Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/279 E. 2020/827 K. 25.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/279
KARAR NO:2020/827

DAVA:TAZMİNAT
DAVA TARİHİ: 22/03/2017
KARAR TARİHİ: 25/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVACININ TALEBİ:

Davacı … vekili verdiği dava dilekçesinde, davalılardan …’nın kullandığı araçla 22.11.2015 tarihinde kendi aracına çarparak yaralanmasına neden olduğunu, kazaya karışan aracın sahibinin diğer davalı …, sigortalayanının ise davalı …Ş. olduğunu, meydana gelen olay nedeniyle vücut bütünlüğünün zarar gördüğünü bu nedenle 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

DAVALININ TALEBİ:

Davalı … vekili verdiği cevap dilekçesinde, meydana gelen kazada kusurun kendilerinde olmadığını, olay sonrasında tutulan kaza tespit tutanağını ve kusur oranlarını kabul etmediklerini, bu konularda bilirkişi incelemesi yapılmasını gerektiğini belirtmişlerdir.

Davalı …Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde tazminattan sigorta poliçesinde yazılı olan teminat miktarı ile sorumlu olduklarını, davacının maluliyet oranının ve kusur durumunun bilirkişi raporu ile tespiti gerektiğini, davacının kaza esnasında kask takıp takmadığının ve bu durumun kusura etkisinin araştırılmasını talep etmiştir.

Davalı …, davaya cevap dilekçesi vermeyerek 6100 sayılı HMK m.128’e göre dava konusu maddi vakıaları inkâr etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:

Dava gerçek kişilere karşı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 56’ya göre haksız fiilden kaynaklı manevi tazminat; sigortaya karşı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 91 ve devamı maddelerine göre mali sorumluluk sigortasında bulunan manevi tazminat klozu nedeniyle manevi tazminat davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Davacı taraf, sigorta poliçesini, kaza tespit tutanağını, hastane raporlarını, tanık beyanlarını, yemin delilini ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.

Davalı …Ş., mali sorumluluk sigortası poliçesini ve ceza dosyasını delil olarak sunmuştur.

Davalı … cevap dilekçesi vermiş ancak delil sunmamıştır.

Davalı …, davaya cevap ve delil dilekçesi sunmamıştır.

Dava gerçek kişilere karşı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 56’ya göre haksız fiilden kaynaklı manevi tazminat; sigortaya karşı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 91 ve devamı maddelerine göre mali sorumluluk sigortasında bulunan manevi tazminat klozu nedeniyle manevi tazminat davasıdır.

Davacı taraf davalı … şirketine başvuruda bulunarak 2918 sayılı KTK m. 97’deki başvuru koşulunu yerine getirmiştir.

Davalı … şirketinin yaptığı sigorta poliçesi dosya içerisine alınarak incelenmiş ve poliçede manevi tazminat klozu yer aldığı görülmüştür. Bu nedenle davacının sigorta şirketine karşı da manevi tazminat davasını yöneltmesinde hukuki yararı bulunmaktadır.

Davacı 6098 sayılı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 56’ya göre haksız fiilden kaynaklı manevi tazminat talep etmektedir. Davacının manevi tazminat talep edebilmesi için kusur durumunun araştırılması ve meydana gelen kazada kimin kusurlu olduğunun tespiti gerekmektedir.

Dava konusu olay trafik kazası olup meydana gelen kaza nedeniyle 6100 sayılı HMK m. 266’ya bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve dosya kusur incelemesi için Adli Tıp Kurumuna gönderilmiştir.

Hazırlanan 12.12.2019 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda iki olasılıklı olarak kusur değerlendirmesi yapılmıştır. Buna göre birinci durumda davacı … % 100 kusurlu, davalı … ise kusursuz kabul edilmiş, ikinci durumda ise davacı … kusursuz, davalı … ise % 100 kusurlu kabul edilmiştir. Raporun bu şekilde hazırlanmasının nedeni trafik ışıklarında kimin kırmızı ışık ihlali yaptığının tespit edilememesidir.

Davacı ve davalı tarafın her ikisinin kollukta verdikleri ifadeler incelendiğinde davacı taraf davalının kendi aracına çarptığını, davalı ise davacının kendisine çarptığını söylemektedir. Dolayısıyla kimin kime çarptığı anlaşılamamaktadır. Her iki tarafta hızının 20 – 30 km olduğunu belirtmektedir. Her iki tarafın ifadesinde her iki taraf kendisinin yeşil ışıkta geçtiğini diğer tarafın ışık ihlali yaptığını belirmektedir. Olay yerini görüntüleyen kamera kayıtları da bulmamaktadır. Her iki tarafta kollukta verdikleri ifadelerinde birbirlerinden şikâyetçi olmadıklarından ceza kovuşturması da yapılmamıştır.

Dosyadaki delil durumuna göre meydana gelen kazada kusur durumunun sağlıklı şekilde tespitinin yapılabilmesi mümkün olmadığından ve davacı tarafında dava dilekçesi ekinde sunduğu delil listesinde yemin deliline dayanmış olması nedeniyle davacı tarafa yemin deliline dayandığı hatırlatılarak davalı tarafa yemin teklif edip etmeyeceği sorulmuştur. Davacı vekilinin 26.02.2020 tarihli duruşmada davalı tarafa yemin teklif ettiklerini belirtmeleri üzerine aynı duruşmada davalıya 6100 sayılı HMK m. 228’e göre yemin davetiyesi çıkartılarak, yemin davetiyesi üzerine davacının aracına çarpmadığına, kırmızı ışıkta geçmediğine, hızının 20-30 km’den fazla olmadığına ilişkin maddi vakıalar üzerine yemin etmek üzere çağrıldığının, bu konularda kendisine sorulacak sorular ile geçerli bir özrü olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediği veya gelipte yemini iade etmediği ya da yemini eda etmekten kaçındığı takdirde yemin konusu maddi vakıaları ikrar etmiş sayılacağı ihtarının yazılmasına karar verilmiştir. Davalı vekilinin mahkememize verdiği 14.09.2020 tarihli dilekçesiyle davalının …’da oturduğu ve 71 yaşında olması sebebiyle bu yer mahkemesine talimat yazılarak yemininin eda edilmesini talep etmesi üzerine … Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmıştır. …. Asliye Hukuk Mahkemesinde 15.10.2020 tarihinde davalının davacının aracına çarpmadığına, kırmızı ışıkta geçmediğine, hızının 20-30 km’den fazla olmadığına ilişkin maddi vakıalar üzerine usulüne uygun şekilde yemini yaptırıldığı görülmüştür.

Davalının kendisine teklif edilen yemini eda etmesi ile birlikte hazırlanan 12.12.2019 tarihli Adli Tıp Kurumu kusur raporundaki birinci durum olarak tespit edilen davacı …’ın % 100 kusurlu, davalı … ise kusursuz olduğu tespiti hukuken geçerli hale gelmiştir.

Meydana gelen trafik kazası niteliği itibariyle 6098 sayılı TBK m. 49’a göre haksız fiil olup kusur, zarar ve uygun nedensellik bağı unsurlarının üçünün de birlikte bulunması koşuluna bağlıdır. Aracın işleteni olan diğer davalı …’da 2918 sayılı KTK m. 85’e göre işleten sıfatıyla ancak aracı kullananın kusurlu olması durumunda, aracın sigortalayanı olan diğer davalı …Ş.’de sigortaladığı aracın sürücüsünün kusur oranı ile zarardan sorumludur. Bu gerekçelerle davalının kendisine teklif edilen yemini eda etmesi ile aracı kullanan …’nın kusurlu olmadığı anlaşıldığından kusur koşulu gerçekleşmeyen davanın bütün davalılar yönünden reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 54,40-TL maktu karar harcının peşin alınan 31,40-TL harçtan mahsubu ile eksik 23,00-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.500,00 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALILARA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … tarafından yapılan toplam 70,00-TL (tebliğler ve posta) yargılama giderinin davacıdan alınarak DAVALI …’YA VERİLMESİNE,
6-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı
25/11/2020

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır