Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/273 E. 2019/372 K. 28.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/273 ESAS
KARAR NO : 2019/372 KARAR

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 21/03/2017
KARAR TARİHİ: 28/05/2019

Mahkememizde görülen itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; Davalı …’a davacı … A.Ş. tarafından resmi evraklar üzerinde sabit olan alacak için icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun ise borcu olmadığını ileri sürerek takibe itiraz ettiğini, davalı-borçlunun itirazının alacağı geciktirmeye yönelik haksız ve kötü niyetli olduğundan itirazın iptalini talep etme zorunluluğu doğduğunu belirttiğini, itirazın iptaline ve takibin devamına, asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, davalı aleyhine takip konusu bedelin %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı Asil Cevap Dilekçesinde Özetle; Dava dilekçesindeki iddia ve beyanları kabul etmediğini, davacıya borcunun olmadığını, davacı ile alışveriş konusunda anlaşma yaptığını ve bir kısım peşinat ödediğini ancak davacı şirketin dayandığı faturalarda yazılı emitayı kendisine teslim etmediğini ve bu nedenle peşinat tutarı kadar kendisinin alacaklı olduğunu, borçlu olduğunu gösteren herhangi bir imzasının ve belgenin olmadığını, ticari defterlerinde davacıya borç konusunda bir kayıt olmadığını ve davacının defterlerinin kendisi lehine delil olamayacağını beyan etmiştir.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün…takip sayılı dosyasının dosya arasına alınmış, davacının alacağının varlığı ve miktarının belirlenmesi bakımından SMM bilirkişiden rapor alınmıştır.
02/05/2018 Tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle; Davacı …A.Ş. tarafından incelemeye sunulan 2015 yılına ait Yevmiye, Defter-i Kebir ve Envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 64/3.maddesi hükümleri uyarınca yasal süresi içinde yapıldığı ve yine Yevmiye defterinin kapanış(görüldü) tasdikinin de yasal süresinde yapıldığı, defterlerin usulüne uygun olarak bilgisayar ortamında işlenmiş olduğu, defterler üzerinde herhangi bir silinti, kazıntı ve karalamanın bulunmadığı görüldüğünden; davacı şirketin 2015 yılına ait ticari defterlerinin T.T.K. ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu kanaatine varıldığı, davalı yan … ile ilgili olarak mahkemece tarafına herhangi bir görevlendirme yapılmadığından davalı tarafın defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmadığı, davalının mahkemeye sunduğu cevabı dilekçesinde ticari defterlerinde davacıya borç konusunda herhangi bir kayıt olmadığını beyan ettiği, takibe konu olan davacı …A.Ş. tarafindan davalı adına yürütülen cari hesap, muavin defterde 120.01.R001 hesap kodu ile en son 28.12.2015 tarihinde, 28.12.2015 tarih ve seri B sıra no: … sayılı fatura ile KDV dahil 46.763,05-TL borç kaydedilerek 48.691,93-TL borç hesap bakiyesiyle kayıtlı olduğu, ödeme emri ve dava dilekçesi ekinde icra takibine dayanak yapılabilecek, davacı-alacaklı tarafından davalı-borçluya cari hesap ekstresi gönderilmediği ve temerrüde düşürülmediği, davacı taraf defter kayıtları ve cari hesap ekstresine göre muavin defterlere son kayıt tarihi olan 28.12.2015 tarihi dikkate alınarak davacı tarafın davalı taraftan 48.691,93-TL tutarında anapara alacağı bulunduğu, taraflar arasında ödeme tarihleri ve temerrüt ile ilgili herhangi bir sözleşme veya davacı tarafından davalıya gönderilmiş herhangi bir borç ihtarnamesi bulunmadığından temerrüdün takip tarihi itibarıyla oluştuğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın cari hesap ilişkisinden kaynaklı başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Mahkememizce ticari defterlerini sunmaları için taraflara süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalının defterlerini sunması bakımından Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış, talimat mahkemesince davalıya çıkarılan ihtarlı tebligata rağmen davalı taraf defterlerini sunmamıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle davacının davasının kabulüne karar verilmiş ve alacak likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasına, davalının itirazının iptali ile takibin takip talebindeki diğer koşullarla devamına,
2-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 9.738,38-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 3.326,15-TL nispi karar harcından peşin alınan 588,08-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.738,07-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap olunan 5.706,11-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 1.907,08-TL (31,40-TL BVH, 4,60-TL VH, 588,08-TL Peşin Harç, 153,00-TL Tebliğ Gideri, 650,00-TL Bilirkişi Ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Sarf edilmeyen gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı
Bu Belge, 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa Göre Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.