Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/984 E. 2019/890 K. 24.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/984
KARAR NO : 2019/890

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 04/02/2015
KARAR TARİHİ : 24/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı … verdiği dava dilekçesinde, davalı …Şti.’nin kendisiyle sözleşme yaparak ve diğer davalı …Şti.’ye fatura kesmek suretiyle Çin malı matbaa kalıp makinesi sattığını, satış bedelinin 91.000,00 TL olduğunu, ancak faturaya 53.100,00 TL yazıldığını, davalılara 10.000,00 USD nakit verdiğini, 25.000,00 TL vadeli çek verdiğini, bunların dışında sözleşmeye göre üç tane 5.000,00 TL ve iki tane de 15.000,00 TL ödeme kararlaştırdıklarını, satılan makinenin bir süre sonra arıza yaptığını, davalı şirketin bir kaç defa eleman gönderdiğini ancak arızayı gideremediklerini, tamir için 10.000,00 USD verilmesi durumunda Çin’den eleman getireceklerini söylediklerini, davalıların kendisine ayıplı mal satmış olmalarından ötürü zarar ettiğini, fatura edilmeyen 46.000,00 TL fazladan ödemesinin bulunduğunu, 91.000,00 TL tutarlı zararının tespitini, ayıplı makinenin çalışmadığı her gün başına meydana gelen zararının tespitini, ayıplı malın iadesini, ödediği paranın da iadesi talep etmiştir.

DAVALILARIN TALEBİ:
Davalı …Şti. vekili verdiği cevap dilekçesinde, öncelikle yetkisizlik itirazında bulunmuştur. Dava konusu makinenin sadece satışına aracılık ettiğini, bütün işlemlerin diğer davalı … Şti. ile davacı arasında yapıldığını bu nedenle kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini belirterek husumet itirazında bulunmuştur. Davanın esasına ilişkin olarak da davaya konu makinenin taşınırken makinenin kilitlenmesi gereken yerlerinin davacı tarafından kilitlenmediğini bu nedenle de makinede zarar oluştuğunu, makinede meydana gelen zararın onarımı için davacının yetkili servis olan dava dışı … A.Ş.’nin talep ettiği bedeli ödemekten kaçınmak için sorumluluğu kendilerinin üzerine yüklemeye çalıştığını, davacı tarafın makineyi yaklaşık altı ay kullandığını, makinede gizli ayıp olması durumunda bu sürede ayıbın ortaya çıkması gerektiğini, davacı tarafın makineyi süresi içinde gözden geçirme ve bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Ltd. davaya cevap dilekçesi vermeyerek 6100 sayılı HMK m.128’e göre dava konusu maddi vakıaları inkâr etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 227’ye göre satılanın ayıplı olması nedeniyle ayıplı malın iadesi, satış parasının tahsili ve aynı kanunun 49’uncu maddesine göre kazanç kaybından kaynaklı menfi zararın tazmini davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, satış sözleşmesini, faturaları ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı …Şti., satış sözleşmesini, dava dışı … A.Ş.’nin onarım belgelerini, tanık beyanlarını, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı … Ltd. HMK m. 126’ya göre cevap ve delil dilekçesi sunmamış, HMK m. 139’a göre ön inceleme ve HMK m. 144’e göre tahkikat duruşmasına usulüne uygun şekilde çağrıldığı halde katılmamıştır.
Davalı … Şti.’nin yetkisizlik itirazı kabul edilerek dosya Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin… Esas sayılı dosyasından mahkememize gönderilmiştir.
Dosya içerisine sunulan sözleşme incelendiğinde sözleşme altında davalı … Şti. yetkilisinin de imzası olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın da bu sözleşme kapsamında yapılan satıştan kaynaklandığı anlaşılmakla davalı … Şti.’nin husumet itirazının reddine karar verilmiştir.
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 227’ye göre satılanın ayıplı olması nedeniyle ayıplı malın iadesi, satış parasının tahsili ve aynı kanunun 49’uncu maddesine göre kazanç kaybından kaynaklı menfi zararın tazmini davasıdır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 219’a göre; “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.” aynı yasanın 229’uncu maddesine göre de; “Satış sözleşmesinden dönen alıcı, satılanı, ondan elde ettiği yararları ile birlikte satıcıya geri vermekle yükümlüdür. Buna karşılık alıcı da, satıcıdan aşağıdaki istemlerde bulunabilir: (1) Ödemiş olduğu satış bedelinin, faiziyle birlikte geri verilmesi. (2) Satılanın tamamen zaptında olduğu gibi, yargılama giderleri ile satılan için yapmış olduğu giderlerin ödenmesi. (3) Ayıplı maldan doğan doğrudan zararının giderilmesi. (4) Satıcı, kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alıcının diğer zararlarını da gidermekle yükümlüdür.” Davacı taraf satılan malda ortaya çıkan ayıp nedeniyle satış sözleşmesinin tarafı olan her iki davalıya karşı 6098 sayılı TBK m. 229’a göre satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkını kullanmak istemektedir.
Davacının talebinin hukuka uygunluğunun tespiti için yetkisizlik kararı verilmeden önce Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesince 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre dava konusu makine üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve 02.03.2016 tarihinde makinenin bulunduğu yere gidilerek makine mühendisi eşliğinde keşfi yapılmıştır. Keşif sonucunda hazırlanan 30.03.2016 tarihli makine mühendisi bilirkişi raporunda davaya konu makinenin altı ay içinde bozulmasının makinenin ayıplı olduğunu gösterdiğini tespit etmiştir.
Raporda ayıbın gizli ayıp olup olmadığı, davalının ileri sürdüğü gibi makinenin taşınması esnasında meydana gelen bir zararın söz konusu olup olmadığı, tamir masrafının ne kadar olduğu konularında açıklama yapılmamıştır. Bu nedenle davacı tarafın ticari defterleri de getirtilerek dosya makine yüksek mühendisi ve mali müşavirden oluşan bilirkişi heyetine verilerek tekrar rapor hazırlanması istenilmiştir.
Hazırlanan 26.04.2017 tarihli ikinci bilirkişi raporunda, meydana gelen zararın makinenin taşınması ile ilgili olmadığı, makinede ki arızanın yedi kez tekrar ettiği, ancak dördüncü ayın sonunda esas arızanın tespit edilebildiği, arızanın tespitinden 1,5 yıl sonra giderilebildiği, bu yönüyle de arızanın gizli ayıp niteliğinde olduğu, makinenin tamiri için davacının dava dışı … A.Ş.’ye 13.669,59 TL yedek parça faturası kestiği, davacının defterlerine göre makinenin kullanılmadığı 2014 – 2015 döneminde davacının ticari zararının oluşmadığı, davacının ödeme için davalı … Ltd.’ye verdiği çeklerin bu davalı tarafından tahsil edildiği, davacı defterlerine göre davacının yaptığı toplam ödemenin 44.500,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Dosya son olarak davaya konu makinenin rayiç değerinin tespiti için bilirkişiye verilmiş ve hazırlanan 18.11.2019 tarihli raporda dava konusu makinenin satış tarihindeki bedelinin 91.000,00 TL olduğu, dava tarihindeki bedelinin ise 109.188,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgeler ile hazırlanan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde davacının satın aldığı makinede gizli ayıp bulunduğu ve bu nedenle de 6098 sayılı TBK m. 229 göre satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkını kullanmakta hukuki yararı olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı her ne kadar dava konusu makine için 91.000,00 TL ödediğini belirtmiş ise de davacının dava konusu makine için davalı … Ltd.’ye kestiği fatura bedeli KDV dahil 53.100,00 TL’dir. Ancak kendi ticari defterlerine göre ödediği miktar 44.500,00 TL’dir. 6100 sayılı HMK m. 222/III’e göre; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” Bu maddeye uygun olarak tutulan davacı defterlerindeki kayıtların aksi davalı tarafından senet ya da kesin delillerle kanıtlanamadığından davacı defterleri davacı lehine delil hükmündedir. Davacı taraf kendi ticari defterleri ile satış bedelinin 44.500,00 TL’sini ödediğini kanıtlamış olup ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme hakkını kullandığında ancak ödediği miktarı geri isteyebilecektir. Bu nedenle davanın kısmen kabulüne karar verilerek 44.500,00 TL’nin davacıya verilmesine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 229/I-2’ye göre; “Satılanın tamamen zaptında olduğu gibi, yargılama giderleri ile satılan için yapmış olduğu giderlerin ödenmesi” hüküm altına alınmıştır. Davacı taraf satın aldığı makinede ortaya çıkan ayıp nedeniyle ayıbın tespitine kadar geçen sürede yedi kez tamir masrafı yapmış ve bu masraflarını faturalandırmıştır. Davacının yaptığı bu tamir masrafları davacının maddi zararını oluşturmakta olup davacı bu madde hükümlerine göre tazminat isteme hakkına sahiptir. Bu gerekçelerle davacının dava dışı … A.Ş.’ye dava konusu makinenin tamiri için ödediği 13.669,59 TL yedek parça ve tamir faturası bedelinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Hazırlanan 26.04.2017 tarihli ikinci bilirkişi raporunda davacının ticari defterlerine göre makinenin kullanılmadığı 2014 – 2015 döneminde davacının ticari zararının oluşmadığı tespit edildiğinden davacının ticari zararına ilişkin tespiti ve tespit edilecek bedel üzerinden tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı … ile davalı … Şti. Arasında yapılan sözleşme incelendiğinde, sözleşmenin “Taraflar” başlıklı kısmının birinci paragrafında davalı … Şti. “Satıcı” olarak tanımlanmıştır. Davalı …Şti.’nin satışa aracılık ettiğine yani 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 520 ve devamı maddelerine göre ticaret işleri simsarlığı yaptığına ilişkin bir hüküm sözleşmede bulunmamaktadır. Bu nedenle satışı gerçekleştiren davalı …Şti. ayıp nedeniyle bedel iadesinden ve yine ayıp nedeniyle ortaya çıkan tamir masrafından hukuken sorumlu kabul edilmiştir.

Dava konusu makinenin satış faturası ise diğer davalı … Şti. tarafından kesilmiş ve satış bedeli için verilen iki adet çek de bu davalı şirket tarafından tahsil edilmiştir. 44.500,00 TL toplam makine bedeli de yine bu davalıya ödenmiştir. Ödenen çek bedelleri de bu rakama dahildir. Bu nedenle davalılar …Şti.’nin ve … Şti’nin davaya konu makinenin satışını birlikte gerçekleştirdiği, satılan makinede meydana gelen ayıp nedeniyle bedel iadesinden ve doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları anlaşılmakla yukarıda belirtilen 44.500,00 TL davacının ödediği makine bedeli ile 13.669,59 TL tamir masrafının her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine yönelik olarak hüküm kurulmuştur.
Ayıplı malın bedelinin davacıya iadesine karar verilmekle birlikte davacı tarafın talebi doğrultusunda ve 6098 sayılı TBK m. 229/I’e göre dava konusu malın da davalı … Şti’ye iadesine karar verilmiştir. Faturanın davalı … Şti. adına kesilmiş olması nedeniyle satış öncesinde malın hukuki zilyetliğinin bu şirkete ait olduğu kabul edilerek malın iadesine yönelik hüküm de bu şirket hakkında oluşturulmuştur.
Davacı vekili, mahkememizin 08.05.2018 tarihli ara kararı gereği verdiği 16.05.2018 tarihli dilekçesinde; “Her ne kadar müvekkilce 91.000,00 TL üzerinden harç ödenerek dava açılmışsa da ticari kayıplarımız yönünden bilirkişilerce hesaplama yapılamayacağı, beyan edildiğinden davaya ilişkin talebimiz 13.669,59 TL bedelin iade noktasında kalmıştır. Müvekkilin 91.000,00 TL’lik bedelin iadesi talebi cihazın tamiri ve kullanım sonrası mümkün olamayacağından talep ve davamızı ıslah ederek 13.669,59 TL tamir bedelinin iadesini ve yatırılan harç üzerinden uğranılan ticari kayıpların davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkile verilmesine karar verilmesini talep ediyoruz.” şeklinde dava konusu ve değeri hakkında açıklamada bulunmuştur.
Davacı davasını açarken 91.000,00 TL tutarlı zararının tespitini, ayıplı makinenin çalışmadığı her gün başına meydana gelen zararının tespitini, ayıplı malın iadesini ve ödediği paranın da iadesini talep etmiştir. 16.05.2018 tarihli ıslah dilekçesinde ise 91.000,00 TL tutarlı zararının tespitini 3.669,59 TL tamir bedelinin iadesi olarak değiştirmiş, ayıplı makinenin çalışmadığı her gün başına meydana gelen zararının tespiti talebini yatırılan harç üzerinden uğranılan ticari kayıpların davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkile verilmesi şeklinde tekrar etmiş, ayıplı malın iadesi ile ödediği paranın da tarafına iadesi talebi hakkında bir açıklamada bulunmamıştır. Davalı taraf 06.06.2018 tarihli dilekçesiyle davacı tarafın verdiği ıslah dilekçesindeki 91.000,00 TL tutarlı zararın tespitini 13.669,59 TL tamir bedelinin iadesi olarak değiştirmesinin ıslah yoluyla bedel azaltımı olduğunu, bu duruma muvafakat etmediklerini belirtmiştir.
Dava değerinin ıslah yoluyla indirilmesinin 6100 sayılı HMK m. 176 ve devamına göre usul hukukuna aykırı olmadığı anlaşılmakla davalı taraf itirazı kabul edilmemiş ve talep gibi 13.669,59 TL üzerinden hüküm kurulmuştur.
Davacının verdiği 16.05.2018 tarihli ıslah dilekçesinde ayıplı malın iadesi ile ödediği paranın tarafına iadesi talebi hakkında bir açıklamada bulunmamasının ıslah yoluyla 6100 sayılı HMK m. 123 kapsamında davanın bu talepler kapsamında geri alınması olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Çünkü 6100 sayılı HMK m. 123’e göre davanın geri alınması ancak davalının açık rızası ile mümkün olur ki ıslah davalı tarafın açık rızasına bağlı bir işlem olmadığı gibi davalı taraf da davacının ıslah dilekçesinde her iki talep hakkında beyanda bulunmamış olmasını örtülü geri alma olarak değerlendirip açıkça onay verdiğini belirtmemiştir. Dolayısıyla davacının ıslah dilekçesinden sonra da davacının ayıplı malın iadesi ile ödediği paranın da tarafına iadesine karar verilmesine ilişkin talepleri devam etmektedir. Bu nedenle davacının ayıplı malın iadesi ile ödediği paranın tarafına iadesi talebi hakkında da hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Davacının ödediği 44.500,00 TL’nin davalılar … Matbaa …Şti. İle … Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının yaptığı 13.669,59 TL onarım masrafının davalılar… Matbaa …Şti. İle… Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Dava konusu ayıplı malın davalı … Şti.’ye iadesine,
5-Davacının günlük kazanç kaybı ve zarar talebinin REDDİNE,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 3.973,56-TL nispi karar harcının peşin alınan 1.554,06-TL harçtan mahsubu ile eksik 2.419,50-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
7-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 3.759,70-TL ( 2.750,00-TL BK ücreti, 1.009,70-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 2.403,30-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 1.792,16-TL ( 27,70-TL BH, 1.554,06-TL PH, 4,10-TL VH, keşif harcı 206,30-TL ) harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 6.748,65-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
10-Davalı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 450,00-TL ( 50,00-TL tebliğler ve posta, 400,00-TL BK ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren 162,35-TL’nin davacıdan alınarak, davalı …’ye verilmesine,
11-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.939,65-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalı …’ye verilmesine,
12-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır