Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1142 E. 2020/856 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1142
KARAR NO:2020/856

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:28/12/2017
KARAR TARİHİ:09/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı … … vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde davalı …Ş.’den faturaya dayalı alacaklarının bulunduğunu, bu alacakları nedeniyle …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, takibe davalı tarafın itiraz etmesi üzerine de itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı …Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde, davacı ile aralarında bu miktarda ticari ilişki bulunmadığını, faturaların tebliğinin kendilerine yapılmadığını, davacının ticari ilişkinin niteliğini açıklamadığını, likit bir alacak söz konusu olmadığını, bu gerekçelerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207 ve davamı maddelerine göre alım satım sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, faturaları, ticari defterlerini, tanık beyanlarını, keşif ve bilirkişi incelmesini delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, faturaları, tarafların ticari defterlerini, yemin delilini, keşif ve bilirkişi incelmesini delil olarak sunmuştur.
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207 ve davamı maddelerine göre alım satım sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.
6098 sayılı TBK m. 207’ye göre; “Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler. Durum ve koşullara göre belirlenmesi mümkün olan bedel, kararlaştırılmış bedel hükmündedir.” Davacının dosyaya sunduğu fatura içeriğinden davacının davalıya kartvizit satışı yaptığı anlaşılmakla taraflar arasındaki hukuki ilişkinin alım satım sözleşmesi niteliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında alacak verecek ilişkisinin bulunup bulunmadığının tespiti için 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve her iki taraftan da ticari defterlerini mahkememize sunması istenilmiştir. Davacı taraf ticari defterlerini mahkememize sunmuş ancak davalı taraf usulüne uygun şekilde ticari defterlerini mahkememize sunması istenildiği halde mahkememize sunmamıştır.
Hazırlanan 28.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda davaya konu faturaların davacı tarafın defterlerinde kayıtlı olduğu ancak bakiye alacak tutarının tespit edilemediği, faturalarda …, … ve … isimli kişilerin imzalarının bulunduğu tespit edilmiştir.
6100 sayılı HMK m. 222/II’ye göre; “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.” Davacı defterlerinde bakiye alacak tutarının tespit edilememiş olması nedeniyle davacı taraf defterlerinin bu maddeye uygun şekilde tutulmadığı anlaşılmakla davacı defterlerinin kendisi lehine delil hükmünde olmadığı kabul edilmiş ve bu kayıtlar hükme esas alınmamıştır.
Davacı tarafın delil olarak sunduğu faturalar üzerinde imzası bulunan …, … ve … isimli kişilerin davalı şirketin 6098 sayılı TBK m. 547’ye göre ticari temsilcisi ya da aynı yasanın 551’inci maddesine göre ticari vekili olup olmadıklarının tespiti için davalı şirketin ticaret sicil kayıtları getirtilmiş ve dosya içerisine alınmıştır. Yapılan incelemede adı geçen dava dışı kişilerin 6098 sayılı TBK m. 547 ve 551’e göre davalı şirketin ticari temsilcisi ya da ticari vekili olmadıkları anlaşılmıştır.
Davacı tarafın delil olarak sunduğu faturalar üzerinde imzası bulunan …, … ve … isimli kişilerin … kayıtları getirtilerek dosya içerisine alınmış ve … kayıtlarının incelenmesi sonucunda dava dışı …’in 09.07.2012 tarihinden 17.06.2016 tarihine kadar, …’in 18.09.2015 tarihinden 04.05.2016 tarihine kadar ve …’ın da 25.06.2012 tarihinden 31.07.2015 tarihine kadar davalı şirkette çalıştığı anlaşılmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun “Diğer Tacir Yardımcıları” başlıklı 552’inci maddesinde “Toptan, yarı toptan veya perakende satışlarla uğraşan ticari işletmelerin görevli veya hizmetlileri, o ticari işletme içinde, müşterilerin kolaylıkla görebilecekleri bir yerde ve kolayca okuyabilecekleri bir biçimde, yazıyla aksine duyuru yapılmış olmadıkça, aşağıdaki işlemler için yetkilidirler: 1. Ticari işletmenin alışılmış bütün satış işlemlerini yapmak. 2. Yetkili oldukları işlemler hakkında faturaları imzalamak. 3. Ticari işletmenin alışılmış işlemlerinden doğan borçların ifa edilmesine veya bunların hiç ya da gereği gibi ifa edilmemesine ilişkin ihtar veya diğer açıklamaları işletme sahibi adına yapmak; bu nitelikteki ihtar veya diğer açıklamaları, özellikle alışılmış işlem dolayısıyla teslim edilmiş mallara ilişkin ayıp bildirimlerini ticari işletme adına kabul etmek. Toptan, yarı toptan veya perakende satışlarla uğraşan ticari işletmelerin görevli veya hizmetlileri, kendilerine yazıyla yetki verilmiş olmadıkça, işletme dışında ve kasa görevlileri atanmışsa, işletme içinde satış bedellerini isteyip alamazlar. Bu kişiler, satış bedellerini almaya yetkili bulundukları hâllerde, faturaları kapatmaya veya makbuz vermeye de yetkilidirler.” Dava dışı faturalar incelendiğinde davalının toptan, yarı toptan veya perakende satışlarla uğraşan ticari işletme olduğu dolayısıyla davalının …’lı çalışanları olan dava dışı …, … ve … isimli kişilerin 6098 sayılı TBK m. 552’ye göre davalı şirket adına fatura imzalamaya yetkili “Diğer Tacir Yardımcıları” oldukları anlaşılmaktadır. Bu durumda bu kişilerce imzalanmış olan faturalara konu malların davalı şirket tarafından teslim alındığının kabulü ve buna göre hüküm kurulması gerekmektedir.
Davacının dosyaya sunduğu faturalar incelendiğinde dava dışı …, … ve … isimli kişiler tarafından imzalanan faturalar toplamı 21.252,63 TL’dir. Takip miktarındaki asıl alacak ise 16.634,82 TL’dir. Davacı taraf 24.11.2020 tarihli dilekçesiyle dava değerini 21.252,63 TL’ye çıkartmıştır. Bu gerekçelerle davanın asıl alacak miktarı olarak 21.252,63 TL üzerinden kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
6098 sayılı TBK m. 117’ye göre; “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.” Yani borcun muaccel olması borçlunun temerrüde düştüğü anlamına gelmemektedir.
Dosya içerisine alınan …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasında davacı taraf 16.634,82 TL asıl alacak 2.658,34 TL asıl alacağın faizi ve 478,50 TL KDV olmak üzere toplam 19.771,66 TL alacak talebinde bulunmuştur. Ancak davaya konu alacaklarının tarafına ödenmesi için 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 18/III’e göre davalı tarafı temerrüde düşürdüğüne ilişkin ihtarname ya da benzeri bir bildirim yazısını dosyaya sunmamıştır. Bu nedenle davanın asıl alacak yönünden ıslah edilen kısmı yönünden kabulüne karar verilerek takip tarihine kadar işlemiş faiz yönünden davanın reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davalı taraf tacir yardımcısı konumunda olan çalışanlarının kabul ettikleri fatura ve irsaliyeleri bilebilecek durumda olmasına karşın başlatılan icra takibine itiraz etmesi iyiniyetli görülmediğinden davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kabulü ile …. İcra Dairesi’nin …sayılı takip dosyasına, davalının itirazının iptali ile takibin 21.250,63-TL üzerinden diğer koşullar ile devamına,
2-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1.451,63-TL nispi karar harcından peşin ve ıslah harçları ile alınan toplam 364,09-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.087,54-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 1.228,99-TL’nin ( 31,40-TL BVH, 5,20-TL VH, 284,09-TL Peşin Harç, 80,00-TL IH, 650,00-TL BK, 178,30-TL Tebliğ ve Posta,) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/12/2020

Katip …

Hakim …