Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/292 E. 2021/478 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/292
KARAR NO:2021/478

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:27/03/2017
KARAR TARİHİ:09/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı/Borçlu ile Müvekkil Şirket arasında süregelen ticari ilişkiye istinaden davalı/borçlu’nun; müvekkili şirket nezdinde muaccel hale gelmiş ve fakat ödenmeyen 22.740,00 TL borcunun varlığı tespit edildiğini, müvekkili şirket, davalı/borçlu’ya söz konusu cari hesap bakiye alacağını ödemesi için talepte bulunmuşsa da davalı/borçlu muaccel hale gelmiş olan borcunu ödemediğini, davalı borçlu şirketin borcunun sabit olduğu ve faturalara ilişkin emtiaların borçluya teslim edildiği, borçlu şirketin o dönemki müdürü olan … tarafından imzalanmış faturalar ile açık bir biçimde ortaya konduğunu, davalı şirketin müvekkil şirketten sipariş etmiş olduğu dava konusu ürünleri kullandığı, davalı şirketin iştiraki olan bir markanın sosyal medya hesaplarından da açık bir biçimde gözüktüğünü, sunulan sosyal medya resmi incelendiğinde, davacının göstermiş olduğu ürünler müvekkil şirketin ürünleri olup, söz konusu husus mahkememiz tarafından talep edildiği takdirde ilgili ürünlerin mahkemeye arzı ile de rahatlıkla ispatlanabileceğini, davalı/borçlu, müvekkili şirket ile aralarındaki ticari ilişkiden doğan borçlarını ödemediği için hakkında …. îcra Müdürlüğümün …Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatılmış ve ödeme emri gönderildiğini, davalı/borçlu geçen zamanda borçlu bulunduğu miktarı ödemediği gibi icra takibine borcunun olmadığı iddiasıyla haksız ve dayanaktan yoksun olarak, salt takibi durdurmak niyetiyle itiraz ederek takibin durmasına sebep olduğunu, davalının yapmış olduğu haksız itiraz ile icra takip işlemi durduğunu, davalının itirazı haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtları ile borçlu şirket müdür tarafından imzalı faturalar incelendiğinde, davalının muaccel hale gelmiş olan alacaklarını ödemediği tespit edildiğini, somut olayda da davalı/borçlu davacı Müvekkili şirkete ödemeyi taahhüt ettiği ticari ilişkiden doğan borçlarını ödemesi gerekir iken anılan borcunu yerine getirmemiş olup borcu ödemediği gibi kötü niyetli davranarak borcun kendisine aidiyetini bilmesine rağmen, borca itiraz ettiğini, …. İcra Müdürlüğümün …Esas sayılı takip dosyası tahtında yapmış olan haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile icra takibinin devamına, davalının %20 den az olmamak üzere icra inkâr tazminatı ile yargılama masrafları ve ücreti vekâletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili … birçok alanda faaliyet gösteren ve bulunduğu sektörde önde gelen şirketlerden biri olup göstermiş olduğu faaliyetler gereği birçok firma ile ticari iş ilişkisi içerisinde bulunduğunu, müvekkili şirketin, ticari iş ilişkisinde olduğu firmalara karşı ise edimlerini eksiksiz bir şekilde yerine getirmesinden ve piyasaların durgun olmasına rağmen ödemelerin yapılması konusunda oldukça titiz davranmasından dolayı davacı tarafça müvekkilin bu iyi niyetinden faydalanmak istenmiş olunacak ki bu şekilde bir alacak iddiasında bulunulduğunu, zira taraflar arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığı halde ileri sürülen alacak iddialarının kötü niyetli, beyhude bir çaba olduğundan başka bir izahı bulunmadığını, nitekim davacı tarafın alacak iddialarına dayanak olarak sunmuş olduğu faturalara konu mallar hiçbir zaman teslim alınmadığı gibi işbu faturalara ilişkin malın teslim edildiğine dair sunulmuş tek bir sevk irsaliyesi dahi bulunmadığını, mahkememiz tarafından faturalar incelendiğinde sözde şirket müdürü olarak …’ın imzasının bulunduğu faturalarda sevk tarihleri olarak faturaların birinde fatura düzenlenme tarihinden daha önce bir tarih belirtilmiş ancak söz konusu sevk işlemine dair herhangi bir belge sunulmamış, diğerinde ise sevk tarihi olarak faturanın düzenlendiği tarihten sonraki bir tarih belirtilmiş olup yine sevk işlemine ilişkin herhangi bir belge sunulmadığını, ayrıca faturalara ilişkin müvekkili ticari defterlerinde tek bir kalem dahi bulunmamakta olup işbu faturalar malın sevk edildiğini hiçbir şekilde kanıtlamaya yetmediğini, davacının bir an için mahkememize sevk irsaliyeleri sunduğu varsayımda dahi(kabul olmama ihtirazı kaydı ile) malın alıcıya teslim edildiğinin alıcı veya yetkili çalışanları tarafından imzalanmış sevk irsaliyeleri ile kanıtlanması gerektiği bilinen bir husus olduğunu, dolayısıyla davacı tarafından sözde faturaya konu malın teslim edildiğine dair sevk irsaliyelerinin düzenlendiği iddialarında dahi mahkememiz tarafından işbu sevk irsaliyelerinde malın teslim edildiğine ve teslim tarihlerine dair müvekkil şirket çalışanlarına ait bir imzanın bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, nitekim malın teslim edildiğine dair izlenim oluşturulmak amacıyla müvekkili şirkette 06.10,2016 ile 25.11.2016 tarihleri arasında kısa bir süre çalışıp işten ayrılan … isimli şahıs gösterilmiş olsa da söz konusu şahıs sözd faturaların düzenlendiği tarih olan 31.08.2016 ve 19.06.2016 tarihleri arasında hiçbir şekilde müvekkil şirkette çalışmamış olup davacı tarafından tamamen kötü niyetli bir şekilde kurgulanmış senaryo üzerinden hareket edilmeye çalışıldığını, zira …’ın müvekkil şirkete faturaların tanzim edilmesinden sonra girip kısa bir süre sonra işten ayrılmasının başka türlü bir izahı bulunmadığını, ayrıca bir an için …’ın faturalara konu malların alındığı veya sevk işleminin yapıldığı tarihlerde gerçekten de müvekkil şirkette çalıştığını düşünülse dahi,(Kabul olmama ihtirazı kaydı ile) … isimli şahsın herhangi bir firmadan mal temin etmesine yetkisi bulunmadığını, zira söz konusu şahıs müvekkil şirkette Restaurantı İşletmecisi olarak çalışmakta olup tüm faaliyet alanı restaurantta insan ilişkilerini idare etmesi ile sınırlı olduğunu, faturaya konu mallar yönündense müvekkil şirket veya benzeri restaurantlann faaliyetlerini sürdürebilmeleri için belirli aralıklar ile tabak, bıçak, bardak vb. mallar almaları gerektiği bilinen bir husust olduğunu, müvekkili şirkette belirli dönemlerde …, … ve … gibi bir çok firmadan ihtiyaç duyduğu miktar ve nevide riyal temin etmişse de davacı şirketten hiçbir şekilde mâl temin etmediğini, mahkememize sunulan belgeler ile de görüleceği üzere müvekkil şirket 2016 yılının Temmuz ve Ağustos aylarında ve yeniden ihtiyaç duyulması sebebiyle ilerleyen 6-7 aylık dönem sonunda …, … ve … gibi yine daha önce mal temin ettiği firmalardan alışveriş yaptığını, dolayısıyla davacı tarafın faturalara konu ettiği malların benzeri ürünler, müvekkil şirket tarafından zaten temin edilmiş iken bu kadar kısa süre içerisinde aynı tip malları bir kez daha alınmış olduğu iddiası da hayatın olağan akışına da ayrıca aykırılık teşkil etmekte olup davacının bu yöndeki haksız ve hukuka aykırı alacık iddialarının reddedilmesi gerektiğini, sözde şirket müdürü … hali hazırda Şirketi dolandırmış, çalışma öncesi ve çalıştığı dönem boyunca şirketi zarara uğrattığını, sözde müdür sıfatıyla bir çok alım işlemi gerçekleştirmek suretiyle tüm malları kendi hissedarı olarak bulunduğu şirketlere aktardığını, müvekkil şirket ile … arasında hali hazırda alacak davaları da bulunmakta olup bu hususlar dahi …’ın şirket içerisinde yetkin bir görevde bulunmadığını tek başına gösterir mahiyette olduğunu, dolayısıyla davacının takibe dayanak oluşturduğu faturanın içeriğinde yer alan malların müvekkil defterlerinde yer almadığı, sevk irsaliyelerinde gösterilen tarihlerde de müvekkilinin veyahut çalışanlarının imzasının bulunmadığı hususları göz önüne alındığı vakit HMK uyarınca davacının tanık kurumuna başvurmasına olanak bulunmadığı gibi tanık dinletimi konusunda da açık bir şekilde muvafakati bulunmadıklarını, davacı tarafından haksız ve hukuki mesnetten yoksun ikame edilen işbu davanın esastan reddine, davacı tarafa yükleti ımek üzere %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine yönelik karar verilmesini talep etmektedir.
Mahkememizce tüm deliler toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 20/11/2017 tarihli ara karar ile tarafların iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
19/09/2018 havale tarihli raporunda bilirkişi; Davacı taraf davalıdan faturaya dayalı bakiye alacağı tahsil edemediği gerekçesi ile 26.12.2016 tarihinde …. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosya numarası ile 22.741,07 TL asıl alacak üzerinden davalı aleyhine takibe geçtiği, davalının icra takibine, takip miktarına, borca, faiz ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiği, bu itiraz üzerine davacının davalı aleyhine yaptığı takibin devamı için huzurdaki itirazın iptali davasını açtığı, davacının ibraz ettiği ticari defterlerde icra takibine konu ettiği 19.08.2016 tarih, … nolu ve 22.329,06 TL tutarlı fatura ile 31.08.2016 tarih, … nolu ve 412,01 TL tutarlı faturanın usulüne uygun olarak kayıtlı olduğu takip tarihi itibariyle davalıdan 23.141,07 TL alacağı olduğu, davalının ibraz edilen ticari defterlerinde davacı tarafından dava takip konusu yapılan 19.08.2016 tarih, … nolu ve 22.329,06 TL tutarlı faturanın usulüne uygun olarak kayıtlı olduğu, ancak 31.08.2016 tarih, … nolu ve 412,01 TL tutarlı faturanın kayıtlı olmadığı diğer bir ifade ile ticari defterlerde kaydının olmadığı, yine ibraz edilen ticari defterlerde icra takip tarihi itibariyle davacıya dava konusu 19.08.2016 tarih … nolu ve 22.329,06 TL tutarlı faturadan dolayı 22.329,06. TL borcu olduğu, davacının davaya konu ettiği 19.08.2016 tarih, … nolu ve 22.329,06 TL tutarlı faturayı ve 31.08.2016 tarih, … nolu ve 412,01 TL tutarlı faturanın davalıya tebliğ edildiği ve yasal süresi içinde davalı tarafından herhangi bir itiraz gelmediği ve bu nedenle de davalı tarafından fatura içeriğinin kabul edildiğine kanaat getirildiği, Hal böyle olunca da davacının davalıdan 22.741,07 TL alacağı olduğu, davalının …. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyana yaptığın itirazın davalı tarafından ispata muhtaç olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Alınan bilirkişi raporu usulüne uygun şekilde taraflara tebliğ edilmiş, tarafların bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi bakımından bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
24/02/2021 tarihli ek raporunda bilirkişi özetle; … müdürlüğü tarafından mahkememize dava dışı … adlı kişinin tüm Sgk Hizmet dökümü gönderildiği görüldüğünü, taraflar arasındaki uyuşmazlık dönemi fatura tarihleri 19.08.2016 ve 31.08.2016 tarihi olduğu tespit edildiğini, dava dışı … kişini Sgk Hizmet dökümü de 30.06.2015 tarihinde işten ayrıldığı daha sonra 06.10.2016 tarihinde başka bir işyerinde işe başladığı bu iş yerinden de 25.11.2016 tarihinde ayrıldığı tespit edildiğini, dolaysıyla kök raporda ifa edildiği üzere dava konusu faturaların düzenlediği Ağustos 2016 döneminde davalı şirketin çalışanı olmadığı tespit edildiğini, ancak ne var ki davalının davacından alıp ticari defterlerine kayıt ettiği 19.08.2016 tarih, … nolu ve 22.329,06 TL tutarlı faturada dava dışı … adlı kişinin adı ve imzası olduğu görüldüğünü, somut olay da davalının davacıdan alıp ticari defterine kayıt ettiği 19.08.2016 tarih, … nolu ve 22.329,06 TL tutarlı faturada dava dışı … adlı kişinin adı ve neden imzasının olduğu, davalı tarafından neden ticari defterlere kayıt edildiği sorulması gereken bir soru olduğunu, 19.08.2016 tarih, … nolu ve 22.329,06 TL tutarlı faturada dava dışı … adlı kişinin imzası olup ilgili fatura ticari deflere kayıt edildiğini, 31.08.2016 tarih, … nolu ve 412,01 TL tutarlı fatura da ise … adlı kişinin imzası olup ilgili fatura dava ticari deftere kayıt edilmediği görüldüğünü, bu durumda 19.08.2016 tarih, … nolu ve 22.329,06 TL tutarlı faturayı imzası olup ticari deftere kayıt edildiğine göre 31.08.2016 tarih, … nolu ve 412,01 TL tutarlı fatura da ise … adlı kişinin imzası ile davalıya tebliğ edildiğine teamül teşkil ettiğini, bu durumda 31.08.2016 tarih, … nolu ve 412,01 TL tutarlı faturanın da davalıya tebliğ edildiğine karine getirildiğini, diğer taraftan kök raporda ifade edildiği üzere davalının ibraz edilen ticari defterlerinde davacı tarafından dava takip konusu yapılan 19.08.2016 tarih, … nolu ve 22.329,06 TL tutarlı faturanın usulüne uygun olarak kayıtlı olduğu, ancak 31.08.2016 tarih,… nolu ve 412,01 TL tutarlı faturanın kayıtlı olmadığı diğer bir ifade ile ticari defterlerde kaydının olmadığı görüldüğünü, ( yevmiye defteri sayfa 136) Yine ibraz edilen ticari defterlerde icra takip tarihi itibariyle davacıya dava konusu 19.08.2016 tarih, … nolu ve 22.329,06 TL tutarlı faturadan dolayı 22.329,06 TL borcu olduğu tespit edildiğini, davalı fatura içeriğine itiraz ettiği görüldüğünü, bilindiği üzere bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahip olduğunu, aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılacağını, bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirdiğini, bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koyduğunu, diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabileceğini, faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılması gerektiğini, itirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart olmadığını, sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi olmadığını, sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşıdığını, sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olduğunu, davalı aldığı ve ticari defterine kayıt ettiği fatura hakkında herhangi bir itiraz etmediği tespit edildiğini, ava dosyasındaki diğer delillerin değerlendirilmesi mahkememiz görevi olup ibraz edilen bilgi ve belgelere göre terditli değerlendirme yapmak gerektiğini, dava dışı … adlı kişinin davalı adına hareket ettiği yönünde değerlendirmede bulunması halinde davalının davacıdan alıp ticari defterine kayıt ettiği 19.08.2016 tarih, … nolu ve 22.329,06 TL tutarlı faturada dava dışı … adlı kişinin adı ve neden imzasının olduğu ve 19.08.2016 tarih, … nolu ve 22.329,06 TL tutarlı davalı tarafında ticari deftere kayıt edildiğini, dava konusu 31.08.2016 tarih, … nolu ve 412,01 TL tutarlı fatura da ise … adlı kişinin imzası olup ilgili fatura davalı ticari deftere kayıt edilmediği görüldüğünü, bu durumda 19.08.2016 tarih, … nolu ve 22.329,06 TL tutarlı faturayı imzası olup ticari deftere kayıt edildiğine göre 31.08.2016 tarih, … nolu ve 412.01 TL tutarlı fatura da ise … adlı kişinin imzası ile davalıya tebliğ edildiğine teamül teşkil ettiğini, bu durumda 31.08.2016 tarih, … nolu ve 412,01TL tutarlı faturanın da davalıya tebliğ edildiğine karine getirildiğini, bu durumda davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 22.741,07 TL alacağı olduğu, yönünde bilirkişi görüşü oluştuğunu, mahkememizce dava dışı … adlı kişinin davalı adına hareket etmediği yönünde değerlendirmede bulunması halinde davalının davacıdan alıp ticari defterine kayıt ettiği 19.08.2016 tarih,… nolu ve 22.329,06 TL tutarlı faturada dava dışı … adlı kişinin adı ve neden imzasının olduğu ve 19.08.2016 tarih, … nolu ve 22.329,06 TL tutarlı davalı tarafında ticari deftere kayıt edildiğini, davalının ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle 22.329,06 TL borcu olduğu tespit edildiğini, ibraz edilen davalı ticari defterlerinde icra takip tarihi itibariyle davacıya dava konusu 19.08.2016 tarih, … nolu ve 22.329,06TL tutarlı faturadan dolayı 22.329,06 TL borcu olduğu ve yasal süresi içinde dava konusu faturaya herhangi itiraz olmadığı tespit edildiğini, yine dava konusu 31.08.2016 tarih, … nolu ve 412,01 TL tutarlı faturanın dava ile ticari defterlerde kaydının olmadığı görüldüğünü, dava dışı … adlı kişinin dava konusu faturaların düzenlediği Ağustos /2016 döneminde davalı şirketin çalışanı olmadığı tespit edildiğini, mevcut durumda 19.08.2016 tarih, … nolu ve 22.329,06 TL tutarlı fatura tutarından dolayı davacının davalıdan takip tarihi itibariye 22.329,06 TL alacağı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Dava, İİK mad. 67’ye dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. …. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafın 22.741,07 TL asıl alacak ve asıl alacağa %10,50 avans faizi yürütülmek suretiyle tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Tüm dosya içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle düzenlenen cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir.19/09/2018 tarihli bilirkişi raporuna davalının faturaları imzalayan …’ın çalışanları olmadığını ileri sürmeleri nedeniyle rapora itirazların değerlendirilmesi amacıyla SGK’dan ilgili kayıtların celbedildiği ve 24/02/2021 tarihli ek rapor aldırılmıştır.Bu kapsamda usul ve yasaya uygun denetime elverişli kök ve ek bilirkişi raporunda davalı … davacı tarafların uyuşmazlık dönemine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacı … davalı taraf ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak süresinde yaptırılımış olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla HMK M.222 VE 6102 s. TTK M.64/3 uyarınca ticari defterlerin delil niteliğinin bulunduğu anlaşılmıştır, yapılan mali hesaplamalara göre davacının ibraz edilen bilgi ve belgelerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle 19.08.2016 tarih, … nolu ve 22.329,06 TL tutarlı faturadan kaynaklı 22.329,06 TL alacağı olduğu,31.08.2016 tarih, … nolu ve 412,01 TL tutarlı faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 21/2. Maddesine göre; bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriğide hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Fatura düzenlenebilmesi için taraflar arasında bir akdi ilişkinin bulunması gereklidir. Bunun yanı sıra fatura tacirler arasında ifaya yönelikbir ispat aracı kabul edilmekte ve faturada yer alması olağan sayılan malın cinsi veya yapılan işin adedi, türü ve bedeli gibi fatura mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine karine teşkil etmektedir. Ancak bu karinenin aksi elbetteki her türlü delil ile ispatlanabilir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, SGK’dan ilgili kayıtların celbedilen kayıtlara göre …’ın 30/06/2015 tarihinde davalı şirkette çalıştığı, bu durumun davalının da cevap dilekçesinde ileri sürmüş olduğu, davaya konu uyuşmazlık dönemine ait fatura tarihlerinin 19/08/2016 ve 31/08/2016 olduğu, ancak davalı tarafın dava dışı … adlı kişinin adı ve imzası olduğu 19.08.2016 tarih, … nolu ve 22.329,06 TL tutarlı faturayı davacıdan alıp ticari defterlerine kayıt ettiği, tebliğ edilen dava konusu faturalara yasal süresi içinde yapılmış herhangi bir itirazının dosya kapsamında ve ticari defter kayıtlarında bulunmadığı, TTK 18/f.2 maddesi uyarınca davalının şirketinde çalışmayan …’ın imzaladığı faturaya itiraz etmeyerek ticari deferelerin kayıt etmesinin basiretli tacir gibi davranma sorumluluğuna aykırı düştüğü ve 19.08.2016 tarih, … nolu ve 22.329,06 TL tutarlı faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olması nedeniyle bu miktar yönünden davacının alacağını ispatladığı kanaatine varılmıştır.Diğer yanndan, 31.08.2016 tarih, … nolu ve 412,01 TL tutarlı fatura davalı ticari deferlerinde kayıtlı olmayıp davacı tarafça davalı tarafa tebliği ispat edilemediğinden HMK m. 222/3 gereğince şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekip diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamayağından belirtilen bu fatura yönünden davacının alacağını ispatlayamadığı sonucuna varılmış olup yukarıda açıklanan nedenlerle ticari defter kayıtlarına göre dava konusu faturalar nedeniyle davacı tarafın dava dilekçesinde sadece asıl alacak yönünden talebi olduğundan taleple bağlı kalınarak 22.329,06 TL alacağının oluştuğu, anlaşılmış olup taraflar tacir olduğundan avans faiz işletilerek hesaplanan bu bedeller üzerinden açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 22.329,06 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %10,5 avans faizi işletilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 4.465,81 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 1.525,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 388,35 TL harcın mahsubu ile eksik 1.136,95 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 412,01 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından dava açılırken yapılan toplam 424,35 TL ( 388,35 TL PH, 31,40 TL BH, 4,60 TL VH ) harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 1.079,20 TL ( 800,00 TL BK, 279,20 TL Müzekkere ve tebliğler olmak üzere ) yargılama giderinin, davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.059,65 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yanın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır