Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1060 E. 2022/351 K. 03.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1060
KARAR NO :2022/351

DAVA:ALACAK
DAVA TARİHİ:01/12/2017
KARAR TARİHİ:03/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22.09.2017 tarihinde müvekkili şirketin bilgisi dışında, … Bankası … E-5 Şubesindeki … İban nolu hesabından kredili mevduat hesabı da kullanılarak 68.400,00 TL. Yine müvekkilin … Bankası … Şubesine ait … nolu hesabına aktarıldığı, burdan da 68.703,00 TL. Olarak müvekkilin hiçbir ticari ilişkisi bulunmadığı ve tanımadığı …’ın … nolu hesabına aktarıldığını, aynı gün müvekkilinin … … şubesindeki … nolu hesabından müvekkilinin yukarıda yazılı… Bankası Hesabına 10.000,00 TL aktarılmış olduğu, buradan da 18.320,00 T olarak yine …’a ait yukarıda belirtilen hesaba aktarıldığı, yapılan bu işlemler sonucu müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında toplam 87.023,00 TL mağduriyeti bulunmakta olduğunu, müvekkilinin aynı gün bilgisi ve rızası dışında yapılan bu işlemleri öğrenir öğrenmez ilgili banka şubelerine başvurarak söz konusu eft işlemlerinin bilgisi dışında yapıldığını, giden paraların hesabına iade edilmesini şahıs ve şirket hesaplarına bloke konulmasını talep ettiği ve … Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet dilekçesi verilerek paranın aktarıldığı hesaba bloke konulması talep edilmiş ise de aynı gün paraların …’a ait yukarıda iban numarası yazılı … A.Ş. … Şubesine aktarıldığı ve … … Şubesinden ve … … … şubesinden çekilmiş olduğu öğrenildiğini, Eft işlemlerinde gerekli güvenlik önlemlerini almayan banka sorumlu olup, müvekkil paranın iadesini istemiş ancak … Tarafından verilen 04.10.2017 tarihli ve … tarafından verilen 28.10.2017 tarihli cevap yazıları ile iade edilemeyeceği bildirildiğini, davalılar, güvencesi altında olan paraya yeterli ve günün şartlarına uygun güvenlik önlemleri almadığı için kusurlu olduğunu, müvekkili tarafından verilmiş ıslak imza veya elektronik imza bulunmadığından yapılan hırsızlıktan davalılar hukuken sorumlu olduğunu, T.C. … Bankası’ndan …’ın hesabına aktarılan 68.703,00 TL.’ndan, 68.400,00 TL’nin davalılardan … Ve …’den müştereken ve müteselsilen 22.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiline, 303,00 TL’sının davalılardan T.C. … Bankasından 22.09.2017 tarihinden itiraben işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiline, … Bankasından …’ın hesabına aktarılan 18.320,00 TL’nin, davalılardan …’den 22.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Barıkası A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu işlemlerin mobil bankacılık/internet bankacılığı sureti ile gerçekleştirildiği, bu doğrultuda tek kullanımlık şifrelerin davacının telefon numarasına gönderildiği, şifre gizliliğinin davacının sorumluluğunda olduğundan müvekkili bankaya kusur izafe edilemeyeceği, müvekkili bankadan dava dışı … hesabına 68.703.00 TL aktarıldığının gözükmediği, davacı tarafından da bu durumun ikrar edildiği, 68.703.-TL nin diğer davalı bankadan dava dışı … adına gönderildiği iddiası nazara alındığında müvekkili bankaya herhangi bir kusur izafe edilemeyeceği, öne sürülmekte ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu işlemlerin davacının … İstanbul Şubesi … no’lu hesabından 22.09.2017 tarihinde müvekkil bankanın internet bankacılığı aracılığıyla gerçekleştirildiğinin tespit edildiği, SMS lerin tamamının davacı adına kayıtlı … numaralı telefona başarılı olarak gönderildiği, telefon numarasının olaydan sonra 27.09.2017 tarihinde değiştirilmiş olarak gözüktüğü, telefon numarasının firma yetkilisi Kemal Yılmaztürk adına kayıtlı olduğu ve kayıt tarihinin 10.09.2014 olduğu, olaydan 5 gün sonra davacının telefonlarını değiştirmesinin Mahkememizce dikkate alınması gerektiği, davacının özel şifre/kod gibi hassa bilgilerin yine davacı tarafından korumaması suretiyle itiraz konu işlemlerin gerçekleştirildiği, bu nedenlerde davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 23/10/2019 tarihli ara karar ile iddia ve savunma hudutları doğrultusunda dosya içeriği delil ve belgeler üzerinde davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
13/04/2021 tarihli raporunda bilirkişi; davalı …Ş.’nin somut olayda kusurlu ve sorumlu olduğu ve davacının (86.720,00-10.000,00-300,00) =76.420,00 TL üzerinden davalı …Ş.’nin alacaklı olduğu, davalı …Ş.’nin ise olaydan sorumluğunun hesaba gelen 68.400,00-hesaptan giden 68.700,00)=300,00 TL ve 3,00 TL EFT masrafı üzerinden 303,00 TL tespit ve kanaatine varıldığı, davacının dava dışı … Bankası A.Ş. Nezdinde ki hesabından çekilmiş olan 10.000,00 TL ile ilgili olarak bir önerimiz bulunmamakta olduğu, bu tutarın davacının davalı … Bankasındaki hesabına aktarılarak çekilmiş olduğu, davalı … nezdinde ki mevcut bir bakiye kaynaklı olmadığı, dava dışı … Bankası’ndan geldiği, bu nedenle 10.000,00 TL’den… bankasından sorumlu tutulması imkanı söz konusu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce bu kez 26/10/2021 tarihli bilirkişi raporuna itirazlar doğrultusunda, itirazların tek tek değerlendirilmesi amacıyla ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
18/01/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda; 13.04.2021 tarama tarihli kök raporumuzda gerekli olan tüm bilgiler verilmiş ve gerekli tespitler hiç bir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde yapıldığı, geçen yaklaşık 15 yıllık süreçte 2004 yılından bu yana aynı konularda tanzim etmekte olduğu raporlarımızdan, tarafları ve Mahkemeleri yıllardır meşgul eden internet tabanlı dolandırıcılıklarda ( internet bankacılığı + internette alış veriş 3D Secure işlemlerinde ) ülkemizdeki bankaların:ya kamu otoritesinin zorlamasıyla ( BDDK – Tek kullanımlık Şifre ) ya da Yerleşik Yargıtay kararları ile davaların kaybedilmesinden sonra ( SIM Kart Değişiklikleri ) tedbir aldıkları bilinmekte olduğu, zaten BDDK tarafından hazırlığı uzun yıllar devam eden ve 01.07.2020 tarihinde yürürlüğe girmiş olan yeni Bankaların Bilgi Sistemleri ve Elektronik Bankacılık Hizmetleri hakkındaki Yönetmeliğin Kimlik Doğrulama ve İşlem Güvenliği başlıklı 34 üncü maddesi ile: banka, SIM kart değişikliği gerçekleştirmiş veya numara taşıma yoluyla elektronik haberleşme işletmecisini değiştirmiş müşterilerini Türkiye’de yerleşik mobil haberleşme işletmeleriyle gerekli entegrasyonu sağlayarak SMS OTP göndermeden önce belirler ve ilgili müşterilere, değişiklikler teyit edilmediği müddetçe, değişikliğin yapıldığı tarihten itibaren 90 gün boyunca elektronik bankacılık hizmetleri sunulurken SIM karta dayalı unsur kimlik doğrulama unsuru olarak kullanılamayacağı, değişiklikler teyit edilirken iki bileşenli kimlik doğrulama kullanılmaksızın gerçekleştirilen her türlü işlem için, gerçekleştirilen işlemlerin müşteri tarafından yapıldığını ispat etme yükümlülüğü bankaya ait olduğu, dinamik şifre, yıllardır hatta günümüzde dahi ( oltalama – phishing – olaylarında ) statik bilgiler bir şekilde çalınabildiği için ihdas edildiği, elbette SIM kart değişikliğinin ve dolandırıcılığın bizzat davacının yapmış olması olasılığı mevcut olduğu, ancak böyle bir iddianın ispat külfeti davalı bankanın üzerinde olduğu, böyle bir suç duyurusu ve mevcut CBS ve Ceza Yargılaması sürecinde müdahil olunduğuna dair bir bilgi veya belge de gözükmediği, Ceza yargılaması sürecinde sanık ile davacı şirket arasında bir ilişki olduğuna dair bir tespit de bulunmadığını, gerek davacının gerekse davalının itiraz dilekçelerinde öne sürdükleri hususlar kendi takdirleri ve görüşleri olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Açılan davada uyuşmazlığın, davacının banka hesabındaki paranın başka bir banka hesabına aktarılması ve adına kredi kullanılması işlemlerinde davacı-davalı banka sorumluluğu, davacının rıza dışında yapıldığı iddia olunan bu işlemler nedeniyle davalı bankanın kusuru olup olmadığı noktasında toplanmış olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi raporunda özetle; davaya konu olayda davacı şirketin davalı banka sisteminde tanımlı cep telefonu numarası gibi bilgilerinin usülsüz EFT işlemlerini gerçekleştiren üçüncü kişi ya da kişilerce elde edilmiş olabileceği kuvvetle muhtemel olduğu, SİM kart değişikliği işlemlerinin tespit edildiği, davacının telefon hattında sahte bir kimlikle SIM kart değişikliği yapılmasını engelleyecek bir tedbir alabilmesnin söz konusu olmadığı, bir başkasının üçüncü şahısları ve bilgi işlem sistemlerini kendisinin söz konusu kişi olduğuna ikna ederek yanılmasında o şahsın çıkarlarına zarar verip kendisine çıkar sağlamasına ya da dolandırıcılığa olanak verecek bilgilere ulaşmasına kimlik hırsızlığı veya kimlik avı denilmekte olduğu, kimlik hırsızlığının başlıca yöntemleri ” kimlik kartı çalmak, posta kutusundan yada çöp kutusundan belge çalmak vep telefonundan veya bilgisayardan dosya kopyalamak gibi, davalı banka giderek artış gösteren internet bankaclığı dolandırıcılık olaylarını göz önüne alarak müşterisinin kişisel bilgilerinin ele geçirilmesi ihtimaline karşın etkin ek güvenlik önemlerinden bir yada bir kaçını kendisinin ve müşterisinin kullanımını zorunlu hale getirmeyerek müşterinin tercihine bağlı olarak sunmak suretle objektif özen yükümlülüğünü yerine getirmediği kanaatinde olduğunu, bu sebeplere bağlı olarak davalı …Ş.’nin somut olayda kusurlu ve sorumlu olduğu ve davacının (86.720,00-10.000,00-300,00) =76.420,00 TL üzerinden davalı …Ş.’nin alacaklı olduğu, davalı …Ş.’nin ise olaydan sorumluğunun hesaba gelen 68.400,00-hesaptan giden 68.700,00)=300,00 TL ve 3,00 TL EFT masrafı üzerinden 303,00 TL tespit ve kanaatine varıldığı, davacının dava dışı … Bankası A.Ş. Nezdinde ki hesabından çekilmiş olan 10.000,00 TL ile ilgili olarak bir önerimiz bulunmamakta olduğu, bu tutarın davacının davalı sonuç ve kanaatine varmıştır.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/15712, Karar No : 2016/6776 sayılı ilamında; “Dava, davacıya ait kredi kartından talimatı dışında para çekildiği iddiasıyla açılmış tazminat istemine ilişkindir. Bankalar güven kuruluşu olduğundan mudilerinin paralarını korumakla yükümlü olup, bunun için gerekli teknik koruma tedbirlerini almak zorundadırlar. En hafif kusurlarından dahi sorumludurlar.” içtihadına yer verilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/11274, Karar No: 2012/15218 sayılı ilamında da “Davalının hesabından internet yolu ile internet sitesinden onun rızası olmaksızın İnternet aracılığı ile kontör alımı yapılması şeklinde gerçekleşen somut olayda, davalıya yüklenebilecek bir kusur somut delillerle kanıtlanabilmiş değildir. Davacı bankanın, İnternet Bankacılığında günümüzün en son teknolojik gelişmelerinden yararlanmak suretiyle alması gereken güvenlik tedbirlerinin tümünü almamış olduğu, bundan dolayı davacının İnternet Bankacılığı sisteminde güvenlik zafiyeti oluştuğu bilirkişi raporunda yer alan açıklamalardan anlaşılmaktadır. Bankalar objektif özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden doğan hafif kusurlarından dahi sorumludur. Sadece davalıya veya yetkili kıldığı kişiye ödeme yapmakla borcundan kurtulması mümkün olan bankanın davalının hesabından çekilen paranın tamamından sorumlu tutulması gerekir. Davalının izni ve bilgisi dışında hesabındaki paranın 3.kişi tarafından sahtecilik yoluyla başka bir hesaba aktarılarak çekilmesi vakıası, bankanın objektif özen yükümlülüğünün ihlali ile meydana gelen zarar arasında uygun illiyet bağının kurulmasına yeterli olan olgular olup, B.K.nun 100.maddesi hükmünün koşulları oluşmuştur.” şeklinde karar verilmiştir.
Yine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Esas No : 2011/6638, Karar No : 2012/13490 sayılı kararında da “Bankalar kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlüdür (4491 Sayılı Yasa ile değişik 4389 Sayılı Bankalar Kanunu 10/4 ve 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 61.maddesi). Bu tanımlamaya göre, mevduat sözleşmesi ödünç ile usulsüz tevdi sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgü bir sözleşmedir. Yine BK.’nun 306 ve 307. maddeleri uyarınca ödünç alan, akdin sonunda ödünç verilen parayı eğer kararlaştırılmışsa faizi ile birlikte iadeye mecburdur. Aynı Yasa’nın 472/1. maddesi uyarınca usulsüz tevdide paranın nef’i ve hasarı mutlak şekilde saklayana geçtiği için ayrıca açıklamaya gerek kalmadan saklayan bu parayı kendi yararına kullanabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, usulsüz işlemle çekilen paralar aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup, dolandırıcılık eylemi müşteriye değil bankaya karşı gerçekleştirilmekte ve mevduat sahibinin bankaya karşı alacağı aynen devam etmektedir. Usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde ispatlandığı takdirde mevduat sahibinin müterafık kusurundan söz edilebilir ve banka bu kusur oranı üzerinden hesap sahibinin alacağından mahsup talebinde bulunabilir. Ancak davalı bankanın olay tarihinde mevcut teknolojik imkanlar çerçevesinde, paranın ele geçirilmesini engellemek için gerekli güvenlik önlemlerini alması gerekmektedir. İnternet bankacılığı hizmeti sunan bankaların asli borcu, elektronik bankacılık işlemlerinin güvenle yapılabilmesini sağlamaktır. Birer güven kurumları olan bankalar, aldıkları mevduatları sahtecilere karşı özenle korumak zorundadırlar. Bu nedenle de hafif kusurlarından dahi sorumludurlar. Somut olayda, davacıya ait para, davalı bankaya karşı gerçekleştirilen sahtecilik işlemi ile hesaptan bir başka hesaba havale edilmiş olup, bu durum davalı bankayı aldığı mevduatı iade etme yükümlülüğünden kurtarmayacağı gibi, ispat yükü kendisinde olan davalı banka, davacıya vermiş olduğu şifre ve parolanın davacının kusuru ile ele geçirildiğini de kanıtlayamamıştır. Davalının internet bankacılığında kendisinin ve müşterilerinin güvenliğini sağlayacak enstrümanların kullanılmasını zorunlu kılmayıp, somut olayda davacının inisiyatifine bırakması da zararın doğmasında başlıca etken olup, davalı bankanın zarardan tek başına sorumlu bulunduğu açıktır.” kararı mevcuttur.
Davacı vekiline, talep sonucunu çelişkiye yer bırakmayacak şekilde açıklaması için Hmk .31 gereğince süre verildiği, davacı vekilinin de bu konuda beyanda bulunduğu görülmüştür.
Tüm dosya muhteviyatı, teknik ve bankacılık alanında uzman bilirkişi tarafından yapılan tespitler hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının 05323240407 numaralı telefon hattına yeni bir sim kartı alınarak üçüncü kişiler tarafından davacının internet bankacılığına giriş yaptıkları bu suretle davacı … hesabından 68.400,00 TL , … Bankası hesabından 68.703,00TL, … hesabından 10.000,00TL havale ve EFT işlemleri yapılıp davacının zarara uğratıldığı, bu hususta ceza soruşturmasının da bulunduğu, hesabın bulunduğu davalı bankanın teknolojik imkanlar çerçevesinde, paranın ele geçirilmesini engellemek için gerekli güvenlik önlemlerini alma, internet bankacılığı hizmeti sunan bankaların asli borcunun elektronik bankacılık işlemlerinin güvenle yapılabilmesini sağlamak olması ancak bankanın objektif özen yükümlülüğünü ifa etmediği ve en hafif kusurundan dahi sorumlu tutulmaması gerektiği, davacının zararın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunduğunun davalı taraflarca ispat edilemediği, somut olayda 3 ayrı bankadan havale ve EFT işlemleri yapıldığı, davacının davadışı diğer banka olan Vakıfbanka karşı davasını yöneltmediği, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklanmış olması nedeniyle … havale edilen 10.000,00TL’den de diğer bankaların müteselsilen sorumlu olduğu anlaşılmakla açılan davanın haklı olduğu, kısa kararda sehven davanın kabulüne dendiği davanın 87.023,00TL üzerinden açıldığı aşkın talep nedeniyle davanın kısmen kabulü ile Davalı …Ş. yönünden 86.720,00 TL’nin (davalı … 68.400,00 TL’sinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak üzere) 22/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı …Ş. yönünden 68.703,00 TL’nin (davalı … 68.400,00 TL’sinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak üzere) olay tarihi 22/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davalı …Ş. yönünden 86.720,00 TL’nin (davalı … 68.400,00 TL’sinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak üzere) 22/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı …Ş. yönünden 68.703,00 TL’nin (davalı … 68.400,00 TL’sinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak üzere) 22/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 5.923,84-TL nispi karar harcından peşin alınan 1.486,14-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.437,70-TL harcın davalılardan (davalı …Ş.’nin tamamından, davalı …Ş.’nin 3.515,54-TL kısmından sorumlu olmak üzere) tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 1.373,20-TL ( 950,00-TL BK ücreti, 423,20-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 1.368,42-TL’nin davalılardan (davalı …Ş.’nin tamamından, davalı …Ş.’nin 1.084,06-TL kısmından sorumlu olmak üzere) alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam ‭1.522,14‬-TL ( 31,40-TL BH, 1.486,14-TL PH, 4,60-TL VH ) harcın davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 12.073,60 -TL vekalet ücretinin davalılardan (davalı …Ş.’nin tamamından, davalı …Ş.’nin 9.564,70-TL kısmından sorumlu olmak üzere) alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Davalı …Ş. tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 6,50-TL tebliğler ve posta yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren 0,02-TL’nin davacıdan alınarak, davalı …Ş.’ye verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 303,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALI …Ş.’ye VERİLMESİNE,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALI …Ş.’ye VERİLMESİNE,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır