Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1100 E. 2020/109 K. 05.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1100
KARAR NO : 2020/109

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 15/12/2017
KARAR TARİHİ : 05/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı … Şti. vekili verdiği dava dilekçesinde, davalı … A.Ş. ile 01.05.2015 tarihli taşeron sözleşmesi yaptıklarını, bu sözleşmeye göre faturaya dayalı alacaklarının bulunduğunu alacaklarının ödenmemesi üzerine davalı aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, takibe davalı tarafın itiraz etmesi üzerine de itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.

DAVALININ TALEBİ:
Davalı … A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde, davacı şirkte … mermer döşeme işinin verildiğini, davacının işi yarım bıraktığını, bu nedenle geçici kabulün dahi yapılmadığını, yaptığı kısımların da ayıplı olduğunu, İstanbul …Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasında tespit yaptırdıklarını, bu tespitte zararlarının 410.775,00 TL olarak tespit edildiğini, davacının hak edişlerinin sözleşmeye göre yapılması gereken kesintiler yapıldıktan sonra ödendiğini, hak edişler ödenirken ayıplı imalatlar için teminat kesintisi yapıldığını, davacı tarafın kendi SGK prim borcunu da fatura olarak yansıttığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVACININ CEVABA CEVABI:
Davacı taraf verdiği cevaba cevap dilekçesinde davayı konu iş ile ilgili kesin kabul işlemlerinin yapıldığını, davalı tarafın yaptırdığı İstanbul … Sulh Hukuk Mahkemesinin …D. İş sayılı dosyasında ki tespite itiraz ettiklerini, kendilerine bildirilen hak edişlere ilişkin olarak faturaları düzenleyerek davalı tarafa gönderdiklerini, davalı tarafın iade etmesi gereken teminat kesintilerini iade etmediğini, yaptıkları işte de ayıplı imalatlarının olmadığını, ayıp olarak tespit edilen konuların kendilerinden önce işlem yapılan bozuk zeminden kaynaklandığını belirtmiştir.

DAVALININ İKİNCİ CEVABI:
Davalı taraf ikinci cevap dilekçesinde teminatların iadesi koşullarının sözleşmede açıkça düzenlendiğini, kesin kabulün gerçekleşmediğini, çünkü davacı tarafın SGK ilişiksizdir belgesini kendilerine sunmadığını, davalı tarafla yapılan ibraname ve mutabakat metni ile davalının kendilerini ibra ettiğini, davalının yaptığı ayıplı imalatlara karşı yapılan teminat kesintilerini ellerinde tutmaya hakları olduğunu belirtmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 470 ve devamı maddelerine göre eser sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, İstanbul … İcra Dairesinin… sayılı dosyasını, 01.05.2015 tarihli taşeron sözleşmesini, faturaları, ticari defterleri ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, 01.05.2015 tarihli taşeron sözleşmesini, İstanbul … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasını, hak ediş belgelerini, faturaları, ticari defterleri, yemin delilini, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 470 ve devamı maddelerine göre eser sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 470’e göre; “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” Taraflar arasında yapılan sözleşmenin “İşin Konusu ve Kapsamı” başlıklı 3’üncü maddesinde “… Projesi kapsamında gerçekleştirilecek olan ve iş bu sözleşme ve eklerinde tarif edilen ve fiyatlandırılan mermer kaplama ve mermer süpürgelik imalatlarının (…) taşeron tarafından kusursuz, eksiksiz yapılması ve teslim edilmesi işidir.” düzenlemesi getirilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme niteliği itibariyle eser sözleşmesi niteliğindedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 471’e göre; “Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır.” Davalı taraf davacının yüklenici olarak üstlendiği edimleri ayıplı olarak ve eksik yerine getirdiğini, bu nedenle de takibe konu borcunun bulunmadığını ileri sürmektedir.
Taraf iddialarının araştırılması için 6100 sayılı HMK m. 288’e göre keşif kararı alınmış ve dava konusu yerde 28.01.2019 tarihinde keşif yapılmıştır. Taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve alacak borç durumunun tespiti için her iki tarafında ticari defterlerini mahkememize sunmaları istenilmiş, davalı tarafın ayıp iddialarının araştırılması içinde inşaat mühendisi, mimar, mali müşavir ve öğretim üyesinden oluşan dört kişilik bilirkişi heyeti ile 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Hazırlanan 29.03.2019 tarihli bilirkişi raporunda yapıştırma zemininin yeterli sertlik ve sağlamlıkta olmadığı, tesviye tabakasının tamamının bağlayıcı çimento içermediği, sözlemede belirtilen dozda değil daha düşük dozda yapıldığı, önemli nitelikte gizli ayıp bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre davalı taraftan 91.318,50 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre ise davalının davacıya borcunun bulunmadığı ancak davacıya yaptığı ödemelerden ötürü 90.048,73 TL teminat kesintisi yaptığı, iki rakam arasındaki farkın davacı tarafından davalı adına 11.03.2016 tarihinde ödenen 1.269,77 TL SGK priminden kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Taraflar arasında yapılan sözleşmenin “Sözleşmenin Türü ve Bedeli” başlıklı 5.1 maddesinde sözleşme bedeli 691.500,45 TL olarak belirlenmiştir. Sözleşmenin “Nakit Teminat Kesintisi” başlıklı 9.2.1 maddesinde de teminat kesintisi hak ediş ödemelerinin % 5’i olarak belirlenmiştir. Sözleşmenin her iki maddesi birlikte değerlendirildiğinde davalı şirketin davacı taraftan yapabileceği azami teminat kesintisi sözleşme bedelinin % 5’i kadar olacaktır. Bu da 34.575,02 TL yapmaktadır. (Sözleşme bedeli 691.500,45 TL x Teminat kesintisi oranı % 5 = 34.575,02 TL) Davalı taraf ise 91.318,50 TL teminat kesintisi yapmış olup sözleşmeye göre yapabileceği teminat kesintisinin yaptığı teminat kesintisi miktarından düşülmesi durumunda 56.743,48 TL fazla kesinti yaptığı anlaşılmaktadır. (Davalı tarafın yaptığı teminat kesintisi – Sözleşmeye göre yapılabilecek teminat kesintisi miktarı 34.575,02 TL = 56.743,48 TL) Her iki hesaplamada basit matematik işlemini gerektirdiği için 6100 sayılı HMK m. 30’a göre usul ekonomisi uyarınca dosya ayrıca bilirkişiye verilmemiştir.
Dava konusu uyuşmazlıkta davacının ayıplı imalatta bulunduğu gerek davalının İstanbul … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasında yaptırdığı tespit raporu ile gerekse mahkememizce yapılan keşif ve keşif sonrası hazırlanan 29.03.2019 tarihli bilirkişi raporu ile sabittir. Davacı taraf davalı tarafın İstanbul … Sulh Hukuk Mahkemesinin… D. İş sayılı dosyasında yaptırdığı tespit raporunu almış itirazlarını da bu dosyaya sunmuştur.
Taraflar arasında yapılan sözleşmenin “Nakit Teminat Kesintisi” başlıklı 9.2.1 maddesinde “…bu kesinti, hatalı imalat kusurlu malzeme, taşerona yapılan fazla ödeme ve işverenin taşerondan dolayı uğrayabileceği ceza, zarar ve tazminat taleplerine karşılık işlevi de görecektir.” düzenlemesi getirilmiştir. Dolayısıyla davalı tarafın yaptığı kesinti davacının ayıplı imalat nedeniyle davalıya verdiği zararın teminatı niteliğindedir ve davalı tarafın ayıplı imalat nedeniyle uğradığı zararı giderilinceye kadar elinde tutmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Ancak davalı tarafın elinde tutma hakkına sahip olduğu miktar yukarıda hesapladığımız gibi sözleşme bedelinin % 5’inden fazla olamayacaktır. Bu durumda davalı şirketin yaptığı nakit teminat kesintisinden sözleşme bedelinin % 5’ini geçen kısmını yani 56.743,48 TL’yi iade etmesi gerekmektedir.
İade edilecek miktar taraflar arasında ki sözleşmeye göre hukuken “nakit teminat kesintisi” niteliğinde değil sözleşmeye aykırı olarak kesilen para niteliğinde olduğundan sözleşmenin “Nakit Teminatların İadesi” başlıklı 9.4 maddesindeki iade sürecine de bağlı olmayacaktır. Yani geçici kabulün yapılması ve SGK ilişiksizdir belgesinin davacı tarafından davalı işverene verilmesi zorunluluğu 56.743,48 TL’nin iadesinde aranmayacaktır. Bu nedenle geçici kabulün yapılıp yapılmadığının ya da davacı tarafından SGK ilişiksizdir belgesinin alınarak davalı tarafa verilip verilmediğinin davacı talebinin geçerliliği açısından hukuki etkisi kalmamaktadır.
Bu gerekçelerle davalı iş sahibinin nakit teminat kesintisi yaptığı toplam 91.318,50 TL’den 34.575,02 TL’yi davacı tarafın ayıplı imalatlarına karşı teminat olarak elinde tutmaya hakkı bulunduğu anlaşılmakla fazla yaptığı 56.743,48 TL tutarındaki kesintinin iadesine yönelik olarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre nakit teminat kesintisinin sözleşme bedelinin % 5’i üzerinden yapılacağı açıkça belli olduğundan alacağın likit olduğu anlaşılmakla ve davalı şirketin sözleşmeye aykırı şekilde ve kendi hesaplarında da belli olduğu üzere fazla kesinti yaptığını bilebilecek durumda olması nedeniyle % 20 icra inkâr tazminatının davacıya verilmesine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davacı tarafın her ne kadar itiraz etmişse de yüklendiği işin ayıplı olduğunun İstanbul …Sulh Hukuk Mahkemesinin …D. İş sayılı dosyasından alınan raporla tespit edildiğini ve buna göre sözleşme bedelinin % 5’ini geçen nakit teminat kesintisi dışında kalan kısmı davalı iş sahibinin elinde teminat olarak bulundurmaya hakkı olduğunu bildiği halde bu miktarı aşan kısmı da icra takibine dahil etmesi iyiniyetli görülmediğinden davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Dairesi’nin …sayılı takip dosyasına, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 56.743,48 TL üzerinden devamına, asıl alacağın takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan 56.743,48 TL üzerinden %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davanın reddedilen 46.471,44 TL üzerinden %20 kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 3.876,15-TL nispi karar harcının peşin alınan 1.246,59-TL harçtan mahsubu ile eksik 1.246,59-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
6-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 3.192,60-TL ( 2.800,00-TL BK ücreti, 138,80-TL tebliğler ve posta, 253,80-TL keşif ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 1.755,77-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 1.282,59-TL ( 31,40-TL BH, 1.246,59-TL PH, 4,60-TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 8.176,65-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 6.841,29-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALIYA VERİLMESİNE,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …
¸