Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1045 E. 2020/157 K. 17.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1045
KARAR NO : 2020/157

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 28/11/2017
KARAR TARİHİ : 17/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı … A.Ş. vekili verdiği dava dilekçesinde, davalı şirkete yapılan gaz satışı nedeniyle iki tane fatura kesildiğini bu nedenle de alacaklı olduklarını, alacaklarının ödenmemesi nedeniyle İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, takibin davalı tarafın itiraz etmesi nedeniyle durduğunu, bu nedenle itirazın iptali davası açtıklarını, daha öncede başka faturalar nedeniyle Düzce … İcra Dairesinin … sayılı dosyasından 16.210,53 TL tutarlı takip başlattıklarını, alacaklarının önceye dayandığını, takibe davalı tarafın itiraz etmesi üzerine de itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.

DAVALININ TALEBİ:
Davalı … A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde, öncelikle yetkisizlik itirazında bulunmuş ve zamanaşımı defini ileri sürmüştür. Davanın esasına ilişkin olarak da taraflar arasında sözleşme olmadığını, faturaların bulunmasının borcun varlığına ispatlamaya kanıt olamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207 ve davamı maddelerine göre alım satım sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, İstanbul … İcra Dairesinin… sayılı dosyasını, faturaları, ticari defterleri, tanık beyanlarını, yemin delilini ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, faturaları, ticari defterleri, tanık beyanlarını, yemin delilini, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207 ve davamı maddelerine göre alım satım sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.

Davalı taraf yetki itirazında bulunmuş olup yetki itirazının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 89/I’e göre para alacaklarının alacaklının yerleşim yerinde ifa edilecek olması ve 6100 sayılı HMK m. 10’a göre sözleşmenin ifa yeri mahkemesinin de yetkili olması kuralı gereği reddine karar verilmiştir.

Davalı taraf zamanaşımı definde bulunmuştur. Taraflar arasında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207 ve davamı maddelerine göre alım satım sözleşmesinden kaynaklı ticari ilişki bulunuyor olması nedeniyle zamanaşımı süresi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 146’ya göre on yıllık zamanaşımı süresine bağlı olup bu sürenin de dolmadığı anlaşılmakla zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207’ye göre; “Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler.” Bu maddeye göre taraflar arasındaki gaz alım satımına ilişkin fatura bedelinin davalının malların kendisine teslimi ile birlikte davacıya ödenmesi gerekmektedir.

Davacının alacaklı olup olmadığını ve davalının yapmış olduğu ödeme varsa miktarının tespiti için 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesine karar verilmiş ve 6100 sayılı HMK m. 222’ye göre taraflara ticari defterlerini mahkememize sunması istenilmiştir. Her iki taraf da ticari defterlerini mahkememize sunmuştur.

Hazırlanan 11.03.2019 tarihli bilirkişi raporunda davacı defterlerine göre 19.06.2017 tarihi itibariyle davacının davalıdan 18.926,00 TL alacaklı olduğu, bu alacağın 16.210,53 TL’sinin dava dışı İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyası ile ilgili olduğu, kalan 2.716,17 TL’nin ise dava konusu icra takibi ile ilgili olduğu, davalı tarafın ticari defterlerine göre de davalının davacıya 18.926,00 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir.

Hazırlanan 05.11.2019 tarihli ek raporda davalının davaya konu icra takibi için borçlu olduğu 2.716,17 TL’nin 393,34 TL’sinin mala ilişkin olduğu, kalan 2.332,83 TL’sinin ise tüp kullanımı kira bedeline ilişkin olduğu her ikisinin de @ fatura olarak kayıtlı bulunduğu tespit edilmiştir.

6100 sayılı HMK m. 222/II’ye göre; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” Davalı taraf, davacıya borçlu olmadıklarını ileri sürmüş olmasına ve bu durumu da kendi ticari defterleri ile ispat edeceklerini belirtmiş olmasına karşın usulüne uygun şekilde tutulmuş davacı … davalı ticari defterlerinin her ikisi de davalının davacıya borçlu olduğunu kanıtlamaktadır. Davalı taraf borçlu olmadığını gösterecek başkaca bir yazılı delili de dosyaya sunmuş değildir. Bu nedenle davalı taraf 6100 sayılı HMK m. 190 ve 191’e göre kendi üzerine geçen ispat yükümlülüğünü yerine getirememiştir.

Taraflar arasındaki dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207 ve davamı maddelerine göre alım satım sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207’ye göre taraflar arasındaki mal alım satımına ilişkin fatura bedelinin davalının malların kendisine teslimi ile birlikte davacıya ödenmesi gerekmektedir. Dolayısıyla malların teslimi ile borç muaccel hale gelmiştir. 6098 sayılı TBK m. 117’ye göre; “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.” Yani borcun muaccel olması borçlunun temerrüde düştüğü anlamına gelmemektedir. Davacı taraf icra takibinde 393,34 TL ve 2.332,83 TL tutarlı iki faturaya dayalı alacak talebinde bulunmuş faiz talebinde bulunmamıştır. Bu nedenle davalı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 117’ye göre icra takibi ile temerrüte düşmüştür.

Davalının borçlu olmadığı itirazında bulunduğu halde borçlu olmadığını kendi ticari defterleri ile kanıtlayacağını belirtmiş olmasına karşın kendi ticari defterleriyle borçlu olduğunun anlaşılması ve davalının bu durumu bilebilecek durumda olması nedeniyle icra takibine yaptığı itirazın iyiniyetli olmadığı kabul edilerek icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kabulü ile İstanbul … İcra Dairesi’nin… sayılı takip dosyasına, davalının itirazının iptali ile takibin takip talebindeki diğer koşullarla devamına,
2-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 185,54-TL nispi karar harcından peşin alınan 46,39-TL harcın mahsubu ile bakiye 139,15-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.716,17-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 962,90-TL’nin ( 31,40-TL BVH, 4,60-TL VH, 46,39-TL Peşin Harç, 180,50-TL Tebliğ ve Posta, 700,00-TL BK ) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf veikllerinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır