Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/107 E. 2018/541 K. 15.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/107 Esas
KARAR NO : 2018/541 Karar
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 03/02/2017
KARAR TARİHİ : 15/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; Dava dışı temlik eden … Şti ile davalı … Kooperatifi arasında 30/12/2013 tarihli yakuplu 341 ada 3 Parsel Sayılı sözleşmenin mevcut olduğunu, sözleşme gereği temlik eden … Şti’nin davalı kooperatife yapılan imalat dolayısıyla tahakkuk etmiş ve ödenmemiş hak edişlerinin bulunduğunu, dava dışı şirketin, 30/01/2014 tarihli Temilkname Sözleşmesiyle davalı ile aralarında akdedilen sözleşme gereği kendisine tahakkuk etmiş veya edecek olan hak ediş, istihkak vs. Her türlü alacaklarından toplam 1.000.000,00TL’lik kısmının müvekkiline TBK’nın alacağın temliki hükümleri uyarınca temlik edildiğini, gelinen aşama itibariyle temlik sözleşmesinin düzenlendiği tarihten bugüne değin müvekkiline ödeme yapılamadığından fazlayla ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla asıl alacağın şimdilik 50.000,00TL’sinin ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; Davacının temlik tarihi olan 30/01/2014 tarihi ile dava tarihi olan 03/02/2017 tarihi arasında davalı kooperatife bilidimi veya talepte bulunmadığını, temilk veren …Şti’nin davalı kooperatiften hak ve alacağının olmadığını, davalı tarafın tam aksine alacaklı olduğunu, temlikin müflisin defterinde kayıtlı olmadığnı, temlik beyanı temlik verenen iflas kararından sonra davalıya ihbar edildiğini, müvekkilinin alacağının iflas masasına kaydına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Bir Bütün Olarak Değerlendirildiğinde;
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin alacağın temliki sözleşmesi kapsamında tahsili istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde ticari davalar tanımlanmış ve sayılmıştır. Bu maddeye göre “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları”, “ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri” ve “tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin (a),(b),(c),(d),(e) ve (f) bentlerinde sayılan davalar ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması, ya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması, ya da açılan davanın maddede 6 bent halinde sayılan davalardan olması gerekir.Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunun’un 1. maddesinde kooperatifler “Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını iş gücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklar” olarak tarif edilmiştir. Maddede kooperatifin ortaklık (şirket) olduğu belirtilmiş ise de, bu ortaklığın “ticari nitelikte bir ortaklık” olduğu yönünde bir açıklama ve belirleme yapılmamıştır. Maddedeki tariften anlaşılacağı üzere kooperatiflerde amaç, diğer ticaret şirketlerinden farklı olarak kazanç elde etmek ve bunu ortakları arasında paylaşmak olmayıp, ortakların ekonomik menfaatlerini, özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını iş gücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak ve gidermektir. Kooperatifler, kâr amacından ziyade sosyal yönü ağır basan ortaklıklardır. Bu tanıma göre kooperatiflerin tacir kabul edilip tacir sıfatının sonuçlarıyla sorumlu tutmak mümkün değildir.
6102 sayılı TTK’nın 124/1. maddesinde “kooperatifler” ticaret şirketleri arasında sayılmış ise de, aynı maddenin 2. bendinde kooperatifler “şahıs şirketleri” ve “sermaye şirketleri” arasında gösterilmemiştir. TTK’nın 124. maddesinin 1. ve 2. bentleri ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1. maddesi birlikte değerlendirildiğinde kooperatiflerin “ticaret şirketi” olmadığı, sosyal niteliği ağır basan kendine özgü bir ortaklık olduğu anlaşılmaktadır. Benzer hükümler, 6762 sayılı eski TTK’da da bulunmasına rağmen (md 18, 136), Yargıtay’ın kararlılık kazanan uygulamasında kooperatifler tacir olarak kabul edilmemiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere, davalı taraf kooperatif olup, tacir niteliği taşımadığından, dava konusunun da kanunda özel olarak düzenlenen hallere girmediğinden 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesi gereğince davanın ticari dava niteliğinde olmadığı ve asliye ticaret mahkemesinin de davaya bakmakla görevli olmadığı, görevli mahkemenin genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesi olduğu kanaati hasıl olmakla mahkememizce görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, dava dilekçesinin görevsizlik sebebiyle REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dilekçe verilmesi halinde dosyanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK’nın 20.Maddesi uyarınca belirtilen süre içerisinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-HMK’nın 331. Maddesi uyarınca harç-vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair,davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …