Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/906 E. 2019/67 K. 12.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/906
KARAR NO : 2019/67
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 19/09/2016
KARAR TARİHİ: 12/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekil dava dilekçesinde özetle; Davalı, müvekkil şirket ile yenilemiş olduğu bayilik mukavelesi ile müvekkil şirketin Talas- Kayseri bölgesinde bayiliğini istediğini, taraflar arasında akdedilen bayilik mukavelesinde 26. madde 1. fıkrasında “Bu sözleşme ve ayrılmaz belgeleriyle bayiye yüklenen borç ve mükellefiyetlerden birinin ihlali halinde …Lpg bayilik sözleşmesini derhal feshedebilir veya derhal fesih hakkı saklı kalmak kaydı ile diğer müeyyidelerin uygulanmasını isteyebilir….Lpg’nin bu sözleşme de yazılı ihtarsız fesih haklarıyla, sözleşmeyi feshetmeksizin, diğer müeyyideleri uygulama hakları saklıdır.”denildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 16/e maddesi son kısmında ” Taraflar arasındaki alacak ve borçların miktarının tespitine …Lpg’nin Evrak, bordro, rapor, defter vs kayıtları muteber olacağını, bu kayıt ve evrakta hiçbir sebep ve surette itiraz hakkı olmayacağını, delil olarak münhasıran bunlara dayanılacağını bayi kabul ve taahhüt eder.” denildiğini, sözleşmenin 24/b maddesine “Bayinin, … Lpg’den herhangi bir dönemde, 30 gün süre ile hiç Lpg alınmaması, Lpg alımlarında, bir önceki yılın aynı ayına ait Lpg alımlarından %20’den fazla düşüş olması sözleşmenin bayi tarafından ihlali anlamına geldiğini, …Lpg’ye işbu sözleşmeyi tek taraflı olarak haklı sebeple bildirimsiz derhal fesih hakkı verdiğini bayi peşinen kabul ve taahhüt eder” denildiğini, sözleşmenin 30/b maddesinde “…Lpg, işbu bayilik mukavelesinde belirtilen fesih sebeplerinden ayrı olarak Bayiinin yetersizliğine kanaat getirmesi halinde hiçbir ihtara hacet kalmaksızın, akdi feshetmeye, tazminat ve cezai şart talebinde bulunmaya yetkili olduğunu bayii peşinen kabul ve taahhüt eder,” denildiğini, sözleşmenin 32. maddesinde ” …Lpg’nin işbu sözleşmeden doğan haklarından herhangi birisini hakkın doğduğu tarihte kullanmamış olması bu hakkından feragat ettiği anlamına gelmeyeceğini bayii peşinen kabul ve taahhüt eder,” denildiğini, sözleşmenin 33. maddesi uyarınca İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olacağı taraflarca kabul edildiğini, davalı sözleşmeye aykırı olarak 07.07.2016 tarihinden itibaren Lpg alımlarım tatil ettiğini, kendisine uyarı ihtarı gönderilmesine rağmen Lpg alımlarına başlamadığını bayilik sözleşmesini müvekkil şirketçe haklı sebepler ve tek taraflı olarak feshedildiğini, Davalı en son 07.07.2016 günü Lpg alımı yaptığını daha sonra Lpg alımlarım tatil ettiğini, bunun üzerine Lpg alımlarına derhal başlaması için …Noterliği’nin 09.08.2016 tarih ve … Yevmiye Numaralı İhtarnamesi ile uyarıldığını, esasen sözleşme hükümlerine göre müvekkil şirketin bu konuda derhal fesih imkanı varken yine de uyarın yapıldığını, uyarı ihtarnamesi 11.08.2016 günü bizzat kendisine tebliğ edildiğini, davalı kendisine uyarı ihtarı tebliğ edilmesi rağmen Lpg alımlarına başlamadığını bu defa sözleşmesi … Noterliği’nin 01.09.2016 tarih ve …Yevmiye Sayılı İhtarnamesi ile feshedildiğini, fesih ihtarı davalıya 05.09.2016 günü tebliğ edildiğini, davalı sözleşmenin 27. maddesi uyarınca müvekkil şirkete sözleşme sonuna kadar hesap edilecek, mahrum kalacağı kar mahrumiyetine ilişkin tazminatı ödemekle yükümlü olduğunu, Davalı Lpg alımlarım durduğu 07.07.2016 tarihine kadar toplam 21 Ton, ortalama aylık 2,1 Ton Lpg alımı yapıldığını, fesih tarihinden itibaren sözleşmenin sona ermesine 48 ay bulunduğunu, buna göre davalı tarafın bakiye süre için 2,1X48=100,8 Ton alım yapması gerektiğini, sözleşme hükümlerine göre kar mahrumiyeti; davalı bakiye 1 Ton Lpg’nin satış fiyatı(-) Tüpraş’ın ana depo satış fiyatının sorulması ve müvekkil ticari defter ve kayıtlarından davalıya 1 ton Lpg ‘nin ana depo satış fiyatının sorulması ve müvekkil şirketin talep edebileceği kar mahrumiyeti tutarının bilirkişiden alınacak rapor ile tespit edilmesini talep etmekle birlikte; fazlaya dair haklar saklı kalmak üzere, davalının ödemesi gereken kar mahrumiyeti tazminatının marifeti ile hesap edilmesinden sonra ıslah edilmek üzere kar yoksunluğu için şimdilik 1.000,00-TL talep edildiğini, davalı sözleşmenin 28. maddesi uyarınca akdin feshine sebep olduğu için 50.000-EURO cezai şart tazminatını ödemekle yükümlü olduğunu, bayilik sözleşmesinin 28. maddesinde ; “Yine Bayiinin akde muhalefeti dolayısıyla akdin feshine sebebiyet vermesi halinde 27. maddeden ayrı olarak 50.000-EURO ‘yu …Lpg’ye cezai şart olarak ödemeyi peşinen kabul etmiştir.” denildiğini, fesih ihtarnamesinin davalıya tebliğtarihi (temerrüde düştüğü tarih) olan 05.09.2016 tarihinde TC Merkez Bankası döviz kuruna göre 1-EURO 3.282-TL olup buna dair Merkez Bankası internet sitesinden alınan dökümün delil listesine eklendiğini, Sayın Mahkeme bu belgeyi yeterli görmez ise 05.09.2016 tarihi itibari ile 1-EURO’nun Türk Lirası karşılığını Merkez Bankası’ndan müzekkere ile sorulmasının talep edildiğini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davalının ödemesi gereken cezai şart tazminatının hesap edilmesinden sonra ıslah edilmek üzere şimdilik 05.09.2016 temerrüt tarihi itibariyle 49.000,00-TL cezai şart tazminatının da talep edildiğini, Neticeten; açılanan sebeplerden dolayı; alacakların belirlenmesinden sonra ıslah edilmek üzere; fazlaya dair talep ve dava haklı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL kar mahrumiyeti tazminatı alacağımıza dava tarihinden itibaren itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalından alınarak müvekkil şirkete verilmesine, fazlaya dair talep ve dava haklan saklı kalmak kaydıyla şimdilik 49.000,00-TL cezai şart tazminatı alacağımıza temerrüt tarihi olan 05.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkil şirkete verilmesine, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmasına, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 07.02.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının dilekçesinde ileri sürmüş olduğu hususlar gerçeği yansıtmaktan uzak olup, haksız taleplerin kabul edilmediğinin beyan edildiğini, müvekkil ile davacı arasında Lpg dağıtımı ve satışı konusunda 11.09.2015 tarihinde akdedilen bayilik sözleşmesi bulunduğunu, taraflar arasında bayilik sözleşmesine bakıldığında ise açıkça davacının fesih yetkisinin oldukça geniş düzenlendiğinin görüleceğini, bu hükümler açıkça ekonomik özgürlüğün aşırı sınırlandırılması niteliğinde olduğunu,bayilik sözleşmesi devam ederken bayilik sözleşmesinin tarafı olan … davalı, Kalp Rahatsızlığı sebebiyle işlerini yürütemez hale geldiğini, sağlık raporlarından da anlaşılacağı üzere, müvekkile kronik iskemik kalp teşhisi konulduğunu, bu sebeple de bir takım ameliyatlar ve tedavi süreci başlatıldığını, işleri gayet iyi giderken, geçirdiği rahatsızlıkları ve iş yeri kapatmak zorunda olduğunu bağlı olduğu … Müdürlüğü ile görüşerek fesih beyanı bildirdiğini, müdürlükte problem olmadığını kapanışı vererek bu sözleşmeye son vereceklerini belirttiğini, bu hususa ilişkin tanıklarında mevcut olduğunu,müvekkil fiilen işletemez olduğu işyerini 24.08.2016 tarihinde resmi olarak da kapattığını, TTK m. 122 kapsamında, sağlık veya yaşlılık gibi sebeplerle kendisinden sözleşmeyi devam ettirmesinin beklenemeyeceği durumlarda acentenin sözleşmeyi feshi halinde de denkleştirme beklenemeyeceği durumlarda acentenin sözleşmeyi feshi halinde de denkleştirme istemi hakkının var olacağı sonucuna varılacağını, bu sebeple denkleştirme tazminatı hakkımızı saklı tutulduğunun belirtildiğini, davalı müvekkil ile davacı arasındaki sözleşmenin 26. maddesi, 24. maddesi, 30. maddesi, 32. maddesi,28. maddesi ve sözleşmenin tamamı incelendiğinde sözleşmenin tek taraflı olarak hazırladığının görüleceğini, sözleşme de tek taraflı olarak yalnızca davacıya fesih hakkı verildiğini, mevzuu bayilik sözleşmesinin ” sözleşmenin feshi” başlıklı 26. maddesinde ve 30. maddesinde yer alan davacı …’a tek taraflı fesih yetkisi veren hükümler yer aldığını, uygulamadaki dağıtım sözleşmelerine bakıldığında, sözleşmeye, sağlayıcı taraf lehine bir takım fesih kayıtları konduğunun görüldüğünü, davacıdan önce müvekkilin sözleşmeyi fesih ettiğini, bu sebeple öncelikle müvekkilin sözleşmeyi feshettiği kabul edilerek değerlendirme yapılması gerektiğini, zira davacının iddia ettiği hakkı fesih gerekçesinden önce sözleşme müvekkilde feshedildiği ve hükümlerin ortadan kalktığını, davacının fesih beyanı ve talep gerekçesi hatalı olduğundan davanın reddi gerektiğini, haklı fesihte tazminat istenemeyeceğini, davalının sözleşmeyi feshetmesinde haklı olduğu için herhangi bir tazminat ödemek zorunda olmadığını, sözleşmedeki cezai şart ve diğer tüm maddi hükümler tek taraflı ve davacı lehine düzenlendiğini, sözleşmede düzenlenen ve davaya konu edilen cezai şartlar tek taraflı olduğu, yalnızca bir tarafa yüklenildiğini hal böyle olunca; diğer taraf yararına öngörülen cezai şart ile ilgili düzenlemelerde denkliğin mevcut olmadığını cezai şartın geçerli olmadığını, davacı tarafın dikey üstünlüğünden istifade ederek sözleşmeye hiçbir müdahaleye müsaade etmediğini, ceza şart borca aykırılık riski karşısında alacağın teminat altına alınmasına yönelik bir hukuki araç olduğunu,cezai şart sayesinde alacaklı, borcuna aykırı davranması halinde, zararını ispat etmek zorunda kalmaksızın belirli bir edimin ifasını talep etme hakkını elde ettiğini, cezai şart miktarı,menfaatler dengesi bakımından hakkaniyete aykırı olacak biçimde yüksek tespit edilemeyeceğini, aksi halde cezai şartın aşırı olmasının gündeme geleceğini, bu gibi hallerde hakimin sözleşmeye müdahale etmesi ve aşırı cezai şartı kendiliğinden indirmesinin söz konusu olacağını, tüm izah edilen hususlara rağmen mahkemece aksi kanaatte olunur ise aşırı cezai şartların ve taleplerin indirilmesinin talep edildiğini, Neticeten; arz ve izah olunan nedenlerle ve mahkemenizce resen rastlanacak sair sebepler neticesinde, haksız olarak ikame edilen bu davanın reddine ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflarca gösteriler deliller toplanmış, alacağın varlığı ve miktarının belirlenmesi için bilirkişi heyetinden 15/03/2018 tarihli rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti 15/03/2018 tarihli raporunda “dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası, davacı yan ticari defter-belgeleri ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; a) Dava konusunun, taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin davacı tarafından fesih edilmesi nedeniyle davacının kar mahrumiyeti ve cezai şart alacağının davalıdan tahsil edilmesi talebinden ibaret olduğu, b) Davacının 2015 ve 2016 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, c) Davacı şirketin 2016 yılı kurumlar vergisi beyanları, örnek faturalardan yapılan alım-satım tutarları diğer mali verilerden üzerinde hesaplamalar neticesinde; davacı şirketin Ton başına 771,03 TL Faaliyet Karı elde ettiği, Sözleşme gereği 100,80 Ton daha alım yapması gerektiği iddiasında bulunduğu, d) Sektörel inceleme ile “TÜP BAYİLİĞİ” için bu sürenin “AZAMİ 1 Aylık” bir zaman zarfının uygun olabileceği görüş ve kanaatinde varıldığı,bu itibarla taraflar arasında akdedilen 5 yıllık sözleşmeye dayalı olarak sözleşmenin davalı tarafından feshinden sonraki sadece 1 aylık süre için davalıya yapılacak satıştan kaynaklı 771,03 TL/Ton X 2,1 Aylık Ortalama Tonaj = 1.619.16 TL Faaliyet karından mahrum kalacağı, e) Davalının kalp rahatsızlığı yaşaması ve 2 kez hastanede yatılı tedavi görmesi nedeniyle, davalının mücbir sebeplerle sözleşmesinin ifasını yerine getirip getiremediğinin takdirinin Sayın Mahkemeye ait olacağı, f) Neticeten heyetimizce yapılan tespit ve değerlendirmeler sonucunda; f.1. Taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince talep edilen 50.000 Euro cezai şart tazminatına ilişkin takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, f.2. Sektörel inceleme ile “TÜP BAYİLİĞİ” için bu sürenin “AZAMİ 1 Aylık” bir zaman zarfının uygun olabileceği görüş ve kanaatinde varıldığı,bu itibarla taraflar arasında akdedilen 5 yıllık sözleşmeye dayalı olarak sözleşmenin davalı tarafından feshinden sonraki sadece 1 aylık süre için davalıya yapılacak satıştan kaynaklı 771,03 TL/Ton X 2,1 Aylık Ortalama Tonaj=1.619.16 TL Faaliyet karından mahrum kalacağı, . Sayın Mahkemece heyet kanaatinin aksinin kabulü ile davacının sözleşme süresinden bakiye 48 aylık süre için kar mahrumiyetini talep edebileceğine takdir edilmesi halinde davacının 48 aylık kar kaybının 77.719,82 TL olduğunun kabulünün gerekeceği,” görüşü bildirilmiştir.
Tarafların itirazlarının değerlendirilmesi bakımından bilirkişiden aldırılan 10/01/2019 tarihli ek raporda ” kök raporumuzdaki görüş ve sonuçlarda değişikliği gerektiren bir husus mevcut olmadığı ” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, açılan dava bayilik sözleşmesinin feshinden kaynaklı kar mahrumiyeti ve cezai şart alacağı istemine ilişkindir. Davalı, davacı tarafın Talas/Kayseri bayisi olup 07.07.2016 tarihinden itibaren 30 gün süreyle lpg alımlarını durdurması nedeniyle davacı şirketin 09.08.2016 tarihli ihtarnamesi ile uyarıda bulunduğu ve 01.09.2016 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshederek kar mahrumiyeti ve cezai şart alacağını talep ettiği, dosyaya sunulan hastane kayıtları ve tıbbı raporun incelemesinden davalıya kronik iskemik kalp hastalığı tanısı konulduğu, 01.08.2016 tarihine kadar istirahat ve 02.08.2016 tarihinde kontrol öngörüldüğü, davalının daha öncede… Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesinde yatarak tedavi altına alınmış olduğu anlaşılmış, davalının rahatsızlığının ciddi boyut taşıması, mücbir sebep altında sözleşme yükümlülüklerini ifa edemediği, lpg alımlarının durduğu, fakat ceza şart talep edilebilmesi için bayilik sözleşmesinin 28 maddede bahsedilen “bayinin akde muhalefeti dolayısı ile akdin feshine sebebiyet vermesi” şartının somut olayda gerçekleşmediği kasden bayilik sözleşmesine aykırı olarak bayinin akdi ihlal edici eylemlerinin bulunmayıp ispatlanmış sağlık rahatsızlığı, mücbir sebep nedeniyle akdin ifasının yerine getirilemediği kanaatine varılmış bu nedenle cezai şart alacağına ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş, kar mahrumiyeti talebine gelince bayilik sözleşmesinin 27. Maddesine göre … akdin ihlali nedeniyle maruz kaldığı zarar-ziyan’ı ve mahrum kaldığı karı talep edebileceğinden bilirkişi heyeti tarafından sözleşmeye uygun olarak yapılan hesaplama ve sektörel bilirkişi tarafından belirlenen makul süre içerisinde davacının isteyebileceği kar mahrumiyeti tazminatının 1.619,16 TL olduğu, davacının talebiyle bağlı kalınarak 1.000 TL tazminata hükmetmek gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)1.000,00 TL kar mahrumiyeti alacağının dava tarihi olan 19/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline,
1-Alınması gereken 68,31 TL nin peşin alınan 853,88 TL den düşümü ile kalan 785,57 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan toplam 3.597,88 TL ( 29,20 TL BH, 853,88 TL PH, 4,30 TL VH .2.400,00TL bilirkişi, 310,50 TL teb.) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi asgari avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 1.000,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
B)Cezai şart alacağına ilişkin talebin reddine,
1-Davalı tarafından yapılan 300,00 TLbilirkişi ücreti, 150,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 450,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi asgari avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 5.740,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerin üzerinde bırakılmasına, yatırılan avantan bakiye kalan kısmın kararın kesinleşmesi sonrası davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …