Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/341 E. 2018/1012 K. 12.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/341
KARAR NO : 2018/1012
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/04/2017
KARAR TARİHİ: 12/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; müvekkil şirket ile davalı şirket arasında 10.09.2014 tarihli “… Hibeleri Danışmanlık Sözleşmesi” akdedildiğini,bu sözleşme kapsamında davalı şirket müvekkil şirkete ” …Hibe Destekleri Proje öneri dosyasının hazırlanması ve …’a başvuru işlemlerinin yapılmsı” taahhüt edilmiş ve sözleşme kapsamında ihtilaf oluştuğunda yetkili mahkeme olarak İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili yer olarak kararlaştırıldığım,işin bedeli olarak müvekkil şirketten 10.09.2014 tarihinde 31.12.2014 vade tarihli 20.000.-TL bedelli çek ve 11.09.2014 tarihinde de nakit 10.000.-TL olmak üzere toplam 30.000.-TL tahsil edildiğini,sözleşme ile müvekkil şirket için davalının hazırlayacağı proje …’tan herhangi bir sebeple reddedilirse müvekkilin ödediği iş bedelinin tamamının geri iade edileceği kararlaştırıldığını,sözleşme imza tarihinden bu zamana 2,5 yıl geçmiş olmasma rağmen sözleşme kapsamında herhangi bir iş yapılmadığı gibi müvekkil şirket için … onayından geçirilmiş herhangi bir proje de bulunmadığmı,müvekkil,işin yapılmadığını belirtip yaptığı ödemeyi iade istediğinde davalı şirket tarafından alman 30.000.-TL ödemenin iade edileceği defeatle söz verilmiş ancak iade edilmediğini,hem iş yapılmayıp hemde müvekkilden alman ve iade edilmesi gereken para iade edilmediğinden dolayı müvekkil şirket mağdur edildiğini,davalı haksız kazanç sağladığım,bu sebeple davacı tarafça İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası ile icra takibi açmak zorunda kaldığını,yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle,davalının takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline,haksız ve kötü niyetli olduğundan dolayı % 20 den aşağı olmamak kaydı ile inkar tazminatına mahkumiyetine,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Mahkememizce düzenlenen tensip zaptı ve dava dilekçesi ekleriyle birlikte davalıya tebliğe edilmişse de davalı yanca mahkememiz dosyasına herhangi bir beyan veya cevap dilekçesi ibraz edilmemiştir.
Dava, taraflar arasında imzalanan “… Destek Hibeleri Danışmanlık Sözleşmesi” gereğince davalının edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle davalı tarafından davacıdan tahsil edilen bedellerin iadesi için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli araştırmalar yapılmış ve 23/01/2018 tarihli dilekçesi ile davacının alacağının ve varlığının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir, 03/04/2018 tarihli raporunda bilirkişi özetle; Davacı şirketçe, davalı şirket aleyhine, 30.000.-TL asıl alacak tutarının tahsili için İstanbul … İcra Dosyası … E sayılı icra dosyası ile 21.03.2017 tarihinde takip başlattığını, davalı vekilince 27.03.2017 tarihinde takip dosyasına yapmış olduğu itiraz neticesinde takibin durduğunu, davacı şirketin ticari defter kayıtlarında, 31.12.2014 tarihi itibari ile davacı şirket davalı şirketten takibe konu olan 30.000.-TL tutarında cari hesap alacağı olduğunu beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Mahkememizce ticari defterlerini sunmaları için taraflara süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle davacının davasının kabulüne karar verilmiş ve alacak likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına davalının itirazının iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa avans faiz işletilmesine,
2-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 6.000,00-TL icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 2.049,30-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 362,33-TL harçtan mahsubu ile eksik 1.686,97-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 3.600,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 1.146,83-TL (31,40-TL BH, 362,33-TL PH, 4,60-TL VH, 650,00-TL Bilirkişi Ücreti, 98,50-TL Tebliğ ve Posta Gideri) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayarak artan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …