Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1111 E. 2020/493 K. 16.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1111
KARAR NO:2020/493

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:20/12/2017
KARAR TARİHİ:16/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının, …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile aleyhine başlatmış oldukları 19.219,03 TL miktarındaki icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrini tebliğ aldığını, 12.10.2017 tarihinde takibe, borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı tarafın yetki itirazının yerinde olmadığını, şöyle ki; İcra İflas Kanunu’nun “Yetki” başlığı altında düzenlenen 50. maddesinde “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümlerinin kıyas” yoluyla uygulanacağının belirtildiğini, genel yetki kuralının, davalı gerçek veya tüze! kişinin davanın açıldığı tarihteki mahkeme/müdürlük yeri olsa da, HMK Md. 10’da sözleşmenin ifa edileceği yerin de takip açısından yetkili olacağının ifade edildiğini, somut olayda davalı tarafından ifa edilecek borç para borcu olup 6098 sayılı TBK Md. 89/1 uyarınca para borçlarının “Aksine bir anlaşma yoksa borçlan, alacaklının Ödeme zamanındaki yerleşim yerinde” ifa edileceğini, bununla birlikte, borçlu ile akdedilen Istasyonlu Bayilik Sözleşmesi, Otogaz Bayilik Sözleşmesi ve diğer sözleşmelerde olası anlaşmazlıklarda … (…) Mahkemelerinin ve İcra Dairelerinin yetkili olacağının açıkça belirtildiğini, dolayısıyla işbu dava konusu olan ve ifa edilmesi gereken para borcu götürülecek borçlardan olup alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri icra dairesinin de yetkili olduğunu, işbu dununda kanun gereği icra takibinin İstanbul İcra Müdürlüklerinde başlatılmasında hiçbir hukuki engelin bulunmadığını, müvekkil şirket ile davalı/borçlu arasında 5 yıl süreliğine 01.11.2016 tarihinde ile İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi ve eklerinin imzalandığını, İstasyon Otomasyon Sistemi Servis, Bakım, Müşteri Sadakat-Elektronik Sistem ile Satış Programlan Sözleşmesi akdedildiğini, bu doğrultuda da davalıya otomasyon hizmeti sunulduğunu, teçhizat/ekipman sağlanıp telim edildiğim, akaryakıt ve … satışları gerçekleştirilerek anılı ürün ve ekipmanların teslim edildiğini, sevk irsaliyelerinin delil dilekçelerinde mevcut olduğunu, ancak davalı şirketin, sözleşmeyi taraflar arasında kararlaştırılan süreden önce feshettiğini ve anılı hizmet ve ürünlere ait bedelleri müvekkil şirkete ödemediğini, fesih sonucunda müvekkilin, sözleşme uyarınca ifa ettiği hizmet ile davalıya sağlamış olduğu teçhizat/ekipmanların bedeli, bakiye otogaz satım bedelleri ve Otomasyon sistemi hizmet bedellerinin tahsili amacıyla e-arşiv fatura düzenleyip ödenmek üzere davalıya gönderdiğini, ancak işbu bedellerin davalı tarafından müvekkile ödenmediğini, tüm bu sürecin ardından ve müvekkilin alacağını tahsil edememesi sebebiyle de davalı aleyhine takip başlatma zorunluluğu doğduğunu, ilgili faturaların ve takibe konulan tutarların aşağıdaki tablodaki gibi olduğunu, fatura örneklerinin delil olarak sunulacağını, UK md.58 senet, senet yoksa borcun sebebinin takip talebine eklenmesi gerektiğinden bahsetmiş olup olayda da borcun sebebinin fatura takip talebine eklendiğini, davalının borca itirazı kötü niyetli olup yapılan itirazın hiçbir hukuki geçerliliği olmadığım, anılı ürün ve hizmetlerin davalı/borçluya sunulduğunu lakin karşılıktan olarak herhangi bir ödeme gerçekleştirilmediğini, davalı/borçlunun, icra takibinin Örnek 7 (ilamsız takip) olarak açılmasını fırsat biterek süresinde yapmış olacağı itiraz ile icra takibinin duracağım ve icra takibinin devamı için bir yargılama sürecinin gerekeceğini bilerek hem zaman kazanmayı hem de mahkememizi yanıltmayı amaçladığını, hem müvekkilin ticari defterleri hem de davalının ticari defterleri İncelendiğinde davalının icra takibine konu borcunun sabit olacağını, borçlunun itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu, icra takibini uzatmak maksadıyla borca itiraz ettiğini, davalarının konusu olan satış sözleşmesi ile düzenlenen fatura bedelinden kaynaklanan alacağın likit olduğunu, davalı/borçlunun fatura alacağına ilişkin olarak haksız ve kati) niyetli olarak itirazda bulunduğunu ve takibin durmasına sebebiyet verdiğini, netice olarak alacaklı müvekkilin hakkını elde etmesinin» borçlunun haksız itirazı sonucu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra İnkar tazminatına çarptırılması ve haklı taleplerinin kabulü ile borçlunun itirazının iptaline ve icra takibinin devamına karar verilmesini talep etme zorunluluğunun doğduğunu, davalarının kabulüyle borçlunun takibe, yetkiye ve borca itirazının iptaline, takibin İstanbul İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden devamına, haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilme«ine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket tarafından müvekkil şirket hakkında …. İcra Müdürlüğümün … Esas sayılı dosyasında, borca dayanak olarak gösterilen 26.09.2017 vade tarihli 5 adet faturaya istinaden 28.09.2017 tarihli ilamsız icra takibi yapıldığını, müvekkil şirket tarafından ödeme emrine, yetkiye, borca, faize ve borcun tüm verilerine ilişkin olarak 12.10.2017 tarihli itirazda bulunarak haksız icra takibinin durdurulduğunu, alacaklı görünen şirket tarafından müvekkil şirkete 20.12.2017 tarihli itirazın iptali istemli davanın yöneltildiğini, 19.01.2018 tarihli “Cevap süresinin uzatılması ve ilk itirazlar” başlıklı dilekçelerinde belirttikleri kesin yetki itirazlarını yinelediklerini, sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda kanunun öngördüğü özel bir yetki kuralı bulunduğunu, yetkili mahkemenin sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi olarak öngörüldüğünü, davalının yerleşim yerinde de dava açılabilmesine kanunun cevaz verdiğini, sözleşmenin nerede ifa edileceği kararlaştırılmışsa o yer mahkemesinin yetkisinden söz edilebileceğini, hal böyleyken HMK m.10’da öngörülen, sözleşmenin ifa edileceği yerin borcun para borcu olduğu iddia ve gerekçesi ile alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri olacağı yönündeki davacı yorumuna katılamadıklarını, taraflar arasında münakit istasyonlu ve otogaz bayilik sözleşmesi yanı sıra ödünç sözleşmesinin ifa yerinin sözleşmeye konu … istasyonunun bulunduğu “…-… … olduğunu, borç ilişkisinin ağırlıklı ediminin de …’da olduğunu, taraflar arasındaki uyuşmazlık sözleşmeden kaynaklanmakta olup, sözleşmenin ifa yeri mahkemelerinde yani … Asliye Hukuk Mahkemesinde Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla hukuki uyuşmazlığın incelenmesi gerektiğini, kesin yetki kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan yetki sözleşmelerinin geçerli olmayacağını, anılan nedenlerle borcu kabul anlamına gelmemek kaydıyla tarafların sözleşmesel edimlerinin salt paraya ilişkin olmadığı ve iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme bulunduğu değerlendirildiğinde davanın görüleceği yer mahkemesinin ifa edilecek borcun salt para borcu olduğu gerekçesiyle alacaklı görünen şirketin yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olacağının ileri sürülemeyeceği kanaatinde olduklarını, yine borcu kabul anlamına gelmemek kaydıyla taraflar arasındaki uyuşmazlığın faturadan kaynaklandığı düşünülse dahi bu ihtimalde, HMK m.9’da öngörülen genel yetki kuralı gereğince, genel yetkili mahkemenin kanunda aksine hüküm bulunmadıkça davanın açıldığı tarihte davalının TMK gereği ikametgahı sayılan yer mahkemesi olacağından yine davanın yetkili … Asliye Hukuk Mahkemeleri’nde Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görülmesi gerektiği kanaatinde olduklarını, kaldı ki taraflar arasında münakit sözleşmenin “1. Satış Yeri” başlığı altında “bayilik faaliyeti icra edilecek yerin … olduğu ve belirtilen taşınmaz üzerindeki satış istasyonu ve eklentilerinin “istasyon olarak anılacağı” nın kararlaştırıldığını, müvekkil şirketin davacı …’ya sözleşmesel ilişkiden kaynaklanan borcu bulunmadığını, …in davacı şirket ile 01.11.2016 tarihli otogaz bay ili, istasyonlu bayilik ve ödünç sözleşmeleri imzaladığını, fesih tarihi olan 15.09.2017 tarihine kadar da müvekkil şirketçe …’nun … … bayiliğini yürüttüğünü, bayilik anlaşmalarından da anlaşılacağı üzere müvekkil şirkete takibe konu otogaz satış, istasyon otomasyon bakımı ve iletişim bedeli ve promosyon giyim açıklamaları kalemler ihtiva eden faturalar düzenlemesinin haksız olduğunu, müvekkil şirketle davacı şirket arasındaki sözleşme ilişkisinin “3. bayilik Faaliyetleri” başlıklı 3.1. maddesinde yer alan : “… satışı amacıyla bayilik faaliyetinde bulunmak” hükmünden de anlaşılacağı üzere … satışından ibaret olduğunu, anılan faturalara konu alacak kalemlerinin sözleşmesel yükümünü yerine getiren müvekkil şirkete yükletilemeyecegi ve yükletilmeye çalışılmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığını, taraflar arasında münakit 01.11.2016 tarihli Otogaz Bayilik, İstasyonlu Bayilik ve Ödünç Sözleşmelerinden de anlaşılacağı üzere, müvekkil şirketin davacı …’nun sadece … satışını gerçekleştirmek amacıyla bayiliğim üstlendiğini, müvekkil şirket ile davacı şirket arasında münakit sözleşmenin süresi 5 yıl olarak öngörülmüşse de müvekkil şirketin TTK.m.102 vd’den kaynaklanan acentelik faaliyeti üstlendiği dönemde taraflar arasındaki güven ilişkisinin zedelenmesi nedeniyle sözleşmeyi 15.09.2017 tarihli ihtarı ile haklı nedenle feshettiğini, 4054 sayılı Kanun m.l’in öngördüğü üzere, mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasaya hakim olan teşebbüslerin bu hakimiyetlerim kötüye kullanmaları anlamına geleceğinden kanuna aykırılık teşkil etmekte olduğunu, müvekkil şirketin davacı … ile aralarındaki sözleşmeden kaynaklanan yükümlerini yerine getirdiğini ancak davacı şirketçe haksız şekilde 15,08.2017 tarihli … sayılı otogaz, 31.07.2017 tarihli … sayılı istasyon otomasyon ve iletişim bedeli, 07.08.2017 tarihli … sayılı otogaz, 19.07.2017 tarihli … sayılı promosyon giyim ve 02.08.2017 tarihli P…sayılı otogaz faturalarının düzenlendiğini, salt iade fatura düzenlenmemiş olmasının faturadaki her türlü bilginin doğruluğu anlamına gelmeyeceği hususuna Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 05.05.2015 tarihli ve 2004/7832 Esas ve 2005/ 4738 Karar saydı: “Süresi içinde itiraz edilmeyen faturadaki her türlü bilginin doğruluğunun kabul edildiği veya malın alıcıya teslim edildiği anlamına gelmez” şeklindeki kararında da işaret edilmiş olup tek başına borcu kabul anlamına gelmediğini, … ile … arasındaki sözleşme feshedilince, müvekkil şirket tarafından davacıya istasyondaki donanım ve cihazların ref’i için ihtar çekerek mehil verildiğini, müvekkil … tarafından, …. Noterliği’nce düzenlenen 15.09.2017 tarihli 06186 ve … yevmiye sayılı ihtarnameleri ile … ile olan sözleşmelerin feshedildiğim, fesihe ilişkin EPDK’a da bildirimde bulunulduğunu, yine fesihle birlikte …. Noterliği’nin 15.09.2017 tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile “feshin öğrenilmesinden itibaren, istasyonda bulunan muhataba ait ışıklı, elektrikli reklam, pano, tabela ve otomasyon cihazları ve ekipmanların İS gün içerisinde ref i (sökülmesi) ve alınması” nın ihtar olunduğunu ve mehil verildiğini, bu süre zarfında bir takım şirketlerce gelinerek, ekipmanlar ve donanımların (… amblemli kurumsal kimlik, fiyat panoları, giriş çıkış tabelaları, petrolde kullanılan merdiven, market ve ofis yazıları) sökülerek alındığını, müvekkil şirketin …’dan sözleşme ilişkisinden kaynaklanan ücret, faiz, tahsil komisyonu ve primden oluşan bir takım alacakları bulunmakta olduğunu, TTK.m. 102 ‘deki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, bayi olan müvekkil şirketin acentaııın aracılık faaliyeti kapsamında değerlendirilebilecek bir ilişkisi bulunmadığını, davacı şirketçe acentanın TTK.m. 113 ‘den kaynaklanan ücret alacağı, prim ve tahsil komisyonlarının da ödenmediğini, TTK.m.116’da ücretin ödenme zamanı belirli olup
en geç sözleşmenin sona erdiği tarihte ödenmesi gerektiğinin düzenlendiğini, sözleşme 15.09.2017 tarihinde feshedildiği halde davacı şirketçe herhangi bir ödeme olmadığını, aksine müvekkil şirket aleyhine haksız şekilde icra takibi başlatıldığını, müvekkil şirket hakkında açılmış bulunan itirazın iptali davasının reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı görünen şirket hakkında takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminatın tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Dava, otogaz bayilik sözleşmesi, istasyon bayilik sözleşmesi ve otomasyon hizmet sözleşmesinden kaynaklı alacaklı olunduğu iddiasıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava, İİK mad. 67’ye dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafın 19.219,03 TL asıl alacak ve bu alacağına takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9,75 oranında temerrüt faizi yürütülmek suretiyle tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
1/11/2016 tarihli Otogaz Bayilik Sözleşmesinin 39.1. maddesinde … (… Adliesi) Mahkemesi ve İcra Dairelerinin yetkili olduğuna dair yetki şartı konulduğu,1/11/2016 tarihli İstasyonlu Bayilik Sözleşmesinin 39.1. maddesinde … (… Adliesi) Mahkemesi ve İcra Dairelerinin yetkili olduğuna dair yetki şartı konulduğu,1/11/2016 tarihli İstasyon,Otomasyon Sistemi Servis, Bakım,Müşteri Sadakat-Elektronik Sistem ile Satış Programları Sözleşmesinin m.21de … (,,, Adliesi) Mahkemesi ve İcra Dairelerinin yetkili olduğuna dair yetki şartı konulduğu tarafların tacir olduğu yetki şartının geçerli olduğu anlaşılmış olup HMK m. 17 gereğince yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 22/01/2019 tarihli ara karar ile taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesine karar verilmiştir.
11/06/2019 tarihli raporunda bilirkişi özetle; davacı … A.Ş. ile davalı …. Ltd. Şti. arasında 01.11.2016 tarihinde, Otogaz Bayilik Sözleşmesinin, İstasyonlu Bayilik Sözleşmesinin, İstasyon Otomasyon Sistemi Servis, Bakım, Müşteri Sadakat-Elektronik Sistem İle Satış Programlan Sözleşmesi, Ödünç Sözleşmeleri ve eklerinin imzalandığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin davanın konusu ile ilgili maddelerinde; “Madde 10- Ekipman, Tadilat, Bakım 10.1’de İstasyon’un donatılması ve ürünün mevzuata ve teknik düzenlemelere uygun olarak satılabilmesi İçin gerekli olan her türlü malzemenin temini Bayi’ye aittir. …, dilerse, ekipman tahsis edebilir ve ödünç verilebilecek ekipmanın cins ve miktarını belirleyebilir. … tarafından dönem dönem Bayi”ye ödünç verilen her türlü … dispenseri, … pompası, kumanda panosu, tank, kompresör, jeneratör makine, gaz dedektör sistemi, Otomasyon Ekipmanı ve Tanıma Sistemleri ile; sair malzeme, alet ve gereç gibi ekipmanlar münhasıran istasyon’da ve …’nun ürünün satılmasında kullanılacaktır. Ödünç ekipmanın tedariki, kullanılması ve iadesinde bu sözleşmenin bu maddesi ile bağlantılı eki olan ödünç sözleşmesi hükümleri uygulanacaktır. Sözleşme devam ederken ya da sözleşmenin her hangi bir nedenle sona ermesi halinde … seçimi kendi takdirinde olmak üzere ödünç verilen malzemelerin tamamının veva bir kısmının aynen kullanılır ve sağlam bir şekilde derhal iade ve teslimini veya ödünç ilişkisini tek yönlü olarak ortadan kaldırarak bu malzemelerin tamamının veya …’nun belirleyeceği kısmının Bayi’ye geçmesini sağlayacak şeklide Bayi’ve fatura ederek piyasa rayiç bedelinin …’ya ödenmesini KDV’si ile birlikte bayiden talep edebilir,
24.2.2. ödüne verilen tüm malzeme ve ekipmanın tamamının ya da …’nun belirleveceği kısmının, mülkiyeti Bayi’ve geçecek şekilde … tarafından Bayi’ve fatura edilerek ilgili malzeme ve ekipmanın rayiç bedelinin …’ya ödenmesini kabul ve taahküt etmektedir.
…’nun yukarıda belirtilen iade veya ödeme talebinin …’nun belirttiği süre içinde bayi tarafından yerine getirilmemesi halinde, Bayi ilgili malzeme ve ekipmanların piyasa değerini ve piyasa değerinin yüzde yirmi (%20) fazlası oranındaki ek ücreti …’ya derhal ödemeyi kabul ve taahhüt etmektedir.” hükümlerinin yer aldığını, davalı tarafından davacıya hitaben düzenlenmiş …. Noterliği’nin 15.09.2017 tarihli … ve … Yevmiye numaralı fesih ihbarnameleri ile … Lisans numaralı Sözleşmenin ve … Lisans numaralı sözleşmenin fesih edildiğinin bildirildiğini, gönderilen ihbarnamelerde feshin sebebi ile ilgili olarak ” gördüğümüz lüzum üzerine” şeklinde belirtildiğini, Mahkemenize sunulan dilekçede de “güven ilişkisinin zedelenmesi” olarak belirtildiğini, açıklayıcı bir sebebin belirtilmediğini, buna göre sözleşmelerin davalı tarafından fesh edilmesinin haklı fesih mi, haksız fesih mi olduğu hususunun değerlendirilmesinin hukuki değerlendirmeyi gerektirdiğinden Mahkemenizin takdirlerinde olduğunu, davacı tarafından ibraz edilen ticari defterlerden Yevmiye ve Defter-i Kebir Defterlerinin E-defter olduğu, E-Defterlerin Beratlarının Oluşturma tarihlerinin süresi içerisinde olduğu, Envanter Defterlerinin açılış noter tasdiklerinin zamanında yaptırılmış olduğu, kayıtlarının düzenli ve muhasebe ilkelerine uygun bulunması nedeniyle kayıtlarının lehine kesin delil vasfının bulunduğunu, davacı tarafından ibraz edilen ticari defterlerde takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 20.849,79 TL alacaklı olduğu, ancak davacı tarafından icra takibinde 19.219,03 TL talep edildiğinden talebi ile bağlı olduğu hususlarının Mahkemenizin takdirinde olduğunu beyan etmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporu usulüne uygun şekilde taraflara tebliğ edilmiş ve 10/07/2019 tarihli ara karar ile bu kez davalı yanın uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde tarafların iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla talimat yoluyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
…. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden talimat yoluyla alınan 26/08/2019 tarihli raporunda bilirkişi özetle; Davalının defter ve belgeleri teslim edilmediğinden adı geçen defter ve belgeler üzerinde inceleme yapılamadığı, davacının defter ve belgeleri üzerinden inceleme yapan bilirkişi raporu ve dosya içindeki bilgiler esas alınarak çalışmaların yapıldığı, icra takibi yapılan fatura bedellerinden 19.219,03 – TL’nın ödenmesi gerektiği itirazın kaldırılmasına engel hal bulunmadığı, 31.12.2017 tarihinde 86.154,93 TL’Iik işlemin virman yoluyla davacının hesaplarından davalının hesabına borç olarak kaydedildiğini beyan etmiştir.
Mahkememizce talimat yoluyla alınan bilirkişi raporu usulüne uygun taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca itirazda bulunulmamıştır.
TÜM DOSYA VE DELİLLER BİR BÜTÜN OLARAK DEĞERLENDİRİLDİĞİNDE;
1/11/2016 tarihli Otogaz Bayilik Sözleşmesinin 38.1. maddesinde sözleşmenin süresinin imza tarihinden itibaren 5 yıl olduğu, İstasyonlu Bayilik Sözleşmesinin 38.1. maddesinde sözleşmenin süresinin imza tarihinden itibaren 5 yıl olduğu,1/11/2016 tarihli İstasyon,Otomasyon Sistemi Servis, Bakım,Müşteri Sadakat-Elektronik Sistem ile Satış Programları Sözleşmesinin m.2de sözleşmenin süresinin imza tarihinden itibaren 5 yıl olduğu kararlaştırılmış olup davalı …. noterliği … yevmiye nolu 15/09/2017 tarihli ihbarname ile 5 yıl dolmadan sözleşmeleri feshettiği tespit edilmiştir.
Dosyada davalı tarafça görülen lüzum sebebine dayalı olarak sözleşmenin sona erdirildiğinin ifade edildiği, ancak sözleşmede bayi tarafından belirli süreli bayilik sözleşmesinin süresinden önce tek taraflı irade beyanı ile herhangi bir nedene dayanarak veya nedensiz olarak olağan ve olağan üstü fesih imkanı ile sona erdirebileceğine ilişkin bir hükmün bulunmadığı, bu koşullarda tarafların basiretli bir tacirden beklenen özeni göstermesi gerektiği, 1/11/2016 tarihli Otogaz Bayilik Sözleşmesi ve İstasyonlu Bayilik Sözleşmesinin , ekipman,tadilat,bakıma ilişkin m.10.1., feshin sonuçlarının düzenlendiği 24.1.ve 24.2.2 maddeleri incelendiğinde sözleşmenin fesih halinde …’nun ödünç verilen malzemelerin tamamının veya …’nun belirleyeceği kısmının mülkiyetinin bayiye geçmesini sağlayacak şeklide Bayiye fatura ederek piyasa rayiç bedelinin KDV’siyle birlikte ödenmesini Bayiden talep edebileceğinin, bayinin işbu sözleşmeden kaynaklanan ödeme yükümlülüklerinin muaccel hale geleceğinin ve 1/11/2016 tarihli İstasyon,Otomasyon Sistemi Servis, Bakım,Müşteri Sadakat-Elektronik Sistem ile Satış Programları Sözleşmesinin m.19 gereğince otomasyon ekipmanının tamamının faturalandırılacağının tarafların imzaları ile karar altına alındığı, talimatla davalının uyuşmazlığa konu ticari defterlerinin ve kayıtlarının incelenmesi,yapmış olduğu satışlara ilişkin defterlerinin denetlenmesi için ara karar oluşturulduğu ancak davalı şirketin uyuşmazlığa konu ticaret ve defterlerini sunmadığı, HMK M.222/5 uyarınca defterleri ibrazdan kaçındığının kabul edilmesi gerektiği anlaşılmış olup Otogaz Bayilik Sözleşmesi ve İstasyonlu Bayilik Sözleşmesinin m.20 Kayıtlar başlığı altında HMK M.193/1 Uyarınca … defter ve kayıtlarının kesin delil teşkil edeceği hususunda delil sözleşmesi yaptıkları davacının uyuşmazlık konusu dönem ticaret defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde davacının davalıya verilen bakım bedeli,akaryakıt satışı,otogaz satışı, otomasyon hizmeti muhtelif vb. giyim faturaları nedeniyle 20.849,79TL alacaklı durumda bulunduğu dava dilekçesinde ve takip talebinde 19.219,03TL talep edildiği, her iki tarafın da karşılıklı serbest iradeleriyle yapmış oldukları 2016 yılında düzenlenen bayilik sözleşmesini, …. noterliği … yevmiye nolu 15/09/2017 tarihli ihbarnamede davalı şirketin “ Şirketiniz ile aramızda aktedilmiş bayilik sözleşmesini gördüğümüz lüzum üzerine bugünden itibaren feshettiğimizi ihbaren bildiririz” şeklindeki davalının tek taraflı feshi ile gönderdiği ihtarnamedeki gerekçesinin belirtilmediği, cevap dilekçesinde güven ilişkisinin zedelenmesinden bahsedilmiş ancak bunu somutlaştırıacak vakıalar belirtilmediği, davalının ticari defter ve kaytlarını ibrazdan kaçındığı, haklı fesih için başkaca bir delil sunulmadığı gözetildiğinde bu koşullarda haklı fesih olarak nitelendirilmesinin düşünülemeyeceği, usul ve yasaya uygun denetime elverişli bilirkişi raporunda hesaplanan miktar yönünden taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Ayrıca asıl alacak likit ve belirlenebilir olduğundan asıl alacağın %20si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
…. İcra Müd’nün … esas sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itirazın taleple bağlı kalınarak 19.219,03 TL asıl alacak bakımından takibin iptali ile asıl alacağa yıllık %9,75 oranında ve değişen oranlarda işleyecek ticari temerrüt faizi ile takip tarihinden takip dosyasındaki şartlarla devamına,
Kabul edilen asıl alacağın % 20 si oranında 3.843,80 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalıdan tahsiline,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 1.312,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 328,22 TL harcın mahsubu ile eksik 984,63 TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 1.990,52 TL (328,22 TL PH, 31,40 TL BH, 4,60 TL VH, 1.350,00 TL BK, 276,30 TL müzekkere ve tebliğler olmak üzere ) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır