Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/300 E. 2021/1009 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/300
KARAR NO:2021/1009

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:29/03/2017
KARAR TARİHİ:09/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Sermaye Piyasası Kurulu Muhasebe Standartları Dairesi Başkanlığı 13.05.2016 tarih ve … sayılı yazısında; 31.03.2016 tarihli ara dönem finansal raporlarının Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na bildirimine ilişkin olarak yapılan inceleme sonucunda müvekkilinin “Sermaye Piyasasında Finansal Raporlamaya İlişkin — Esaslar Tebliği””nin 11 ve 12’nci madde hükümleri uyarınca anılan dönem finansal raporların KAP’a son bildirim tarihinin 10.05.2016 olmasına karşın, anılan dönem finansal raporların bildiriminin henüz yapılmadığını ve söz konusu döneme ilişkin finansal raporların KAP’a bildirilmesi gerektiğini bildirdiğini, SPK’nın 105’inci maddesi kapsamında müvekkilinin savunmasının talep edildiğini, ayrıca müvekkili 31.03.2016 tarihli ara dönem finansal raporlarının kamuya açıklanmasından sorumlu yönetim kurulu üyelerinin ad ve soyadı bilgileri ile yönetim kurulu ve denetim komitesi üyelerine ilişkin imza sirkülerinin kurula gönderilmesi talep edildiğini, Sermaye Piyasası Kurulu’nun 13.05.2016 tarih ve … sayılı yazısına cevaben müvekkili tarafından 23.08.2016 tarihinde savunma yazısı sunulduğunu, savunma kapsamında şirket tüzel kişiliği bakımından bir cezai sorumluluğun doğmadığı ancak eski yönetim kurulu üyelerinden bilgi, belge temininde yaşanan güçlükler nedeniyle, 30.06.2016 dönemine ilişkin finansal raporların süresinde gönderilemediği belirtildiğini, 31.03.2016 tarihli ara dönem finansal raporlarının kamuya açıklanmasından sorumlu yönetim kurulu üyelerinin ad ve soyadı bilgileri ile yönetim kurulu ve denetim komitesi üyelerine ilişkin imza sirkülerinin sunulduğunu, Sermaye Piyasası Kurulu Karar Organı tarafından ise 14.10.2016 tarih ve 28/395 sayılı kararı ile müvekkili aleyhine “Sermaye Piyasasında Finansal Raporlamaya İlişkin Esaslar Tebliği”nin 11 ve 12’nci maddelerine aykırı olarak 31.03.2016 tarihli finansal raporların süresi içerisinde Kamuyu Aydınlatma Platformuna göndermemek gerekçesiyle 14.10.2016 tarih 28/935 sayılı karar ile 26.049,00 TL idari para cezasına hükmedildiğini, söz konusu dönemde müvekkili yönetim kurulunda yer alan …, …, …, …ve … şirket ile ilgili görevlerini özenli ve tedbirli bir şekilde yerine getirmeyerek yukarıda açıklandığı üzere müvekkilinin 26.049 TL idari para cezasına çarptırılmasına sebep olduğunu, davalı şahısların asli kusuru ile müvekkil şirket aleyhine Sermaye Piyasası Kurulu Karar Organı tarafından 14.10.2016 tarih ve 28/395 sayılı kararı ile hükmedilen 26.049,00 TL idari para cezasının işleyecek ticari temerrüt faizi ile beraber davalı şahıslar tarafından tazmin edilmesine, dava masraflarıyla vekalet ücretinin davalı üzerine yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili …’in de katıldığı 18.05.2016 tarihli ve 2016-9/1 numaralı toplantı ile alınan karar neticesinde 31.03.2016 tarihli ara dönem finansal raporları KAP’a bildirildiğini, müvekkilinin üzerine düşen görevi yerine getirdiğini, davacı şirket tarafından söz konusu savunma talebine otuz günlük sürenin geçmesinden çok uzun bir süre sonra 23.08.2016 tarihli yazı ile cevap verildiğini, sermaye piyasası kurulu 13.05.2016 tarihli yazısı ile “30 gün” içinde savunma talep edildiğini, davacı şirket 23.08.2016 tarihli yazı ile kuruma savunma gönderdiğini, müvekkiline ise 18.10.2016 tarihinde ihtarname keşide edildiğini, davacı tarafından ikame edilen haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili, davacı şirkette 19.11.2014-20.05.2016 tarihleri arasında yönetim kurulu başkanı olarak görev yapmış olduğunu, söz konusu görevinden istifa ile ayrıldığını, 26.11.2014 tarih ve 2014-46 sayılı kararı ile şirket yönetim kurulu başkanlığına atandığını,“20.05.2016” tarihine kadar söz konusu görevini eksiksiz ve kusursuz olarak yerine getirmiş olduğunu, KAP” a finansal raporları bildirim süresinin 40 değil 50 gün olduğunu, 18.05.2016 günü 2016 yılının ilk üç ayına ait finansal raporların Yönetim Kurulunca onaylandığını ve 19.05.2016 günü de KAP’a bildirimin yapıldığını açıklayarak, … başkanlığında oluşan yeni yönetimin, SPK’nın belirlediği bir aylık sürede gerekli açıklamayı yapmamasından dolayı ceza uygulamasının oluştuğunu, davacı tarafından mahkemeniz nezdinde ikame edilen haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı asil …cevap dilekçesinde özetle; Yönetim kurulu üyeliğinden 30/11/2015 tarihinde istifa ettiğini, istifa tarihinden sonra şirket ile ilgili yapılan faaliyetlerde görev ve sorumluluğunun olmadığını, idari para cezasına neden olan 31/03/2016 tarihli ara dönem finansal raporlarının KAP’ta yayınlanmasına yönelik işlemlerde herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, görevini ihmal eden esasen Yönetim Kurulu Başkanı …’nun olduğunu, davanın sıfat, husumet ve esas nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Yönetim kurulu üyeliğinden 30/11/2015 tarihinde istifa ettiğini, istifa tarihinden sonra şirket ile ilgili yapılan faaliyetlerde görev ve sorumluluğunun olmadığını, idari para cezasına neden olan 31/03/2016 tarihli ara dönem finansal raporlarının KAP’ta yayınlanmasına yönelik işlemlerde herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, … A.Ş. aleyhine hükmedilen idari para cezasını neden olan ve görevini ihmal eden … A.Ş. Yöneticileri olduğunu, TTK ve TCK açısından tarafıma herhangi bir hukuki/cezai sorumluluk yüklenilemeyeceğinden bu davanın sıfat, husumet ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalılar …ve …’un adreslerinin bildirilmemiş olması sebebiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, belirsiz alacak davası açmak konusunda herhangi bir faydası olmayan ve rücuen tanzim edilmesi talep olunan idari para cezasının tutarının davacı tarafından tam ve kesin olarak belirlenebilir olmasından dolayı davacının davasının usulden reddi gerektiğini, müvekkilinin 11.05.2016 tarihinde istifa etmiş olmasına rağmen resmi kayıtlarda 02.06.2016 tarihine kadar bağımsız yönetim kurulu üyesi olarak gözüktüğünü, davaya konu edilen cezanın tek kusurlunun davacı şirket olduğunu, davacı şirke tarafından müvekkiline ulaşılıp bilgi ve belge istenmediğini, söz konusu bildirimlerin, şirket yetkililerine atanan şifre ve şirket yetkililerinin elektronik imzaları ile yapıldığını, söz konusu bildirimleri yapmak yetkisi kendisine verilmeyen müvekkiline aynı şeklide bildirimlerin yapılması icin atanmış bir şifrenin de mevcut olmadığını, SPK’nın ilk taksidi olarak 6.512,25 TL’nin 03.01.2017 tarihinde yatırıldığını, davacı şirketin söz konusu cezaya ilişkin 1 ay içerisinde cezanın dörtte üçünü ödemek suretiyle kendisine tanınan indirimli ödeme hakkını kullanmayarak davacı şirketi zarara uğrattığını, müvekkili yönünden davanın reddini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflarca gösteriler deliller toplanmış, şirket yöneticilerinin sorumluluğu, tazminatın varlığı ve miktarı açısından bilirkişi heyetinde rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti 05/10/2018 tarihli raporunda ” Davacı şirketin halka açık ve hisse senetleri borsada işlem gören bir şirket olması sebebiyle, 2016 yılının ilk üç aylık dönem sonu finansal raporlarını KAP’a bildirmesinin SPK.m.103/1-2 ve ilgili mevzuattan kaynaklanan kanuni bir zorunluluk olduğu, TTK.m.553/1 gereğince yönetim kurulu üyelerinin kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal etmeleri hatinde bundan doğan zararlardan şirkete karşı sorumlu olacakları, davalıların sorumluluğunu ortadan kaldıracak nitelikte ibra, yetki devri ve kontrol dışı işlem koşullarının mevcut olmadığı, Şirktin finansal tablolarının hazırlanması ve KAP’a sunulması TTK’nın yönetim kuruluna verdiği görevlerden olması sebebiyle, ilgili bildirim döneminde görevde olan ve bu kanuni yükümlülüğü yerine getirmeyen yönetim kurulu üyelerinin TTK.m.369 anlamında tedbirli bir yöneticinin özeniyle ve şirket menfaatlerini gözeterek hareket ettiklerinin söylenemeyeceği, Davacı şirketin 2016/1 dönem finansal tablolarının süresi içinde KAP’a bildirilmemesi sebebiyle SPK tarafından şirkete kesilen ve dava tarihi itibariyle kısmen ödenmiş olan 26.049 TL idari para cezasının davalılardan tahsili talebiyle açılan huzurdaki davada, bu bildirimin yapılması gereken dönemden önce yönetim kurulu üyeliğinden istifa etmiş olan davalılar …ve …’un kusur ve sorumluluğunun bulunmadığı, 2016/1. Dönem finansal tabloların KAP’a son bildirim tarihi olan 10.05.2016 tarihinden sonraki istifaların ise, söz konusu idari para cezasına konu suçun/kabahatin işlenmesinden sonra olduğundan kusur ve sorumluluğa etkili olmayacağı, bu sebeple diğer davalılar …, … ve …’ün … sebebiyle oluşan şirket zararından müteselsilen sorumlu olmaları gerektiği, Dava konusu suçun/kabahatin 10.05.2016 tarihi itibariyle oluşmasından sonra, süresinde savunma verilmemesi veya …’na karşı yasal yollara başvurulmamış olmasının neticeyi etkilemeyeceği dikkate alınarak, davacı şirket yönünden müterafık kusur ve birlikte sorumluluğun söz konusu olmayacağı, TTK:m.557 hükmüne göre kusurlu ve sorumlu YK üyelerinin kusur derecesi aynı olduğundan farklılaştırılmış teselsülün uygulanmayacağı ” görüşü bildirilmiştir.
Tarafların itirazlarının değerlendirilmesi için bilirkişiden ek rapor alınmış, alınan 20/02/2019 tarihli raporda “Davacı şirketten bilirkişi tarafından istenen bilgi ve belgeler verilmemiş olmakla birlikte, bunun sonucunda dosyada yer alan delil ve belgelerin de görmemezlikten gelinmesi düşünülemez. Şirket defter ve kayıtları üzerinde dava konusu ile ilgili daha ayrıntılı bir inceleme yapmak mümkün olmasa da dosyadaki belge ve delilere göre bir sonuca ulaşılması mümkün olduğundan, dosya kapsamındaki belgelere göre rapor hazırlanmıştır. Dosyadaki belgeler üzerinden dava konusuyla ilgili bir tespit yapılması mümkün olduğundan eksik inceleme ve değerlendirme iddiası doğru değildir. Kök raporumuzda davacı şirketin zararına sebep olan …’nın 10.05.2016 tarihi itibariyle oluşan duruma göre verildiğinden, bu tarihten sonraki istifaların sorumluluğu ortadan kaldırmayacağı sonucuna ulaşılmış olup, davalı vekilinin bundan 10 gün sonraki istifaya ilişkin itirazları kök raporumuzdaki tespit ve kanaatlerimizi değiştirmeyi gerektirecek nitelikte değildir. Davacı şirkette yerinde inceleme yapılamamış ve istenen belgeler bilirkişiye teslim edilmemiş ise de dosyadaki belgelerden, davalıların idari para cezasını gerektiren bildirim yükümlülüğünün son günü itibariyle görevde olup olmadıkları, diğer ifadeyle bu tarihten önce istifa edip etmedikleri anlaşıldığından, tamamen şekli bir suç/kabahat olan eylemden kimlerin sorumlu veya sorumsuz olduğu tespit edildiğinden herhangi bir eksik inceleme ve değerlendirme yoktur. Öncelikle YK üyelerinin sorumluluğu yönünden bağımsız yönetim kurulu üyelerinin diğerlerinden farkı yoktur. Buradaki sorumluluğu gereken kusurlu hareket, süresi içinde 2016/1 mali tablolarının sunulmamış olmasıdır. Bu konuda yönetim kurulu üyeleri arasında bir görev taksimi yapılmamış olduğundan, bildirim yükümlülüğü tüm yönetim kuruluna yüklenmiş olup. kanundan doğan bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi sebebiyle şirkete kesilen …’ndan davalının da sorumlu olacağı açıktır. Kök raporumuzda davacı şirketin zararına sebep olan 1PC’na konu suç 10.05.2016 itibariyle oluştuğundan bundan iki gün sonra ek süre talep edilmesinin gerek para cezasına gerekse bundan davalıların sorumluluğuna bir etkisi olmayacaktır. Şirket finansal tabloları yönetim kurulunun sorumluluğu altında hazırlanması gereken belgeler olup, bunların usulüne uygun şekilde hazırlanmaması ve ilgili yerlere sunulması görev ve sorumluluğu da yönetim kurulu üyelerine aittir Davalı vekilinin beyanlarından, finansal tabloların KAP’a sunulması bir yana hiç hazırlanmamış oldukları anlaşılmaktadır. Davalıya şifre verilmediği ve şirkete ulaşamadığına dair savunmaların ise, KAP’a bildirim yükümlülüğünü ve bundan kaynaklanan sorumluluğu ortadan kaldıracak nitelikte olmadığı değerlendirilmektedir. Takdir tamamen mahkemeye aittir. … dava konusu …’na konu suçun oluşmasından sonra yönetim kurulu üyeliğine seçilmiş olduğundan bir sorumluluk isnadı mümkün değildir. Adı geçenin yönetim kurulu üyeliğine seçilmesinden sonraki işlemleri sebebiyle bir şirket zararı veya sorumluluk varsa, bunlar da huzurdaki davanın konusu olmadığından bir değerlendirme yapılmamıştır. Kök raporumuzdaki tespit ve kanaatlerimizde bir değişiklik olmadığı” görüşü bildirilmiştir.
Davalı … vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi için yeni bilirkişiden rapor alınmış, alınan 29/06/2021 tarihli raporda ” Sermaye Piyasası Kurulu Muhasebe Standartları Daire Başkanlığı 13.05.2016 tarih ve … sayılı yazısı ile 31.03.2016 tarihli ara dönem finansal raporların Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na bildirimine ilişkin olarak yapılan inceleme sonucunda davacı şirketin “Sermaye Finansal Raporlamaya İlişkin Esaslar Tebliği” nin 11 ve 12’nci madde hükümleri uyarınca anılan dönem finansal raporların bildiriminin henüz yapılmadığını ve söz konusu döneme ilişkin finansal raporların KAP’a bildirilmesinin ve finansal raporlarının kamuya açıklanmasından sorumlu yönetim kurulu üyelerinin ad ve soyadı bilgileri ile yönetim kurulu ve denetim komitesi üyelerine ilişkin inıza sirkülerlerinin kurula gönderilmesinin talep edildiği, Sermaye Piyasası Kurulu’nun 13.05.2016 tarih ve … sayılı yazısına davacı şirket tarafından 23.08.2016 tarihinde davacı şirket yönetim kurulu başkanı … tarafından imzalanmış savunma yazısı ile cevap verildiği, Sermaye Piyasası Kurulu Karar Organı tarafından 14.10.2016 tarih ve 28/395 sayılı kararı ile davacı şirket ile ilgili olarak “Sermaye Finansal Raporlamaya İlişkin Esaslar Tebliği” nin 11 ve 12’nci maddelerine aykırı olarak 31.03.2016 tarihli finansal raporların süresi içinde Kamuyu Aydınlatma Platformuna göndermemek gerekçesiyle 26,049.00 TL, idari para cezasına hükmedildiği ve davacı şirket ile ilgili olarak İdari Para Cezası Bildirim Tutanağının düzenlendiği, Davacı şirket tarafından da bu ceza ile ilgili olarak 03.01.2017 tarihinde Sermaye Piyasası Kurulu’nun … Bankasındaki hesabına “14.10.2016 tarih ve 28/395 sayılı kararı” açıklaması ile 6.512,25 TL. yatırıtdığının görüldüğü, Yukarıda arz edildiği üzere davacı şirketin Ara dönem finansal raporlarının KAP’a bildirmesinin mevzuattan kaynaklanan kanuni bir zorunluluk olduğu, ve dava konusu 2016 yılının ilk üç aylık dönem sonu finansal raporlarının ek süre talebinin 10.05.2016 tarihten sonra 12.05.2016 tarihinde yapılmış olması sebebi ile 10.05.2016 tarihine kadar bildirimin yapılması gerektiği, Bu durumda dava konusu olayda davacı şirketin 2016 yılının ilk üç aylık dönem sonu finansal raporlarının KAP’a bildirilmemesi sebebi ile kanuni yükümlülüklerin yerine getirilmemiş olduğu, bu sebeple davacı şirketin 2016/1 dönem finansal tablolarının süresi içinde KAP’a bildirilmemesinden kaynaklı olarak SPK tarafından davacı şirket adına düzenlenen İdari Para Cezası Bildirim tutanağı ile bildirilmiş ve dava tarihi itibariyle 6.512,25 TL’lık kısmı ödenmiş 26.049,00 TL idari para cezasından T.Ticaret Kanunu gereğince finansal tabloların hazırlanması ve KAP’a sunulması görevinin yönetim kuruluna verilmiş olması sebebi ile, yönetim kurulu üyelerinin kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemelerinden doğan zararlardan şirkete karşı sorumlu olacakları, Davalılardan …ve …’un 30.11.2015 tarihinde yönetim kurulundaki görevlerinden istifa ettikleri, istifalarının 30.11.2015 tarih 2015/33 sayılı Y.K.K. ile kabul edildiği, KAP’ın sayfasında da bu istifanın bilgisinin yer aldığı, ancak bu istifalara rağmen yukarıdaki bölümlerde arz edilen bu tarihten sonraki 14.12.2015-25.05.2016 tarihli Yönetim Kurulu Kararlarında ( 18.05.2016 tarih 2016-9/1 sayılı 31.03.2016 tarihli Finansal Tabloların KAP’a bildirimi ile ilgili kararda dahil olmak üzere) isim ve imzalarının bulunduğu, davalılardan …’ın yerine …’ın YK üyesi olarak atanmasının 24.05.2016 tarih 2016/12 sayılı YKK ile, davalılardan …’un yerine …’nın YK üyesi olarak atanmasının 25.05.2016 tarih 2016/13 sayılı YKK ile karar verildiği ve bu kararların 02.06.2016 tarihinde KAP’a bildirilerek yayınlandığı görülmüş olup, buradan da bu kişilerin görevlerine devam ettiğinin anlaşıldığı, dava dosyası içerisinde de 30.11.2015 tarihindeki istifalarından sonraki YKK’daki imzaların kendilerine ait olmadığı konusunda da herhangi bir itirazlarının bulunmaması sebebi ile davalılardan …ve …’un dava konusu zararda kusur ve sorumluluğunun bulunup bulunmayacağı hususu hukuki değerlendirmeyi gerektirdiğinden Sayın Mahkemenizin takdirlerinde olduğu, Diğer davalılar …, … ve …’ün … sebebiyle oluşan şirket zararından müteselsilen sorumlu olmaları gerektiği hususları ” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava, kesilen idari para cezası nedeniyle davacı şirketin uğradığı zararın davalı yönetim kurulu üyelerinden rücuen tazmini istemine ilişkindir.
Davacı şirketin halka açık ve hisse senetleri borsada işlem gören bir şirket olması nedeniyle 2016 yılının ilk 3 aylık dönem sonu finansal raporlarını KAP (Kamuyu Aydınlatma Platformu)’a bildirmesinin SPK mevzuatı gereği kanuni bir zorunluluk olup finansal tabloların hazırlanması ve KAP’a bildirilmesinin TTK’nın yönetim kuruluna verdiği görevlerdendir. Bu kapsamda yönetim kurulu üyelerinin tek tek değil bir bütün olarak bildirim yükümlülüğü mevcut olup 2016 yılının ilk dönemine ait bildirim yükümlülüğünün son tarihi olan 10.05.2016 tarihine kadar bu görevin yerine getirilmesi gerekirken bu yükümlülüğünü ifa edilmemesinden doğan zarardan o dönemde görevde olan yönetim kurulu üyelerinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları, bu nedenle …ve …’un 30.11.2015 tarihinde yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettikleri ve bunun KAP’ta iki kez yayınlandığı dikkate alındığında bu iki davalı yönünden idari para cezası yönünden sorumluluğunun doğmayacağı, istifaların 2016 yılından önce yapılmış olduğu ve dönem itibariyle yönetim kurulu üyesi olmadıklarından haklarında açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Diğer davalılar …, … ve … yönünden ise yapılan istifaların şekli anlamda suç oluştuktan ve bildirim yükümlülüğü süresi geçirildikten sonra yapılmış olması nedeniyle yönetim kurulu üyesi olarak sorumlu oldukları, SPK Karar Organı tarafından 14.10.2016 tarih ve 28/395 sayılı kararı ile davacı şirkete 26.049,00 TL idari para cezası kesildiği, 03.01.2017 tarihinde davacı tarafından 6.512,25 TL ödeme yapıldığı dikkate alındığında açılan davanın rucüen tazminat davası olması ve dava tarihi itibariyle davacı şirketin sadece 6.512,25 TL’lik zararının bulunması nedeniyle o dönem yönetim kurulu üyesi olan …, … ve …’ın bu bedelden sorumlu olacakları anlaşılmakla açılan davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davalılardan … ve …yönünden açılan Davanın REDDİNE,
B) Diğer davalılar yönünden açılan davanın KISMEN KABULÜNE,
6.512,25-TL rücuen tazminatına dava tarihi olan 29/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalı …, … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 446,90 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 444,86.TL peşin harcın mahsubu ile eksik 2.004, TL harcın davalılardan … , … ve …’den tahsili ile hazineye gelir kaydına
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 482,66 TL ( 31,40 TL Başvurma Harcı, 444,86 TL Peşin Harç, 6,40 TL Vekalet Suret Harcı ) harcın davalılar …, … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı bilirkişi ücreti 2.000,00 TL, tebligat gideri 923,20 TL toplam 2.923,20 TL’nin red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 730,80 TL’nin davalılar …, … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davalı …’ün yaptığı bilirkişi ücreti 800,00 TL, tebligat gideri 30,00 TL toplam 830,00 TL’nin red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 622,50 TL’nin davacıdan alınarak DAVALI …’a VERİLMESİNE,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan … , … ve …’den alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALI … VE …’a VERİLMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin ve davalı asilin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/12/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …