Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1052 E. 2019/74 K. 12.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1052
KARAR NO : 2019/74
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 10/08/2016
KARAR TARİHİ: 12/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket nezdinde …poliçe numarasıyla İnşaat Ali Risks Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan …A.Ş’nin yapımı devanı etmekte olan Aşmalı Bahçeler konut inşaatında 26.02.2016 tarihinde …marka su tesisat malzemeleri ile yangın ve kalorifer tesisatına ait malzemelerin çalındığını, davaya konu şantiyenin davalı …Hizmetleri tarafından korunduğunu, Güvenlik şirketinin hırsızlık girişimlerine karşı tüm önlemleri almak ve etkisiz kılmakla, hırsızlık girişimlerini azaltıcı şekilde işyeri sahipleri ile etkin koordinasyon kurmakla görevli olduğu gibi, bütün bunların üstlenilen işin doğasının zorunlu gerekleri kapsamında olduğunu, davalının bu yükümlülüklere aykırı davrandığını ve davaya konu hasarın meydana geldiğini ve davalı yanın bu hasardan sorumlu bulunduğunu, müvekkili şirkete vaki hasar ihbarına istinaden yapılan ekspertiz raporuna binaen toplam 92,468,88-TL’lik hasar bedeli müvekkili şirketçe sigortalısına ödendiğini, yapılan bu ödeme neticesinde müvekkili şirket TTK. 1472 gereği sigortalısının haklarına halef olduğunu, müvekkili şirket tarafından, sigortalıya hasar tazminatı ödendikten sonra hukuki halefıyet gereği davalıdan rüeu yazısı ile meydana gelen hasarın karşılanmasının talep edildiğini, ancak davalı tarafından hasara ilişkin olarak herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkili şirketçe işbu hasarın karşılanmasına yönelik tüm müracaatların sonuçsuz kalmış olması nedeni ile iş bu davayı açma zarureti hasıl olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile, rücuen tazminat alacağı olan 92.468,88 TL’nin ödeme tarihli olan 29.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 07.10.2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; işyerinde verilen hizmetin danışmanlık hizmeti olup, danışman işçiler 5188 sayılı yasaya tabi olmadıklarından zor kullanma yakalama gibi yetkileri bulunmadığını, davalı müvekkilin vuku bulan hırsızlık olayında herhangi bir kusuru veya illiyet bağı bulunmadığını, olayın meydana geldiği işyeri … A.Ş.’nin de davaya dahil edilmesini talep etiklerini, davaya konu inşaat alanında… marka su tesisatı yangın ve kalorifer işlerini taşeron firma olan…A.Ş.’nin yürütmekte olduğunu, müvekkil güvenlik şirketi ile dava dışı sigortalı arasında imzalanan sözleşme dikkate alındığında sözleşmede taşeron işçilerin denetlenmesi veya inşaat malzemelerinin korunması veya muhafazasına ilişkin hiçbir hüküm bulunmadığını, kaldı ki eksper raporunda da değinildiği üzere;… marka tesisat malzemeleri ile yangın ve kalorifer tesisatına ait malzemelerin muhafaza edildiği depo mevcut olmasına rağmen çalınan malzemelerin depoda tutulması sonucu çalınmasının sorumluluğunun müvekkil firma çalışanlarına yükletilemeyeceğini, taşeron işçilerinin kullandığı tesisat malzemelerinin muhafazası ve korunmasının müvekkil firma çalışanlarına yükletilen bir sorumluluk olmayıp iş tanımında da yer almadığından hırsızlığa konu malların çalınmasından müvekkil firmanın sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığını, Avrasya Sigorta şirketinin sadece davacıyı haklı çıkarmak için yanlı rapor tanzim etmiş özel bir şirket olduğunu, depoda çalındığı iddia edilen malların değerinin oldukça afaki yazıldığını, özel bir şirketten alman eksper raporunu kabul etmediklerini, birinci sınıf eşya gibi hesaplandığını, emsal alman bedellerin değerinin neye göre hesaplandığı, nereden alındığının çalındığı iddia edilen malların adedinin nasıl belirlendiğinin belli olmadığını, 92.468,88 TL bedelli ödeme makbuzunun sigortadan celbini talep ettiklerini, çalınan malların miktarının hırsızlık yapıldığı iddia edilen şirketin beyanı üzerine yazıldığını, savcılık karakol tutanakları sunulmadığını, çalındığı iddia edilen eşyaların bedellerini gösteren makbuzların dosyada mevcut olmadığını, celbini talep etiklerini, müvekkili şirketin olayda kusurunun olmadığını, şantiye alanı 35-40 dönümlük bir arazi olduğunu, şantiye alanında her yerden içeri giriş yapılmakta olup, istinat duvarlı tel örgüler hiçbir güvenlik tedbiri …A.Ş. tarafından alınmadığını, yeterli sayıda güvenlik görevlisi çalıştırılmadığını, gerekli risk analizi yapılmadığını, müvekkili firmanın sadece 1 girişte danışman çalıştırdığını, diğer girişlerin işveren …A.Ş tarafından açık tutulduğunu, güvenlik hizmeti verilen …A.Ş güvenlik alanında yeterli sayıda güvenlik görevlisi çalıştırmamış olup 40 dönümlük geniş bir alandaki şantiyenin 2 tane danışma çalıştırmasının yeterli olmadığını, kaldı ki güvenlik hizmeti verilen firmanın hırsızlığa karşı kamera ve alarm sistemi kurmak zorunda olup yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmediğini, güvenlik alanına kamera kaydı kurdurmadığını, güvenlik alanında çevre emniyeti sağlanmamış yüksek duvarlar olmadığı gibi şantiye içerisinde çalışan taşeronlara kimlik kartı da verilmediği gibi baretli ve yelekli kişilerin içeri girdiğini, davalının taşeron firma olan …A.Ş mallarını denetleme gibi bir yetkisi de bulunmadığını, taraflar arasında böyle bir sözleşme olmadığını, inşaat ve montaj malzemelerine ilişkin hırsızlık hasarlarının Önlenebilmesi için bu malzemelerin kapalı depolarda kilit altında tutulması ve taşeron firmanın kendi çalışan bir personelinin de bu malların korunmasında görevlendirilmesi gerektiğini, müvekkilinin kusur sorumluluğunun olmadığının tüm bu beyanlar ile de sabit olduğunu, açık ve kapalı alanlarda hırsızlık sonucunu doğurabilecekken muhafaza edilmemesinden müvekkili firmanın sorumlu tutulamayacağını, müvekkili ile çalınan mallar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunmadığını, çalman malların taşeron firmanın zimmetinde olduğunu, 31.03.2016 tarihli…Şti. tarafından düzenlenen ekspertiz raporunda inşaattan sorumlu mekanik tesisat sorumlusu …İfadesinde ‘’Sabah saat 06.45 sıralarında şantiye giriş kapısının ve güvenlik kulübesinin önüne park ettim. Aşağı indiğimde mekanik taşeronumuz olan” … TESİSAT’’ firmasının deposunun önünde beyaz renkli araç gördüm. Bu aracın burada ne işi olduğunu sordum, Güvenlik görevlileri taşeron şirkete ait olabileceğini söylediler. Taşerona ait olup olmadığını görmek için depoya giderken beyaz bir araçla yanından hızla geçip gittiğini” beyan ettiğini, hasar tespiti bölümünde ise olayın meydana geliş şekli detaylıca anlatılmış olup personellerinin kusuru olmadığının açıkça ortada olduğunu, 26/02/2016 tarihinde … plakalı …transit kapalı kasa minibüs araç aşmalı bahçe projesinin girişine geldiği beyan edilmektedir, sadece İnşaatta çalışanların beyanlarına göre bu şahısların hırsızlık yaptığı iddia edildiğini, bu nedenle soyut iddialar neticesinde müvekkil firmanın güvenlik açığı olduğu ileri sürülerek mesnetsiz iddialar ile müvekkil firmanın itibarı zedelendiğini, hırsızlığın kim ya da kimler tarafından ne şekilde yapıldığı ve hatta gerçekleşen hırsızlık olayının vuku bulup bulmadığı dahi kesin olarak tespit edilmediğini, dolayısıyla kanıtlanamayan hırsızlık olayına ilişkin soyut ithamlar ile müvekkilden 92.468,88 TL haksız menfaat elde edilmeye çalışıldığını, hırsızlık olayının meydana gelmesinde müvekkil firmanın hiçbir kusuru olmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri uyarınca personellerinin kimlik kontrolü yapacağı hususunda hiçbir ibare bulunmadığını, işveren taşeronlara kimük kartı dahi vermediğini, davalının 5188 sayılı yasanın 7. maddesi uyarınca özel mülklerde kimlik sorma yetkisi bulunmadığını, sözleşme serbestisi gereği taraflar karşılıklı olarak günün şartlarına vc tarafların ihtiyaçlarına göre sözleşme içeriğini serbestçe kararlaştırabileceklerini, bu durumda dava dışı sigortalı ile davalı müvekkil tarafından imza altına alınan sözleşmede yer alan tüm şanlara müvekkil tarafında riayet edilmiş olup belirlenen standartlarda danışmanlık hizmeti dava dışı sigortalıya sağlandığını, müvekkiline zimmetlenen veya teslim edilen herhangi bir eşya veya malzeme olmadığını, hal böyleyken İnşaatta kullanılmak üzere temin edilen malzemelerin korunması görevi müvekkil firma çalışanlarına tanımlanmış bir görev olmadığından söz konusu malzemelerin çalınmasından müvekkilin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını inşaat alanında çalışan taşeron firma mevcut olduğundan, inşaat malzemelerini koruma görevi taraflar arasında imzalanan sözleşmede yer almadığından müvekkilin doğan zarardan sorumlu tutulmasının hukuka ve yasal mevzuata aykırı olduğunu, bu nedenle vuku bulan hırsızlık olayı ile ilgili ne müvekkil firmanın ne de çalışanlarının hiçbir ihmal ve/veya kusuru bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, rucüen tazminatın varlığı ve miktarı açısından yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti dosyaya sunduğu 15/10/2018 tarihli raporda ” 1- Dava dışı sigortalı …A.Ş. ile arasında kurulmuş bulunan güvenlik hizmetleri sözleşmesi gereğince hırsızlık girişimlerine karşı tüm önlemleri almak ve etkisiz kılmakla görevli ve yükümlü olan davalı güvenlik şirketinin, İşbu koruma ve önleme edimini yerine getirmediği, hırsızlık olayının yol açtığı zarardan sorumlu bulunduğu, 2- Davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalıya ödediği 92.468,88 TL’lik hasar bedelini halefiyet ilkesi gereğince davalı güvenlik şirketinden talep edebileceği kanaatine ulaşmıştır.” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava rücuen tazminat davası olup davacı sigorta şirketi sigortalısı olan …A.Ş.’nin inşaatında 26.03.2016 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı nedeniyle sigortalısına 92.468,88 TL ödeme yapmış olup, halefiyet kuralı gereği ödediği bedelin rücuen tahsilini davalıdan talep etmektedir. Dava dışı …A.Ş. İle davalı şirket arasında 01.07.2011 tarihinde yüklenici sözleşmesi imzalanmış olup davalı güvenlik şirketi, sözleşmenin danışmanlık hizmeti içerdiğini iddia etmekte ise de sözleşmenin 2. Maddesi incelendiğinde Asmalı Evler kapsamındaki inşaat alanı ve kamp alanında can ve mal güvenliği ile her türlü tesis ve malzemenin korunması için danışma, yönlendirme ve gözetim hizmetini üstlendiği, hırsızlık olaylarına karşı koruma ve engel olma edimlerini yerine getirmek zorunda olduğu, sözleşme hükümlerinin açık ve net olduğu, buna göre hırsızlık olayına karşı önleyici önlemleri almakla yükümlü bulunan davalı güvenlik şirketinin edimini gereği gibi yerine getirmemiş olması nedeniyle haksız fiilden sorumlu olup davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen bedelden davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
92.468,88 TL rucüen tazminatın ödeme tarihi olan 29/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 6.316,55 TL nispi karar harcından peşin alınan 1.579,14 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.737,41 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 10.147,51 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 3.449,61 TL’nin ( 29,20 TL BVH, 4,30 TL VH, 1.579,11 TL Peşin Harç, 237,00 TL tebliğler,1.600,00 TL bilirkişi ücreti.) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
Hakim