Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/117 E. 2021/302 K. 05.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2017/117
KARAR NO:2021/302

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:07/02/2017
KARAR TARİHİ:05/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı … Ltd. Şti. vekili verdiği dava dilekçesinde, müvekkilinin ıslak mendil üretimi yaptığını, davalı … A.Ş.’nin 200.000 tane özel markalı, promosyon ürünü olarak tek kullanımlık ıslak mendil siparişi verdiğini, davalıya yapılan üç ayrı satışın toplam tutarının 13.239,60 TL olduğunu, bunun 7.801,28 TL’sinin ödendiğini, kalan 5.438,32 TL’sinin ödenmediğini, bunun üzerine davalı taraf aleyhinde …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlatıklarını, takibe davalı tarafın itiraz etmesi üzerine de % 40 icra inkâr tazminatı talepli itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı … A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde, davaya konu ürünün birim fiyatının 0,0375 TL olduğunu, 200.000 tanesinin fiyatının da 7.801,28 TL olduğunu ve bu paranın da davacı tarafa ödendiğini, davacıya borçlarının kalmadığını, davacının kendilerine 18.08.2015 tarihli 5.411,78 TL bedelli ve 24.07.2015 tarihli 2.389,50 TL bedelli iki tane fatura gönderdiğini, iki faturanın da ödendiğini, davacının % 40 oranında icra inkâr tazminatı talep edemeyeceğini, icra inkâr tazminatı oranının % 20 olarak değiştiğini, bu gerekçelerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207 ve davamı maddelerine göre alım satım sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, siparişlere ilişkin yazışmaları, fatura ve sevk irsaliyelerini, ticari defterleri, tanık beyanlarını, yemin delilini, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, siparişlere ilişkin yazışmaları, fatura ve sevk irsaliyelerini, ticari defterleri, tanık beyanlarını, yemin delilini, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207 ve davamı maddelerine göre alım satım sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.
6098 sayılı TBK m. 207’ye göre; “Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir.” Taraflar arasındaki hukuki ilişki ıslak mendil alım satımına ilişkin alım satım sözleşmesi niteliğindedir.
Davaya konu …. İcra Dairesinin … sayılı dosyası incelendiğinde alacak tutarının 5.438,32 TL olduğu ve davalı tarafın belirttiği her iki fatura bedeli ile de uyuşmadığı görülmektedir. Davacı vekili mahkememize verdiği 22.06.2017 tarihli dilekçesinde takibe konu alacağın 18.08.2015 tarihli 5.411,78 TL bedelli ve 24.07.2015 tarihli 2.389,50 TL bedelli faturaların dışında kalan 31.07.2015 tarihli 30640 sayılı ve 5.438,32 TL bedelli faturaya konu alacak olduğu, bu faturaya konu siparişin davalı şirket tarafından sponsor olduğu … ve … isimli işletme için verildiği açıklamasını yapmıştır.
Davacının davalıdan alacaklı olup olmadığının tespit için 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Hazırlanan 07.06.2018 tarihli bilirkişi raporunda 31.07.2015 tarihli 30640 sayılı ve 5.438,32 TL bedelli faturanın davacı taraf defterlerinde kayıtlı olduğu ancak davalı taraf defterlerinde kaydının bulunmadığı, bu faturaya konu ürünleri teslim alanın … Kargo olduğu, teslim edenin ise olmadığı tespit edilmiştir. Hazırlanan 02.01.2019 tarihli ikinci bilirkişi raporunda toplam 264.000 adet ıslak mendilin davalı tarafa fatura edildiği, 6647 ve 6650 sayılı sevk irsaliyelerinde dava dışı … Ltd. Şti.’nin imzasının bulunduğu tespit edilmiştir.
6100 sayılı HMK m. 222/II’ye göre; “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.” Her iki taraf defterlerinin de bu maddeye uygun şekilde tutulduğu anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK m. 222/III’e göre; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” Bu maddeye uygun olarak davacı defterlerindeki kayıtların aksi davalı tarafından senet ya da kesin delillerle kanıtlanamamaktadır. Ancak davacı tarafın defterlerindeki kayıtların başka yan delillerle de desteklenmesi gerekmektedir. Bu nedenle 6647 ve 6650 sayılı sevk irsaliyelerinde imzası bulunan dava dışı … Ltd. Şti., … ve … isimli işletmenin sahibi olup bu şirkete söz konusu ürünleri alıp almadığı konusunda açıklama yapması ve teslim belgelerinin bir örneğini göndermesi için yazı yazılmıştır.
Dava dışı … Ltd. Şti.’den gelen yazı cevabında 10 ile 15 koli arasında toplam 10.000 ile 15.000 adet ıslak mendil teslim aldıklarını, ancak covid salgını nedeniyle ilgili belgelere ulaşamadıkları bildirilmiştir. Dava dışı … Ltd. Şti.’ye tekrar yazı yazılarak ürünlerin teslim alınmasına ilişkin belgelerin gönderilmesi istenilmiş, gelen 15.03.2021 tarihli yazı cevabında söz konusu ürünlerin davalı … A.Ş. ile aralarında yapılan sponsorluk antlaşması gereği imalatçı firmadan alındığını, imalatçı firma ile kendi aralarında sözleşme olmadığından bedelinin ödenmediğini, bu nedenle de fatura, irsaliye ve benzeri bir belgenin bulunmadığı bildirilmiştir.
31.07.2015 tarihli 30640 sayılı ve 5.438,32 TL bedelli fatura ile bu faturanın 6647 ve 6650 sayılı sevk irsaliyeleri incelendiğinde dava dışı … Ltd. Şti.’ye teslim edilen ürün miktarının 10.000 ile 15.000 adet olmadığı, 6647 sayılı irsaliye ile 51.300 adet, 6650 sayılı irsaliye ile de 54.000 adet ürün teslimi yapıldığı görülmektedir. Her iki irsaliyenin altında da … Ltd. Şti. adına teslim alanın imzası bulunmaktadır. Ürünlerin birim fiyatı olan 0,0375 TL’ye ise iki tarafında itirazı bulunmamaktadır. Toplam 105.300 adet ürünün klişe bedelleri ile birlikte 0,0375 TL’den karşılığı ise KDV ile birlikte 5.438,33 TL yapmaktadır.
6098 sayılı TBK m. 207/II’ye göre; “Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler.” Dava dışı … Ltd. Şti.’den gelen yazı cevabı ile davacının davalıdan alacak konusunu oluşturan 31.07.2015 tarihli 30640 sayılı ve 5.438,32 TL bedelli faturaya konu ürünlerin davalı adına dava dışı işletmeye teslim edildiği, söz konusu ürünlerin 200.000 adet ürünle ilgisi olmadığı, davalının da satın aldığı ürünlerin bedellerini ödemediği anlaşılmakla davanın kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davalının gerek sponsorluk antlaşması yapmış olduğunu gerekse bu sponsorluk antlaşmasına göre ürün siparişi vermiş olduğunu bilebilecek durumda olmasına karşın aleyhinde başlatılan icra takibine itiraz etmesi iyiniyetli görülmediğinden davacı lehine % 20 icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir.
Davacının % 40 oranında icra inkâr tazminatı talebi ise 2004 sayılı İİK m. 67’de icra inkâr tazminatının oranına ilişkin değişiklik yapılmış olması ve davanın da bu değişiklikten sonra açılmış olması nedeniyle reddedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Dairesi’nin… sayılı takip dosyasına, davalının itirazının iptali ile takibin takip talebindeki diğer koşullarla devamına,
2-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Davacının %40 oranında icra inkar tazminatı talebinin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 371,49-TL nispi karar harcının peşin alınan 92,88-TL harçtan mahsubu ile eksik 278,61-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken ve yargılama esnasında yapılan toplam 1.041,08-TL (650,00-TL BK; 262,20-TL tebliğler ve posta, 31,40-TL BH, 92,88-TL PH, 4,60-TL VH ) harç ve yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı miktar itibari ile kesin olarak karar verildi.05/04/2021

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır