Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/879 E. 2021/937 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/879 Esas
KARAR NO:2021/937

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:01/09/2016
KARAR TARİHİ:23/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 10.07.2014 tarihinde takip başlatıldığını, muhatabın tebellüğden imtina etmesi nedeniyle tebligatın 17.07.2014 tarihinde muhtara tebliğ edildiğini ve muhatabın komşusuna haber verildiğinin de tebligat mazbatası üzerine şerh düşüldüğünü, ödeme emrinin tebliğinin ardından taraflarınca alacağın tahsili amacıyla birinci haciz ihbamameleri ve bir kısım müzekkereler gönderildiğini, ne var ki davalının takibin üzerinden | yılı aşkın süre geçtikten sonra, icra dosyasına, ödeme emrine ilişkin tebligatın usulsüz olduğunu, takipten 28.09.2015 tarihinde haberdar olduğunu, usulsüz tebligata ilişkin … İcra Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosya ile dava açtığını ve davacıya herhangi bir borcu bulunmadığından bahisle takip konusu borca tüm ferileriyle birlikle itiraz ettiği şeklinde beyanda bulunduğunu, … İcra Hukuk Mahkemesi … Fsas sayılı dosyası ile haksız ve hukuka aykırı olarak borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin iddialarının kabul gördüğünden davanın müstenidi icra dosyasının itiraz nedeni ile durdurulmasına karar verildiğini, takibin devamı ve alacaklarının tahsili için davalının yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazın iptali amacıyla süresi içerisinde huzurdaki işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu,taraflar arasında, meyve sebze alım satımından kaynaklanan ticari ilişkinin mevcut olduğunu, işbu ticari ilişki uyarınca, üretici sıfatına sahip davacı tarafından … Toptancı Hali 26 numaralı yazıhanede faaliyette bulunan davalıya, 26.10.2013 ile 11.01.2014 tarihleri arasında 35 kalem mal gönderdiğini, gönderilen malların, 26 nolu yazıhanede faaliyet gösteren davalı tarafından teslim alındığını, davalı tarafından komisyoncu sıfatıyla malların satılmış ve satılan mallar hakkında da davacı adına komisyon faturaları düzenlendiğini, i davacının ekli ürün ve fatura listesi ile faturalarda mevcut üretici/müstahsil alacağının 48.968 İ TL’sini tahsil edememesi nedeniyle …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı : dosyasıyla borçlu hakkında icra takibi başlatıldığını, Huzurdaki davaya müstenit faturalara konu malların davalıya teslim edilmesine ve komisyon faturalarının da usulüne uygun şekilde kesilerek davacıya ulaştırılmasına rağmen, davalıya gönderilen ve komisyon faturalarında da mevcut alacağın davacıya ödenmemesi |üzerine davacının haklı olarak alacağını tahsil amacıyla icra takibine giriştiğini, işbu sebeple icra lakibine yapılan itirazın haksız ve hukuka aykırı olup iptali gerektiğini, iş Davalı tarafından açıkça faize ilişkin itirazda bulunulmadığından, faiz taleplerinin haklı ve hukuka uygün olduğu hususunda da şüphe bulunmadığını, tarafların tacir, işin de ticari iş olması nedeniyle yıllık avans faizi talebinde de hukuka aykırılık bulunmadığından, :icra takip dosyasından işleyen ve işleyecek faiz oranına ilişkin talep ettikleri faiz oranı hukuka uygun olup, faize yönelik itirazın reddi gerektiğini, davalının faturaları bizzat kendisi düzenlemiş olduğundan, faturaların düzenlendiği tarih itibari ile davalının mütemerrid olduğu ve işbu sebeple işlemiş laizin de usule uygun olduğunu,Davalının icra dairesine sunmuş olduğu iliraz dilekçesinde söz konusu ödemelerin yapıldığına ilişkin olarak herhangi bir ödeme belgesi de sunmadığını, Yargıtay müstakar içtihatları uyarınca borcu olmadığı iddiasında bulunan kimsenin buna ilişkin ödeme belgelerini sunması gerekliği hususu da izahtan vareste olduğunu, bu yönüyle de davalının itirazının haksız olup, davalının bu hareketinin davacının alacağına ulaşmasını geciktirmeye yönelik olduğunu,Davalının dava konusu borca itirazının kötü niyetli ve davacıyı zarara sokma kastıyla yapıldığından ve söz konusu alacağın likit olduğundan, borçlunun borcun tamamının 9020 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, açıktanan sebeplerle takibe yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli yapıldığı açık olduğundan; itirazın iptaline ve takibin devamına hükmedilmesi gerektiğini,Davalının davacı alacağının geciktirilmesine yönelik hareket ettiğini ve takibe itirazın açıkça kötü niyet delili kabul edilmesini, kötü niyetli davranışı nedeniyle dava açılmasına sebebiyet veren davalıya 6100 sayılı kanunun 329. Maddesi uyarınca para cezası verilmesini talep ettiklerini,Davalının söz konusu icra takibini sürüncemede bırakmaya çalıştığının sabit olup, herhangi bir şekilde faaliyet gösterdiği Merkez Hal 26 nolu yahut kiracılık hakkını devretmesi halinde, davacı alacağını elde etme imkanının ortadan kalkacağının sabit olduğunu, işbu sebeple 5957 sayılı Sebze Ve Meyveler İle Yeterli Arz Ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun teminat başlıklı madde 12 ” Ticari güvenin sağlanması ve tarafların haklarının korunması amacıyla, toptancı hallerinde faaliyet gösterenlerden, belediye meclisince belirlenen miktarda nakit, banka teminat mektubu, Hazine bonosu, Devlet tahvili, hisse senedi, gayrimenkul rehni, sigorta teminatı ve nakde çevrilebilir diğer kıymetler teminat olarak alınır, (…) süresi içinde üreticiye ödenmeyen mal bedelleri, ilgililerin talebi üzerine hal hakem heyeli veya mahkeme kararıyla verilen teminattan kesilerek ödenir. Teminattan karşılanamayan kısım genel hükümlere göre tahsil olunur” hükmü ve ilgili yönetmelikler uyarınca davalının Büyükşehir Belediyesinde yahut Hal Müdürlüğünde teminatının bulunması halinde işbu teminatın davalıya iade edilmeyerek üzerine ihtiyaten tedbir konulmasını, teminatın mevcut olmaması halinde ise davalının taşınmazlarına ihtiyaten haciz. şerhi konulmasını davacıdan teminat alınmaksızın- Sayın Mahkemeden bilvckale arz ve talep ettiklerini, Yukarıda izah etmeye çalışılan ve re’sen bulunacak diğer sebepler uyarınca, takibe (borca ve borcun tüm İerilerine) yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, davacıdan teminat alırmaksızın, davalının Büyükşehir Belediyesinde yahut İstanbul … Merkez Hal Müdürlüğünde teminatının bulunması halinde işbu teminatı üzerine, teminatın mevcut olmaması halinde ise taşınmazlarına ihtiyaten haciz şerhi konulmasını, davalı itirazın kötü niyetli olması nedeniyle davanın kabulüyle birlikte davalı borçlunun takip tutarının tamamının 4020 sinden aşağı olmayacak şekilde tazminata mahkum edilmesine, davalı borçlunun kötü niyet para cezasına çarptırılmasıma. dava masrafları ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir,
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalının … Sebze ve Meyve Hali’nde faaliyet göstermekte olup. davacı tarafla bir müddet çalıştığını,davalı şirketin davacı tarafa herhangi bir borcu kalmamış olup, bugün itibariyle davalı şirketin davacı taraftan alacağı bulunduğunu,5957 sayılı yasanın 10/5, maddesi gereği 50.000 TL’nin altında bulunan uyuşmazlıklarda (bu miktar her yıl yükselitlmekte olup 01.01.2016 tarihi itibariyle 65.123,56 TL olmuştur) Hal Hakemi Heyetine başvurunun zorunlu olduğunu, bahsi geçen amir hüküm gereği davacı tarafın 14.03.2014 tarihinde 2014/29 numaralı dosya üzerinden Hal Hakem Heyeti’ne başvuru yapmış olup, yapılan bu başvurunun Hal Hakem Heyeti tarafından 02.06.2014 tarih ve 2014/62 sayılı kararla reddedildiğini,Davacı tarafça, 5957 sayılı yasanın 10/S.maddesi gereği Hal Hakem Heyeti tarafından verilen red kararına karşı ön beş gün içinde hal hakem heyetinin bulunduğu yerde ticart davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine itiraz edilmesi gerekirken davacı tarafın bu yola başvurmayarak süreyi kaçırdığını, 5957 sayılı yasanın amir olan 10/5, maddesi gereği süresinde dava açmayan davacı tarafın davalı şirket aleyhine takip yapma ve devamında itirazın iptali davası açma hakkının da bulunmadığını,5957 sayılı yasanın 10/5. maddesindeki amir hüküm olmasına rağmen, sayın mahkeme tarafından eldeki davanın incelenmesi gerektiğine karar verilirse bile, 1, bentte belirtildiği gibi davalı şirketin davacı larafa hiçbir borcu olmadığını, bu durumun davacı tarafça imzalanan ödeme makbuzları ile davacı tarafa PTT aracılığıyla gönderilen para dekontlarının incelenmesinden de açıkça anlaşılacağını, Görülmekte olan davayla ilgili olarak davalı ile yaptıkları anlaşma gereği davalının taraflarına 7.500 TL vekalet ücreti ödeyeceklerini,5957 sayılı yasanın 10/5. maddesinde belirtilen sürenin kaçırılmış olmasının ayrıca, davalı tarafından tüm ödemelerin yapılmış olması dikkate alındığında davacı tarafın başlatmış olduğu icra takibi ile devamında açmış olduğu davanın haksız ve kötü niyetli olduğunun tartışmasız. olduğunu, bundan dolayı, davacı taraf aleyhine İİK’nun 67/2. maddesi gereği 9420’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, HMK’nun 329/1. Maddesi gereği davalı tarafından taraflarına ödenecek 7.500 TL vekalet ücretinin tamamının davacı taraftan alınarak davalıya verilmesini ve HMK’nun 329/2. maddesi gereği davacı aleyhine disiplin para cezası kararı verilmesini istediklerini,Davalı şirketin davacı laraftan olan alacağıyla ilgili her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak üzere, açılan davanın reddine, davacı tarafça dava konusu icra takibinin kötü niyetli başlatıldığı sabit olduğundan % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminalına hükmedilmesine, davacı tarafın hiçbir hakkı olmadığı halde dava açtığı sabit olduğundan HMK’nun 329/1. maddesi gereği davalı larafından taraflarına ödenecek 7.500 TL vekalet ücretinin tamamının davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine, davacı tarafın hiçbir hakkı olmadığı halde dava açtığı sabit olduğundan HMK’nun 329/2. maddesi gereği davacı tarafın disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına, yargılama giderleri ile vekalel ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; taraflar arasında 2013 – 2014 yılları arasında meyve sebze satım alımına ilişkin ticari ilişki olduğu, bu ilişkiden kaynaklı 25 kalem malın davalıya satılıp satılmadığı, davacının varsa talep edebileceği alacak miktarının ne olduğu, davalının icra takibine yaptığı itirazın yerinde olup olmadığı, faizin türü ve başlangıcının ne olduğu, icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığından ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde; dava konusu Üretici belgesi, Ürün ve fatura listesi, davalı tarafından müvekkili adına düzenlenen komisyon fatura fotokopileri Mahkememiz dosyasına sunulmuştur.
…. İcra Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosya uyap üzerinden celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup; 08/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle;Tarafların inceleme için ticari defter kayıt ve belge ibraz etmediği, incelemenin dosyakapsamında yapıldığı,İncelenen belge ve kayıtlara yöre davacı taralın 10.07.2014 takip tarihi itibarı ile davalı tarafa 42.222,23.TL borçlu olduğu, Tarafların 920 tazminat talebinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olmakla 02/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Tarafların inceleme için ticari defter kayıt ve belge ibraz etmediği, incelemenin dosya kapsamında yapıldığı,Davalının nakit makbuzu karşılığı yaptığını iddia ettiği ödemeleri ispat edemediği, incelenen belge ve kayıtlara göre davacı tarafın 10.07.2014 takip tarihi itibarı ile davalı taraftan 50.527,90 TL tutarında alacaklı olduğu, İşlemiş faiz tutarının da 9.767,80 TL olarak hesaplandığı, Davacı açısından 9020 icra inkar tazminatı talep etme şartlarının oluştuğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olmakla 17/09/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;Taraflar arasında çekişmenin, 62.750,00 TL tutarlı makbuzda yer alan tutarın ödenip ödenmediğine ilişkin olduğu,Sayın Mahkemenizin 62.750,00 TL tutarlı makbuz ile ödeme yapıldığı dikkate aldığında $$ (114.108,40.TL — 126.330,50 TL — -12.222,10) 12.222,10 TL tutarında davacı tarafın davalı tarafa borçlu durumda olduğu, 62.750,00 TL tutarlı makbuzun ödeme olarak dikkate alınmadığında da (114.108,40.TL — 63.580,50 TL >) 50.527,90 TL tutarında davacı tarafın davalı taraftan alacaklı olduğu,Davacı üretici satıcı ve davalı komisyoncu olduğuna göre yine kök raporumuzda belirttiğimiz üzere davacı (Satıcı) ile davalı (Alıcı) arasında belge düzeni esas alındığında davacının ürün gönderimi sonrasında davalıdan alacaklı olması, akabinde davalının ürün bedelini (kesintilerden sonra ) davacıya göndermesi şeklinde cari hesap ilişkisinin sürdürülmesinin mutad olduğu, ürün gönderen satıcının komisyoncu alıcıya borçlu olması durumunun mutad olmadığı, davalının alacak iddiasının bulunmadığı, davalının davacıdan alacaklı olma durumunun davalı tarafından ayrıca izah edilmesi gerektiği,yukarıda sayılan sebepler ile ve bu aşamada davalının davacıdan 50.527,90 TL olduğu şeklindeki kök raporumuzdaki görüşümüzün korunduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı vekili, taraflar arasında meyve sebze alım satımından kaynaklanan ticari ilişki olduğunu, müvekkilinin üretici olarak davalıya 35 kalem mal gönderdiğini, malların komisyoncu sıfatı satıldığını, müvekkili hakkında komisyon faturaları düzenlendiğini ancak faturalarda mevcut üretici/müstahsil alacağının 48.968,00 TL’sini tahsil edemediğini, başlatılan icra takibine davalının haksız itirazı sebebi ile işbu itirazın iptali davasını açtıkları beyan ederek davanın kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacıya borçlu olmadığını, alacaklı olduğunu, davacının Hal Hakem Heyetine yaptığı başvurunun reddedildiğini, Hal Hakem Heyeti kararına itiraz süresini kaçırdığını, bu sebeple itirazın iptali davası açma hakkı olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davaya konu …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde davacının davalı hakkında 48.968,00 TL asıl alacak,1.960,11 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 50.828,11 TL üzerinden takip başlatığı, ödeme emrinin davalıya 05.08.2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 17/07/2014 tarihinde itirazı üzerine takibin durduğu, davacı tarafın süresi içerinde işbu itirazın iptali davasını açtığı görülmektedir.
Dava dosyası içerisinde bulunan 02.06.2014 tarihli 2014/62 Karar nolu Hal Hakem Heyeti Kararının incelenmesinde; “Şikayetçi …’ün Hal Kayıt Sisteminde kaydının bulunmadığı tespit edilerek şikayetçinin meslek mensubu olmadığı anlaşıldığından şikayetin Hal Hakem Heyetinde görüşülemeyeceğinden reddine karar verildiği görülmektedir. Davacının başvurusu usul yönünden reddedildiğinden, bu karara karşı itiraz yoluna gidilmeden işbu davayı açmasında usul ve yasaya aykırı bir durum söz konusu değildir.
Hükme esas alınan 02/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi; sebze ve meyve komisyoncuları iki tip fatura düzenlemektedir. Bunlardan birisi, kendilerine gelen emtiayı sattıkları müşterilerine düzenledikleri ve satış bedeli ile satılan ürünü gösteren ve genel olarak hal çıkış faturası/fişi olarak adlandırdıkları faturalardır. Sebze ve meyve komisyoncuları sattıkları her ürün için bu faturayı müşterisine vermekte ve müşteri hal çıkışında belediye görevlilerine bu faturayı ibraz ederek ürünü halden çıkarmaktadır. İkinci olarak, ürünü kendilerine gönderen müstahsil veya tüccar adına düzenledikleri ve genel olarak “Komisyon Faturası” diye adlandırılan faturalar düzenlenmektedir. Bu faturalarda satılan ürünlerin cinsi, miktarı, birim fiyatı, tutarı, hesaplanan KDV tutarı ve bu tutardan indirilen masraflar (nakliye, navlun, hamaliye, rüsum varsa gelir vergisi tevkifatı ve fon payı, komisyon ve komisyona ait KDV toplamı) ile ürünü gönderen müstahsil veya tüccara ödenecek net tutar gösterilmektedir. Sebze ve meyve komisyoncuları bu faturalarda yer alan komisyon bedeli ile buna ait KDV tutarını yasal defterlerine intikal ettirerek beyan etmektedirler.
Dava dosyası içerisinde davacı (Satıcı) ile davalı (Alıcı) arasında düzenlemiş olan müstahsil makbuzları ile ambar fişleri bulunmamaktadır. Ancak davalı tarafın Hal Hakem Heyetine ibraz etmiş olduğu ve dosya içerisinde bulunan Hal Hakenı Heyetinin raporunda davalı tarafın davacı taraftan 5030 adet muz ve çilek karşılığı 141.718,40TL’lik müstahsil makbuzu ile mal aldığı tespit edilmiştir. Buna mukabil davlı tarafın da 27.610,13 TLlik komisyon ve gider faturası kaynaklı alacağı olduğu, bu bağlamda davacının net hakedişi, 114,108,40 TLdir. Davacı alacağının hesaplanması için davalının yaptığı ödemelerin mahsubu gerekmektedir.
Davacı tarafın davalı taraf adına düzenlemiş olduğu ambar fişinde yer malların miktarı ile davalı taraf komisyon faturaları üzerinde bulunan malların miktarları birbiri ile uyumlu olduğu görülmüştür. Taraflar arasında da bu husus uyuşmazlık konusu değildir.
Davalı tarafın dosyaya ibraz ettiği ödemelere ilişkin makbuzların incelenmesinde; davacı tarafın davalı taraftan 156.330,50 TL tahsilat yaptığı görülmektedir. Bu on dokuz adet tahsilatın üçü hariç diğerlerinin davacının PTT posta çeki hesabına, 15.000’er iki tahsilat ve 62.750,00 TL’lik son tahsilat davacıya imza karşılığı elden verildiği belirtilmiştir. Davacı taraf, 24/10/2018 havale tarihli ve 16/09/2019 tarihli beyan dilekçelerinde; davalının ödemeleri PTT kanalı ile yaptığını, elden tahsilatın söz konusu olmadığını, 15.000’er TLlik iki tahsilattaki imzaları kabul etmediklerini, 62,750,00 TL’lik makbuzun ise PTT kanalı ile yapılan tüm ödemelere istinaden düzenlendiğini, bu tutarda elden bir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin mal göndermeden, herhangi bir alacağı olmadan davalıdan elden para almasının işleyişe aykırı olduğunu beyan etmiştir.
Davacının PTT kanalı ile yaptığı tahsilat miktarı, 63.580,5 TLdir.
Davacının 15.000’er TLlik iki adet makbuza ilişkin imza inkarında bulunması üzerine davalıdan makbuz asıllarını sunması istenmiş, davalı taraf makbuzların Hal Hakem Heyetine sunulduğunu beyan etmiştir. Hal Hakem Heyeti ile yapılan yazışmalarda evrak asıllarının olmadığı bildirilmiştir. Bu durumda davalı elden yaptığını iddia ettiği toplam 30.000,00TL’lik ödemeyi ispat edememiştir.
Taraflar arasında geriye kalan ihtilaf, 62.750,00TL’lik elden tahsilat yapılıp yapılmadığıdır. Bilirkişi raporunda da belirttiği üzere; davacı (Satıcı) ile davalı (Alıcı) arasında belge düzeni esas alındığında davacının ürün gönderimi sonrasında davalıdan alacaklı olması, akabinde davalının ürün bedelini ( kesintilerden sonra ) davacıya göndermesi şeklinde cari hesap ilişkisinin sürdürülmesi, mutad olandır. Başka bir ifade ile mal gönderen satıcının komisyoncu alıcıya borçlu olması mutad değildir. Ayrıca sözkonusu makbuz üzerinde “ESKİ BAKİYE 728.347,71 TL” notu olduğu, makbuza göre de davalı tarafın alacağı bulunmadığı bilirkişice tespit edilmiştir. Bu bağlamda; davalının sunduğu 62.750,00TLlik ödeme makbuzunun davacının iddia ettiği gibi PTT kanalı ile yapılan ödemelere istinaden verildiği, mutad olanın davalı alıcının, davacı satıcıya borçlu olması olduğu, davacının 114.108,40TL alacağından davalının PTT kanalı ile yaptığı 63.580,50 TL nin mahsubu ile davacının 50.527,90 TL alacaklı olduğunun kabulü gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; davalının icra takibine itirazının haksız olduğu, taleple bağlı kalınarak davacının 48.968,00TL alacaklı olduğu, her ne kadar davacı taraf işlemiş faiz talep etmiş ise de; alacağın vadesinin belirlenmediği, davalıyı temerrüde düşürecek bir ihtar ve ihbarda bulunulmadığı anlaşılmakla; davanın kısmen kabulü ile alacak likit olmadığından icra inkar tazminatının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile; takibin 48.968,00TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-İcra İnkar tazminatı talebinin reddine,
3-Sair hususların gerekçeli kararda belirtilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan alınması gereken 3.345,05TL harçtan peşin alınan 613,92TL’nin mahsubu ile eksik 2.731,08TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA;
5-Davacı tarafından yatırılan toplam 647,42TL (29,20TL BH, 613,92TL PH, 4,30TL VSH, ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan toplam 1.882,10TL (1.600,00TL bilirkişi ücreti, 282,10TL posta ve müzekkere masrafı, ) yargılama masrafının davanın kabul red oranına göre takdiren 1.813,22TL’sinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE;
7-Davalı tarafından yargılama sırasında yapılan 50,00TL yargılama masrafının davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE;
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 7.165,84TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 1.860,11TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
10-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2021

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır