Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/124 E. 2019/513 K. 17.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/124
KARAR NO: 2019/513

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 08/05/2015
KARAR TARİHİ: 17/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı … A.Ş. dava dışı …Şirketi ile bu şirkete ait emtianın taşınması sırasında oluşabilecek hasarın sigortalanması konusunda sözleşme yaptıklarını, bu şirkete ait …orijinal yedek parça emtiasının …’dan getirilip davalı …Şirketinin antreposuna konduğunu, burada kötü elleçleme ya da istifleme nedeniyle düşürülerek hasar gördüğünü, bu durumun 02.01.2014 tarihli ekspertiz raporu ile tespit ettirildiğini, toplam zararın 2.917,44 TL olduğunu, bu zararı dava dışı … Şirketine 16.01.2016 tarihinde ödediklerini, bu nedenle 6102 sayılı TTK m. 1472’ye göre kendi sigortalılarına halef olduklarını, davalı hakkında Küçükçekmece …İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, takibe itiraz edilmesi nedeniyle de itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.

DAVALININ TALEBİ:
Davalı taraf öncelikle 6102 sayılı TTK m. 855’e göre zamanaşımı defini ileri sürmüştür. Davanın esasına yönelik olarak da dava konusu emtianın davacının sigortalısı dava dışı … Şirketine sağlam bir şekilde teslim edildiğini ve bu durumun da tutanak ile sabit olduğunu, dava dışı şirket tarafından da malların hasarlı şekilde teslim alındığına ilişkin bir tutanak tutulmadığını, davacı tarafından hazırlanan ekspertiz raporunun denetime elverişli olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1472’ye göre sigortacının kendi sigortalısına halef olası nedeniyle rücu amaçlı başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptali için 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, sigorta poliçesini, 02.01.2014 tarihli ekspertiz raporunu, ödeme dekontunu, Küçükçekmece … İcra Dairesinin… sayılı dosyasını, tanık beyanlarını, bilirkişi incelemesini ve yemin delilini delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, sigorta poliçesini, her iki şirketin de ticari defterlerini, 02.01.2014 tarihli ekspertiz raporunu, Küçükçekmece … İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, tanık beyanlarını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1472’ye göre sigortacının kendi sigortalısına halef olası nedeniyle rücu amaçlı başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptali için 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.
Davalı taraf zamanaşımı definde bulunmuş olup zamanaşımı defini 6102 sayılı TTK m. 855’de yer alan bir yıllık süreye dayandırmıştır. TTK m. 855; “Bu Kitap hükümlerine tabi taşımalarda, yolcunun bir kaza sonucu ölmesi veya bedensel bütünlüğü zedeleyen bir zarara uğraması hâlinde istem hakları on yılda; diğer zararlarda ise bir yılda zamanaşımına uğrar.” hükmünü düzenlemiş olup kara taşımacılığındaki yolcu taşımacılığında yolcuların kaza sonucu ölmeleri ya da yaralanmaları durumunda açılacak davalarla ilgili zamanaşımı süresini düzenlemektedir. Bu nedenle bu maddenin dava konusu olayla hukuki ilişkisi bulunmamaktadır. Dava konusu olay sigortacının sigortalısının halefi olarak zarar sorumlusuna rücu etmesidir. Bu nedenle zamanaşımı süresi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 73’e göre “Rücu istemi, tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde tazminatın tamamının ödendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.” hükmüne bağlıdır. Davacının tazminatı ödediği tarih 16.01.2014, davanın açıldığı tarih ise 29.09.2015 olup dava 6098 sayılı TBK m. 73’de ki iki yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmıştır bu nedenle davalı tarafın zamanaşımı definin reddine karar verilerek davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.
Davacı sigorta şirketi dava dışı sigortalısının mallarına gelen hasar nedeniyle yaptırdığı 02.01.2014 tarihli ekspertiz raporunda belirlenen 2.917,44 TL bedelli sigorta zarar bedelini kendi sigortalısına ödediğini dosyaya sunduğu ödeme dekontu ile ispatlamaktadır. 6102 sayılı TTK m. 1472’ye göre; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” Dolayısıyla davacı sigorta şirketinin bu madde hükmüne göre kendi sigortalısının halefi olarak dava açmakta hukuki yararı bulunmaktadır.
Dava konusu olayda davacı sigorta şirketi meydana gelen hasarın davalının antreposunda meydana geldiğini ileri sürmektedir. Davalı ise emtiada hasar meydana gelip gelmediğinin belli olmadığını ve eğer hasar meydana geldiyse bu hasarın kendi antrepolarında mı yoksa …’dan getirilirken mi meydana geldiği ya da antrepodan davacının sigortalısına teslim edilmek üzere taşıyıcı bir başka şirket olan … taşıma şirketine teslim edildikten sonra mı gerçekleştiğinin belli olmadığını, emtianın konteyner içinde sabitleme hatasından ötürü hasarın meydana gelmiş olabileceğini ileri sürmektedir.
Her iki taraf iddialarının da incelenmesi için dosya üç kişilik bilirkişi heyetine verilmiş ve rapor hazırlanması istenilmiştir. Hazırlanan 16.01.2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunda meydana gelen zararın davalıya ait antrepoda meydana geldiğinin sabit olmadığı, dava dışı … şirketinin taşıma süreci sonunda da hasarın gereği gibi belirlenmediği, konteyner içi istifleme ve sabitleme hatalarından kaynaklı da hasar meydana gelebileceği tespit edilmiştir.
Dava konusu zarara uğramış emtianın içine yerleştirildiği konteynerin davalıya ait antrepoda kötü elleçleme ya da istifleyemeye bağlı tutulduğuna ilişkin bir delil dosyada bulunmamaktadır. Emtinanın geldiği yer …olup … da emtianın fabrikada konteynere konulması, fabrikadan konteynerin limana doğru yola çıkarılması, burada yine antrepoda tutulması, gemiye yüklenmesi ve Türkiye’ye getirilmesi, davalının antreposundan sonra da … firması tarafından davacının sigortalısına teslim edilmek üzere alınması süreci içerisinde hasarın meydana gelmesi olasılığı bulunmaktadır. Hasar davacı sigorta şirketinin sigortalısının konteyneri açıp malları teslim aldıktan sonra tespit edilebilmiştir. Bu durumda hasarın taşıma faaliyetinin hangi aşamasında meydana geldiğinin tespiti mümkün gözükmemektedir. Bu gerekçelerle davanın reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davacı tarafın taşınan emtianın kıtalararası yük olduğunu biliyor olması ve meydana gelen zararın taşıma faaliyetinin bir çok aşamasında zararın meydana gelme olasılığını sigorta şirketi olarak bilebilecek durumda olması nedeniyle taşıma zinciri içinde yer alan bir tek antrepoya yönelik yeterli inceleme ve araştırma yapmadan sadece zarar tespitine ilişkin ekspertiz raporuna dayanarak rücu amaçlı icra takibi başlatması iyiniyetli sayılmamış ve davalı lehine % 20 kötüniyet tazminatına hükmedilmiştir.
Temmuz 2019 tarihinde hakim değişikliği olmuş ve dosya mahkememize atanan Hakim Bülent Nuri Kurdoğlu tarafından karara bağlanmıştır.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın reddine,
2-%20 kötüniyet tazminatının davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 44,40 TL harçtan, peşin alınan 49,83-TL harcın mahsubu ile eksik 5,43-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip

Hakim
¸