Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/329 E. 2019/839 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/865
KARAR NO : 2019/838

DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 26/08/2016
KARAR TARİHİ : 10/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı …. vekili verdiği dava dilekçesinde, dava dışı … A.Ş.’nin sahibi olduğu …plakalı aracı sigorta poliçesiyle sigortaladıklarını, sigortalı aracın dava dışı…’ün kullanımındayken bu kişinin … Sitesindeki evinin önünden çalındığını bu hırsızlık olayı nedeniyle dava dışı…A.Ş.’ye 08.07.2014 tarihinde 93.500,00 TL sigorta tazminatı ödemesi yaptıklarını, böylelikle 6102 sayılı TTK m. 1472’ye göre kendi sigortalılarına halef olduklarını, ödedikleri sigorta tazminatı parasının meydana gelen hırsızlık olayında kusuru ve sorumluluğu bulunan Kemer Koru Sitesinin anlaşmalı güvenlik şirketi davalı ….’den alınarak taraflarına verilmesini talep etmiştir.

DAVALILARIN TALEBİ:
Davalı …. vekili verdiği cevap dilekçesinde meydana gelen hırsızlık olayının kendi sorumluluk alanları olan … Sitesinin dışında meydana geldiğini, herhangi bir kusur ve sorumluluklarının bulunmadığını, bu nedenle de açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1472’ye göre sigorta şirketinin halefiyet yoluyla zarar sorumlularına ve zarar sorumlusu sigorta şirketine karşı tazminat davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
6100 sayılı HMK m. 1’e göre göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle öncelikle mahkememizin görevli olup olmadığı görev yönünden incelenmiştir.
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1472’ye göre sigorta şirketinin halefiyet yoluyla zarar sorumlularına ve zarar sorumlusu sigorta şirketine karşı tazminat davasıdır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi aşağıya alıntıladığımız kararında 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1472’ye göre halefiyet yoluyla açılacak tazminat davalarında görevli mahkemenin tespitini aşağıdaki ölçütlere göre belirlemiştir. “Davacı …, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen davalı arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir. Dava tarihi olan 16/12/2013 tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 16/1. maddesinde kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları hükme bağlanmıştır….’nin kuruluşu hakkındaki 2560 sayılı kanunun ek 5. maddesinde bu kanunun diğer Büyükşehir Belediyelerinde de uygulanacağı açıklanmış olup böylece … de 2560 sayılı kanuna tabi bir kuruluş haline gelmiştir. Bu durum karşısında somut olaya bakıldığında; davacının sigortalısı …Şti.tüzel kişi tacir olduğu gibi, davalı … de TTK’nın 3, 11, 16/1. maddeleri ve 2560 sayılı Kanun hükümleri uyarınca faaliyetlerini özel hukuk hükümlerine göre sürdüren tacir tüzel kişidir. Davacının sigortalısı ile davalı arasındaki hukuki ilişki ise haksız fiilden doğmuştur. Bu durum karşısında, her iki taraf da tacir olduğundan, tacirler arasındaki haksız fiilden doğan davada özel görevli mahkeme olan Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görevli olduğu, davacının halefiyete dayalı olarak açtığı rücuen tazminat davasında da Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek; 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c. maddesine göre görevsizlik nedeniyle HMK’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken; yazılı olduğu biçimde işin esasının incelenerek hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 17. HD 2016 / 20369 Esas; 2019 / 8459 Karar; 24.09.2019 Tarih)
Bu karara ve karar içerisinde yollama yapılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararına göre davacı … şirketinin kendi sigortalısı olan dava dışı …A.Ş. ile davalılar arasında meydana gelen haksız fiil nedeniyle tazminat uyuşmazlığında ticari ilişki bulunmamaktadır. Davacının sigortalısı dava dışı …A.Ş.’ye 6102 sayılı TTK m. 1472’ye göre halef olan davacı ile de davalılar arasında bu nedenle ticari bir uyuşmazlık bulunduğu ileri sürülemeyecektir. Bu durumda açılan davanın 6102 sayılı TTK m. 4’e göre ticari dava olmadığı ve ticaret mahkemesinin görev alanına girmediği, asliye hukuk mahkemesinin görev alanına girdiği anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliğine ve 6100 sayılı HMK m. 114/I-c ve 115 maddelerine göre davanın usulden reddine yönelik aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Dava dışı …A.Ş. ile Davalı …. arasında ticari ilişki bulunmuyor olması nedeniyle Yargıtay’ın 22/03/1944 tarih, … esas … karar sayılı içtihatı birleştirme kurulu kararına göre halefiyet yoluyla açılacak davalarda görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu tespit edildiğinden Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK madde 114/1-c ve 115’e göre Mahkememizin görevsizliğine ve davanın usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde talep edilmesi halinde dava dosyanının görevli ve yetkili … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Belirtilen 2 haftalık süre içerisinde talepde bulunulmaması ve süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-HMK 331.md. gereğince harç vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır