Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1063 E. 2019/553 K. 24.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2017/1063
KARAR NO: 2019/553

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 04/12/2017
KARAR TARİHİ: 24/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Şti.’nin ortağı olduğunu, diğer ortağında icra dosyası borçlusu … olduğunu, müvekkilinin ortağı olduğu şirketin girmiş olduğu ekonomik kriz neticesinde bir çok icra takibine maruz kaldığını, müvekkilinin şirketin mali anlamda hiçbir verisine sahip olmadığından ayrıca mağdur olduğunu, şirketin kasasını ve mali verilerin diğer ortak borçlu…’in takip etmekte olup şirketin ekonomik zorluğa girmesiyle ortadan kaybolduğunu ve müvekkilinin alakalı alakasız birçok cebri icra takibi ile baş başa bıraktığını, yoğun şekilde maruz kalınan iş bu icra takiplerine karşı süresinde davalar ikame etme zamanı ve maddi imkanı bulamayan müvekkilinin bir kısım malvarlıklarını yok pahasına satıldığını ve cebri icra tehditleri nedeniyle fahiş bedeller de ödenmek durumunda kalındığını, müvekkilinin davalı alacaklı ile görüştüğünü ve kendisi hakkında hiçbirşey yapılamayacağına dair söz almış olmasına karşın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyalarından ötürü halen ikamet etmekte olduğu taşınmazı hakkında kıymet takdirinin 29/11/2017 tarihinde tebliği ile icra takip dosyalarının derdest olduğundan haberdar olduğunu, iş bu yapılan kıymet takdirleri ile müvekkili hakkında da takibe devam olunduğunu ve takip dosyası incelendiğinde ise takibe konu senette müvekkilinin imzasının olmadığını ve isminin ne için yazıldığının anlaşılamadığını, davalı alacaklı vekilinin takibe konu ettiği bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin ortağı …’in oyunlarına sahtecilikten ve haksızlığına maruz kalındığının izah edildiğini buna karşın alacaklı tarafça takibe devam olunduğunu, ayrıca takibe konu bonolarda kefil olarak görünen kimseler bakımından TTK gereği bononun asli unsurlarından olan adreslerde belirtilmediğini, gerek takibe konu bonodaki yazı ve imzaların gerek tatbike medar alınacak yazı ve imza örneklerinin, gerekse emsal imzaların yer aldığı yerlerden celbedilecek belgelerde mukayeseli yapılacak incelemenin de bonoda müvekkiline ait hiçbir imzanın olmadığını ve müvekkilinin sahi olarak borcunun da bulunmadrığını, bu nedenlerle İstanbul … Asliye Tcaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında da başka bir davalı alacaklının aynı şekilde imzası olmamasına karşın suiniyetli olarak müvekkilinin hakkında icra takibi yaptığını ve malvarlığında satışa gitmek istendiğini, açılan davada Mahkemece verilen 19/07/2017 tarihli ara karar gereğince davacı tarafından takibe konu bonodaki imza inkar edildiğinden imzası inkar olunan senetin herhangi bir işleme esas alınamayacağından HMK.m.209 maddesi gereği teminatsız olarak davanın tarafları arasında geçerli olmak üzere icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verildiğini, müvekkilinin mağduriyetinin önlenebilmesi için iş bu takipler bakımından da dava açma zaruretinin hasıl olduğunu, bu nedenlerle yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dosyası incelendiğinde müvekkiline 13/12/2017 tarihinde …borkod numaralı tebligatla dava dilekçesinin gönderildiğini, ancak tebligat memurunun adresin kapalı oluşu, komşuların bulunmayışı nedeniyle adreste oturup oturmadığının tespit edilemediğinden gerekçesiyle tebligatı mahemeye iade ettiğini, bunun üzerine Mahkemenin davalıya adresinden ayrılmış olup yeni adresi de bulunamadığından TK 35.maddeye göre dava dilekçesini tebliğe çıkardığını, söz k onusu tebliğ mazbatasının incelendiğinde tebligat memurunun 10/01/2018 tarihinde tebligatı kapıya astığının görüldüğü, TK 35.maddeye göre yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, TK 35.maddeye göre tebligat yapılabilmesi için daha önce aynı adrese kanunun gösterdiği usullere göre bir tebligat yapılmış olması gerektiğini, muhatabın bu adresini değiştirmesi halinde ise yenisini bildirmemiş ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilememiş olması gerektiğii, davalıya işbu dosyadan daha evvel usulüne uygun bir tebligat yapılmadığını, bilinen en son adresinin tebilgata elverişli olmadığının anlaşılması ve tebligat yapılamaması halinde muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin bilinen en son adresi kabul edildiğini ve tebligatın buraya yapılmasını, davanın kötü niyetli olduğunu, müvekkilin davalı aleyhine davacının açmış olduğu birçok dava olduğunu, müvekkilinin alacağının almasını engelleyerek sürüncemede bıraktığını, öncelikle maddi durumunun olmadığı iddiasının abestle iştigal olduğunu, zira halen oturmakta olduğunu ikrar ettiği…’de bulunan gayrimenkulünün 01/11/2017 tarihinde yapılan Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Talimat dosyasıyla alınan kıymet takdir raporunda değerinin 3.200.000,00TL olduğunun görüleceğini, davacının bu ikrarıyla da alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla 20/09/2013 tarihinde taşınmazı hacizli iken … adlı 3.kişiye devrettiğini kabul ettiğini, taşınmaz üzerindeki haciz devam ettiğinden taşınmazın satışı için 2 defa kıymet takdiri istendiğini, ilk kıymet takdirinin 02/08/2016 tarihinde borçlu …’a tebliğ edildiğini, davacı …’ın borçlarını sürüncemede bırakmak amacıyla birçok dava açtığını, maddi imkanı olan müvekkilini yıldırmaya çılıştığını, hakkındaki dosyalardan belgelerden anlaşılacağı üzere icra dosyalarından hakkında usulüne uygun tebligat yapıldığını, ayrıca avukatı …’nın icra takip dosyalarına vekaletini koyarak 30/11/2012 tarihinde fotokopi aldığını, bu dilekçe öncesinde usulüne uygun tebliğ yapılıp takibin kesinleştirilmiş olduğunun açık olduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … ve … Esas sayılı dosyaları incelendiğinde takip konusu kambiyo senetlerindeki imzaların davacı …’a ait olduğunun anlaşılacağını, davacının dava dilekçesinde borcunu zımmen ikrar ettiğini, takip konusu senetlere karşılık olarak 11/08/2011 tarihinde 5.000,00TL ödeme gönderildiğine dair banka dekontu olduğunu iddia ettikleri evrağı sunduklarını, ancak müvekkile böyle bir ödemenin hiçbir zaman yapılmadığını, dekonttaki lehtarın alıcı adı incelendiğinde Şeref Kocihan yazdığı, müvekkil davalının adının ise … olduğunun açık olduğunu, davacı borçlu hakkında kesinleşen takiplere konu senetler altındaki imzalara itiraza ilişkin uşbu menfi tespit davasının açıklanan nedenler kapsamında Medeni Kanun’un 2.maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ilkesine aykırılık nedeninden hakkın k ötüye kullanılmasını teşkil eden işbu davanın reddini, yargılma giderleri ve vekalet ücretinin davacı borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince imza incelemesi yapılmak üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, 27/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; inceleme konusu senetlerden 31/01/2011 tanzim tarihli olanında üç farklı tarzda atılmış birer adet imza bulunduğu, bu imzalardan hiçbirisinin mukayese imzaları temin edilen …’ın mukayese imzaları ile haricen dahi benzerlik göstermediği, senetlerden 30/09/2010 tanzim tarihli olanında ise birbirinden farklı tarzda atılmış ikişer adet imza bulunduğu, bu imzalardan senedin imza içeren bölümünün sol iç yan kısmında yer alan imzalar ile …’ın mukayese imzaları arasında haricen dahi benzerlik görülmediği, senedin imza içeren bölümünün sağ dış yan kısmında yer alan iki adet imzanın ise eliptik tarzda yapılmış “O” benzeri bir yanın tersimi ile başladıkları, bu imzaların el kaldırma sonrasında hemen yan taraf orta kısımdan başlayarak yapılan iki adet “u” benzeri ara grama ile devam ederek iri ebatlı majiskül “Ş” harfine benzeyen bir figür ile sonlandığı; imzalara birisi alt uçta diğer iüst uçta yer alacak şekilde kısa kavisli hat tarzında ikişer adet diakritik eklenmiş olduğu, her iki inceleme konusu imzanın birbirinden kısmi farklılık göstermesinin samimiyet delili olduğunun saptandığı, …’a ait imzalarının söz konusu senetlerin keşide tarihinden önce farklı amaç için atılmış bir adet belge aslı, bir adet belge fotokopisinden ve olay sonrasında atılmış dört adet belge aslı ve iki adet belge fotokopisi ile iki adet istiktab tutanağından oluştukları, bu imzaların birbirleri ile kısmi polimorfizm göstermekle birlikte benzer ve uyumlu imzalar oldukları, imzaların eliptik tarzda yapılmış majiskül “O” benzeri bir yapı ile başladıkları el kaldırma sonrasında hemen yan taraf orta kısımdan başlayarak yapılan iki ade “u” benzeri ara grama ile devam ederek iri ebatlı majiskül “Ş” harfine benzeyen bir figür ile sonlandıkları, imzalara birisi alt uçta diğeri üst uçta yer alacak şekilde kısa kavisli hat tarzında ikişer adet diakritik eklenmiş olduğunun saptandığı, inceleme konusu senetlerden 31/01/2011 tanzim tarihli olanında üç farklı tarzda atılmış birer adet imza bulunduğu, bu imzalar ile …’a ait mevcut mukayese imzaları arasında haricen dahi bir benzerlik bulunmadığı gibi grafolojik tanı unsurlarından tersim tarzı işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından da hiçbr benzerlik saptanmadığından söz konusu senette yer alan imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadıkları, inceleme konusu senetlerden 30/09/2010 tanzim tarihli 10.000TL bedelli olanında iki farklı tarzda atılmış ikişer adet imza bulunduğu, bu imzalardan inceleme konusu imzalar adı altında belirtilen iki adet imza ile …’a ait mevcut mukayese imzaları arasında işaret edilen hususlar ve grafolojik tanı unsurlarından tersim tarzı, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir hız ve baskı derecesi bakımından benzerlir ve uyum saptandığından söz konusu senette yer alan bu iki adet imzanın …’ın eli ürün oldukları kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … ve . … esas sayılı takip dosyalarında takibe konulan senetlerdeki imzaların kendisine ait olmadığı iddiasıyla davacı takipten dolayı borçlu olmadığını iddia etmekte olup yaptırılan imza incelemesi sonucu bilirkişi raporuna göre İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takibine konu 31/01/2011 keşide tarihli senet üzerindeki imzanın davacı …’ın eli ürünü olmadığı ve tersim tarzı, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar bulunduğu, senetteki lehdar ve basiretli tacir gibi hareket etmesi gereken ciranta yönünden ileri sürülebilecek mutlak defilerden olduğu anlaşıldığından bu icra dosyası yönünden davanın kabulüne ve takibe dayanak bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiş; ancak raporda İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına konu 30.09.2010 keşide tarihli senet üzerindeki imzanın davacı …’ın eli ürünü olduğu tespit edildiğinden bu senet yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davacı vekili, İstanbul … İcra Müdürlüğünün… sayılı icra takibinden önce müvekkilinin ortağının oğlu tarafından davalı tarafa 10.000 TL lik senede mahsuben 5.000,00 TL ödeme yapıldığını iddia etmiş ise de; sunulan dekont suretinde lehdarın Şeref Kocihan olduğu, davalının adının ise … olduğu; bu bağlamda davalıya yapılan bir havale olmadığı anlaşılmakla davacının iddiası kabul edilmemiştir.
Davacı kötüniyet tazminatı talep etmiş ise de şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin ve dava sırasında bir ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden davalının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın Kısmen Kabülu ile;
1-Davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takibine kanu 31/01/2011 keşide 30/03/2011 vade tarihli 19.247,72TL bedelli senetten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün… sayılı icra takibinde borçlu olmadığına yönelik talebinin reddine,
3-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Dava sırasında bir ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden davalının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan alınması gereken 1.314,82TL harçtan peşin alınan 513,90TL’nin mahsubu ile eksik kalan 800,92TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 549,90TL (31,40TL BH, 513,90TL PH, 4,60TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 903,50TL(800,00TL bilirkişi ücreti, 103,500TL tebliğ ve müzekkere masrafı) yargılama giderinin davanın kabul red oranına göre takdiren 577,90TL’sinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.725,00TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.275,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE;
9-Davalı tarafından yapılan toplam 6,50TL yargılama giderinin davanın kabul red oranına göre takdiren 2,35TL’sinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
10-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır