Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/845 E. 2019/746 K. 19.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/845
KARAR NO: 2019/746

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ: 18/08/2016
KARAR TARİHİ: 19/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı …, davalılardan …’nin kullandığı araçta yolcu olarak bulunduğu esnada meydana gelen kazada yaralandığını, kazaya karışan aracın sahibinin diğer davalı …, sigortalayanının ise davalı … A.Ş. olduğunu, davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduklarını, kendilerine ödeme yapılmadığını, meydana gelen olay nedeniyle vücut bütünlüğünün zarar gördüğünü bu nedenle maluliyet durumunun, buna bağlı olarak geçici ve kalıcı maluliyet tazminatının tespit edilerek tarafına ödenmesine ve manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

DAVALILARIN TALEBİ:
Davalı …A.Ş. verdiği cevap dilekçesinde tazminattan sigorta poliçesinde yazılı olan teminat miktarı ile sorumlu olduklarını, davacının maluliyet oranının ve kusur durumunun bilirkişi raporu ile tespiti gerektiğini belirtmiştir.
Davalı …davaya cevap dilekçesi vermeyerek 6100 sayılı HMK m.128’e göre dava konusu maddi vakıaları inkâr etmiştir.
Davalı… davaya cevap dilekçesi vermeyerek 6100 sayılı HMK m.128’e göre dava konusu maddi vakıaları inkâr etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava gerçek kişilere karşı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 49 ve 54’e göre haksız fiile dayalı bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat ve madde 56’ya göre haksız fiilden kaynaklı manevi tazminat; sigortaya karşı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 91 ve devamı maddelerine göre mali sorumluluk sigortası nedeniyle maddi tazminat davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, mali sorumluluk sigortası poliçesini, davacıya ait tedavi evraklarını, kaza tespit tutanağını, yemin delilini, tanık beyanlarını, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı …A.Ş. mali sorumluluk sigortası poliçesini ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı … davaya cevap ve delil dilekçesi vermemiştir.
Davalı … davaya cevap ve delil dilekçesi vermemiştir.
Dava gerçek kişilere karşı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 49 ve 54’e göre haksız fiile dayalı bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat ve madde 56’ya göre haksız fiilden kaynaklı manevi tazminat; sigortaya karşı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 91 ve devamı maddelerine göre mali sorumluluk sigortası nedeniyle maddi tazminat davasıdır.
Davacı, davalı … A.Ş.’ye başvuruda bulunarak 2918 sayılı KTK m. 97’deki başvuru koşulunu yerine getirmiştir.
Davacı 6098 sayılı TBK m. 54’e göre çalışma gücünün geçici ve kalıcı kaybından doğan zararlarını ve bakıcı giderlerini talep etmektedir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 92’de mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında kalan durumlar sayılmış olup bunların içinde çalışma gücünün kaybından doğan zararlar bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı sigorta şirketi poliçe limiti dahilinde davacının eğer varsa çalışma gücünün kaybından doğan zararları tazmin etmekle yükümlüdür. Bu durumda davacının çalışma gücünün ne oranda kayba uğradığının tespit edilmesi ve buna göre de tazminat hesabının yapılması gerekmektedir.
Davacı…’un meydana gelen kazada maluliyet durumunun tespiti için dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilmiştir. İstanbul Adli Tıp Kurumundan alınan 09.08.2017 tarihli rapora göre davacının sürekli maluliyet oranının % 3,3 olduğu, iyileşme süresinin de 4 ay olduğu tespit edilmiştir.

Yargılama devam ederken davacı taraf davalı sigorta şirketi ile maddi tazminat talepleri yönünden sulh anlaşması yapmış ve sulh anlaşmasını da dosyaya sunmuştur. Sulh anlaşmasında davacı taraf, maddi tazminat haklarını poliçe limiti ve ferileri tutarında davalı sigorta şirketine devir etmiştir. Davacının alacak haklarını davalıya 6098 sayılı TBK m. 184’de yer alan “Alacağın devrinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlıdır.” hükmüne uygun şekilde devrettiği anlaşılmakla; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 135’e göre alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi ile borç sona ermiştir. Aynı zamanda davacının davalıya yönelttiği alacak talebi davalı sigorta şirketine geçtiğinden davacının maddi tazminat talebi yönünden davacı sıfatı da kalmamıştır. Bu gerekçeyle davacının maddi tazminat talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına yönelik aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 90’a göre; “Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri ise m. 49’da düzenlenmiştir. Bu maddeye göre “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile kaza sonrası tutulan trafik kazası tespit tutanağı birlikte incelendiğinde davalı …’nin meydana gelen trafik kazasında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Davacının kaza yapan araçta yolcu olarak bulunması ve kaza yapan aracın da yolcu minibüsü olması dolayısıyla hatır taşımasının söz konusu olmaması nedeniyle 6100 sayılı HMK m. 30’a göre usul ekonomisi uyarınca kusur için ayrıca bilirkişi incelemesi yapılması yoluna gidilmemiş trafik kazası tespit tutanağındaki tespitlerle yetinilmiştir. Bu nedenlerle davalı … 6098 sayılı TBK m. 49’a göre davacının zararını gidermekle yükümlüdür.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 85’e göre; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Meydana gelen kazada davalı … aracı kullanan kişi diğer davalı … ise aracın sahibi yani işleteni durumundadır. Bu nedenle davalı … de meydana gelen zarardan davalı … ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.

Davalı …’nin kusurlu olduğu hazırlanan trafik kazası tespit raporunda sabit bulunduğundan davalının kusurlu hareketi nedeniyle davacının uğradığı manevi zararlarının giderilmesini de davalılardan talep etmekte hukuki yararı bulunmaktadır. Aynı yasanın 56’ncı maddesi “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” hükmünü içermektedir. Haksız fiil sonucunda bedensel bütünlüğü zarar gören kişi manevi tazminat talep etme hakkına da sahiptir.

Kaza sonucunda davacının engellilik oranının % 3,3 olduğu ve iyileşme sürecinin de 4 ay olduğu tespit edilmiştir. Davacının % 3,3 oranında kazanma gücü kaybına uğraması, bu kaybı telafi etmek için daha fazla efor sarf etmek zorunda kalacak olması, vücudunda kırık meydana gelmiş olması, davacıda belli bir manevi ızdırap ve üzüntü yaratacaktır. Bu nedenle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 56’ncı maddesine göre davalıların manevi tazminattan sorumlu olduğu kanaatine varılarak belli bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği açıktır. Davalı … aracı kullanan ve haksız fiile neden olan kişi olarak, diğer davalı … ise aracın işleteni olarak 2918 sayılı KTK m. 85’de yer alan “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne göre manevi tazminattan müştereken ve müteselsilen sorumludurlar.

Manevi tazminatın kişide zenginleşmeye neden olmayacak derecede ve aleyhine hükmedilecek kişi yönünden ise fakirleşmeye neden olmayacak derecede olması gerekmektedir. Bu amaçla tarafların sosyoekonomik durum araştırması yaptırılmış ve dosya içerisine alınmıştır.

Meydana gelen olay trafik kazası nedeniyle haksız fiildir. Davacının kalıcı şekilde beden gücü kaybına uğradığı sabittir. Bu durumun kendisinde manevi bir ızdırap yaratmış olduğu, davacı lehine manevi tazminat şartlarının gerçekleştiği, manevi tazminat miktarı belirlenirken belirtilen ilkelere göre belirleme yapılmaya çalışıldığı, manevi tazminatın zarara uğrayanlarda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşıdığı, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmediği, takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiği, 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartların açıkça gösterilmesi gerektiği, her olaya göre değişebileceği, hakimin bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermesi gerektiği, (4 HD 23.10.2008 Tarih, 2008/2920 E.-2008/12633 K.) manevi tazminat miktarı belirlenirken olayın oluşu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumu, davacıda oluşan geçici maluliyet ile iş ve güçten kalma süresi, manevi tazminatın zenginleşmeye neden olmaması ilkeleri, hak ve nesafet ölçüleri nazara alınmak durumundadır.

Bu gerekçelerle davacının % 3,3 oranında çalışma gücü kaybına uğraması, bu kaybı telafi etmek için daha fazla efor sarf etmek zorunda kalacak olması, vücudunda kırık meydana gelmiş olması, dört aylık iyileşme süresi bulunması dikkate alınarak manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 25.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den alınarak davacıya verilmesine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacı tarafın maddi tazminat talebinin davalı … A.Ş ile davacı tarafın yapmış oldukları sulh anlaşmasında maddi tazminat taleplerinin poliçe limiti ve ferrileri tutarında davalı sigorta şirketine temlik ettikleri anlaşıldığından bu nedenle maddi tazminat yönünden davacı ve davalı sıfatların davalı … A.Ş nezdinde birleşmiş olduğundan maddi tazminat yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacı tarafın manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE,
3-25.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den 08/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 1.707,75-TL nispi karar harcının peşin alınan 276,66-TL harçtan mahsubu ile eksik 1.431,09-TL harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 401,10-TL (tebliğler ve posta) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 125,34-TL’nin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 310,16-TL ( 29,20-TL BH, 276,66-TL PH, 4,30-TL VH ) harcın davalılar … ve …’den alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Davalı … Şirketi tarafından talep edilmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip
*e-imzalıdır

Hakim
*e-imzalıdır