Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/414 E. 2018/1186 K. 16.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/414
KARAR N : 2018/1186
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/05/2017
KARAR TARİHİ: 16/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı Bankanın … Şubesi ile dava dışı …ŞTİ. firması arasında temlik muhatabı (borçlusu) davalı…ŞTÎ. ile temlik sözleşmesi imzalandığını, ayrı ayrı imzalanmış temlik teyit belgelerinde de açıkça yazdığı üzere; “…temlik edilen alacağın Ödeme zamanlarında temlik eden…herhangi bir onay alınmasına gerek kalmaksızın, herhangi bir kısıtlama ve kesinti yapılmaksızın temlik tutarının tamamını … T.A.O.’ya ödeyeceğimizi gayrikabili rücu kabul, beyan ve taahhüt ederiz” şeklindeki ifadesinde temlik edilen alacağın davacı Bankaya ödeneceğini beyan ettiğini, toplam tutar olan 233.640 – TL’lik davacı Bankaya dava dışı … ŞTİ. tarafından temlik edilen tutarlar davalı … ŞTİ’nin 17.02.2011 tarihli temlik teyitlerine uygun olarak kısmen ya da tamamen davacı Bankaya Ödenmemiş olduğunu, söz konusu temlik sözleşmelerinin içeriğinden, iş bu temlik konusu alacaklarının özellikle belirli bir kredi sözleşmesinden kaynaklanan risklerle sınırlı olmak üzere sadece belirli bir riske hasredilmek suretiyle teminat olarak temlik edilmediği, bilakis, alacak temlik sözleşmelerinin, borçlu firmanın imzaladığı kredi sözleşmeleri kapsamında kullandığı ve kullanacağı her türlü kredilerden ve sair sebeplerden asaleten ve kefaleten doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatım teşkil etmek üzere akdedildiğinin açıkça anlaşıldığını, temlik edilen alacakların sahibi temlik alan olmakta ve temlik borçlusu muhataba sözleşmenin bildirilmesinden sonra temlik borçlusunun ancak ve ancak temlik edilen alacakların sahibi olan temlik alana borcunu ödemek suretiyle borcundan kurtulduğu, temlik verene yapılan ödemenin temlik borçlusunu borcundan kurtarmadığı, alacağın temliki sözleşmesinin teminat amacıyla akdedildiği hallerde dahi, sözleşmenin teminat altına aldığı risklerin sona ermesi iş bu alacağın temliki sözleşmesini kendiliğinden ortadan kaldırmadığı, temlik sözleşmesinin teminat altına aldığı risklerin sona ermesi halinin yalnızca, temlik alana, temlik konusu alacakları temlik verene iade etme (geri temlik etme) yükümlülüğünü getirdiği, temlik sözleşmesinin teminat altına almış olduğu risk sonlansa dahi, bu durumun, temlik konusu alacaklar temlik verene iade edilmediği müddetçe temlik borçlusunun temlik alana karşı sorumluluğunu ortadan kaldırmadığını, davalı firma tarafından, temlik sözleşmesine konu temlik tutarlarının vermiş oldukları temlik teyitlerine uygun olarak davacı Bankaya ödemesi gerekirken, söz konusu bedeller davacı Bankaya ödenmediğinden, iş bu davayı açma gereği hasıl olduğunu, dava dışı …A.Ş. firmasının risklerinin devam etmekte olup, iş bu risk toplamı dava dışı …A.Ş. firmasının talebi üzerine Bankanın … Şubesi tarafından hazırlanarak Lehtar dava dışı … A.Ş. firmasına verilen 2 adet teminat mektubunun dava dışı … A.Ş. firmasının talebi üzerine nakte dönüşmesi sebebiyle doğmuş olup, teminat mektuplarına ilişkin 2.400.000,OO.-TL.Tik ödemenin lehtar … A.Ş. ‘ye yapılmış olduğunu, bankaya temlik edilen kira bedellerinin taksit vadeleri sözleşmelerde kararlaştırılmış olduğundan ve vadelerinde ödenmeyen her taksit açısından vade tarihinde borçlunun temerrüdü gerçekleşmiş sayılacağından, her bir taksit açısından vade tarihinden itibaren 136.290,00-TL.’nin kanuni ticari temerrüt faizi ile davalıdan alınarak davacı bankaya ödenmesini talep ettiklerini belirterek, temlik sözleşmelerinden kaynaklı 136.290,00.-TL.’nin temlik sözleşmeleri ekinde yer alan her bir taksit açısından vade tarihinden itibaren işleyecek kanuni ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı bankaya ödenmesine, davalı tarafın menkul ve gayrimenkul malvarlığına dava sonuna kadar davacı Bankanın kamu Bankası olması nedeniyle teminatsız olarak tedbir şerhi konmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından verilen dilekçesinde özetle; …Şti, dava dışı …Ştİ. ile imzalamış olduğu 23.12.2010 tarihli Araç Kiralama Sözleşmesi ile 6 adet …marka aracı 01.01.2011-31.12.2013 tarihleri arasında 36 ay süreyle toplam 198.000,00 TL karşılığında kiraladığını, akabinde, dava dışı … Şti.’nin 17.02.2011 tarihinde davacı Banka ile alacağın temliki sözleşmesi imzalamış olduğunu ve bu sözleşme ile Araç Kiralama Sözleşmesinden doğan 198.000,00 TL’lik kira alacağı hakkını davacı bankadan kullandığı/kullanacağı krediler karşılığında ve teminat amacıyla temlik etmiş olduğunu, bu suretle davacı Banka dava dışı …Şti.’ne 24.02.2011 kredi açılış tarihli, … kredi hesap nolu, 36 ay vadeli 171.000,00 TL miktarlı tüketici kredisi kullandırmış olduğunu, dava dışı …Şti. kullanmış olduğu tüketici kredisinden doğan toplam 198.867,83 TL’lik borcunu aylık taksitler halinde 24.03.2011-24.02.2014 tarihleri arasında ödediği gibi davalı şirketin de araç kiralama sözleşmesinden doğan kira borçlarının tamamını dava dışı …Şti.’ne ödemiş olduğunu, temlik alan davacı banka tarafından talep edilecek bir alacak bulunmadığını, alacağın zamanaşımına uğramış olduğunu, dava dışı … Şti ile davalı arasında akdedilen 23.12.2010 tarihli Araç Kiralama Sözleşmesinde yer alan Sözleşmenin Konusu başlıklı bölümünün 1. Maddesinde;” kira ödemelerinin ayın en geç 5’ine kadar yapılacağı, yine Anlaşmazlıklar ve Cezai Şartlar başlıklı bölümünün 3.maddesinde ise, “kira bedellerinin iki ay vadesinde ödenmemesi halinde kiracının temerrüde düşmüş sayılacağı ve sözleşmenin bitim tarihine kadar olan kira bedellerinin muaccel olacağı” kararlaştırıldığı, bu hususlar birlikte nazara alındığında kira sözleşmesinden doğan dava konusu teminat alacağının tamamı, ikinci kira bedelinin en geç ödenme tarihi olan 05/04/2011 vade tarihinde ödenmemesi nedeniyle muaccel hale gelmiş ve temerrüt hali hâsıl olduğu, kira alacaklarında zamanaşımı süresi beş (5) yıl olup bu süre alacağın muaccel hale geldiği tarihten itibaren işlemeye başladığını, 5 yıllık zamanaşımı süresinin 05.04.2016 tarihinde dolmuş olduğunu, alacağın temlikinin türlerinden biri teminat amacıyla temlik olduğunu, bu halde temlik alana borçlu olan temlik eden, söz konusu borcun teminatı olmak üzere üçüncü bir kişiden olan alacağını temlik alana devrettiğini, bu çerçevede, temlik alan, borç temlik edilince vadesinde ödendiğinde teminat konusu alacağı temlik edene iade etmeyi kabul ettiğini, söz konusu borcun ifa edilmemesi halinde, temlik alan teminat konusu alacağı tahsil ederek temlik edenden olan alacağım elde ettiğini, somut olayda davacı temlik alan ile dava dışı temlik eden arasında, temlik alanın temlik edene kullandırmış olduğu 24.02.2011 tarihli tüketici kredisinden doğan alacağının teminatı olması amacıyla 17.02.2011 tarihinde teminat amaçlı alacağın temliki sözleşmesi imzalandığını, bu temlik sözleşmesi ile 23.12.2010 tarihli araç kiralama sözleşmesinden doğan kira alacağı dava dışı temlik eden tarafından davacı temlik alana teminat amacıyla devredilmiş olduğunu, alacağın temliki sözleşmesi ile teminat altına alman tüketici kredisi alacağı aylık taksitler halinde vadesinde dava dışı temlik eden tarafından temlik alana ödendiği gibi teminat konusu alacak da davalı şirket tarafından araç kiralama sözleşmesinin tarafı olan dava dışı temlik edene ödenmiş olduğunu, davacı tarafın alacağının olmadığını, haksız ve sebepsiz zenginleşmeye elverişli taleplerin reddi gerektiğini, davacının iade etmekle yükümlü olduğu bir alacağı talep etmekte hukuki yaran olmadığım, temlik sözleşmesinin konusuz kaldığından sona ermiş olduğunu, davacı tarafın, temlik eden dava dışı …Şti.’nin talebine istinaden dava dışı … A.Ş’ne verilen 2 adet teminat mektubunun nakde dönüşmesi sebebiyle 2.400.000,00 TL’lİk ödemenin lehtar… A Ş’ne yapıldığını belirterek bu ödemenin de temlik sözleşmesinin teminatı kapsamında kaldığını iddia etmiş ise de davacının bu iddiasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, teminat amaçlı alacağın temliki sözleşmesi davacının, dava dışı temlik edene kullandırmış olduğu 24.02.2011 tarihli krediden doğan alacağının teminatı olması amacıyla imzalandığı açıkça ortada olduğunu, alacağın temliki sözleşmesi 17.02.2011 tarihinde imzalanmış, hemen akabinde 24.02.2011 tarihinde dava dışı temlik edene davacı tarafça 36 ay vadeli 171.000,00 TL miktarlı tüketici kredisi kullandırılmış olduğunu, dava dışı temlik edenin kullanmış olduğu bu krediden doğan teminat konusu 198.867,83 TL’lik alacağı vadesinde aylık taksitler halinde 24.03.2011-24.02.2014 tarihleri arasında ödeyerek ifa ettiğini teminat konusu alacak ifa edildiğinden temlik sözleşmesi konusuz kaldığından sona ermiş olduğunu, açıklanan nedenlerle davacı taraf tüm bu hususları göz ardı ederek temlik sözleşmesinin imzalandığı tarihten yaklaşık iki buçuk yıl sonra dava dışı temlik edenin talebi ile dava dışı … A.Ş.’ine verilen teminat mektuplarının 02.05.2016 tarihinde dava dışı …A.Şr nin talebi üzerine nakde çevrilmesi nedeniyle 17.02.2011 tarihinde imzalanan teminat amaçlı alacağın temliki sözleşmesine konu teminat alacağının teminat mektuplarını da kapsadığını iddia etmesinin yersiz ve dayanaksız olup reddi gerektiğini belirterek, davanın reddine vekalet ücret ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış temlik alacağının varlığı ve miktarı açısından yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti dosyaya sunduğu 28/08/2018 tarihli raporda ” a) Alacağın temlikinin bir tasarruf işlemi olması nedeniyle bu işlemin yapılmasıyla birlikte alacağın devralana (davacıya) geçtiği, b) Dolayısıyla eski alacaklıya (devredene) yapılacak ödemenin, ancak ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmemesi ve İyi niyet durumunda borcu sona erdirebileceği, c) Somut olayda davalıya ihbar yapıldığı ve teyit alındığı, bu nedenle, davalının eski alacaklıya (devredene) yapmış olduğu ödemenin borcu sona erdirmediği, davalının temlik nedeniyle davacıya borçlu olduğunun kabulü gerektiği, d) Temlik konusu alacak kira sözleşmesinden kaynaklandığından beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu, e) Dava tarihinden önce alacağın talep edildiğine İlişkin davacının herhangi bir ihbarına rastlanmadığından, davanın 04.05.2017 tarihinde açılmış olduğu dikkate alındığında, bu tarihten geriye doğru beş yıl içinde doğan kira alacaklarının doğdukları tarihten itibaren işleyecek ticari faizleriyle birlikte talep edilebileceklerinin kabulü gerektiği, f) ödeme planı dikkate alındığında, talep edilebilecek ana para alacağının 136.290,00 TL., faiz hesabının 63.779,36 TL. ve BSMV 3.188,97 TL. olmak üzere toplamda 203.258,33 TL. olduğu, ” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, açılan dava temlik sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır. Davacı banka, dava dışı … Şti. ile 17/02/2011 tarihinde temlik sözleşmesi yapmış olup dava dışı …Şti. İle davalı arasında 23/12/2010 tarihinde imzalanan araç kiralama sözleşmesinden kaynaklı kira alacakları temlik edilmiş, dosyaya sunulu 17/02/2011 tarihli temlik teyit yazılarından anlaşılacağı üzere bu temlik sözleşmesi davalı borçluya ihbar edilmiştir. Alacağın temliki hükümlerine göre yapılan işlem tasarrufi bir işlem olup temlik sözleşmesinin yapıldığı anda alacak temlik alan davacıya geçmektedir. Davalı temlik sözleşmesinden haberdar olmasına rağmen fatura borçlarını davacı hesabına değil dava dışı … Şti. Hesabına yatırmış ve ödemiştir. Temlik sözleşmesi ihbar edilmiş olan davalının yaptığı ödeme kendisini borçtan kurtarmayıp davacının temlik sözleşmesinden kaynaklı alacaklı olduğunun kabulü gerekmekte olup dava tarihinden 5 yıl geriye doğru kira alacakları talep edilebileceğinden 136.290,00 TL alacağın her bir taksidin vade tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
136.290,00-TL temlik alacağının alacağın doğduğu vade tarihlerinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline .
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 9.309,97 TL nispi karar harcından peşin alınan 2.327,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.982,47 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 13.653,20 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 4.136,00 TL’nin ( 31,40 TL BVH, 4,60 TL VH, 2.327,50 TL Peşin Harç, 172,50TL tebliğler,1.600,00 TL bilirkişi ücreti.) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
Hakim