Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1036 E. 2020/538 K. 23.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1036
KARAR NO:2020/538

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:24/11/2017
KARAR TARİHİ:23/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVACININ TALEBİ:
Davacı … Ltd. Şti. vekili davalı …. ile 15.03.2011 ve 18.08.2011 tarihinde ayrı ayrı araç takip sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşme süresinin 24 ay olduğunu, sözleşme süresi sonunda araçlara takılan araç takip cihazlarının kendilerinde kalacağının kararlaştırıldığını, aralarında anlaşmazlık çıkınca …. Noterliğinin 15.09.2014 tarih ve … sayılı ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshettiklerini, davalının ise bu sözleşme nedeniyle araçlarda takılı kalan sistemler için aleyhlerinde …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasından 13.935,68 TL tutarlı icra takibi başlattığını, bu takip nedeniyle banka hesaplarına haciz konulduğunu, haciz baskısı altında 02.08.2017 tarihinde bu dosyaya 28.569,00 TL para yatırdıklarını, sözleşmeye göre kendilerinde kalması gereken araç takip cihazlarının bedelini icra takibi yoluyla haciz baskısı altında davalının kendilerinden tahsil ettiğini, yatırmış oldukları paranın ticari faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı …. vekili verdiği cevap dilekçesinde davacının belirttiği sözleşmelerden 18.08.2011 tarihli olanını davacı şirketle yaptıklarını, 15.03.2011 tarihli olanı ise dava dışı … ile yaptıklarını, araç takip sistemlerinin hizmetten yararlanan müşteride kalacağına ilişkin sözleşme maddesinin dava dışı … ile yaptıkları sözleşmede yazılı olduğunu, davacı şirketle yaptıkları 18.08.2011 tarihli sözleşmenin 6.5 ve 7.2 maddelerinde cihazların mülkiyetinin kendilerine ait olduğunun ve fesih durumunda da bedelinin isteneceğinin yazılı olduğunu, davacı tarafın sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle de araç takip sistemlerinin bedelini talep etme haklarının doğduğunu, sözleşmenin 21 araç için yapıldığını, toplam 32 cihaz takıldığını, her bir cihazın bedelinin 75 USD olduğunu, toplam bedelinin ise 2.400,00 USD olduğunu ayrıca sözleşmeye göre cihazların iadesinde gecikilen süre için günlük 3 USD’dan 100.320,00 USD alacaklı olduklarını ancak bunu henüz talep etmediklerini, icra takibine cihaz bedellerini ve cari hesap alacaklarını konu ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 299’a göre ticari nitelikte taşınır kirası ve 502’ye göre vekâlet ve iş görme sözleşmesi nedeniyle başlatılan icra takibine karşı 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 72/VII’ye göre istirdat davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, 15.03.2011 ve 18.08.2011 tarihli sözleşmeleri, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, …. Noterliğinin 15.09.2014 tarih ve … sayılı ihtarnamesini, ticari defter ve kayıtları, tanık beyanlarını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, 15.03.2011 ve 18.08.2011 tarihli sözleşmeleri, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, ticari defter ve kayıtları, tanık beyanlarını, yemin delili ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Dava 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 299’a göre ticari nitelikte taşınır kirası ve 502’ye göre vekâlet ve iş görme sözleşmesi nedeniyle başlatılan icra takibine karşı 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 72/VII’ye göre istirdat davasıdır.
Dava konusu 15.03.2011 ve 18.08.2011 tarihli sözleşmeler getirtilerek dosya içerisine alınmıştır. Her iki sözleşmenin de “Sözleşmenin Konusu ve Kapsamı” başlıklı 2’nci maddesinde “İş bu sözleşme müşterinin ayırt edici özelliklerini bildirdiği araçlarına mülkiyeti Alarmnete ait cihazların ve sistemin Alarmnet veya yetkili satıcısından kiralanmasına, montajına hizmetlerin kullanımına ve bedellerin ödenmesine ilişkin esaslarla birlikte tarafların hak ve yükümlülüklerini göstermektedir.” düzenlemesi getirilmiş olup sözleşme niteliği itibariyle taşınır kirası ve vekâlet ve iş görme sözleşmesi niteliğindedir. Taraflar aralarında yaptıkları sözleşme ile araç takip sistemlerinin kiralanması ve kiralanan araç takip sistemleri üzerinden hizmet verilmesi konusunda anlaşmışlardır.
Davaya konu 15.03.2011 ve 18.08.2011 tarihli iki sözleşme bulunmakta olup her iki sözleşmenin de ayrı ayrı incelenmesi gerekmektedir. 15.03.2011 tarihli sözleşmenin incelenmesi sonucunda sözleşmenin davalı şirketle değil … ile yapıldığı görülmüştür. Dolayısıyla bu sözleşmenin dava konusu icra takibi ile hukuki bir ilgisi bulunmamaktadır.
Davaya konu diğer sözleşme olan 18.08.2011 tarihli sözleşme ise davacı şirket ile yapılmış olup sözleşmenin 6.5 maddesinde araç takip cihazlarının mülkiyetinin davalı şirkete ait olduğu ve 7.2 maddesinde de fesih durumunda bedelinin geri isteneceğinin yazılı olduğu görülmektedir. Dolayısıyla araç takip cihazlarının mülkiyeti davalı tarafa ait olup davacının araç takip cihazları üzerinde mülkiyet hakkı iddiasında bulunmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu nedenle sözleşmenin bu hükümlerine göre davalı şirketin sözleşmenin davacı şirket tarafından feshedilmesi nedeniyle araç takip cihazlarını talep etmesi ve kendisine teslim edilmemesi üzerine de bedelini talep etmesinde hukuka aykırı bir durum bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve alacak borç durumunun tespiti için her iki tarafında ticari defterlerini mahkememize sunmaları istenilmiş ve 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Hazırlanan 15.08.2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunda davalı şirketin kendi kayıtlarında takip tarihine göre davacı şirketten 13.935,68 TL alacaklı gözüktüğü, davalının icra takibine başlarken o tarihteki kayıtlarına göre asıl alacak bakımından 8.633,44 TL fazla istemde bulunduğu, tarafların ticari defterleri arasında ki 13.935,68 TL tutarındaki farkın 01.06.2014 – 05.07.2015 tarihleri arasında davalı tarafından düzenlenen faturaların davacı taraf ticari defterlerine kaydının yapılmamasından kaynaklandığı, 13.935,68 TL ve 2.400,00 USD araç takip bedeli karşılığı olan 9.054,95 TL toplamı olan 22.990,63 TL’nin 02.08.2017 tarihinde icra dosyasına yatırılarak kapatıldığı ancak bunun da davacı taraf defterlerine işlenmediği tespit edilmiştir.
Hazırlanan bilirkişi raporu incelendiğinde raporun sadece davalı şirketin davacı şirkete verdiği hizmet bedeline ilişkin faturaların her iki taraf ticari defterlerinde bulunup bulunmadığı ve tarafların birbirinden borçlu olup olmadığının tespiti ile sınırlı olduğu görülmüştür. Raporda davacının dava dilekçesinde belirttiği 32 adet araç takip cihazının bedellerinin hesaplanmasına ilişkin bir açıklama yapılmamıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 77’ye göre; “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür.” Davacının araç takip cihazlarını davalı tarafa iade etmemesi davacı yönünden sebepsiz zenginleşme niteliğinde olup 6098 sayılı TBK m. 79’a göre; “Sebepsiz zenginleşen, zenginleşmenin geri istenmesi sırasında elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği kısmın dışında kalanı geri vermekle yükümlüdür.” Dolayısıyla araç takip cihazlarının sebepsiz zenginleşme nedeniyle iadesinin gerektiği tarihte rayiç değerlerinin tespiti gerekmektedir. Araç takip cihazlarının mülkiyeti sözleşmeye göre davalı tarafa ait olduğundan sözleşmenin haklı ya da haksız feshinin de bu duruma olumlu ya da olumsuz bir etkisi olmayacaktır.
Davalı taraf davacının araçlarına 32 adet cihaz takıldığını ve bunlarına her birinin değerinin 75 USD olduğunu toplam değerinin ise 2.400 USD olduğunu ileri sürmektedir. Ancak cihazların değerinin 75 USD olduğuna ilişkin bir belgeyi dosyaya sunmamıştır. Bu nedenle sözleşmenin fesih tarihi olan 15.09.2014 tarihine göre 32 adet araç takip cihazının rayiç piyasa değerinin ne kadar olduğunun tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Hazırlanan 05.12.2019 tarihli bilirkişi raporunda hesaplamanın denetime elverişsiz ve yetersiz olduğu anlaşıldığından bilirkişiden ek rapor istenilmiştir. Hazırlanan 03.01.2020 tarihli ek bilirkişi raporunda 75,00 USD olan bir araç takip cihazının % 35 oranında yıpranma bedelinin düşülmesinden sonra fesih tarihine göre bir tanesinin rayiç değerinin 48,75 USD olacağı; 32 tanesinin ise 1.560,00 USD olacağı tespit edilmiştir.
Davalı şirket …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasında 2.400,00 USD araç takip sistemi bedeli alacağı ve 13.935,68 TL cari hesap alacağı talep etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 15.03.2011 ve 18.08.2011 tarihli her iki sözleşme de incelendiğinde davacının 15.03.2011 tarihli olan sözleşmede taraf olmadığı, 18.08.2011 tarihli sözleşmede de araç takip cihazlarının mülkiyetinin davalı şirkete ait olduğunu açıkça yazılı olduğu anlaşıldığından davaya konu …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasında araç takip cihazları için talep edilen 2.400,00 USD alacak talebinden 1.560,00 USD’yi talep etmekte haklı olduğu, kalan 840,00 USD araç takip cihazı bedelini fazladan tahsil ettiği anlaşılmaktadır.
Hazırlanan 15.08.2019 tarihli bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere de davalının davacıya yaptığı 13.935,68 TL ödemeye ilişkin ödemelerin faturaların davalı taraf defterlerine işlenmeyerek muhasebeleştirilmediği anlaşıldığından davacının taraflar arasındaki 18.08.2011 tarihli sözleşmeye göre de 13.935,68 TL fazladan ödeme yaptığı anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK m. 222/III’e göre; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” Bu maddeye uygun olarak usulüne uygun şekilde tutulmuş her iki taraf defterlerindeki kayıtların aksi davacı tarafından senet ya da kesin delillerle kanıtlanamadığından davacı defterleri davalı lehine delil hükmündedir.
Davaya konu …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasında 2.400,00 USD araç takip cihazı bedeli 1 USD 3,5806 TL üzerinden takibe konulmuş olup fazla tahsil edilen 840,00 USD aynı kur üzerinden 1.327,70 TL yapmaktadır. (Fazla ödenen araç takip bedeli 840,00 USD x 3,5806 TL/USD = 1,327,70 TL) Bu hesaplama basit matematik işlemini gerektirdiğinden ve hesaplama tarafların 6100 sayılı HMK m. 107’ye göre bedel artırımında bulunmalarını ya da HMK m. 176’ya göre ıslah da bulunmalarını gerektirmeyeceğinden 6100 sayılı HMK m. 30 usul ekonomisi uyarınca ayrıca bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır. Bu gerekçelerle davanın kısmen kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Dava 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 72/VII’ye göre istirdat davası olarak açılmış olup istirdat davalarında kötüniyet tazminatı düzenlenmediğinden davacı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
2-1.327,70-TL araç takip cihazı bedelinin davacının icra dosyasına yaptığı ödeme tarihi olan 02/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-13.935,68-TL fazla tahsil edilen sözleşmesel ücretin davacının icra dosyasına yaptığı ödeme tarihi olan 02/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının açmış olduğu davanın istirdat davası olması nedeniyle, davacının %20 kötüniyet tazminat talebinin istirdat davalarının düzenlendiği 2004 sayılı İİK madde 72’de istirdat davalarında sonuçlanması durumunda kötüniyet tazminatı düzenlenmediğinden davacının bu konudaki talebinin REDDİNE,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 1.042,64-TL nispi karar harcının peşin alınan 487,89-TL harçtan mahsubu ile eksik 554,75-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
6-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 2.231,50-TL ( 2.000,00-TL BK ücreti, 231,50-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 1.192,21-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 523,89-TL ( 31,40-TL BH, 487,89-TL PH, 4,60-TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-Davalı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 50,00-TL ( tebliğler ve posta) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren 23,29-TL’nin davacıdan alınarak, DAVALIYA VERİLMESİNE,
10-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALIYA VERİLMESİNE,
11-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/09/2020

Katip …

Hakim …