Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/85 E. 2021/766 K. 27.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/85
KARAR NO:2021/766

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:08/03/2007
K. DAVA TARİHİ:24/04/2007
KARAR TARİHİ:27/09/2021

MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞTİRİLMESİNE KARAR VERİLEN
…. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI DOSYASINDA;

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:15/08/2007
KARAR TARİHİ:26/12/2007

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkil şirket arasında 05/01/2005 tarihinde konusu … İli, … İlçe, … … pafta, … ada, … parsel üzerinde üretim binası inşaatı ve bu binaya bağlı betonarma ve çelik konstrüksiyon statik projesinin hazırlanması olan sözleşme imzalandığını bu sözleşmeyi yazılı hale getirmek için sözlü mutabakat gereği hükümlerini doğurmaya başladığını davalı şirketin inşaata fiilen başladığını sözleşme gereği davalının ilk peşin avansı için mutabakat tarihi olan Eylül 2004 de ödemesi gerekirken avansın ancak 09/12/2004 tarihinde ödendiğini neticede 05/01/2005 tarihinde sözleşmenin akdedildiğini davalı şirkete ait …’deki fabrikanın kaba inşaatının sona erdirildiğini davalının talebi üzerine bu kez fabrikanın çevre yapıları ve sert peyzaj işlerinin de müvekkile verildiğini 02/10/2005 tarihli yeni sözleşme ile aynı inşaatın ince işlerinin ve elektrik işlerinin de verildiğini ödemelerin zamanında sözleşmeye uygun yapılmadığını dürüst ve tutarlı davranılmadığını açıklayarak ince işler hakedişinden 364,487 EURO, çevre yapılar hakedişinden 195.599 TL elektrik hakedişinden 33,807 EURO, sundurma temeli inşaatından 9.343 EURO, yine sundurma temeli inşaatından 40.009 TL olmak üzere toplam 1.001.965,56 TL ödenmeyen hakedişlerinin olduğu bakiyesinin düşülmesinden sonra toplam alacağının 1.207.220,34 TL olduğunu ve bu borcu ödemediğini ayrıca kur farkından kaynaklanan zararların olduğunu kaçırılan fırsatlar ve yatırım yapamamadan dolayı zararların yanında aylık yoksun kalınan kar vade farkı zararları ve prestij kaybı gibi zararlarının bulunduğunu açıklayarak fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında sözleşme düzenlenerek sözleşmede kararlaştırılan bedellerle betonarma ve çelik kostrüksiyon statik projeleri hazırlayarak bir üretim binası inşaa edileceği kararlaştırıldığını davacı yüklenici anılan her iki sözleşme ile yüklendiği edimleri zamanında ve tam olarak yerine getirmediğini edimlerini karalaştırılan sürelerden aylar sonra ayıplı ve eksik olarak ifa ettiğini bunun üzerine … 10.Noterliğinin 06/07/2006 tarih … sayılı ihtarnamesiyle yükümlülüklerini ifa ile ayıp ve eksikliklerinin giderilmesi ve inşaatın ayıp ve eksikten ari olarak teslimi ile gecikme nedeni sonucu cezai şart ödenmesinin ihtar edildiğini davacının yüklendiği edimlerini geç, ayıplı ve eksik ifadan kaynaklanan hukuki sorumluluklarından ve cezai şarttan kurtulmaya çalıştığını davacı yanın, davalı müvekkilin ödemelerini sözleşmeye uygun yapmadığı iddiasının gerçek dışı olduğunu yapılacak incelemede bunların ortaya çıkacağını açıklayarak yersiz davanın reddine karar verilmesini istemiş buna karşılık binanın Haziran 2005 tarihinde bitirilip teslim edilmesi gerektiği taraflar arasında akdedilen sözleşmenin gecikme tazminatı ve cezai şartlar başlıklı 9.maddesinde cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığını davacının düzenlenen sözleşmeler ile yükümlendiği edimlerini zamanında tam olarak yerine getirmediğini kararlaştırılan sürelerden sonra ayıplı ve eksik olarak ifa ederek müvekkilini zarara uğrattığını ayıplı ve eksik işler nedeniyle halen bile davacının sözleşmeye konu işleri hukuka uygun olarak tamamlayıp teslim ettiğinden söz etmenin bile mümkün olmadığını açıklayarak sözleşmesel yükümlülük ve taahhütlerini sözleşmede kararlaştırılan sürelerde ve tam olarak yerine getirmeyen edimlerini ayıplı, eksik ve geç ifa eden davacıdan fazlaya haklar saklı kalmak kaydıyla 50.000 TL’nin ticari reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı şirket arasında … İli, … İlçe … 327 pafta, 1477 ada, 76 parsel üzerindeki üretim binası ile ilgili sözleşme imzalandığını müvekkilinin davalı tarafından kabul edilen ve hak edişlerinin oluşturduğu 31/01/2006 tarih … nolu, aynı tarihli … nolu, 31/03/2006 tarihli … nolu, aynı tarihli … nolu, yine aynı tarihli … nolu, 03/04/2006 tarihli … nolu, 07/06/2006 tarihli … nolu toplam 7 adet faturayı kesip davalıya gönderdiğini davalının fatura konusu borcun bir kısmını çeşitli tarihlerde ödediğini fakat 167.509,34 TL’lik kısmını ödemediğini bunun üzerine ….İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla takipte bulunulduğunu itiraz üzerine takibin durduğunu ve eldeki davanın açıldığı vurgulanarak itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … Asliye Ticaret Mahkemesinde …/… esas ile dava açıldığını her iki davanın derdest olduğunu derdest davalar nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini ve talebin kabul edilmemesi halinde de dosyaların birleştirilmesini isteyerek davanın reddine ve %40 oranında tazminat ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağı ile iş bedelinin ödenmemesinden doğan kâr kaybı, kur farkı ve prestij kaybı nedeniyle tazminat istemlerine; karşı dava, aynı sözleşme nedeniyle eksik ve ayıplı ifa nedeniyle tazminat ve cezai şart istemlerine; birleşen dava ise, bakiye iş bedelinin tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının iş sahibi şirketten tahsili istemlerine ilişkindir.
Davacı tarafından davalı hakkında ….Asliye Ticaret Mahkemesine açılan itirazın iptali davasında davacının 7adet faturaya dayanarak takipte bulunduğu itiraz üzerine İİK.66.mad.göre takibin durduğu ve aynı yasanın 67.maddesine göre de 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Anılan davanın mahkememizin …/… sayılı dosyasında görülen dava ile birleştirilmesine karar verildiği ve birlikte görüldüğü anlaşılmıştır.
Davalı-karşı davacı vekili birleştirilen ….Asliye Ticaret Mahkemesi davasına verdiği yanıtta usulü itiraz olarak … 2.İcra Hukuk Mahkemesinin .. esas sayılı dosyasıyla derdestlik itirazında bulunmuş ise de; her iki dava dosyasının konu farklılığı gözetilerek HUMK.187.madde anlamında koşullar oluşmadığından buna yönelik itiraz yerinde değildir.
Taraflar arasında 05/01/2005 tarihinde konusu … İli … İlçesi … 327 pafta, 1477 ada, 76 parsel üzerinde üretim binası inşaatı ve bu binaya bağlı betonerme çelik konstrüksiyon statik projesinin hazırlanması olan bir sözleşme imzalandığı davacının Ekim 2004 tarihinde inşaata fiilen başlandığı noktalarında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu davalı tarafından tüm hakedişlerinin ödenip ödenmediği ayrıca davalı savunmasında da açıklandığı şekilde inşaatın süresinde teslim edilip edilmediği ve ayıplı işlerin bulunup bulunmadığı ve bunun sonucunda da davalı-karşı davacının zararının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosyayı sırasıyla özetlemek gerekirse,
Davacıya, bozma öncesinde bu tazminatın nelerden oluştuğu diğer bir anlatımla zarar kalemleri açıklattırılmış olup buna göre davacı karşı davalı yüklenici şirket vekilince asıl ve birleşen davalarda verilen dava dilekçeleri 07.02.2008 havale tarihli dilekçesinde, asıl davada talep edilip 10.000,00 TL tutarın 7.500,00 TL’lik kısmının hakediş, 500,00 TL’lik kısmının 2006 yılı cari hesap bakiyesinin faizi, 500,00 TL’sinin kur farkı nedeniyle uğranılan zarar, 500,00 TL’sinin kaçırılan fırsatlar ve yatırım yapamama nedeniyle uğranılan zarar, 500,00 TL’sinin yoksun kalınan kâr ve 500,00 TL’sinin de ticari itibar kaybı ve rekabet edememe nedeniyle uğranılan zarar, vade farkı zararı ve yetişmiş eleman kaybından kaynaklanan alacaklar olduğu ifade edilmiş; 2006 yılı cari hesap bakiye alacağının ise, birleşen dosyada dava konusu edildiği izah edilmiştir.
Yargıtay bozmasından sonra görülen 28/03/2016 tarihli celsede Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği görülmüştür.
Mahkememiz … Esas …/… Karar sayılı 30.11.2010 tarihli kararı, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2014/3663 Esas 2014/6929 Karar sayılı 01.12.2014 tarihli ilamıyla bozulmuş olmakla dava dosyası mahkememizin 2016/85 Esas sırasına kaydedilmiş, mahkememizce 28.03.2016 tarihli ara karar ile usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, bozma ilamı doğrultusunda ve dosya içeriği delil ve belgelere göre tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları ile dayanağı belgelerde incelenmek sureti ile asıl, karşı ve birleşen davalardaki istenilen her bir kalem alacak talebinin ayrı ayrı değerlendirilmesi bakımından yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
31.10.2016 tarihli raporunda bilirkişi heyeti sonuç olarak; asıl dava yönünden davacı/k.davalı şirketin, davalı/k.davacı şirketten 299.339,01 TL alacaklı olduğu, ancak davacı/k.davalı yanın talebinin fazlaya dair haklar saklı tutularak 10.000,00 TL olduğu, karşı dava yönünden davalı/k.davacının, davacı/k.davalı şirketten herhangi bir, alacağının oluşmadığı, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasında, davacı/k.davalının icra takip tarihi itibariyle davalı/k.davacı yandan alacağının 39.893,78 TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Alınan bilirkişi raporu usulüne uygun şekilde taraflara tebliğine çıkarılmış, 05.12.2016 tarihli ara karar ile mahkememizce bilirkişi heyetinden taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilmesi yönünde ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
16.05.2017 tarihli ek raporunda bilirkişi heyeti; davalı/k.davacı yanın toplam zarar kalemleri ile cezai şart alacaklarının toplam 773.751,57+234.330,91 = 1.008.092,48 TL olduğu, davacı/k.davalının 1.205.498,81 TL olan alacağından bu tutarın tenzil edilmesi ile asıl davada davacı/k.davalı yanın nihai alacağının 1.205.498,81- 1.008.092,48 = 197.406,33 TL olması gerektiği ancak, davalı/k.davacı yanın 50.000,00 TL dışındaki taleplerinin zaman aşımına uğradığı yönündeki davacı/k.davalı iddialarının mahkememizce yerinde ve haklı bulunması durumunda, davacı/k.davalı yanın nihat alacağının 1.205.498,81- 50.000,005 = 1.155.498,81 TL olacağı, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E.sayılı dosyasında, davacı/k.davalının icra takip tarihi itibariyle davalı/k. davacı yandan alacağının 39.893,78 TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Alınan ek bilirkişi raporu da taraflara usulüne uygun şekilde taraflara tebliğ edilmiş, mahkememizce bu kez 12.04.2018 tarihli ara karar ile dosyada mübrez bilirkişi raporlarının çelişkili olması ve son raporun denetime elverişli olmaması nedeniyle yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiştir.
19.11.2018 tarihli raporunda bilirkişi heyeti sonuç olarak; Davacı/K. davalı … Ltd. Şti.’nin davalı/K. Davacı… A.Ş. “den cari hesap alacağı olarak 39.893,78 TL alacaklı olduğu, bu alacağa takip tarihine kadar 8.399,55 TL işlemiş faiz talep edilebileceği, davalı /K. davacı … Paz. ve Tic. A.Ş.’nin, davacı/k. davalı A… İnş. ve Ltd. Şti.’nde zarar kalemleri tutarı ile talep koşulları yerinde görülürse cezai şartların parasal miktarlarının toplam tutarları olan %18 KDV hariç, 833.083,03 TL ve 104.883,88 Euro alacaklı olduğu, Davacı/k. davalı … ve Tic. Ltd. Şti.’nin davalı/k. Davacı …. A.Ş. ‘ne montajını yapmamış olduğu elektrik tesisatının eksik imalatının toplam değerinin (KDV Hariç 1.039,70 Euro) KDV dahil 1.226,85 Euro olduğu, Davacı/K.davalı vekili tarafından sunulan 07.03.2007 tarihli dava dilekçesinde belirtilen inşaat ince işler hakedişi, çevre yapılar hakedişi, elektrik hakedişi, sundurma temel inşaat hakedişi ile ilgili toplam 1.001.965,56 TL’lik bakiye alacak talebi ile ilgili olarak dava dosyasında bilgi ve belge olmaması, bilirkişi heyetinde inşaat mühendisi/ kesin hesap uzmanı olmaması sebebi ile değerlendirme yapılamadığı sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Mahkememizce 12.12.2018 tarihli ara karar ile bilirkişi heyetine kesin hesap hak ediş uzmanı bilirkişi eklenerek bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
13.05.2019 tarihli ek raporunda bilirkişi heyeti; ek rapor sürecinde Heyete dahil olan bilirkişinin mütalaası itibariyle, dosyaya 05.01.2005 Tarihli Kaba İnşaat İşleri Sözleşmesiyle ilgili olarak 11 adedi Ara Hakediş ve sonuncusu (12. Hakediş) 12 no.’lu Kesin Hakediş olmak üzere 12 adet Hakedişin sunulmuş olduğu görüldüğünü, gerek 11 adet Ara Hakedişin, gerekse 12 no.’lu “Kesin Hakedişin” Tarafların ihtirazı Kayıt konulmaksızın Tarafların imzalarını içermiş olduğu görüldüğünü, Kaba İnşaat İşleri Sözleşmesi kapsamındaki imalatlar için taraflar arasında bir çekişmenin bulunmadığı görüldüğünü, Davacı-Karşı Davalı Yüklenici Şirket:
İnce İşler İmalatından : 364.487,0.- €
Çevre İşler İmalatından : 195.599,0.-TL
Elektrik İşler İmalatından : 33.807,0.-€
Sundurma Temel İmalatından: 40.000.-TL+9.340,0.-€ ne 1-€ = 188.-TL olmak üzere (KDV dahil) toplam: 1.001.956,56 TL hakkedişlerden alacaklı olduğunu, Cari Hesap Bakiyesi ve İşlemiş Faizinden Toplam: 205.254,78-TL ve Genel Toplam Olarak (KDV dahil): 1.207.220,34 TL Alacaklı olduğunu ancak bu İmalatlara ilişkin herhangi bir yazılı belge sunulmadığını, Davalı-Karşı Davacı İşveren Vekili, İnce İnşaat İşleri ve Elektrik İşleri Sözleşmesi (03.01.2006 tarihli) kapsamında Davacı-Karşı Davalı Şirkete:
Elektrik ve İnce İşler İçin : 982.487,0 € + KDV = 1.159.334,66 € Çevre İşleri İmalatları İçin : 606.962,0 TL + KDV = 716.215,16 TL ödeme yaptıklarını belirtildiğini, dosyaya sunulu Tarafların İhtirazsız İmzalarını içeren 5 adet İnce İnşaat işleri Hakedişlerinin Toplam Tutarı: 587.877.-€ + KDV, 4 adet Elektrik İşleri Hakedişlerinin Toplam Tutarı: 398.321.-€ + KDV, İnce İnşaat + Elektrik İşleri Hakedişlerinin Toplam Tutarı: 986.198.-€ + KDV göründüğünü, dosyaya sunulu ve tarafların itirazsız imzalarını içeren 5 adet Çevre İşleri Hakedişlerinin Toplam Tutarı: 606.962,0.-TL + KDV olduğunu, 19.11.2018 Tarihli Kök Raporda, asli takdirin mahkememize ait olduğu işaret edilerek, Davalı-Karşı Davacı İşveren’in Davacı-Karşı Davalı Yükleniciden, Eksik ve Kusurlu İşler Bedeli ve Gecikmeye İliskin Gecikme Tazminatı ve Cezai Şart olarak Toplam (KDV hariç): 833.083,03 TL + 106.110,73 € talep edebileceğinin değerlendirilebileceğinin belirtildiğini, Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi, Taraflar Arasında Düzenlenen Sözleşmenin Eki olup, Taraflar Arasında İlgili Şartnamenin 44. Maddesi hükmüne uygun “Kesin Kabulün” ve 40. Maddesi hükmüne uygun “Kesin Hakediş Raporunun” düzenlenmesi gerektiğini, Kesin Kabulün ve Kesin Hakedişin Taraflar arasında düzenlenmediği anlaşıldığını, Kesin Hakedişin düzenlenebilmesi için 40. Maddede belirtilen belgelerin dosyaya sunulması gerektiğini, bunların sunulmadığı görüldüğünü, Kesin Hakediş Düzenlenmesi İşi, bir Bilirkişilik Hizmeti kapsamında değil, bir Mühendislik Hizmeti kapsamında gerekli Uzman bir Ekiple düzenlenmesi mümkün olduğunu, taraflarca, Kesin Hakedişin gerekli belgeleri ile birlikte dosyaya (40. Maddede belirtilen hükümlere göre) sunulması halinde bu konuda bir değerlendirme yapılabileceği sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Davacı tarafından davalı hakkında …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne açılan itirazın iptali davasında davacının 7 adet faturaya dayanarak takipte bulunduğu itiraz üzerine İİK.66. Mad.’ne göre takibin durduğu ve aynı yasanın 67. maddesine göre de 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Tüm dosya içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dosya kapsamında, Yargıtay bozma ilamında belirtilen eksikliğin giderilmediği tespit edildiğinden, 23/09/2020 tarihli celsede iş sahibi davalı karşı davacı yana inşaat işlerinden dolayı işletme zararını talep ettiği anlaşılmakla tazminat kalemleri tek tek ele alınarak her zarar kalemi için mevcut zarar miktarı ve istenen miktarın açıklatırılması için süre verilşmiş olup buna göre 29/09/2020 tarihli dilekçe ile fazlaya dair haklarımız saklı tutularak 50.000-TL.’nin davacı-karşı davalıdan tahsiline ilişkin olarak tazminat kalemleri;Davacı-karşı davalı yüklenicinin binanın beton ve çelik konstrüksiyon statik projesini hatalı olarak hazırlaması ve hazırladığı hatalı projeye göre imal ve inşa ettiği binanın çelik konstrüksiyon sisteminin çatıya entegre sistemleri taşıyamayacak hale gelmesi üzerine müvekkil davalı-karşı davacının …. Ltd. Şti.’ne yeni ve doğru bir statik proje hazırlatmak için yaptığı gider kalemi ile müvekkilin imal ettirmek zorunda kaldığı, zemine dayalı çelik konstrüksiyon askı platformları sistemi nedeniyle yapılan giderleri tazminen 20.000-TL,hatalı, kusurlu ve eksik imalatlar nedeniyle ortaya çıkan zararı tazminen 10.000-TL,davacı-karşı davalının sözleşmede belirtilen sürelere uymamasından dolayı sözleşme hükümleri gereğince ödenmesi gereken gecikme cezasına istinaden 20.000-TL olarak belirtilmiştir.
Davanın açılış tarihi ve dosyada bozma öncesi keşfen inceleme yapılmasına karar verilerek inşaatın …’de olması nedeniyle ilgili mahkemeye talimat yazılmış ve ilgili mahkemece keşif yapılarak bilirkişi raporu aldırıldığı, … Sulh Hukuk Mahkemesince yapılmış keşif belgelerinin bulunması, dosyadaki bilgi, belge ve beyanlardan işin kusurunun giderildiği ve bu aşamada yapılacak keşiften dosya kapsamında fayda alınamayacağının anlaşılması nedeni ile davacı karşı davalı birleşen dosya davacısının keşif talebinin reddine karar verilmiştir.
Bozma öncesi, … Sosyal Sigartalar Kurumu İl Müdürlüğü’nen Sayın Mahkemeye daha Önce sunulan 30.10.2007 tarihli, 040307 sayılı dosyadaki cevap yazısında fabrikanın 01/07/2008 tarihinde faaliyete başladığı, inşaat eksikliğinin 30/01/2007 tarihinde tamamlandığı belirtilmiş olup davacının …’de kurulan fabrikada çalışanların SGK kayıtlarının celbine gerek görülmemiştir.
Tarafların zamanaşımı itirazlarının süresinde olmadığı anlaşıldığından yerinde değidir.
Taraflar arasındaki 05/01/2015 tarihli sözleşmenin 14. Maddesinde “İşbu sözleşme ve eklerinde belirtilmeyen teknik hususlarda T. Standartlar Enstitüsü ve Bayındırlık Bakanlığı ilgili yayınları ile ilgili diğer kamu yayınları ve standartları geçerli olacaktır”. şeklinde düzenleme yapıldığı görülmektedir.
Davalı/karşı davacının zarar kalemleri de gözetilerek alacak miktarının belirlenmesinin istendiğini,ayrıca kaba inşaat sözleşmesinin 11.maddesi uyarınca davacı/k davalı tarafça verilen 400,000,00
TL’lik banka teminat mektubuna ilişkin sözleşmenin 11.maddesinde “İşin ikmalini müteakip işin eksiksiz, kusursuz ve sözleşme hükümlerine göre uygun yapıldığı anlaşıldıktan sonra ….(varsa) NEFASET GEREKTİREN İŞLERİN BEDELLERİ TENZİL EDİLDİKTEN SONRA teminat iade edilir.”hükmü gözönüne alındığında teminat mektubunun iadesi istemi yerinde değildir.
Bayındırlık Bakanlığı Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 12 ve 13.maddelerinin esas alındığını,Genel şartnamenin 12.maddesine göre yüklenicinin hazırladığı projelerin ve hesapların hata ve eksikliklerinden ve bunların her türlü sonuçlarından sorumlu olduğunu, projelerin idare tarafından görülmüş ve onaylarnmış olmasının yükleniciyi bu sorumluluktan kurtarmayacağını, 13.maddesine (2)Yüklenici kullanacağı her türlü Malzemeyi yapı denetim görevlisine gösterip iş için elverişli göre idarenin proje ve vb. teknik belgelerde gerekli göreceği her türlü değişikliği yapmaya yetkili olduğunu,şartnamenin 15/1 maddesine göre yüklenicinin bütün işleri yapı denetim görevlisinin, sözleşme ve eklerindeki hükümlere aykırı olmamak şartı ile vereceği talimata göre yapmak zorunda olduğunu,15/3 maddesine göre yüklenicinin bu değişiklik hakkında fen ve sanat kurallarına Uygun olmadığı görüşü hakim olursa bu husustaki görüşlerini idareye bildirme zorunda olduğunu, bu konuda idarenin(işverenin) bilgilendirildiğine dair herhangi bir yazılı belge olması durumunda sorumluluğun davalı/k.davacıya geçeceğini, ancak projenin yalnızca düşey yükler ve ekstra yükleme olarak da buhar borularıyla aydınlatma elemanlarının dikkate alındığı, çatı sisteminin bunların dışında ekstra yük taşıyacak şekilde projelendirilmemiş olduğu, sözleşmenin eki olan Bayındırlık Bakanlığı Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 15.maddesi hükümlerince İdareye (işverene) bildirilmediği dosya içeriğinden anlaşıldığı belirtilerek bu bedele davacı/k.davalının itirazının yerinde değildir.
“Yapım İşleri Genel Şartnamesi”nin 40 ve 44. maddelerinde ise kesin hakediş raporu ve kesin hesap hüküm altına alınmıştır.
Sözleşmenin anılan hükmü ile şartname hükümlerinin delil sözleşmesi niteliğinde olup olmadığının tespiti uyuşmazlığın çözümünde yararlı olacaktır.
Hal böyle olunca, delil sözleşmesi ile ilgili olarak şu genel açıklamaların yapılmasında yarar vardır:
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 287/2. maddesindeki delil sözleşmesi; ortaya çıkan uyuşmazlıkta belli bir hususun ne tür deliller ile ispatlanacağının taraflarca yazılı olarak saptanmasıdır.
HUMK’nun 287. maddesinin birinci cümlesinde kanunun ispatını belli bir şekle bağladığı vakıaların, başka bir delil ile ispat olunamayacağı esası konulmuş olmakla beraber, aynı maddenin ikinci cümlesinde bir delil mukavelesinin yapılmış olduğu hallerde, mukaveleye konu olan vakıanın başka bir delil ile ispat olunamayacağı kabul edilmekle, delil konusunda tarafların anlaşmalarının geçerli bulunduğu esası benimsenmiştir.
Delil sözleşmesinin geçerli olması, sözleşme hürriyetinin (Anayasa m. 48) doğal bir sonucudur.
Genel hükümler uyarınca yapılacak bazı sözleşmelerde, yanlara bazı kanıtlarla yazılı biçimde ispat hakkının sınırlı olarak tanınması halinde, bu sınırlar dışında kanıt gösterilmesi olanaksızdır.
Anayasanın 48. maddesinde sözleşme özgürlüğü esası benimsendiğine göre, bu esaslar uyarınca düzenlenecek sözleşmenin ispatı biçimi de belirlenebilir ve sınırlanabilir. Bu esas, sözleşme özgürlüğüne dayanmaktadır.
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 19. maddesi, Anayasanın yukarda sözü edilen maddesinde benimsenen özgürlüğü hukuk ilkelerine uygun olarak sınırlandırmış ise de, bu sınırlama içinde, deliller bakımından tarafların sözleşme yaparken birleşen iradeleri ile sınırlama yapılamayacağını öngörmemiştir.
Delil sözleşmesinin konusu ispattır. Bu nedenle delil sözleşmesi ile ispat şartı olan yazılı şekil öngörülebilir veya var olan yazılı şekil (senet) ile ispat zorunluluğuna istisna (mesela, senetle ispatı gereken bir hukuki işlemin tanıkla ispat edilebileceği) kabul edilebilir. Buna karşılık, delil sözleşmesi ile geçerlilik (sıhhat) şartı olan yazılı şekil yerine başka bir şekil kararlaştırılamaz.
Delil sözleşmesi, usul hukukuna ilişkin bir sözleşmedir (Prozessvertrag). Çünkü, delil sözleşmesi asıl etkisini usul hukuku alanında göstermektedir.
Delil sözleşmesi, belli bir hukuki ilişki için yapılabilir. Delil sözleşmesinde, hangi hukuki ilişkinin hangi delil ile ispat edilebileceğinin kararlaştırıldığının açıkça gösterilmesi gerekir. Taraflar “bundan böyle aramızda çıkacak bütün uyuşmazlıklar tanıkla ispat edilecektir” şeklinde genel bir delil sözleşmesi yapamazlar.
Bir davanın tarafları, (dava açılmadan önce veya sonra) bir hususun (vakıanın, hukuki işlemin) yalnız belli bir delil ile ispat edileceği hakkında bir sözleşme yaparlarsa, buna münhasır delil sözleşmesi denir. Yani bu halde, o husus yalnız delil sözleşmesi ile kabul edilmiş olan delil ile ispat edilebilir; başka bir delil ile ispat edilemez (HUMK m. 287/2).Münhasır olmayan delil sözleşmesinin en önemli misali, senetle ispatı zorunlu olan bir hukuki işlemin (HUMK m. 288, m. 290), tanıkla da ispat edilebileceği hakkında yapılan delil sözleşmesidir (HUMK m. 289).
Delil sözleşmesi yazılı şekilde yapılabilir (HUMK m. 287/2); bunun için adi yazılı şekil yeterlidir. Ancak, bu yazılı şekil, geçerlik (sıhhat) şartı olmayıp, sadece bir ispat şartıdır.
Bir hususun ispatı için münhasır delil sözleşmesi yapılmış ise, delil sözleşmesinde kararlaştırılan delilden (veya delillerden) başka delil kabul olunmaz. Buna göre, taraflar, delil sözleşmesi ile aynı zamanda delillerini hasretmiş olurlar, yani taraflar, delil sözleşmesinde kararlaştırdıkları deliller dışında başka delil gösteremezler (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 2001, c.3, s.2881 vd.).
Delil sözleşmesi kesin delil sayıldığından gerek tarafları ve gerekse mahkemeyi bağlayacağından hakimin görevinden ötürü (re’sen) bu hususu göz önünde bulundurması mecburidir (Hukuk Genel Kurulu’nun 7.5.1980 gün 1978/15-291 E., 1980/1959 K. sayılı içtihadı).
Somut olayın açıklanan hükümler karşısında değerlendirilmesine gelince;Olayda uygulanması gereken Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 40. maddesinde yer alan;İşin geçici kabulü yapıldıktan sonra, kesin hakediş raporunun düzenlenmesine esas olacak kesin metraj ve hesapların tamamlanmasına başlanır. Bunlar; biri asıl olmak üzere en az üç kopya halinde düzenlenir.Müteahhidin kesin hakediş raporunun düzenlenmesinde sadece kesin metraj ve hesaplar sonucunda bulunan miktarlar esas alınacak ve bunlarla geçici hakediş raporlarındaki rakamlar arasında bulunabilecek farklara bakılmayacaktır.
Kontrol teşkilatı, Müteahhit veya vekili ile birlikte işin gidişine paralel olarak daha önce hazırlanıp karşılıklı imzalanmış bulunan kesin metraj ve hesapları, yine birlikte tamamlayıp imzalayarak geçici kabul tarihinden başlamak üzere en çok altı ay içinde İdareye teslim etmek zorundadır. Bu hesapların yapılması sırasında Müteahhit veya vekili tarafından yapılmış ve fakat kontrol teşkilatınca çözüme bağlanamamış itirazlar varsa bunlar da incelenmek üzere hesaplarla birlikte İdareye verilecektir.Kesin metraj ve hesapların düzenlenmesi sırasında Müteahhit veya vekili, kontrol teşkilatının yazılı çağrısına rağmen hazır bulunmadığı takdirde, kontrol teşkilatı hesapları tek taraflı olarak hazırlar ve geçici kabul tarihinden başlamak üzere en çok altı ay içinde İdareye teslim eder. Bu aşamada müteahhide hazırlanmış bu kesin metraj ve hesapları altmış gün içinde incelemesi için tebligat yapılır. Müteahhit incelemesini daire dışında yapmak isterse kesin metraj ve hesapların asıl olmayan kopyalarından bir takımı kendisine verilir. Müteahhit kesin metraj ve hesapları inceleyip itirazsız imzalarsa hesapların İdarece incelenmesine başlanır.
”Şartnamenin 44. Maddesinde ise “Kesin kabul için belirlenen tarihte, müteahhidin başvurusu üzerine, kesin kabul heyeti oluşturularak geçici kabulde olduğu gibi aynı usul ve yöntemle kesin kabul işlemleri yapılır.Geçici ve kesin kabuller arasında, Müteahhit tarafından yapılması gereken, sürekli bakım niteliğindeki işlerin sözleşme uyarınca yapılıp yapılmadığı kabul heyeti tarafından incelenerek tespit olunur.Sürekli bakım hususunda müteahhidin herhangi bir yükümlülüğü yoksa kesin kabul heyeti, geçici kabul sırasında iyi durumda ve kabule elverişli olduğu tespit edilmiş olan işlerde teminat süresince kullanılma sonucunda meydana gelen normal aşınma ve eksilmeden doğan durumlar dışında, işin ancak kötü yapılmasından kaynaklanabilecek herhangi bir bozukluğun veya geçici kabulden sonra ortaya çıkan bir kusurun olup olmadığını inceler.
Teminat süresi içinde müteahhidin, bütün yükümlülüklerini yerine getirmiş olduğu kendisine yüklenebilecek ve kesin kabulü engelleyecek bir kusur ve eksiklik görülmediği takdirde kesin kabul tutanağı düzenlenir. Eğer bu süre içinde, sorumluluğu müteahhide yöneltilemeyecek bir aksaklık veya eksiklik tespit edilmişse bu da tutanakta ayrıca belirtilir.İşin kesin kabulüne engel herhangi bir durum görüldüğü takdirde, kabulü engelleyen kusur ve eksiklikler kabul heyeti tarafından bir tutanakla tespit edilir ve kesin kabul işlemi yapılmaksızın kusur ve eksikliklerin giderilmesi için bir süre belirlenerek durum İdareye bildirilir. İdare bu kusur ve eksikliklerin tutanakta belirlenen süre içerisinde giderilmesi hususunu müteahhide tebliğ eder. Kusur ve eksikliklerin Müteahhit tarafından giderildiği İdarece tespit edildiğinde kabul işlemi sonuçlandırılır” düzenleme mevcuttur.
Şeklindeki düzenleme ile taraflar arasında “münhasır delil sözleşmesi” yapılmıştır. Bu nedenle, yüklenici tüm iddialarını ve itirazlarını, ancak imzalamış olduğu bu delil sözleşmesine uygun olarak dermeyan edebilir. Nitekim, Yargıtay’ın kökleşmiş içtihadı da bu doğrultudadır.
Asıl Dava, eksik işler nedeniyle ödenmeyen hakediş bedeli farkının tahsili isteminden kaynaklandığından, yüklenicinin düzenlenen hakedişlere şartnamenin 44. maddesinde açıklanan şartların yerinde olup olmadığının tespiti bu davada önem kazanmaktadır.
Mahkemece aldırılan bilirkişi heyeti raporları ve dosyada mevcut tüm bilgi ve belgeler gözetildiğinde 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 287. maddesi anlamında düzenlenen münhasır delil sözleşmesine uygun bir şekilde Şartnamenin 44. maddesinde belirtildiği üzere Kesin Kabulün ve 40. maddeye göre Kesin Hakediş Raporunun düzenlenmesi gerekmekte olup bunları için gerekli olan Şartnamenin 40. Maddesinde belirtilen belgelerin dosya kapsamında sunulmadığı kesin hakkediş için davacı yüklenicinin haketmiş olduğunu iddia ettiği inşaat ince işler, çevre yapılar, elektrik, sundurma temel inşaat hakediş kalemleri yönünden davacı tarafından sunulan faturalar ve beyanların karşılaştırıldığı her biri ayrı ayrı belirlenip değerlendirilerek saptanması için gerekli olan belgelerin, dosya kapsamında bulunmadığından asıl davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Karşı dava incelendiğinde, davalı/k.davacı taraf … 10.Noterliği’nden keşide ettiği 06/07/2006 tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinde, fazlaya ilişkin haklar ve muhtemel gecikmelerden kaynaklanacak haklar saklı kalması koşulu ile gecikilen her gün için 780 € (yediyüzseksan Euro) olmak üzere toplam 109.200 € (yüzdokuzbinikiyüz Euro) cezai şartın derhal ödenmesini ihtar etmiş, aynı talebini … 10.Noterliği’nin 19.Mart.2007 tarihli ve … yevmiye sayılı ihtamamesi ile yinelenmiştir.
Cezai şart (ceza koşulu) kavramına değinmek gerekirse, kanun koyucu mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 158-161. maddelerinde “cezai şart” kavramını kullanmış, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 179-182. maddelerinde bunun yerine “ceza koşulu” kavramını tercih etmiştir.
Cezai şart borçlunun, asıl borcunu ilerde, hiç veya gereği gibi ifa etmediği takdirde alacaklıya karşı ifa etmeyi önceden taahhüt ettiği edime denir. Bu nedenle cezai şart, asıl borca bağlı olarak ve ancak bu borcun ihlâli ile doğabilecek olan ferî bir edimdir. Borçlu cezai şart ödemeyi taahhüt etmişse, artık alacaklı herhangi bir zarara uğradığını iddia etmek veya zararının şümulünü ispat etmek zorunda kalmadan, tazminat elde etme imkânını bulacaktır. Zira cezai şart borcun ihlâli hâlinde verilmesi gereken, önceden kararlaştırılmış kesin miktarlı (maktu) bir tazminattır. Cezai şartın kararlaştırılabilmesi için asıl borcun mahiyeti önemli değildir; bir verme borcu kadar, yapma veya yapmama borçlarında da cezai şart kararlaştırılabilir (Tekinay, S.S./Akman, S./Burcuoğlu, H./Altop, A.; Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 1993, s. 341-343).
Ayrıca cezai şartın esas itibariyle iki temel amacı bulunmaktadır. Bunlardan biri, borçluyu ifaya zorlamak ve böylece asıl borcun ifasını teminat altına almak; diğeri de, borcun ifa edilmemesinden doğacak zararı önceden ve götürü şekilde tespit etmektir. Bu iki temel amacı dışında, cezai şartın diğer bir amacı da, ifayı engelleyen cezai şartta (dönme cezasında) borçlunun cezai şartı ödemek suretiyle sözleşmeden kolayca dönmesini sağlamaktır (Kocaağa, K.: Türk Özel Hukukunda Cezai Şart (BK. m. 158-161), Ankara 2003, s. 40-42).
19/11/2008 tarihli bilirkişi heyet raporunda teknik uzman tarafından karşı davalının kullanılmasına engel olmayacak ve tehlike vermeyecek nitelikteki eksik ve kusurlu imalatların olduğunun ve sözleşme bedelinin %5 i oranında kesinti yapılabileceği, buna göre kaba inşaat işleri için 177.352,88YTL, … inşaat işleri için 30.348,10YTL, İnce inşaat işleri için 29.888,80EU bedelinde hakediş ve teminattan kesinti yapılması gerektiği tespitinde bulunulmuştur.
Kaba inşaat işleri sözleşmesi bakımından, Süre uzatımı verilmiş işin bitirilmesi gereken tarih olan 21/08/2005 tarihi ile işin bitirildiği kabul edilen tarihi ile İşin bitirildiği kabul edilen tarih (Geçici kabul tarihi) 20/10/2005 tarihi arasındaki 60 gün gecikme olduğu, bu nedenle sözleşmenin madde 9-Gecikme Tazminatı ve Cezai Şartlar başlığı altında “…yüklenici süresi içinde işleri bitirmediği takdirde geciktiği her gün için de işverene 3.000,00YTL ifaya eklenmiş cezai şart ödeyecektir…”şeklindeki hükme göre 60 x 3.000,00YTL olarak 180.000,00YTL cezai şart bedeli istenebileceği, Geçici kabul eksiklikleri ve kusurlu
imalatların dava tarihi itibari ile eksik kaldığı anlaşıldığından kabul edilen geçici kabul tarihi 20/10/2005 tarihi ile dava tarihi olan 06/06/2007 tarihi arasındaki 594 gün için “Kabul komisyonunun tespit ettiği eksiklikler belirlenen sürede yüklenici tarafından giderilmezse bu sürenin bitiminden sonra eksikliklerin giderilmesine dair geçecek her gün için giderilecek eksikliklerin durumuna göre sözleşmesinde günlük gecikme cezası olarak yazılan miktarın belli bir oranda günlük ceza uygulanır.” Maddesine göre 3.000,000TL üzerinden %5 indirim uygulanarak 594 x 150,00YTL 89.100,00YTL olarak gecikme cezası oluştuğu, Yine İnce İşler sözleşmesi bakımından Süre uzatımı verilmiş işin bitirilmesi gereken tarih olan 26/04/2006 tarihi ile işin bitirildiği kabul edilen tarihi ile İşin bitirildiği kabul edilen tarih (Geçici kabul tarihi) 06/07/2007 tarihi arasındaki 71 gün gecikme olduğu, bu nedenle sözleşmenin madde 9-Gecikme Tazminatı ve Cezai Şartlar başlığı altında “…yüklenici süresi içinde işleri bitirmediği takdirde geciktiği her gün için de işverene 780,00EU ifaya eklenmiş cezai şart ödeyecektir…”şeklindeki hükme göre 71 x 780,00EU olarak 55.380,00cezai şart bedeli istenebileceği, Geçici kabul eksiklikleri ve kusurlu imalatların dava tarihi itibari ile eksik kaldığı anlaşıldığından kabul edilen geçici kabul tarihi 16/07/2006 tarihi ile dava tarihi olan 06/06/2007 tarihi arasındaki 325 gün için “Kabul komisyonunun tespit ettiği eksiklikler belirlenen sürede yüklenici tarafından giderilmezse bu sürenin bitiminden sonra eksikliklerin giderilmesine dair geçecek her gün için giderilecek eksikliklerin durumuna göre sözleşmesinde günlük gecikme cezası olarak yazılan miktarın belli bir oranda günlük ceza uygulanır.” Maddesine göre 780,00EU üzerinden %5 indirim uygulanarak 325 x 39EU olarak 12.675,00EUbedelli gecikme cezası oluştuğu, davacı karşı davalının zarar kalem tutarları ve cezai şart bedellerinin KDV hariç toplamda güncel para birimine göre 833.083,03TL VE 104.883,88EU(zarar kalemleri ve gecikme cezalarına ilişkin olarak 19/11/2008 tarihli bilirkişi heyet raporundaki tablonun hükme elverişli olduğu kanati hasıl olmuştur) hesaplanmaktadır. Ayrıca davacı karşı davalı tarafından montajı yapılmayan eksik elektrik işi nedeniyle KDV hariç 1.039,70 EU zarar hesaplanmıştır.Dosya kapsamında aldırılmış olan tüm heyet raporlarında davacının sözleşmeleri süresinde tamamlayamadığı , eksik ve ayıplı işlerin bulunduğu ispatlanmış olup davalı karşı davacının taleple bağlılık kuralı çerçevesinde binanın beton ve çelik konstrüksiyon statik projesi hazırlatmak ve çelik konstrüksiyon askı platformları için 20.000TL, hatalı,kusurlu ve eksik imalatlar için 10.000TL ve gecikme cezası olarak 20.000TL talebinde haklı olduğu anlaşıldığından karşı davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dava itirazın iptali davası olup,takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır.Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.09.2019 tarihli ve 2017/19-824 E., 2019/885 K. sayılı kararında da değinilmiştir.Birleşen dava yönünden davalı karşı davacının cevap dilekçesinde derdestlik itirazı olup takas defi sonraki aşamalarda ileri sürüldüğünden savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olup şartları oluşmadığından takas talebi yerinde görülmemiştir. Mahsup talebi yönünden karşılıklı haklar arasında sıkı bir bağlantının bulunması zorunlu olup cari hesaba konu alacak davacı yüklenici tarafından itiraza uğramamış olup her iki tarafın usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinde mutabık kalınan bedeli oluşturduğunda, karşı davadaki farklı alacak kalemlerine yönelik tazminat ve gecikme cezasından mahsup edilemez.
19/11/2008 tarihli bilirkişi heyet raporundaki SMM bilirkişi tarafından davacı ve davalı karşı davacı tarafın uyuşmazlık dönemine ait ticari defter ve kayıtları incelenmiş olup her iki tarafın ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının süresinde yaptırıldığı kendi lehlerine delil teşkil edeceği, buna göre tarafların ticari kayıtlarına göre 39.893,78 TL bedel yönünden alacak-borç kalemlerinin uyuştuğu , davacının 39.893,78 TL alacağını ispatladığı anlaşılmakla ve ayrıca dava tarihi itibariyle asıl alacağın likit yani belirlenebilir olması nedeniyle % 40 icra inkar tazminata hükmedilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-A ) Asıl davada,
Davanın REDDİNE,
2-A ) Karşı davada,
Davanın KABULÜ ile;
Çelik konstrüksiyon askı platformları sistemi nedeniyle yapılan giderler için 20.000 TL hatalı, kusurlu ve eksik imalatlar nedeniyle ortaya çıkan zararı için 10.000 TL gecikme cezası olarak 20.000 TL’nin karşı dava tarihi 24/4/2007 den itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte asli davacıdan alınıp karşı davacıya verilmesine,
3-A ) Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında,
Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … Esas ( Eski … İcra Müdürlüğünün … Esas ) sayılı takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 39.893,78 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %40’si oranında 15.957,51 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Asıl dava yönünden;
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin ve ıslah ile alınan toplam 5.118,89 TL harçtan mahsubu ile artan 5.059,59 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacı karşı davalıya iadesine,
5-Bozmadan önce yazılan 03.02.2011 tarihli Harç Tahsil Müzekkeresi uyarınca davalı karşı davacıdan tahsiline karar verilen 459,00 TL bakiye karar harcının tahsil edildiğine ilişkin makbuz ibraz edildiğinde, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı karşı davacıya iadesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine,
7-Davacı karşı davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Karşı dava yönünden;
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 3.415,50 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 675,00 TL harcın mahsubu ile eksik 2.740,50 TL harcın davacı karşı davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına ancak bozmadan önce yazılan 03/02/2011 tarihli Harç Tahsil Müzekkeresi ile davacı karşı davalıdan tahsiline karar verilen 2.295,00 TL Bakiye Karar Harcının da mahsubu ile eksik 445,50 TL karar ve ilam harcının davalı karşı davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine,
10-Davalı karşı davacı tarafından yapılan 4.988,10 TL ( 675,00 TL PH, 13,10 TL BH, 4.200,00 TL Bilirkişi Ücreti, 100,00 TL müzekkere ve tebliğler olmak üzere ) yargılama giderlerinin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine,
Birleşen … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası yönünden;
11-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 2.725,14 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.260,50 TL harcın mahsubu ile eksik 1.464,64 TL harcın davalı birleşen dosyada davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına ancak bozmadan önce yazılan 14/06/2012 tarihli Harç Tahsil Müzekkeresi ile davalı birleşen dosyada davalıdan tahsiline karar verilen 1.109,20 TL bakiye karar harcının mahsubu ile eksik 355,44 TL eksik harcın davalı birleşen davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
12-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.984,07 TL vekalet ücretinin davalı birleşen dosyada davalıdan alınarak davacı birleşen dosyada davacıya verilmesine,
13-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 16.073,48 TL vekalet ücretinin davacı birleşen dosyada davacıdan alınarak davalı birleşen dosyada davalıya verilmesine,
14-Davacı birleşen dosyada davacı tarafından yapılan toplam 1.286,60 TL ( 13,10 TL BH, 1.260,50 TL PH, 13 TL tebligat gider olmak üzere ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 305,22 TL’lik kısmının davalı birleşen dosyada davalıdan alınarak davacı birleşen dosyada davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
15-Davalı birleşen dosyada davalı tarafından yapılan 4,00 TL ( Tebligat ücreti) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 3,05 TL’lik kısmının davacı birleşen dosyada davacıdan alınarak davalı birleşen dosyada davalıya verilmesine,
16-Kullanılmayarak artan gider/delil avansının hüküm kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır