Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/230 E. 2018/1055 K. 18.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/230 Esas
KARAR NO : 2018/1055
MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN İSTANBUL 12 ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ’NİN 2009/107 E SAYILI DOSYASINDA:
MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN İSTANBUL 45 ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ’NİN 2012/98 E SAYILI DOSYASINDA:
MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN İSTANBUL 46 ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ’NİN 2013/20 E SAYILI DOSYASINDA:
DAVA : Şirket Hissedarlığının Tespiti
DAVA TARİHİ: 13/04/2007
KARAR TARİHİ: 18/10/2018
Mahkememizde görülmekte bulunan Şirket Hissedarlığının Tespiti davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 5 ortağından birisinin müvekkili olduğunu, 04/06/2004 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında davalılar tarafından düzenlenen gerçek dışı hazirun cetveli ile baba oğul hissedarların % 48 olan hisse oranlarının % 56’ya çıkarılarak şirket yönetimine el konulduğunu, bu genel kurul toplantısında alınan kararların ve bu kararlara dayanılarak pay defterine yapılan kayıtların iptali için İstanbul … A.T.M.’nin … E sayılı dosyası ile dava açıldığını, yapılan yargılama sonucu kesinleşen karara göre, genel kurul kararlarının iptaline, davacıların davalı şirkette ayrı ayrı 26 paya sahip olduklarının tespitine karar verildiğini, davalı şirketin 30/07/2004 tarihli Olağanüstü Genel Kurulunda sermaye payının yükseltildiğini, bu genel kurul kararlarının iptali için İstanbul 11 A.T.M.’nin 2006/730 E sayılı dosyasında dava açıldığını, davalı şirketin 03/08/2006 tarihli ihtarnamesi ile şirket sermayesinin 10.000-TL den 100.000-TL ye yükseltilmesi nedeniyle, müvekkilleri tarafından taahhüt edilen 23.400-TL sermayeden 30/10/2005 tarihine kadar ödenmeyen 4.000-TL lik, sermaye borcunun ödenmesinin iptal edildiğini, müvekkillerinin şirketin organsız kalması nedeniyle ihtarnameyi gönderenin temsil ve yetkili olmaması üzerine işlem yapmadıklarını, 30/07/2004 tarihli genel kurul toplantısında şirket sermayesinin 100.000-TL den 500.000-TL ye yükseltildiğini, eski sermayenin tamamı ödenmeden sermaye artırımına gidilemeyeceğini, Küçükçekmece 1 Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunulan 02/09/2005 tarihli bilirkişi raporuna göre davalı şirketin 01/01/2004 tarihli açılış bilançosuna göre ortakların sermaye taahhütlerini ödediklerinin bildirildiğini belirterek müvekkilinin davalı şirkete sermaye taahhüdünden dolayı borçlu olmadığının tespitine ve elinden alınan 4.000-TL nominal değerdeki 40 adet hissesinin iadesini ve hisselerin müvekkili adına pay def terine işlenmesini, müvekkiline verilen zarar sebebiyle 2.000-TL manevi tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
2-Mahkememiz dosyası ile birleşen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; davaya konu 40 adet hissenin pay defterine adı kaydedilen kişi aleyhine dava ikame ettiğini belirterek, 40 adet hissesinin iadesine karar verilmesi dava ve talep olunmuştur.
3-Mahkememiz dosyası ile birleşen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… E sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; davalı şirketin sermayesinin 20/03/2010 tarihinde artırıldığını, şirket sermayesinin 1000 hisseye bölünmüş iken 620.000-TL olan sermaye tutarına göre 6200 adet hissenin 248 adedinin müvekkiline ait olduğunu belirterek 40 adet hisse için İstanbul … A.T.M.’nin … E sayılı dosyasında, dava açıldığını, bu davada karar verilmesi halinde, 208 adet hissenin iadesi gerektiğini, bedelsiz sermaye artırımı kararıyla oluşan yeni hisse ve sermaye oranları neticesinde 208 adet hissesinin davacıya iadesine karar verilmesi dava ve talep olunmuştur.
4-Mahkememiz dosyası ile birleşen İstanbul 46 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/20 E sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; davalı şirketin 20/03/2010 tarihli genel kurulda bedelsiz sermaye artırımı kararı ile oluşan yeni hisse ve sermaye oranına göre 208 adet hissenin iadesine karar verilmesi dava ve talep olunmuştur.
5-Davalı vekili cevap dilekçesiyle özetle; davacıların dava konusu yaptığı sermaye taahhüdü borcunun bulunup bulunmamasının temelinde, İstanbul 8 A.T.M.’nin 2004/809 E sayılı dosyasına konu, hisse devir işlemlerinin olduğunu, davacının müvekkili şirketin kuruluşundan toplam 30 adet hisseye sahip olduğunu, davacı ile dava dışı …’ın davacının 4 adet hissesinin devralınması konusunda anlaştıklarını, 01/02/2002 tarihinde davacının 4 adet hissesinin …’a devrettiğini, bu şekilde davacının 26 hissesi kaldığını, …’ın 01/025/2002 tarihli hisse devir sözleşmesi ile şirkete ortakları … ve …’dan da hisse devri aldığını, toplam 15 adet hisse olduğunu, 30/12/2002 tarihinde şirket sermayesinin 10.000-TL den 100.000-TL ye yükseltildiğini, davacının 30/12/2002 tarihli taahhütnamesi ile 23.400-TL ‘lik sermaye borcu bulunduğunu, davacının hisse devri ile sermaye borcunun da … tarafından üstlenildiğini, davacının müvekkili şirkete ödediği sermaye taahhüdü miktarının 22.000-TL olduğunu, % 26 hisseye sahip olduğunu belirttiğine göre 4.000-TL sermaye taahhüdünün ödenmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
6-Mahkememiz dosyası ile birleşen İstanbul 12 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/107 E sayılı dosyasında davalı vekili cevap dilekçesiyle özetle; müvekkilinin 40 adet hisseyi bedelini ödeyerek satın aldığını, bu hisselerinin dava açılmadan önce 3.kişilere satarak devrettiğini, davalının husumet ehliyetinin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuş, karşı dava olarak 31/12/2002 tarihli hisse devir sözleşmesi gereğince davacı adına davalı şirkete ödenen 4.000-TL sermaye ödemesinin, ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
7-Mahkememizce Asıl dava ve mahkememiz dosyası ile birleşen İstanbul 45. ATM 2012/98 ve İstanbul 46 ATM 2013/20 sayılı dosyalarında davanın kabulüne, birleşen İstanbul 12 ATM 2009/107 sayılı dosyasında davalı … tarafından harcı yatırılarak usulüne uygun açılan karşı dava olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararı, asıl davada ve birleşen ((İstanbul 45. ATM 2012/98 E. ve İstanbul 46.ATM 2013/20 E.) davalarda davalılar vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/10098 Esas, 2015/3417 Karar sayılı, 12.03.2015 tarihli ilamı ile ” Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl davada ve temyize konu birleşen davalarda (İstanbul 45. ATM 2012/98 E. ve İstanbul 46.ATM 2013/20 E.)davalılar vekillerinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Asıl ve birleşen davalar, davacının davalı şirkete sermaye borcu olmadığının tespiti ile hisse oranının tespiti, iadesi ve pay defterine tescili ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkin olup, asıl davada davacı vekilince diğer kalem istemler yanında manevi tazminat isteminde de bulunulmuş olmasına rağmen mahkemece bu kalem istemle ilgili olarak olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiş, asıl davadaki hükmün bu nedenle davalı şirket yararına bozulması gerekmiştir. Öte yandan, HMK’nun 297 ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir.Anılan Yasa’nın 297 nci maddesinde hüküm sonucu kısmında,gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin,istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların,mümkünse sıra numarası altında birer birer,açık,şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır.Başka bir anlatımla,mahkemece tesis edilen hükmün,infazı kabil,uygulanabilir olması gerekmektedir. Somut olayda mahkemece, asıl ve temyize konu anılan birleşen davalarda hangi davalıdan ne miktar hisse senedinin davacıya iade edileceği hükümde belli olmayıp, hükmün infazında kuşku yaratacak nitelikte olduğu açıktır. O halde, mahkemece, davacı vekiline bu hususta gerektiğinde dava dilekçeleri açıklattırılmak, davalılar yönünden istemler ayrı ayrı denetlenebilir bir şekilde değerlendirilmek ve infazda kuşkuya yer bırakmayacak şekilde bir hüküm tesis edilmek üzere kararın asıl ve temyize konu birleşen davalar yönünden davalılar yararına bozulması gerekmiştir. ” gerekçelerle bozulmuştur.
8-Mahkememizce bozma ilamına uyularak dosya yeni esasa kayıt edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
9-Mahkememizce 25.05.2017 tarihli ara karar ile davacı vekiline beyanda bulunmak üzere süre verilmiş olup, davacı vekili 08.06.2017 tarihli dilekçesi ile …’in hisse oranı %2,47 olup, 173 hisse adedi, …’in hisse oranı %1,41 olup, 99 hisse adedi, …’un hisse oranı %0,12 olup, 8 hisse adedi, olmak üzere toplamda 280 adet hissenin yukarıdaki kişilerden alınarak müvekkile devrine karar verilmesini talep etmiştir.
10-Davalı vekili 22.05.2018 tarihli dilekçesi ile Davacının, dava konusu 40 adet (sermaye artırımı nedeniyle 248 adet) hisseye isabet eden sermaye taahhüdü borcunu ödememesi nedeniyle, dava konusu hisseler bakımından müvekkil şirkete tarafından 6762 Sayılı T.T.K. 406-408 maddeleri kapsamında ISKAT işlemi yapıldığını, Davacı yan, davalı müvekkil şirkete sermaye taahhüdü borcunun olmadığının tespitini ve yapılan ıskat işleminin iptalini talep etettiğini, tüm dosya kapsamı itibariyle, müvekkil şirket Yönetim Kurulu tarafından (6762 Sayılı T.T.K. 406-408 maddeleri kapsamında) yapılan işlemlerde hukuka aykırılık olmadığı, Mahkemece karara esas alınan bilirkişi raporunda; bu konuda maddi duruma, dosyadaki delillere ve hukuka uygun olmayan tespitler yapıldığını, Davacıya yapılan ıskat ihtarının (eski) T.T.K. 406-408. maddelerde düzenlenen usule uygun olup olmadığı; Davacı tarafından ödenen 4.950,00.- TL. bedelin, davacının sermaye taahhüdü dışındaki diğer borçlarına mahsup edilip edilemeyeceği, dosya kapsamı ve karara esas alınan bilirkişi raporu dikkate alındığında, aşağıdaki konularda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı, Davacı … hakkındaki “ıskat işleminin yapıldığı 01.06.2006 tarihi itibariyle”, davacı …’in, müvekkil şirkete ödemediği 4.000,00.- TL. sermaye taahhüdü borcu olduğu, Davacı …, ıskat işleminin yapıldığı 01.12.2006 tarihinden sonra 06.12.2006 tarihinde, müvekkil Otonom A.Ş.’ne “apel ödemesi” açıklaması ile 4.950,00.- TL. ödeme yaptığı, Davacı, bu davranışı ile sermaye taahhüdü borcunun bulunduğunu kabul etmiş ve bu borcu karşılığında müvekkil şirkete ödeme yaptığını, Davacının 4.000.- TL. sermaye taahhüdü borcunun; müvekkil şirketin 30.12.2002 tarihinde yapılan Genel Kurul toplantısında alınan “sermayenin 10.000,00.- TL.’ndan 100.000,00.- TL.’na çıkarılmasına” dair Genel Kurul kararından doğduğunu, Davacı, 30.12.2002 tarihli Genel Kurul toplantısına katılmış, sermaye artırımına tüm hissesi bakımından iştirak ettiğini, 30.12.2002 tarihli sermaye artırım kararı nedeniyle 23.400,00.- TL. sermaye taahhüdünde bulunduğunu, Davacı yanı sermaye taahhüdü borcuna sokan 30.12.2002 tarihli sermaye artırımına ilişkin Genel Kurul kararının, “Iskat” işlemi bakımından 30.12.2002 tarihinde yapılan Genel Kurulda; artırılan sermayenin ¼’ünün tescil tarihinden itibaren 3 ay içinde ödenmesine, kalan ¾’nün ise en son 31.10.2005 tarihinde ödenmesine karar verilmiştir. Bu karar, 09.01.2003 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı, Bu şekilde, ortakların taahhüt edecekleri sermaye borcu bakımından temerrüt tarihi en geç 31.10.2005 tarihi olarak belirlendiğini, Davacı … ’in, dava konusu ıskat işleminin yapıldığı 01.12.2006 tarihine kadar olan süreçte, davalı müvekkil şirkete ödediği sermaye tutarının 22.000,00.- TL. olduğu, dosya kapsamında bulunan muhtelif delillerde yer aldığı, Dava nedeniyle düzenlenen 28.04.2008 tarihli bilirkişi raporunda da bu husus tespit edildiği, davacı …, 30.12.2002 tarihli sermaye artırım kararı gereğince en geç 31.12.2005 tarihinde ödemesi gereken sermaye borcundan kalan 4.000,00.- TL. sermaye borcunu, 31.10.2005 tarihinden itibaren işleyen faizi ile birlikte 4.950,00.- TL. olarak ıskat işleminin yapıldığı tarihten sonra 06.12.2006 tarihinde ödendiğini, Davacıya yapılan ıskat ihtarının (eski) T.T.K. 406-408. maddelerde düzenlenen usule uygun olarak yapılmadığını, T.T.K. 408. maddesi gereğince; ödeme için 1 aylık süre tanınması ve aksi halde ödenmeyen tutar için haklarından mahrum olacağının ihtar edileceğini bildiren ihtarnamenin, 07.11.2006 tarihli ihtarname olduğunu, Şirket ortaklarına T.T.K. 407. ve 408. maddelerine göre yapılacak davetlerin, ticaret sicil gazetesi ile yapılmasının gerektiğinin, Iskat işleminin geçersiz olduğunun, kabul edilmesi, dosyadaki delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucu ortaya çıktığını belirterek Öncelikle; maddi hataya ilişkin beyan ve itirazlar kapsamında, özellikle karara esas alınan bilirkişi kurulu raporunun dosya kapsamına ve hukuka uygun olmaması nedeniyle, ayrı bir bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınmasına karar verilmesini, bu talebin kabul edilmemesi halinde, yargılama sonunda; müvekkil şirketçe yapılan işlemlerde yasaya aykırılık bulunmadığından, asıl dava ve birleşen davalarda davacı yanın müvekkil şirkete yönelik tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
11-Davacı vekili 31.10.2018 tarihli dilekçesi ile Mahkememizce verilen 18.10.2018 tarihli kısa kararında yapılan maddi hatanın düzeltilerek Mahkeme kararının Yargıtay Bozma İlamına uygun olabilmesi için Kısa kararda ” İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi kararı kesinleşmiş olduğundan, Asıl dava ile Birleşen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… E, ve Birleşen İstanbul 46. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/20 E sayılı davalarının kabulü ile %4 hisse oranının …’ten %2,47 oranında …’ten %1,41 oranında ve …’den %0,12 oranında olarak alınarak (6.200Pay olarak kabulü halinde …TEN 153 adet, …’den 87 adet, …’dan 8 adet alınarak ) davacı adına pay defterine kaydına karar verilmesi ” şeklinde düzeltilmesini talep etmiştir.
12-Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı, asıl davada, davalı … A. Ş.’ye sermaye taahhüdünden borcunun olmadığının tespiti, hukuksuz olarak elinden alınan 40 adet 4.000 YTL değerindeki hissenin, kendisine iadesi, şirket defterine işlenmesi ve 2.000 TL manevi tazminat talep etmiştir.
Birleşen, İstanbul 46. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/20 Esas ve 2013/22 Karar sayılı dosyasında, davalı şirketin 20.03.2010 tarihli Genel Kurulda alınan bedelsiz sermaye aktarımı ile oluşan yeni hisse ve sermaye oranı dikkate alınarak davacıya 208 adet hissenin verilmesini talep etmiştir.
Birleşen, İstanbul 45. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/98 Esas ve 2012/117 Karar sayılı dosyasında, davacı; şirket ortakları davalı …, …, … adına 20.03.2010 tarihli Genel Kurul kararıyla sermaye artırım sonucu oluşan 208 adet hisse senedinin davacıya iadesini talep etmiştir.
Birleşen 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/107 Esas ve 2009/18 karar sayısı ile davacı, davalı … adına kayıtlı bulunan 40 adet hissenin iadesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davalarda, dava konusu hisselerin kime ait olduklarının ve hisse oranlarının tespiti ve iadesi olduğu görülmektedir.
Mahkememizce 2007/277 ve 2013/370 Karar sayılı ilamıyla, asıl ve birleşen davalar hakkında karar verilmiş, Temyiz üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/10098 Esas ve 2015/3417 Karar sayılı ilamıyla, asıl ve birleşen davalarda manevi tazminat hakkında bir karar verilmediğinden ve kararın hüküm ve gerekçe kısmının açık olmadığından HMK’nun 287. Maddesine aykırı olduğundan, 12.03.2015 tarihinde bozulmuş, Mahkememizcede bozmaya uyularak yargılama yapılmış ve karar verilmiştir.
Mahkememizce toplanan deliller, bilirkişi raporu, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2004/809 Esas sayılı dosyasındaki karar dikkate alındığında davacının, davalı şirketin %20 payına sahip olduğu, davalı şirketin yönetim kurulunun, davacının %4 paya karşılık 40 adet hissesinden iskat kararının, Mahkeme kararıyla iptaline karar verilen yönetim kurulunda alındığı, iskat kararının geçersiz olduğu, davacının 40 adet hisse karşılığı, 4.000 TL tutarlı hissesini davalı …’a devrine ilişkin 31.12.2002 tarihli, hisse devir sözleşmesinin iptal edildiği, davacının 40 paya karşılık 4.000 TL olan sermaye taahhüdü borcunu ödemesi için usulüne uygun 29.11.2006 tarihli davalı ilanı üzerine süresinde 4.950,00 TL’yi davalı şirkete ödediği, davacının, davalı şirkete sermaye taahüdü borcunun bulunmadığı, davacının İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2004/809 Esas sayılı kararına göre %26 oranında paya sahip bulunduğu, davalı şirketin 20.03.2010 tarihli Genel Kurulunda 100.000,00 TL olan sermayesinin bedelsiz arttırım kararıyla 620.000 TL’ye çıkartıldığı, davacının hisse devrinin iptali ve iskatının geçersizliği sebebiyle davalı şirkette olan %4 hissesi karşılığı 248 adet hissesinin iadesinin gerekeceği, birleşen, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/107 Esas sayılı dosyasında davalı …, 11.02.2009 tarihinden önce 12.01.2009 tarihinde 40 adet hissesinin, diğer davalılar …, … ve …’a devrettiğinden dava tarihi itibariyle, … üzerinde, davacıya ait hisse olmadığından, mahkememizce önceki kararımızda ( İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/277 Esas ve 2013/370 Karar ) birleşen 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/1007 Esas sayılı davasının reddine karar verilmiş, bu karar bozma kapsamı dışında kaldığından ve kesinleştiğinden, bu hususta kurulacak hüküm fıkrası dışında bırakılması gerekirken, maddi hataya düşülerek, Mahkeme numaraları karıştırılarak hüküm kurulmuş, davacınında, 31.10.2018 tarihli ” Maddi hatanın ” düzeltilmesi talebi değerlendirilerek, hüküm kısmındaki maddi hata ve açık olmayan kısım, somutlaştırılarak davacının talebi kabul edilmiştir.
Bedelsiz sermaye artırımına yönelik Yönetim Kurulu Kararları iptal edildiğinden şirketin toplam hissesi 6.200 adettir. Dava konusu hissenin tüm hisseye oranı %4’tür. Bu %4 oranındaki hisse toplam 248 paya tekabül etmektedir. Bu davalılara devredilen hisseler ve kendi hisse oranlarıda değerlendirildiğinde, davalı …’ten %2.47 oranında 153 adet, davalı …’den %1,41 oranında 87 adet, davalı …’dan %0,12 oranında 8 adet alınarak davacıya verilmesi gerektiğinden, Mahkememizce maddi hataya düşüldüğünden bu husus gerekçeli kararda ” 1-a) Asıl dava ve birleşen, 45 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/98 Esas ve Birleşen 46. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/20 Esas sayılı davaların kabulüyle, toplam 6.200 şirket hissesinin 248 hisse payının ( 153 adetinin davalı …, 87 adedinin …’den 8 adedinin …dan ) davalı gerçek kişilerden alınarak, pay defterine kaydına ve davacıya iadesine, b)Davacının asıl davadaki maddi tazminat talebinin reddine, 2-12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/107 Esas sayılı dosyası bozma kapsamı dışında kaladığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, ” şeklinde düzeltilmiştir.
Ayrıca her ne kadar davacı, manevi tazminat talep etmişsede dava konusu olayda, manevi tazminat koşulları oluşmadığından buna ilişkin dosyaya bilgi belge sunulmadığından, manevi tazminat talebinin reddine davacının davasının ve maddi hatanın düzeltilmesi talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-a)Asıl dava ve birleşen, 45 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/98 Esas ve Birleşen 46. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/20 Esas sayılı davaların kabulüyle, toplam 6.200 şirket hissesinin 248 hisse payının ( 153 adetinin davalı …, 87 adedinin …’den 8 adedinin …dan ) davalı gerçek kişilerden alınarak, pay defterine kaydına ve davacıya iadesine,
b)Davacının asıl davadaki maddi tazminat talebinin reddine,
2-12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/107 Esas sayılı dosyası bozma kapsamı dışında kaladığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Asıl dava yönünden;
1-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 273,24-TL nispi karar harcından peşin alınan 81,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 192,24-TL davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 96.30 TL İlk Masraf, 2.400,00-TL bilirkişi ücreti, 243,00-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.739,30 -TL. Yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Red edilen Manevi Tazminat Talebi yönünden, Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Birleşen, İstanbul 45. ATM nin 2012/98 Esas sayılı dosyasında,
1-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 1.420,84-TL nispi karar harcının davalıdan tahsiline, peşin alınan 21,15-TL harcın mahsubu ile kalan 1.399,69-TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.496,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 21,15-TL ilk gider, 28,00-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 49,15-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Birleşen, İstanbul 46. ATM 2013/20 Esas sayılı dosyasında,
1-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 1.420,84-TL nispi karar harcının davalıdan tahsiline, peşin alınan 355,25-TL harcın mahsubu ile kalan 1.065,59-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.496,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 383,30-TL ilk gider olan yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Tarflarca yatırılan avanstan bakiye kalan kısmın kararın kesinleşmesi sonrası davacıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süresi içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …