Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/843 E. 2018/488 K. 11.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/843 Esas
KARAR NO : 2018/488 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 18/08/2016
KARAR TARİHİ : 11/05/2018
Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; Davalının müvekkil şirketten kendi adına özel olarak bastırılmış, pastanesinde kullanılmak üzere ambalaj malzemeleri aldığını, yaptığı ticari iş çerçevesinde davalıya ürün sattığını, bu ticari satıştan dolayı davalıdan 2.301,00-TL cari hesaptan kaynaklanan alacağı olduğunu, davalının da bu bedeli ödemediğini, davalı borcunu ödemeyince aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, borçlu vekilinin marifetiyle icra takibinin yetkisine ve borca itiraz ettiğini, davalı borçlunun itirazının haksız ve yersiz olduğunu, müvekkil şirketin borçludan alacağının kaynağı satılmış olan ürünlerin fatura bedellerinden olan para alacağı olduğunu, borçlar kanunu madde 89/1 gereği para alacakları alacaklının ikametgahı mahkemesinde ödenmesi gereken alacaklardan olduğunu, müvekkilin adresinin… olup, …adliyesi sınırları içerisinde olduğunu, buna göre icra takibinde yetkili icra müdürlüğünün İstanbul İcra Müdürlüğü olduğunu, takibin doğru yerde açıldığını, davalının yetki itirazının iptalini, müvekkil şirketin tüm ticaretinin resmi olup, gayri resmi işleminin olmadığını, imal ederek sattığı ürünlerin ve faturanın davalıya imza karşılığı teslim edildiğini, faturaların irsaliyeli fatura olduğundan ürün ve fatura birlikte teslim edildiğini, davalının açıkça borca değil “borcun sebepleri itibari ile borcu yoktur” şeklinde itiraz ederek zaman kazanmaya çalıştığını, davalının, İstanbul … İcra Müdürlüğümün… E. sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına ve yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya aidiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce düzenlenen tensip zaptı, dava dilekçesi ve ekleri davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş ancak davalı tarafıdan mahkememiz dosyasına herhangi bir beyan veya cevap dilekçesi ibraz edilmediği anlaşılmış ancak İstanbul… İcra Müdürlüğünün … E. dosyasında 05.04.2016 tarihli dilekçesinde davalı vekili özetle; Müvekkilin takip alacaklısına ödeme emrinde belirtilen borcun sebepleri itibari ile herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu nedenle icra takibinin hukuki dayanağının olmayıp, kötü niyetli olduğunu, ayrıca yetkili icra müdürlüğünün Amasya İcra Müdürlüğü olduğunu takibin de Amasya İcra Müdürlüğü’nden başlatılmasının gerektiğini bu sebeplede öncelikle yetkiye, yapılan takibe, borca faizlerine ve tüm fer’ilerine itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce deliller toplanmış, gerekli araştırma yapılmış olup, varsa davacının alacağının varlığının ve miktarının belirlenmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, 23/02/2016 raporunda bilirkişi özetle; ispat yükü kendisinde olan davacının fatura muhteviyatı malı usulüne uygun delillerle davalıya teslim ettiğini ispat amacıyla fatura üzerindeki nakliyeci onayını (kaşe+imza) sunduğunu, davalının itirazı karşısında işlemin somut teslim sayılmasa da, davalı tarafa HMK 220 ve 222. maddelerine göre açıklamalı ve ihtarlı davetiye gönderilip Tebligat Kanununa göre tebliğ edildiği görüldüğünden, buna rağmen davaya katılmayıp defter belge ibraz etmeyen davalı yanında, alacağını usulüne uygun tuttuğu defterlerine kaydeden davacı tarafın defterlerinin lehine kesin delil niteliğine dönüştüğünden davacının fatura konusu malın teslim & tesellümü isnat ettiğinden 25.03.2016 takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacaklı oldusunun kabulü gerektiğini, davacı lehinde hüküm kurulması halinde, takip konusu alacak için takip öncesi alacağın muaccel olduğuna dair temerrüt şartlarının oluşmadığı, ancak, tacir olan tarafların ticari işi için takip tarihinden sonra 3095 sayılı kanunun 2. Maddesine göre değişen oranlarda davacı tarafın avans faiz talebinin yerinde olduğunu, icra takibine konu davacı/alacaklının teslim & tesellümü ispatlanan mal bedeli tutarından oluşması, belirli-sabit olması, davalı borçlu tarafından da bilinmesi ve hesaplanması mümkün olması, alacak tutarının yargılamayı gerektirmemesi sebepleriyle, mahkememizin davacı alacaklı lehine hüküm kurması halinde davacının davalıdan 2,301.00-TL asıl alacak üzerinden icra inkâr tazminatı isteyebileceğini, davacının; davalı tarafından İstanbul…İcra Müdürlüğünün … E Sayılı dosyasına yanmış olduğu itirazın iptalini isteyebileceğini bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Mahkememizce ticari defterlerini sunmaları için taraflara süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle davacının davasının kabulüne karar verilmiş ve alacak likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davalı tarafın İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 2.301,00 TL üzerinden devamına, asıl alacağın takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
2-Alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranına karşılık gelen 460,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 157,18-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 39,20-TL harçtan mahsubu ile eksik 117,98 -TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 741,70-TL (29,20-TL BH, 39,20-TL PH, 4,30-TL VH, 600,00-TL Bilirkişi Ücreti, 69,00-TL Tebliğ ve Posta Gideri) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır
Bu Belge, 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa Göre Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.