Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/34 E. 2018/825 K. 12.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/887 Esas
KARAR NO : 2018/855
DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 06/09/2016
KARAR TARİHİ : 19/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin, fotoğraf ve elektronik ürünlerin Türkiye’deki satışı için 2007 yılından itibaren müvekkil şirketten mal sipariş etmeye başladığını, 2008 yılının Ocak ayında ticari ilişkisini bitiren müvekkil şirketin, 31.03.20003 itibariyle davalı şirketten gönderdiği ürün bedeli olarak toplamda 122.271,65-Eufo alacağı bulunduğunu, Müvekkil şirket, bütün görüşmelere rağmen alacağı edememesi üzerine davalı şirket aleyhine Hamburg Mahkemesi’ne başvurup 28.10.2011 tarih ve … nolu kararı ile alacağını hüküm altına aldığını, eyalet mahkemesi kararının davalı şirketin temyiz üzerine 06.11.2012 tarihinde Hansa Yüksek Eyalet Mahkemesince onaylanarak kesinleştiğini, Eyalet ve Yüksek Eyalet ilamları ve apostil tasdikleri, Almanca aslına uygun olarak noter yeminli tercümanı tarafından tercüme edilip onaylanarak dilekçe ekinde sunulduğunu, Söz konusu nedenlerle; hüküm altına alınan ve ödenmeyen kesinleşen alacakla ilgili Hamburg Eyalet Mahkemesi kararının tanınması ve tenfizini talep etme zorunluluğu doğduğunu, 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair lahey Sözleşmesine Tılrkiye ve Almanya taraf bulunduğundan, sözleşmenin 17. Maddesi gereğince davacı şirketin yabancılık teminatından muaf olduğunu belirterek Hansa Yüksek Eyalet Mahkemesinin … numarası ile onaylanarak kesinleşen Hamburg Eyalet Mahkemesi’nin … no.lu – 28.10.2011 tarihli kararının Türkiye’de tanınması ve tenfizine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davacı vekili 14.10.2016 tarihli dilekçesi ile ilgili kararların asıllarını dosyaya sunmuştur. Belge asılları kasaya alınmıştır.
3-Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin yabancı bir tüzel kişi olup yabancılık teminatı yatırması gerektiğini, Davacının huzurda açmış olduğu davanın, açıldığı tarihteki Türk Lirası karşılığı dava değeri yaklaşık 359.992,00 TL’ olduğunu, Bu kapsamda davalı şirket ciddi bir talep ve riskle karşı karşıya olduğunu, davacının açtığı dava ile ilgili olarak uygun ve hakkaniyetli bir teminatın belirlenmesini, Davacı eksik karar ve ilam harcı yatırmış olup bu eksikiği tamamlaması gerektiğini, Davacının tenfize konu ettiği yabancı mahkeme kararının kesinleştiğine ilişkin belgeleri sunmak zorunda olduğunu, Davacının dilekçesinin ekinde sunmuş olduğu belgeler arasında kararın kesinleştiğini gösteren bir kesinleşme şerhi bulunmadığını, Bu hali ile tenfize konu ettiği kararın kesinleşip kesinleşmediği hususu açık ve kesin olmadan böyle bir kararın tenfizi hukuka açıkça aykırılık oluşturğını, davacının tenfiz talebinin yüksek mahkeme kararından yaklaşık 4 yıl sonra 06.09.2016 tarihinde yapıldığını, Davacı şirket fotoğraf makinası ve ekipmanları üretimi yapan ve yeni pazarlar arayan bir şirket iken davalı müvekkil şirket de Türkiye’de elektronik ürün pazarında çalışmaları ve müşterileri olan, bu piyasayı bilen, gerekli dağıtım ve satış ağına sahip işinin ehli bir şirket olduğunu, Davacı ve davalı müvekkil şirket 2006 yılında çalışmaya başladıklarını ve ardından 2007 yılında davacı, müvekkil şirketi Türkiye’deki tek yetkili distribütörü olarak atadığını, Bu sırada taraflar arasındaki distribütörlük sözleşmesi müzakere edilmiş ve fakat sözleşmedeki yetkili hukuk ve yargılama yerinin Almanya olması sebebi ile davalı müvekkil şirketin bunu imzalamadığını, Müvekkil şirket sözleşme konusu edimin hepsinin Türkiye’de gerçekleşecek olması, ifa yerinin Türkiye olması sebebi ile yetkili hukukun Türk Hukuku ve yargılama yerinin Türkiye olmasını istediğini, Tarafların, geçmişe dayanan ticari iletişimlerine güvenerek sözleşme imzalanmadan çalışmaya başladıklarını, Davacının, müvekkil şirkete distribütörü olduğunu belirten bir belge vermiş ve müvekkil de bu belge ile ithalat işlemlerine başladığını, Müvekkil şirketin davacı için çalıştığı süre boyunca Türkiye pazarında davacının marka ve ürünlerinin geniş satış ağlarına girmesi, marka ve ürün bilinirliğinin artması için çok ciddi reklam ve tanıtım çalışmaları yapmış, sahip olduğu zincir mağazalar ağını bu ürünlerin satımı ve yayılması için kullandığını, Davacı şirketin Türkiye’deki pazar payı müvekkil şirketin çalışmaları sayesinde %1,5’tan %8,5’uğa varan bir artış gösterdiğini, Çalışılan 1,5 yıllık dönemde toplamda 3 Milyon Euro civarında ciro yapıldığını, Müvekkil şirketin, davacı için yetkili bir distribütör olarak tüm emek ve mesaisini ortaya koyarak çalıştığını, Buna rağmen 2007 yılının sonunda davacı, Türkiye’de kendileri ofis açarak bu işi yapacaklarını ileri sürmüş ve çalışmayı haksız ve hukuka aykırı olarak herhangi bir tazminat dahi ödemeksizin sonlandırdıklarını, Müvekkili şirketinde bu kapsamda, davacı şirketin Türkiye’deki yetkilisinin bilgisi ve onayı dahilinde elinde olan malları şirketin Türkiye’deki irtibat ofisine iade etettiğini, Davacının bu iade olayından neredeyse 3 yıl sonra Alman Mahkemeleri nezdinde dava açarak iade edilen malların bedelini talep ettiğini, Müvekkil şirket de distribütörlük ilişkisinin haksız yere feshedilmiş olması sebebi ile distribütör olarak yapmış olduğu yatırıma istinaden portföy tazminatı talep ettiğini, Alman yerel mahkemesi davacının talebini kabul, müvekkil şirketin talebini ise reddettiğini, tenfize konu kararda uygulanan hukuk doğru olarak saptanmadığını belirterek davanın usulden ve esastan reddini talep etmiştir.
4-Davacı vekili 21.06.2017 tarihli dilekçesi ile kararın kesinleştiğini ve icra edilebilir olduğunu gösteren resmi belgelerin Türkçe tercümelerini sunmuştur.
5-Mahkememizce 07.06.2017 tarihli 3. nolu ara karar ile davalının zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
6-Dava; Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir. Davacı vekili Hansa Yüksek Eyalet Mahkemesinin 9 U 195/11 numarası ile onaylanarak kesinleşen Hamburg Eyalet Mahkemesi’nin… no.lu kararının tenfizi isteminde bulunmuştur.
7-Mahkememizce 13.07.2017 tarihli ara karar ile Dava konusu Hamburg Eyalet Mahkemesi’nin … no.lu 28.10.2011 tarihli kararının kesinleşip kesinleşmediği hususunun sorulması için Alman Mahkemelerine istinabe yapılmasına karar verilmiştir.
8-Davacı vekili 25.06.2018 tarihli dilekçesi ile dava konusu Hamburg Eyalet Mahkemesi’nin … no.lu – 28.10.2011 tarihli kararının kesinleştiğine dair Alman Adli Makamlarınca verilen yazı cevabının çevirilerini dosyaya sunmuştur.
9-Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasındaki 2007 yılında başlayan ticari ilişkinin 2008 yılının Ocak ayında davacı tarafından bitirildiği, davacının, davalıya gönderdiği ürünlerin bedelinin ödenmediğinden bahisle alacağının tahsili talepli olarak davalı aleyhine Hamburg Eyalet Mahkemesi’nin 418 HKO 35/09 no.lu dosyası ile dava açtığı 28.10.2011 tarihinde davanın kabul edildiği, davalı tarafın itirazı üzerine dosyanın Hansa Yüksek Eyalet Mahkemesinin 9 U 195/11 numarası ile incelenerek onaylandığı ve kesinleştiği belirterek Hamburg Eyalet Mahkemesi’nin…no.lu – 28.10.2011 tarihli kararının Türkiye’de tanınması ve tenfizine karar verilmesini talep etmiştir.
Türk tenfiz hukukunda davanın esasına girme yasağı olup kural olarak yabancı mahkeme kararının doğruluğu inceleme konusu yapılamaz. Bu kuralın istisnası Yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizinde de olduğu üzere hakem kararının kamu düzenine aykırı olmasıdır.
Hamburg Eyalet Mahkemesi’nin … no.lu dosyasında verilen kararın kesinleşip kesinleşmediği hususunda Almanya Adli Birimlerine İstibane yazılmış olup, İstinabeye Hanburg Yerel Mahkemesi Hukuk Departma’nın … Postfach …, … Hamburg sayılı verilen cevapta davalı tarafın temyiz itirazlarının Hansa Yüksek Eyalet Mahkemesinin 9 U 195/11 numarası ile red edildiği, Temyiz kararının 13./14.11.2012 tarihinde taraflara tebliğ edildiği ve kesinleştiği, münhasır yetkiye giren bir konuda verilmediği, kamu düzenine aykırı olmadığı görülmekle, 5718 sayılı Kanun hükümleri gözetilerek tenfizine karar verilerek verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
2-Davanın KABULÜ ile; Hansa Yüksek Eyalet Mahkemesinin 9 U 195/11 numarası ile onaylanarak kesinleşen Hamburg Eyalet Mahkemesi’nin … no.lu kararının TENFİZİNE
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 24.112,88 TL maktu karar harcından peşin alınan 6.873,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 17.239,68 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 27.129,52 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 376,40 TL’nin ( 29,20 TL BVH, 4,30 TL VH, 6.873,20 TL Peşin Harç, 198,00 TL tebliğler, 109 TL İstinabe Harcı ) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yargı yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …