Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/435 E. 2018/194 K. 06.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/435 Esas
KARAR NO : 2018/194 Karar
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/05/2017
KARAR TARİHİ : 06/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava konusu … plaka sayılı … marka … tipi … model otomobilin 2 yıl garantili ve garanti süresinin 03.02.2013 tarihine kadar olduğu, ancak aracın düzenli olarak davalı servisine götürülmesi durumunda garanti süresinin 03.02.2014 tarihine kadar 1 yıl daha uzatıldığının güvencesinin servisçe verildiğini, Dava konusu aracın 17.01.2013 tarihinde tente süspansiyon pompası ve motor parçası arızalandığından parça siparişi verildiğini, 02.03.2013 tarihinde süspansiyon pompasının değiştirildiği ancak motor parçasının yanlış geldiğinin bildirildiğini, yeniden sipariş verildiğini, garanti bakımından sorun yaşanmayacağı ifade edilmesine rağmen 17.03.2013 tarihinde davalı tarafça garanti süresinin dolduğu ileri sürülerek ödeme talep edildiğini, yapılan onarım sonrasında %20 iskonto yapılarak 4.772,99 TLlik onarım bedelinin davacı tarafça kredi kartıyla ödendiğini belirterek davalı tarafça tahsil edilen 4.772,99 TL’nin davalıdan ihtarname tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiline yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kendilerinin … A.Ş.’nin resmî servisi olduklarını, dava konusu aracın … A.Ş. tarafından ithal edilmemiş bir araç olduğunu, aracın “… Market’ aracı olduğunu, garanti kapsamlarının … A.Ş. tarafından ithal edilen araçlarla sınırlı olduğunu, davacı tarafça ileri sürülen ’…2 yıl garantili ve garanti süresinin 03.02.2013 tarihine kadar olduğunu, ancak aracın düzenli olarak davalı servisine götürülmesi durumunda garanti süresinin 03.02.2014 tarihine kadar 1 yıl daha uzatıldığı’ ifadesinin gerçeği yansıtmadığını, davacının dayandırdığı internet sayfasının ilk paragrafında “Aracınızın garanti suresi, … A.Ş. yetkili bayilerinden alınmış ise satış faturası tarihi itibariyle boşlar” ifadesinin bulunduğunu, bu nedenle garanti kapsamında bulunmayan bir aracın + 1 yıl garanti süresinin uzatıldığına ilişkin anlaşmadan söz edilemeyeceğini, dava konusu aracın üretim tarihinin üretim tarihinin 08.06.2010 olduğunu, bu nedenle garanti süresinin 08.06.2012 tarihinde son bulduğunu, arıza başvuru tarihinin 17.01.2013 olduğunu, bu sebeple mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava; Alacak davası niteliğindedir.
Mahkememiz … Esas … Karar ve 25/12/2014 tarihli kararı ile davanın kabulüne karar verildiği, davalı vekilince kararın bozulması talebiyle Yargıtay Temyiz yoluna başvurulduğu, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … Esas … Karar ve 14/02/2017 tarihli kararı ile mahkememiz kararının, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Davacının, tamire konu aracı dava dışı … A.Ş.’den satın aldığı, garanti kapsamındaki sorumluluğun bu aracı davacıya satan, aracı olan, bayi distrübütör ve üretici firma olduğu, tamiratın garanti kapsamında kalıp kalmadığının da bu kişilere karşı ileri sürülmesi gerektiği, bu nedenle davalı servisin taraf olamayacağı anlaşılmakla davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir, her ne kadar davacı taraf Yargıtay ilamında belirtilen sorumluların davaya dahil edilmesi talebinde bulunmuşsa da Yargıtay ilamına uyulması nedeniyle bozma ilamı kapsamında olmayan hususlarda yargılama yapılamayacağı, kaldı ki 6100 Sayılı HMK’nın 124/3. maddesinde yer alan “maddi hatadan kaynaklanan ve dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir.” düzenlemesi dışında dahili dava yolu ile taraf değişikliğine gidilmesinin mümkün olmadığı, Usul hukukumuzda dahili dava müessesesi bulunmayıp, HUMK’nun 49-52 nci maddeleri (6100 S.HMK.md.61 vd.) uyarınca, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen kişinin, dava açıldıktan sonra ihbar ya da dahili dava dilekçesi ile davada taraf sıfatını kazanamayacağı, ıslah yoluyla dahi davada taraf değişikliğinin olanaklı bulunmadığı anlaşılmakla davacı tarafın Yargıtay ilamında belirtilen sorumluların davaya dahil edilmesi talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2-Davalı tarafın yatırmış olduğu teminatın Yargıtay’ın bozma ilamının değerlendirilmesi sonucunda kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince 35,90-TL harç alınması gerektiği anlaşılmakla davacı tarafından yatırılan 81,55-TL harçtan alınması gerekli harç düşülmek suretiyle fazla alınan 45,65-TL harcın davacı tarafa iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.18000-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına
6-Davalı tarafından yapılan toplam 76,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …