesi halinde, 05.01.2017 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan tüm kararlann iptalinin gerektiğini; genel kurul gündeminde …’ın istifasının karara bağlanmasına ilişkin maddenin yer aldığını, ancak bu üyenin yönetim kurulu karar tarihinden, yani 08.12.2016 tarihinden evvel istifa etmiş olduğunun anlaşıldığını; istifa beyanının ulaşmakla hüküm doğurduğunu; istifa tarihinden sonra bu üyenin 08.12.2016 tarihli yönetim kurulu karar nisabına katılması ve kararı imzalamasının geçersiz olup, genel kurulun toplantıya çağrılmasına ilişkin yönetim kurulu karannın yeterli toplana ve karar nisabı olmaksızın tek üye ile alındığından bu nedenle de yok hükmünde olduğunu ve çağnnın usulüne uygun olarak yapılmadığını; şirket ortaklanndan…’ın usulüne uygun olarak geçerli bir şekilde kendisine devredilmeyen hisseler için genel kurulda temsil edildiğini, bu hisselerin toplantı ve karar nisabına katıldığım, 05.01.2017 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararlann bu aykırılıktan dolayı iptalinin gerektiğini; Şirket esas sözleşmesi uyarınca, ortaklardan birinin hisselerini kısmen veya tamamen diğer bir ortağa satabilmesinin şirket yönetim kurulu kararı ile gerçekleşebildiğini; davacıya haber dahi verilmeden yapılan yönetim kurulu toplantısında alınan hisse devrinin onaylanmasına ve pay defterine işlenmesine dair karar geçersiz olup hisselerin kanuna ve esas sözleşmeye uygun şekilde…’a devredilmediğini; bu kapsamda oy hakkının da devralana geçmemiş olacağından usulüne uygun olarak devir ve temlik edilmemiş, devir için gerekli kurucu onayın alınmamış olduğu hisseler için… tarafından genel kurulda oy kullanılmasının usulsüz olduğunu, bu hisselerin toplantı ve karar nisabına dahil edilmesinin kanuna ve usule aykın olduğunu; hisseleri devreden …’ın 60 yaş üzerinde olup, Noter tarafından sağlık raporu alınmaksızın noter nezdinde hisse devrinin yapıldığının görüldüğünü; sağlık raporu alınmamış olduğundan hisse devrinin geçersiz olduğunu; aynca… tarafından devralınan hisselerinin bedelinin davalı şirketten usulsüzce para çekilerek ödendiğini ve Şirket malvarlığının usulsüz olarak hisse bedelinin Ödenmesine harcandığını; devir işleminin TTK m.380/1 uyannca kanuna karşı hile oluşturması ıtiban ile batü olduğunu; Davalı Şirket’in tüzel kişi ortaklan …A.Ş. adına sunulan vekaletnamelerin geçerli olmamasına rağmen bu ortaklar adına temsilen oy kullanıldığım ve bu ortakların Şirketteki hisselerinin toplantı ve karar nisabına dahil edilmiş olup, bu toplantıda alınan tüm kararlann bu nedenle iptalinin gerektiğini; mevcut yönetim kurulu üyelerinin görev süresi henüz dolmadan ve gündemde yönetim kurulu üyelerinin azline ilişkin herhangi bir madde bulunmaksızın, gündeme bağlılık ilkesi ihlal edilmek suretiyle davacının yönetim kumlu üyeliğinden azledildiğini ve yeni yönetim kurulu seçiminin yapılmış olup, söz konusu karar TTK ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu; esas sözleşme değişikliklerinin yönetim kurulunda usulüne uygun olarak değerlendirilmemesi ve tadil tasarısını havi yönetim kurulu karannın geçersiz olması itibarı ile 05.01.2017 tarihli olağanüstü genel kurul toplamışında alınan şirket esas sözleşmesinin değiştirilmesine ilişkin 3 nolu karann iptalinin gerektiğini; istifa beyanının, ulaşmakla hüküm doğurmakta olup, genel kurulda onanmasının usulsüz olduğunu; mevcut temsilcilerin temsil ve ilzam yetkileri devam etmekteyken mevcut temsilcilerin yetkilerinin kaldırılarak eski temsilcilerden sadece…’a temsil yetkisi verilmesinin kanuna ve dürüstlük kuralına aykırı olup, davacının temsil yetkisinin kaldırılması amacını güden bu kararın iptalinin gerektiğini; yönetim kuruluna huzur hakkı verilmesine ilişkin alınan kararın iptalinin gerektiğini belirterek; davalı şirketin 05,01.2017 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan tüm kararların yoklukla malul olduğunun tespitine; bu talebin kabul edilmemesi halinde 05.01.2017 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan tüm kararların iptaline; toplantıda karar vermek üzere çoğunluk hisse %36.03 ile davacıda olduğundan, davacının oy çoğunluğunun elinde bulundurduğunun davacı tarafından toplantı gündem maddelerine ilişkin olarak tutanağa derç edilen ve ayrıca yazılı olarak da tutanağa eklenen muhalefet şerhinde yapılan öneri, beyan ve kararların oy çokluğu ile genel kurul kararında geçerLi olduğunun ve gündem maddelerine ilişkin genel kurul kararlarının bu doğrultuda tescil ve ilam gerektiğinin tespitine; davacının telafisi imkansız zararlara uğramasının engellenmesi için ve davacı ile davalı şirket menfaatleri gözetilerek, ihtiyati tedbir talepleri kapsamında; 05.01.2017 tarihli Olağanüstü Genel Kurul toplantısında alınan kararların yürütülmesinin tedbiren durdurulmasına; Davalı Şirket’in 2016 ve 2017 yılı yönetim kurulu karar defteri ile pay defterinin yargılama müddetince tedbiren Mahkeme kasasına alınmasına; Davalı Şirket adına kayıtlı taşınmazlar ve aktiflerin satışını engelleyecek bu kapsamda taşınmazlar ve aktiflerin satışını engelleyecek, bu kapsamda taşınmazlar için tapu kayıtlarında da tescil edilecek nitelikte tedbir karan verilmesine; davanın açıldığının ilan edilmesine, Şirket’in internet sitesine konulmasına yönelik karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından ileri sürülen iddialann gerçekle bağdaşmadığım; 05.01.2017 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurula dair “Toplantı Çağnsı”na ilişkin yönetim kurulu kararının usule ve mevzuata uygun bir karar olduğunu; alınan kararların usule uygun şekilde alındığım; toplantıya çağrının usulüne uygun şekilde yapıldığım, ilan edildiğini ve toplantı tutanaklarında görüleceği üzere ilgililerin kendilerini toplantıda asaleten ve/veya vekaleten temsil ettirdiğini; davacının Şirket’e karşı pek çok dava açtığını ve iyiniyetli olmadığını belirterek ihtiyati tedbir taleplerinin ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3-Mahkememizce 23.01.2017 tarihinde ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından, Mahkeme’nin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararı üzerine istinaf yoluna başvurulmuştur. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesinin 22.03.2017 tarihli karan ile; somut uyuşmazlığa ilişkin dosyaya sunulan delillerin değerlendirilmediği, Anayasal ve yasal zorunluluklara rağmen ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin gerekçelerin kararda gösterilmediği, aynca davacının taleplerinin HMK m. 297/2 maddesi kapsamında karşılanmadığı yürütmenin geri bırakılması talebi yönünden. TTK. m.449 hükmünün değerlendirmediği ve buna göre işlem yapılmadığı göz önüne alınarak HMK m. 353/1 .a.6 hükmü uyannca, işin esasına dair istinaf sebepleri incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesi’nin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair 23.01.2017 tarihli ara kararının kaldırılmasına; ihtiyatî tedbir talebinin, sunulan deliller ışığında ve yasal prosedür tamamlanarak yeniden değerlendirilip karara bağlanması için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
4-Mahkememizce 03.04.2017 tarihli 4. Nolu ara karar ile Mülkiyeti çekişme konusu olmayan mal varlığı değerleri üzerine ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden davacının taşınmazlar üzerine tedbir kararı verilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
5-Mahkememizce 31.05.2017 tarihli duruşma 5 nolu ara karar ile Genel Kurul Kararının İptali hakkında dava açılmasının, kararın geçerliliğini etkilemeyeceği, uyuşmazlık konusu kararların uygulanmasının devamında önlenemeyecek zararların olacağı kanısına varılmadığından davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
6-Taraf iddialarının yerindeliği bakımından inceleme yapılarak rapor tanzimi için dosya bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş olup dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda; Davalı Şirket’in yönetim kurulu başkanı sıfatını haiz davacıya haber dahi verilmeden toplanan yönetim kurulu toplantısında alman olağanüstü genel kunıla çağı ve gündemin tespit edilmesine dair kararın batıl olduğu; bu minvalde dayanak genel kunıl toplantısında alınan kararların da yerleşik Yargıtay içtihatları çerçevesinde geçersiz olduğu; Yapılan hisse devri, yönetim kurulu başkanına haber verilmeksizin toplanan yönetim kurulu toplantısında Şirket’in Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’na çağrılması ve bu yönde gündemin tespit edilmesi, hisse devri yapan anne …’ın genel kurul toplantısına dayanak yönetim kurulu toplantısının gerçekleştirildiği tarihten evvel istifa etmiş olması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; genel kurul toplantısında alınan kararların geçersiz olduğu yönündeki kanaatimizi korumakla birlikte; genel kurul toplantısında alınan kararların özellikle dürüstlük kuralına aykırılık gerekçesi ile de kabil-i iptal olduğu sonuç ve kanaatine vardıklarını bildirmiştir.
7-Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davalı …Ş’nin hissadarı olduğunu ve 05/01/2017 tarihinde yapılan olağanüstü Genel Kurul Toplantısının çağrısının yetkisiz kişilerce yapıldığından TTK 407m. aykırı olarak yönetim kurulu üyeleri katılmadan ve toplantı hissedar haricindeki kişilercee açıldığından bu toplantıda alınan kararların “yoklukla malül” olduğunu tespitini talep etmiştir.
Davamızın konusu, Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan kararların yoklukla malül olduğunun tespiti iptalidir.
Tüm dosya kapsamındaki belgeler, olağaüstü toplantı tutanakları ve davalı şirketin belgeleri üzerinde mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davacı davalı şirketin Yönetim Kurulu Başkanı olduğundan ve Olağanüstü Toplantı Çağrısı, davacıya haber verilmediğinden yönetim kurulunda alınan olağanüstü Genel kurula çağrı ve gündemin tespit edilmesine dair kararın batıl ve bu çağrıya istinaden yapılan genel kurul toplantısı ve alınan kararların yok hükmünde olduğu açıktır.
Yine yönetim kurulu başkanına haber verilmeden yapılan yönetim kurulu toplantısında karar verilen olağanüstü Genel Kurul Toplantısından önce hisse devri yapan annenin Genel Kurul Toplantısından önce istifa etmesi birlikte değerlendirildiğinde bu açıdan da afaki iyiniyet kurallarına aykırılık söz konusudur.
Bu itibarla davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile 05.01.2017 tarihli Genel Kurul Toplantısı yoklukla malul olduğundan iptaline,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 35,90 TL maktu karar harcından peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 2.732,50 TL’nin ( 31,40 TL BVH, 4,60 TL VH, 35,90 TL Peşin Harç, 260,60 TL tebliğler, 2.400 TL bilirkişi ücreti ) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yargı yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …