Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/16 E. 2018/956 K. 02.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/16
KARAR NO : 2018/956
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 05/01/2017
KARAR TARİHİ : 02/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin verdiği dava dilekçesinde özetle; davacının ticari faaliyetleri kapsamında, ticari iş ilişkisine girmiş olduğu davalı …’a, keşidecisi olan davacının… Bank İstanbul/… şubesine ait, 14.01.2017 tarihli, 70.000,00 TL bedelli … numaralı çeki teslim ettiğini, davacı çekin bedelini ödemek için davalı …’ı arayarak, çekin …Şti’ ye cirolandığı bilgisini aldığını, çek bedelini ödemek isteyen davacının, davalı …’ın yönlendirmesi neticesinde…Şti yetkilileri ile iletişime geçtiğini, ve 05.09.2016 tarihinde şirket yetkilisi …’ün hesabına 70.500,00 TL’yi havale ettiğini ve çek bedelini ödediğini, ekte yer alan dekontta görüleceği üzere davacının çek bedelini davalı şirket yetkilisinin hesabına havale ettiğini, havalenin kural olarak ödeme aracı olduğunu, Yargıtay ..Hukuk Dairesi…E. … K. sayılı tarihli kararında,” mahkemece toplanan delillere göre; havale kural olarak ödeme vasıtası olup var olan bir borcun ödendiğini gösterdiği, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının yetkilisi olduğu … tarafından davalının banka hesabına 22.09.2008 tarihinde gönderilen 22,279,00 TL eft havalesinde çek numarası yazılmamasına karşın “18.09.2008 tarihli” açıklamasının bulunduğu çek tarihi ve miktarı göz önüne alındığında ödemenin davaya konu çeke mahsuben yapıldığı kanaatine varıldığı, bunun yanında takibin haksız ve kötü niyetli olduğu gerekçesiyle davanın kabul ile davacının takibe konu çek sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, %40 oranındaki kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Sonuç: Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 06.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.’ denerek havalenin kural olarak ödeme vasıtası olduğunu, çek miktarının da dikkate alınması gerektiğinin hüküm altına alındığını, Davacının davalı şirket yetkilisine 70.500,00 TL. havale ettiğini, çek bedelinin 70.000,00 TL. olduğundan davacının işbu havaleyi çek bedelinin ödemesi için yaptığının izahtan vareste olduğunu, davacıya davalının çek bedelini ödedikten sonra çekin iade edileceğinin söylendiğini, davacının halihazırda çekini iade alamadığını, bu tarihe kadar çekin iade edileceğini söyleyerek davalı yetkililerince oyalanan davacının iyi niyetli olarak çekin iade edileceğini düşünerek herhangi bir dava açmadığını, çekin davacı tarafından iade alınmamış olması sebebiyle, çekin başka kişilere cirolanma ihtimali devam ettiğini, işbu halde ise çek bedelinin ödendiğinden haberdar olmayan cirantalar olabileceğinden 14.01.2017 tarihinden sonra davacıya karşı haksız olarak icra takibi başlatabilecek yada dava açılabileceğini, İcra İflas Kanunun 72/2 maddesindeki; ‘İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkın ihtiyati tedbir kararı verebilir.’ hükmünün ilgili kişinin haksız bir icra takibinden kötü sonuçlarından korunmak maksadıyla konulmuş bir hüküm olduğunu, davacının telafisi güç zararlara uğramaması için … Bank… Şubesine ait, keşidecisi davacı olan , 14.01.2017 keşide tarihli, … Iban No’ lu,… çek numaralı, 70,000.000 TL bedelli çekin ödenmesinin öncelikli teminatsız, işbu taleplerinin kabul görmemesi halinde teminatlı olarak tedbiren durdurulmasını, ödeme yasağı konulması ile birlikte anılan çekin bulunduğu banka şubesinden veya yerden celbolunarak dava sonuna kadar mahkeme kasasına alınmasını ve saklanmasını, davacının mükerrer ödemeye maruz kalmasını önlemek amacıyla hakkında başlatılacak icra takiplerinin tedbiren durdurulmasını, … Bank … Şubesine ait keşidecisi davacı olan 14.01.2017 keşide tarihli … numaralı, 70.000.000 TL bedelli çekle ilgili olarak davacının borçlu olmadığının tespitine ve çekin davacıya iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı…Şti. tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; davacının haksız iyi niyet kurallarında uzak, delillerle desteklenmeyen, basiretli tacir gibi davranma ilkesine aykırı talep beyanlarını içeren dava dilekçesini tebliğ aldıklarım,davacının davasının reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının davaya konu olan çek bedelinin 05.09.2016 tarihinde davalıya ödendiğini beyan ettiğini, ancak bu hususun tamamen doğru olmadığını, gönderilen 70.500 TL lik bedelin davalı yetkilisine, dava dışı …’nun davalı yetkilisine olan borcuna mahsuben ödendiğini, ancak davacının sadece paranın gönderilmesi aşamasında rol aldığını, kötü niyetli olarak gönderilen bu bedelin saki kendisi tarafından keşide edildiği ve davaya konu olan çekin bedeli olarak göstermeye çalıştığını, bu hususun …’nun huzurda tanık olarak dinlenmesini ve sübuta ereceğini, davalı yetkilisinin şahsi hesabına gönderilen 70.500 TL ile dava konusu çekin bedelinin farklı olduğunu, ekte sunulan çek bedelinin 70.000 TL olduğunu, başka bir kişiye ait borcun Ödenmesi amacıyla gönderilen miktar ile çekteki miktarın birbirinden farklı olduğunu, dosyaya sunulan ödeme banko dekontu incelendiğinde açıklama kutusunda “Açıklama:INT … 03-09/99” yazdığını, bu açıklamadan paranın dava konusu olan çek için yatırıldığım kabul etmediklerini, dekontta açıklama kısmına bazı hususların yazıldığım, fakat paranın 14.01.2017 tarihli çeke binaen yatırıldığının neden yazmadığının davacı tarafından ispat edilmesini, açıklama kısmında yazılı olan “03-09/99” şeklindeki ibareden 14.01.2017 tarihli çeke ilişkin bir açıklama çıkmadığı, mezkur çek bedeline veya iddia olunan ticari ilişkiye binaen de bir anlam çıkmadığım, ekte sunulan çek fotokopisinde çek silsilesi aşağıdaki gibi olduğunu, …- …Şti,…Şti. sırası olduğunu, silsile nazara alındığında, davacının mezkur çekin … Şti. lehine keşide edildiğini ve davacıya ciro edildiğinin anlaşıldığını, bu bağlamda çekin tahsil kabiliyetine binaen bankaya müracaat edilip TTK Basiretli Tacir Hükümlerine Aykırılık Nedeniyle Kötü niyetli şekilde tedbir nedeniyle telafisi mümkün olmayan müeccel ve muaccel zarara uğrayıp mağdur olanın davalı ve davalı yetkilileri olduğunu, çeki en son ciranta olarak bankaya ibraz eden. Haksız bir tedbir kararıyla çek bedelinii tahsil edemeyen davalı…Ltd.’nin çeki hali hazırda elinde bulundurduğunu, mezkur çekin lehine keşide edilmiş olan…Şti.’nin diğer davalı … ile herhangi bir illiyet ve ticari temsil ilişkisinin de bulunmadığını, …Şti. adına ekre sunmakta oldukları ticaret sicil gazetesinden de görüleceği üzere, söz konusu şirket yetkilisinin… adlı dava dışı bir kişi olduğunu, bu nedenle davacının dava konusu çeki …’a teslim ettiği yönündeki beyanlarının iddiadan öteye geçmediğini ve gerçekleri yansıtmadığını, ihtiyati tedbir talebine ilişkin davacı tarafından öne sürülen beyanların hiçbir delil ile ispat edilemediği gibi gerçeklerden uzak olduğunu, çekin kayıp olmadığını, çekin iddia edildiği gibi … adlı şahsa değil …Şti.’ne teslim edildiğini ve bu nedenle teslim edildiği kişi/kurum biliniyormuşçasına çeke İlişkin ödeme yasağı talebinin hakkaniyete ve ticari teamüle aykırı olduğunu, çek vadesi 14.01.2017 tarihi iken ortalama 4 ay önceden (05.09.2016) tarihinde işbu çekin bedelinin ödenmesi, halihazırdaki Türkiye ekonomik durumu ve ticari konjunktur göz önüne alındığında inandırıcılıktan uzak olduğunu, 500 TL neden fazla ödeme yapıldığının anlaşılmadığını, davacının iddiası kabul edilse dahi ödemesi yapılmış çekin, kendisine teslimi için ortalama 4 ay beklemesinin inandırıcı olmadığını, ticari hayat mantığına aykırı olduğunu, evli çiftler arasında uygulanacak boşanma hükümleri gibi bir ’bilmiyordum ‘ esnekliğinin Türk Ticaret Kanununda yer bulmadığının ve ‘basiretli tacir ‘ olma zorunluluğunun olduğunun göz önüne alınması ve davalıya öncelikle İhtarname ile Çekin İadesi/Çeke Ödeme Yasağı talep edileceğine dair yasal yollara müracaat edileceğinin bildirilmesini, davalının mağdur olduğunun kanunen sabit olduğunu, haksız davanın reddine, davalının mağduriyetine neden olan ihtiyatı tedbirin kaldırılmasına, Sayın Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde, ihtiyatı tedbire dayanak teminat bedelinin çek bedeli ile aynı olması yönünde karar tesis edilmesine, davacının kötü niyetli olduğunun tespitiyle, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davacıya yüklenmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Asilin cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyası celp edilmiş.
Keşideci, lehdar, ciranta arasındaki yapılan ödemenin çeke dair olup olmadığı, ticari ilişkinin varlığı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve rapor alınmıştır.
Bilirkişi dosyaya sunduğu 28/03/2018 tarihli raporda; Çek 14.01.2017 keşide tarihli ve 70.000.-TL bedellidir, davacı tarafça 05.09.2016 tarihinde davalı şirket yetkilisi hesabına 70.500.-TL ödeme yapılmıştır, davacı tarafça fazladan ödenen 500.TL’nin cari hesap nedeni ile olduğu bildirilmiştir. Davacı tarafın ticari defterlerinde 05.09.2016 ödeme tarihi itibarı ile davalı …Şti’ ne cari hesap borç kaydına rastlanmamıştır. Yapılan ödemenin çek bedelinden fazla olduğu, davacı tarafın ödeme tarihi itibarı ile cari hesap borcunun olmadığı, ödeme belgesinde yapılan açıklama ile çek arasında bağlantı kurulamadığı, ödemenin şirket yetkilisinin şahsi hesabına yapılmış olduğu görülmüş, ödeme ile çek arasında irtibat kurulamamış ve Ödemenin çeke ilişkin olmadığı ” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava menfi tespit davası olup 05.09.2016 tarihinde yapılan ödeme nedeniyle davacının daha sonra takibe konulan 14.01.2017 keşide tarihli 70.000 TL bedelli çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti talep edilmiş ise de davacının çeki …’a teslim ettiği beyan edilse de çekte …’ın lehdar veya ciranta olmadığı, çekte lehdar olarak … Petrol’ün yer aldığı, 05.09.2016 tarihinde yapılan 70.500 TL’lik ödemenin çek bedelinden fazla olduğu, fazla olan miktarın cari hesap borcundan kaynaklandığı belirtilmiş ise de ödeme tarihi itibariyle davacının davalı …Petrol’e cari hesap borcunun olmadığı, ödeme belgesinde çeke dair bir açıklama yapılmadığı gibi farklı rakamlar yazılmış olduğu, ödemenin şirket hesabına değil şahsi hesaba yapıldığı, ödeme ile ibraz tarihi 5 ay sonra olan çek arasında bağlantılı bulunmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hükmü kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 35,90 TL maktu karar harcının peşin alınan 1.195,43 TL harçtan mahsubu ile artan 1.159,53 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 8.050,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davalı … – tarafından yapılan 28 TL tebligat giderinini davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacı vekillinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …