Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/953 E. 2018/170 K. 02.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/953
KARAR NO : 2018/170
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 03/10/2016
KARAR TARİHİ : 02/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının 26.05.2009 tarihli 5 yıl Süreli Bayilik Sözleşmesi ile Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) dağıtım şirketi olan davaa şirketin bayiliğini yaptığını, Sözleşmeye göre, davalının aldığı LPG’yi düzenli bir şekilde abonelere aktarması gerektiğini, davalının 2010 yılının ilk 7 aylık döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre LPG alımında %66,87 oranında azalma olduğunu, 24.05.2010 tarihinden sonra LPG satın alınmadığını, Ayrıca, davalı çeklerinin karşılıksız çıkması sebebiyle icra takipleri başlatıldığını, tüm bu hususlar bayilik sözleşmesine aykırılık teşkil ettiğinden, 02.08.2010 tarihinde bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, bayilik sözleşmesi gereğince iade edilmesi gereken tüplerin iadesini ve kararlaştırılan cezai şartın ödenmesinin İhtar edildiğini, Davalının zilyetliğinde mülkiyeti davacıya alt olan 444 adet 2 kg’lık, 1.861 adet 12 kg’lık, 10 adet 2+lS’lık, 83’adet 45 kg’lık olmak üzere toplam 2.394 adet LPG tüpü olduğunu, tüplerin bayilik sözleşmesinin 17.maddes1ne göre, Sözleşme sona erdiğinde 15 gün içinde davacı şirkete teslim edilmesi gerekmesine rağmen halen iade edilmediğini, sözleşmenin 25. maddesine göre, bayilik İlişkisinin bitmesi halinde davalının elindeki tüpleri iade etmediği takdirde, davacının her bir tüp için imalat bedelini talep etme hakkının doğduğunu, Tüplerin İmalat bedellerinin, tüpün imalatçısı …AŞ/den alınan listeye göre; 2 kg’lık tüpler için 17,45 TL, 12 kg’lık tüpler için 35,45 TU 24 kg’lık tüpler İçin 67,30 TL ve 45 kg’lık tüpler için 111,65 TL olduğundan, İade edilmeyen tüpler için 83,660,20 TL cezai şart talep hakkının doğduğunu, Davalının, bayilik sözleşmesinin 23. maddesine göre davacının uğradığı müspet zararı tazmin etmesi gerektiğini, davalının son bir yıldaki aylık ortalama LPG satışının 6.225 kg olduğunu, sözleşmenin olağan şartlar altında devamı halinde, davalının sözleşmenin fesih tarihinden sözleşmenin olağan bitiş tarihine kadar aylık ortalama 6.225 kg, günlük ortalama 207,50 kg LPG satışı yapması gerektiğini, sözleşmenin olağan bitiş tarihinin 26.05.2014 olduğunu, sözleşmenin fesih tarihi ile olağan bitiş tarihi arasında 1.389 gün olduğunu, Dağıtım şirketlerinin ton başına payının sözleşmenin feshi tarihindeki LPG Ana Depo fiyat cetvelinde gösterildiği üzere 255 TL/ton olduğunu, buna göre 1.389 gün x 207,5 kg x 0,255 = 73.495,- TL davacının mahrum kaldığı kar kaybının bulunduğunu, Ayrıca sözleşmenin 24. maddesine göre, davalının sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle sözleşmenin feshine neden olduğu için cezai şart ödemekle yükümlü olduğunu, cezai şart hesabının bayi in in son bir yıl içinde en yüksek LPG alimim yaptığı aya alt ton miktarının, kaç adet 12 kg’lık tüpe tekabül ettiği bulunarak, bu sayının sözleşmenin feshi tarihindeki 12 kg.Jlık tüplü LPG perakende satış fiyatının çarpımı ile tespit edildiğini, Bayiinin son 1 yılda en yüksek gaz alimim yaptığı ayın 10.963 kg ile Ağustos 2009 olduğunu, sözleşmenin fesih tarihi olan 02.08.2010 tarihinde 12 kg.’lik LPG tüpünün Antalya perakende satış fiyatı 52,50,- TL olduğundan 10.963 kg/12* 913,58 913,58 x 52,50 = 47.962,95 TL, davacı şirketin haksız fesihten kaynaklanan cezai şart talep etme hakkının bulunduğunu, Bayilik SÖzleşmesI’nde kararlaştırılan cezai şartın, ifaya eklenen cezai şart niteliğinde olduğunu, dolayısıyla hem müspet, hem de cezai şartın aynı anda talep edilebileceğini, Tazminat alacaktan toplamının 205.118,15 TL olduğunu, davalının 14.316,40 TL tüp depozito alacağının düşürülmesiyle 190.801,75 TL talep edilebilecek tazminat miktarının mevcut olduğunu belirterek Faz foya ilişkin hakların saktı katması kaydıyla 190.801,75 TL/den şimdilik 20.000,-TL/nin (tüp alacağı otarak S.OOO,- TL, Cezai şaft obrak 10.000,* TL, Kar mahrumiyeti olarak 5,000,- TL ) ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek avans faizi oranı üzerinden faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, masraf ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, davalı satışları düştüğünden bahisle sözleşmeyi feshettiğini, ancak, davalı şirketin bayilik hizmetini Alanya’da verdiğini ve turizm beldesi olması sebebiyle nüfusun yaz aylarında kış aylarının kat ve kat üstüne çıktığını, müşterinin de bu duruma göre azalıp çoğaldığını, sözleşme tarihinin 26.05.2009 olduğunu, dava dilekçesinde davalının en çok satış yaptığı ayın Ağustos 2009 olduğunun belirtildiğini, davalının yaz aylarında yapmış olduğu satışlar sebebiyle davacıdan fazlasıyla tüp aldığını, ancak müşteri portföyünün yazlıkçı olması sebebiyle henüz sözleşmeden sonraki ikinci yaz gelmeden davacı ile problemler yaşadığım ve davacının sözleşmeden sonraki ikinci Ağustos’ta tüp satmadan sözleşmesini haksız olarak feshettiğini, satışların düşük olma İddiasını kabul etmediklerini, her bölgenin kendi özelliklerine göre ele alınması gerekeceğinden davacının sözleşmeyi feshini haksız bulduklarını, davalı şirketin sözleşmenin 18. maddesi gereğince 2014 yılına kadar ulaşılması gereken 477 aboneye ilk yıl içinde ulaştığını, davacının yeterince tüp satamıyor iddiasının da asılsız olduğunu, Ayrıca feshe sebep olarak gösterilen karşılıksız çek bedellerinin de davacıya ödendiğini, davacıya herhangi bir çek borcunun bulunmadığını, borcu olmayan, satış için tüm çabayı sarf eden ancak kış şartları, davacı firmanın kaybettiği prestij ve başka firmalara kaptırdığı müşteri portföyü sebebiyle satış miktarının kendi dışında sebeplerden düşen davalı şirketin bayilik sözleşmesinin feshedilemeyeceğini, satışların yükselmesi konusunda davalı şirketin aksine sözleşmeyi fesheden davacı ana firmanın üstüne düşeni yapmadığını, ( sözleşmenin 20, maddesi gereği davacının satıştan artırma ve teknik yönden gereken desteği sağlamaması, reklam, fiyat politikası vs. gibi), Davacının İddia ettiği gibi davalı şirket zilyetliğinde tüp mevcut olmadığını, davalı şirketin elindeki tüm tüpleri sözleşmenin lû/b ve 11. maddesi gereğince abonelerin yararlanmasına sunduğunu, bu nedenle davacının bu tüp ve bedellerini davalıdan talep edemeyeceğini, Davacının davalı şirketin elinde olmayan tüpler için cezai şart talep etmesinin mümkün olmadığını, Haksız feshe dayanan cezai şartın M.K.2* maddesi gereğince talep edilemeyeceğini, özellikle cezai şart ve tüp alacağı olarak adlandırılan alacak olmak üzere tüm davacı taleplerinin sözleşmeye göre belli ve açık olup, bölünemeyeceğini, özellikle cezai şartın açık olarak belli olup, bir nevi manevi tazminat niteliği taşıdığı için bölünemeyeceğini, Hem müspet zararın, hem de menfi zarar talebinin B.K.’na ve hukuka aykırı olduğunu, bir arada talep edilemeyeceğini, kanunun bu konuda seçimlik hak tanıdığını, davacının seçim yapmadan her türlü zararı istediğini belirterek Davanın reddine, dava harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin … Esas – … Karar Sayılı ilamı Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Esas, … Karar Sayılı ilamı ile;
“1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- a) Yerel mahkemece taraflar arasında akdolunan bayilik sözleşmesinin 23. maddesi hükmü esas alınarak davacı yararına 58.979,37 TL kar mahrumiyeti alacağı oluştuğu benimsenmek suretiyle bu doğrultuda hüküm tesis olunmuş ise de, aldırılan 26/12/2014 tarihli bilirkişi raporu içeriğinden kar mahrumiyetine esas alınması gereken makul sürenin bir ay olduğunun saptandığı ve bu süre esas alınarak kar mahrumiyeti hesaplaması yapılması gerektiğinin belirtildiği görülmektedir. Bu durum karşısında mahkemece, davacı yararına hükmolunacak kar mahrumiyeti hesabının tayininde makul süre kriteri esas alınarak, belirlenecek makul süre üzerinden kar mahrumiyeti hesaplattırılmak suretiyle varılacak uygun sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.
b) Davacı yanca dava dilekçesinde 47.962,95 TL cezai şart alacağının (fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla) şimdilik 5.000,00 TL’lik bölümü talep ve dava edilmiştir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davacının bu kaleme yönelik alacağının 58.979,37 TL bulunduğu kabul edilerek, fazlaya dair hakları saklı tutulmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL cezai şart alacağının davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de bu durum HMK’nın 26. maddesine aykırılık oluşturacak biçimde talep aşımına yol açtığından hükmün bu yönden de bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile bozulmuş ve dosya mahkememizin iş bu esas sırasına kaydedilmiştir.
Yargıtay’ın bozma ilamı doğrultusunda 02/05/2017 tarihli ara karar ile dosya ek rapor için bilirkişiye tevdii edilmiş olup;
11/10/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda; Kar Mahrumiyeti hesaplaması ile davalının son bir yıl içindeki ortalama alışı 5.518 kg günlük 184 kg olduğnu, LPG annadepo fiyat cetvelinde yer alan 255,-TL/ton dağıtım şirketleri kar payına göre, fesih tarihinden sözleşmenin hitam tarihine kadar olan 1393 günlük süredeki kazanç kaybının, 1 aylık kar kaybı 46,92 x 30=1.407,60TL olacağını, cezai şart miktarının davalının son bir yıl içinde en yüksek alımı 13.481 kg ile Temmuz 2009 dönemine ait olduğunu, 08/07/2010 tarihli perakende satış ve tesis çıkış fiyatlarına ait listeye göre, 08/08/2010 fesih tarihinde Antalya’da 12 kg. lık tüpün perakende satış fiyatı 52,20 TL olup, buna göre cezai şart miktarının 13.481 kg ÷ 12 x 52,50=58.979,37 TL olarak hesaplandığını belirtmiştir.
Dava; Bayilik sözleşmesine dayalı tazminat talebine ilişkindir.
Tüm Dosya Kapsamı Bir Bütün Olarak Değerlendirildiğinde:
Tüp alacağı bakımından Yargıtay … Hukuk Dairesi … Esas, … karar sayılı ilamı ile Mahkememizin … esas,… karar sayılı ilamının kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından bu hususta yeniden hüküm kurulmamıştır.
Dosyada toplanan tüm deliller talep, cevap, bilirkişi raporları ve Yargıtay ilamı değerlendirildiğinde; davacı tarafın sözleşmeyi feshinin haklı nedene dayanmakta olduğu hususunda Yargıtay’ın bozma ilamı doğrultusunda bir ihtilaf kalmamıştır. Bozma ilamı gereğince tespit edilmesi gereken kar mahrumiyet bedelinin ne kadar olduğu ve cezai şart alacağı bakımından hangi miktar üzerinden hüküm kurulması gerektiğidir.
Kök bilirkişi raporunda davalı bayinin 7 aylık dönemdeki satış rakamlarındaki azalmanın %66,87 oranında olduğunun belirlendiği, buna göre satış rakamlarındaki ciddi düşüş nedeniyle davacı tarafın sözleşmeyi feshinin haklı nedene dayanmakta olduğu, sözleşmenin haklı nedenle davacı tarafça feshedilmesi nedeniyle sözleşmenin 23. Maddesi uyarınca davacının olumlu zararı ( mahrum kalınan karı ) talep edebileceği, yeni bir bayilik açması için gerekecek makul süre için tazminat isteyebileceği, sektör bilirkişi tarafından davacının yeni bir bayilik için geçen süre olarak 1 aylık sürenin makul olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır. Yargıtay Bozma ilamı doğrultusunda bu makul süre göz önünde bulundurularak alınan ek raporda kar mahrumiyetinin 1.407,60-TL olarak belirlendiği, bilirkişi ek raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olması nedeniyle bu miktar üzerinden davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Taraflara arasında düzenlenen sözleşme ile kararlaştırılan cezai şartın TBK’nın 179/1 Maddesinde yer alan seçimlik cezai olduğu, davacı talebinin 10.000-TL olduğu, bu miktar üzerinden kabule karar verilmesinin gerektiği, cezai şart bedelinin bilirkişi heyeti tarafından 42.366,30-TL olarak hesaplandığı, davacı talebinin ise 10.000-TL olduğu, davacı tarafça herhangi bir ıslah dilekçesi sunulmadığı, taleple bağlılık ilkesi gereğince denetime ve hüküm kurmaya elverişli kök ve ek rapor da nazara alınarak davanın 10.000-TL üzerinden kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaate ulaşılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Tüp alacağı bakımından Yargıtay … Hukuk Dairesi … Esas , … karar sayılı ilamı ile Mahkememizin … esas,… karar sayılı ilamının kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından bu hususta yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
2-Her ne kadar bilirkişi raporunda 58.979,37TL cezai şart alacağının bulunduğu belirlenmiş ise de cezai şarta ilişkin talebin 47.962,95TL olduğu ve fazlaya ilişkin hakların saklı kalınması koşuluyla 10.000,00-TL talep edildiği anlaşılmakla talebe bağlılık ilkesi gereğince 10.000,00-TL cezai şart alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği bedel üzerinden fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına,
3-Yargıtay … Hukuk Dairesinin … esas, … karar sayılı ilamı doğrultusunda yeniden hesaplanan kar mahrumiyeti bedeli bakımından davanın kısmen kabulü ile 1.407,60-TL kar mahrumiyeti bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen orandaki avans faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişin talebin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesine göre hesaplanan 779,25-TL nispi karar harcının peşin alınan 297,00-TL nin düşümü ile kalan 482,25 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Ayrıca bozmadan önce verilen … Esas,… kararsayılı ilamı gereğince 13/07/2015 tarih, … harç nolu harç tahsil müzekkeresine konu 1,069,20-TL harcın tahsil edildiğine ilişkin makbuzun ibraz edilmesi halinde bu harcın davalı tarafa iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesine göre red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 316,90-TL’nin ( 17,15 BH, 297,00 TL PH, 2,75 TL VH, ) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 4.138,00-TL ( 3.600,00 TL bilirkişi ücreti ve 400,00 TL tebliğ ve 138,00 TL müzekkere) yargılama giderinin davadaki kabul red oranına göre 3.146,98 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan 100,00-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 23,95-TL nin davacıdan alınarak davalıya verlmesne,
9-Davalı kendisini vekille temsil ettiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesine göre red ve kabul oranına göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …