Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/740 E. 2019/527 K. 19.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2016/740
KARAR NO: 2019/527

DAVA : Fesih-Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılma
DAVA TARİHİ: 14/07/2016
KARAR TARİHİ: 19/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Fesih-Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılma davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin bir aile şerkit olarak ruluan davalı şirketin %15 hissedarı olduğunu, şirket hisselerinin %20’lik kısmına sahip olduğu bilinen anneleri …’un 26/06/2015 tarihinde vefat ettiğini, miras bırakanın payı mirasçılara eşit olarak dağıtıldığını, fakat pay defterine işlenmediğini, keyfiyeti öğrenildikten sonra veraset ilamı çerçevesinde şirket yönetim kuruluna ihtarname keşide edildiğini, müvekkilin şirketin son 3 yılına ait yapılan genel kurul ve yönetim kurulu tutanaklarının bir örneği ile şirket bilançosundan bir örneği de talep ettiğini, davalı şirket, yönetim kurulu ve genel kurulu kararlarını isterse ticaret sicil gazetesinden öğrenebileceği şeklinde cevap verdiğini, buna istinaden müvekkilinin 21/05/2015 tarihinde yapılacak olan Genel Kurula vekili marifeti ile katılım sağladığını, toplantıda şirket kar zarar bilançoları müvekkilin aksi yönde oyu ile tasdik edildiğini, yönetim kurulu üyesi ve …’un ibra edilmediğini, Yönetim kurulu üyesi …’un ibra edilmediğini, kar dağıtım kararı alınmadığını, müvekkilinin şirket ortaklığının hiçbir döneminde kar dağıtımı almadığını, ibra olunmayan …’un oy çokluğu ile tekrar yönetim kurulu üyeliğine seçildiğini, diğer yönetim kurulu üyeliğine …’un seçildiği, …’un yapılan yönetim kurulu toplantısında şirketi temsil yetkisi aldığını, müvekkilinin şirket kurulduğundan beri hiçbir kar payı almadığını, annesinden kalan %5’lik ortaklık miras payı hakkı şirket defterine işlenmediği, azlık hakları ve bireysel hakların devamlı ihlali ; şirket kar payının dağıtılmaması, bilgi alma ve inceleme haklarının engelenmesi, pay defterine mirasla gçen payların işlenmemesi ve genel kurulların çağrıya aykırı şekilde toplanması nedenleriyle, şirketin feshine, telafisi imkansız zararlarının önlenmesi bakımından Şirkete … uyarınca kayyum atanmasına, yasal zorunluluklara uyulmadan yapılan Genel Kurulların butlan kararı ile yapılmamış sayılmasına, müvekkiline ait payın karar tarihine kadar en yakın tarihteki gerçek değerinin ödenerek ortaklıktan çıkarılmasına, şirket üzerine kayıtlı taşınmazlar üzerine, üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, yeni genel kurulun yapılmaması hususunda tedbir kararı verilmesine, dava giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin 1979 yılından beri faaliyetlerine devam ettiğini, Şirket feshi için haklı sebeplerin neler olabileceği kanunda gerek tedrici gerekse tahdidi olarak sayılmamış, konu doktrin ve uygulamaya bırakılmıştır, T.T.K’nunda doktrinin mehaz İsviçre B.K’dan kaynaklı olarak sıraladığı objektif olarak şirketin haklı sebeple feshinin istenebileceği dair sürdüğü durumlar ise; Şirket kasasının sistematik olarak boşaltılması, Şirketin, çoğunluk pay sahibi tarafından kötü yönetilmesi sebebiyle “mali sıkıntı içerisinde bulunması, Şirketin amacıyla bağdaşmayan faaliyetlerde bulunması, Şirket organlarının çalışamayacak şekilde bloke edilmesi vb. durumlar Oysa şirkette yukarıda mezkur durumların hiçbirinin varlığına rastlamak kabil değildir. Şirkette anılan durumların yaşanmadığı da şirket ticari defterlerin incelenmesi neticesinde görülebilecektir. TTK’nun 523. maddesinde de örnekleri öngörüldüğü üzere; şirket bir sebebe bağlı olarak kârı dağıtmama kararı alabilecektir. Örneğin:”(1)kanuni esas sözleşmede öngörülen işteğe bağlı yedek akçeler ayrılmadıkça pay sahiplerine dağıtılacak kâr payı belirlenemez.(2) Genel kurul; Aktiflerin yeniden sağlanabilmesi için gerekliyse, Bütün pay sahiplerinin menfaatleri dikkate alındığında, şirketin sürekli gelişimi ve olabildiğince kararlı kâr payı dağıtımı yönünden haklı görülüyorsa, Kanunda ve esas sözleşmede öngörülenlerden başka yedek akçe ayrılmasına da karar verebilir. ” Bu noktada yine müvekkil şirketin ticari defter ve muhasebe kayıtları incelendiğinde görülecektir ki. şirket sürekli yeni yurtdışı yatırımları yapmakladır. Bu sebeple kâr dağıtım yapmak yerine şirket elde ettiği kâr ve birikimlerini sermaye olarak kullanmaktadır. Bir diğer yandan 21.05.2015 tarih ve 8824 sayılı T. Tic. Sic. Gaz. incelenmesinde 2012-2013-2014 yıllarına ait olağan genel kurulunda kar dağılımı hususu görüşülmüş, şirketin 2012-2013-2014 yıllarına ait faaliyet raporlun göz önüne alınarak 2012-2013-2014 yıllarına ait karın, yönetim kurulu 2014 yılı ait faaliyet raporunda da ifade edildiği üzere içinde bulunulan faaliyet yılında sermaye artırımı ihtiyacı oluşacağından dağıtılmamasına, dönem karından yasal yedek akçe ayrıldıktan sonra kalan kısmının olağanüstü yedeklere aktarılmasına OY BİRLİĞİ İLE karar verilmiştir , Görüldüğü üzere kar dağıtımı hususuna ilişkin karara davacı herhangi bir itirazda bulunmamış, toplantı tutanağına şerh düşmemiş, hatta aksine kar dağıtılmaması yönünde oy kullanmıştır. Bu nedenle davacının bu iddiaları hukuki dayanaktan yoksundur. Davacının şirket hakkında bilgi alma hakkının ihlal edildiği savı bütünü ile asılsızdır. Davacı yan; şirkete karşı. …Not. 23.03.2015 tarih, … yev. numaralı ihtarnameyi keşide ederek, bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmak istemiştir. Sonra davalı davacı yanın bilgi alma ve inceleme hakkı doğrultusunda talep edilen bilgilerin tamamını davacı yana… Not. 01.04.2015 tarih … yev. nolu “ihtarnameye cevap ile sunmuştur. Davacı yanın keşide ettiği ihtarnamede talep ettiği bilgi ve belgelerin bir kısmı ise … Tic. Sicil Gaz. Bulunduğundan anılan verilere tic. sicil kayıtlarının herkese açık olduğu bilgisi hatırlatılarak gazeteden ulaşabileceği belirtilmiştir.Davacı dava dilekçesinde muris …’dan intikal eden payların pay defterine işlenmediğini iddia etmekte ise de; kendisine intikal eden paylar pay defterine, işlenmiş olup, bu iddiası da yerinde değildir. Yukarıda izah edilen nedenlerle; davacının davalı şirkete haksız yönelttiği davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflarca gösterilen delliller toplanmış, … Bakanlığ kayıtları, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtları celp edilmiş, davalı şirket defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve rapor alınmıştır.
Bilirkişi dosyaya sunduğu 09/07/2018 tarihli raporda “1-İncelenen davacı tarafa ait davaya konu 2011-2012-2013-2014-2015 yılları ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin süresi içinde yapıldığı davalı şirket defterlerinin T.T.K. (TTK Md.66-72/3) Hükümlerine göre usulüne uygun tutulmuş olduğu tespit edilmiştir. 2- Davalı şirketin 22.02.2012 tarihli 2010-2011 yılları olağan genel kurulu, 05.05.2015 tarihli 2012-2013-2014 yılları olağan genel kurulu, 02.02.2017 tarihli 2015 olağan genel kurul toplantılarına pay sahiplerine çağrının usulüne uygun yapıldığı, davacının tüm genel kurul toplantılarına iştirak ettiği, alman kararlara karşı oyunu kullandığı, alman kararlarda toplantıda gerekli pay sahibinin hazır olduğu ve gerekli çoğunlukla kararların alındığı tespit edildiği. 3- Şirket yönetim Kurulu aldığı 05.10.2015 tarih ve 2015-07 nolu kararda şirket ortaklarından …’un vefatı nedeni ile İstanbul 6. Sulh hukuk mahkemesi … E, … kararı ile hissesi …’a, 0,25 hissesi …’un hissesi davacı …’e veraseten intikal etmiş olduğu ve iş bu durumun şirket pay sahiplerii defterine kayıt edildiği tespit edilmiştir. 4-22.02.2012 tarihli genel kurulda 2010-2011 yılı karının dağıtılmamasına oy birliği ile karar verildiği, 05.05.2015 tarihli genel kurulda 2012-2013-2014 yıllarına ait dönem karının dağıtılmamasına oybirliği ile karar verildiği, 02.02.2017 tarihli genel kurulda 2015 yılı dönem karının dağıtılmamasına oy çokluğu ile karar verildiği Son karar sayın mahkemeye ait olmak üzere şirketler TTK’nun 523. maddesinde öngörüldüğü üzere; şirket bir sebebe bağlı olarak kârı dağıtmama kararı alabileceği, davalı şirketin yatırım yaptığı usule uygun genel kurul kararı ile karı dağıtmama kararı alındığı ve kararın yerinde olduğu, 5- Şirketin 2011 yılı karı :569,307,74 TL 2015 yılı karının 1.921.503,77 TL olduğu her yıl şirketin istikrarla kar elde ettiği, 2011 yılında 3.362.286 TL olan öz kaynakların 2015 yılında 7.130.537,35 TL’ ye yükseldiği, sermayesinin 1.500.000 TL olup tümünün ödendiği, 2011 yılında 4.590.700,46 TL olan aktif büyüklüğün 2015 yılında 15.715.218,67 TL’ye yükseldiği şirketin her yıl kar eden ve öz kaynaklarını şirket karını da dağıtmayarak yasal ve olağan üstü yedek akçe olarak düzenli ayırdığı görülmüştür.” görüşü bildirilmiştir.
Davacı vekilince yapılan itirazların değerlendirilmesi için bilirkişiden ek rapor alınmış, 01.12.2018 tarihli ek raporda ” 1-İncelenen davacı tarafa ait davaya konu 2011-2012-2013-2014-‘2015 yılları ticari defterlerininn açılış tasdiklerinin süresi içinde yapıldığı davalı şirket defterlerinin T.T.K. (TTK Md.66-72/3) Hükümlerine göre usulüne uygun tutulmuş olduğu tespit edilmiştir. 2- Davalı şirketin 22.02.2012 tarihli 2010-2011 yıllan olağan genel kurulu, 05.05.2015 tarihli 2012-2013-2014 yılları olağan genel kurulu, 02.02.2017 tarihli 2015 olağan genel kuru toplantılarına pay sahiplerine çağrının usulüne uygun yapıldığı, davacının tüm genel kurul toplantılarına iştirak ettiği, alman kararlara karşı oyunu kullandığı, alman kararlarda toplantıda gerekli pay sahibinin hazır olduğu ve gerekli çoğunlukla kararların alındığı tespit edildiği, 3- Şirket yönetim Kurulu aldığı 05.10.2015 tarih ve… nolu kararda şirket ortaklarından …’un vefatı nedeni ile İstanbul … Sulh hukuk mahkemesi… E ,… kararı ile şirkette bulunan 1 adet hissesi 0,25 hissesi …’a 0,25 hissesi …’a 0,25 hissesi …’a 0,25 hissesi davacı …’e veraseten intikal etmiş olduğu ve iş bu durumun şirket pay sahipicrii defterine kayıt edildiği tespit edilmiştir.4- 22.02.2012 tarihli genel kurulda 2010-2011 dağıtılmamasına oy birliği ile karar verildiği, 05.05.2015 tarihli genel kurulda 2012-2013-2014 yıllarına ait dönem karının dağıtılmamasına oybirliği ile karar verildiği, 02.02.201 kurulda 2015 yılı dönem karının dağıtılmamasına karar verildiği Son karar sayın mahkemeye ait olmak TTK’nun 523. maddesinde öngörüldüğü üzere; şirket bir sebepe bağlı olarak kârı dağıtmama kararı alabileceği, yatırım yaptığı usule uygun genel kurul kararı ile ki kararı alındığı ve kararın yerinde olduğu 5- Şirketin 2011 yılı karı:569.307,74 TL 2015 yılı karının 1.921,503,77 TL olduğu her yıl şirketin istikrarla kar elde ettiği 2011 yılında 3.362.286 TL olan öz kaynakların 2015 yılında 7.130.537,35 TL’ yc yükseldiği, sermayesinin 1.500.000 TL olup tümünün ödendiği, 2011 yılında 4.590.700,46 TL olan aktif büyüklüğün 2015 yılında 15,715.218,67 TL’ye yükseldiği şirketin her yıl kar eden ve öz kaynaklarını şirket karını da dağıtmayarak yasal ve olağan üstü yedek akçe olarak düzenli ayırdığı görülmüştür. 6- Tarafların masraf vekâlet ücreti ve benzeri diğer taleplerinin değerlendirilmesi sayın mahkememizin takdirleri içinde kaldığı” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava, şirketin feshi veya ortaklıktan çıkarılma davasıdır. Her ne kadar dava dilekçesinde yasal zorunluluklara uyulmadan yapılan genel kurulların yok hükmünde sayılması talep edilmiş ise de mahkememizce davacı vekiline HMK 194 maddesi gereğince taleplerin somutlaştırılması için süre verilmiş, davacı vekilince sunulan beyan dilekçesinde hangi genel kurulların hangi maddelerinin iptali ve yok hükmünde sayılması talep edildiğinin açıklanmadığı, verilen süreye rağmen somutlaştırılmayan talebin gözönüne alınmayacağı anlaşıldığından bu talep yönünden esası girilmeden eksik bırakılan talep yönünden yargılama yapılmamıştır. Açılan dava, şirket tasfiyesi ya da ortaklıktan çıkarılma olduğundan sicil kayıtları getirtilerek davalı A.Ş. Ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, davalı şirketin 2011, 2012, 2013, 2014 ve 2015 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil teşkil ettiği, davacı olan şirket ortağının dava tarihi itibariyle %15 hisseye sahip olduğu, dava dışı annesi …’un vefat etmesi nedeniyle miras hissesinin pay defterine işlenmediği dava dilekçesinde iddia edilmiş ise de şirket yönetim kurulu 05.10.2015 tarih ve 2015/07 no’lu kararı ile İstanbul … Sulh Mah’den alınan veraset ilamı doğrultusunda …’un 1 adet hissesinin mirasçılara veraseten intikal etmiş olduğu yönünde karar almış ve bu husus şirket pay sahipleri defterine de kaydedilmiştir. Bu nedenle bu iddia yönünden şirketin tasfiyesi için haklı neden oluşturmadığı tespit edilmiş durumdadır. Davacı tarafçça ileri sürülen şirket kar payının dağıtılmaması ve bilgi alma hakkının engellenmiş olması iddialarına gelince davacı 22.02.2012 tarihli 2010-2011 yılları olağan genel kuru, 05.05.2015 tarihli 2012-2013-2014 yılları olağan genel kurullarına iştirak etmiş olup, kar payının dağıtılmamasına ilişkin kararın oybirliği ile karar verildiği, davalı şirketin yatırım yaptığı usule uygun olarak kar dağıtmama kararı alabileceği ve kararın yapılan inceleme sonunda yerinde olduğu, 02.02.2017 tarihli 2015 yılı olağan genel kurulunun dava tarihinden sonra olduğu, davalı şirketin düzenli ve istikrarlı her yıl kar elde ettiği, sermayesinin tamamının ödenmiş olup özkaynakların yıllar içinde arttırıldığı, davacının her olağan genel kurulda yer alıp bilgi alma hakkının engellendiğine dair iddiasının da dikkate alınmayacağı, Anonim şirketlerde haklı sebeplerle fesih isteminin TTK 531 Madde de düzenlenmiş olup “Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri” şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Haklı sebepler TTK 245 Madde de belirtilmiş olup haklı sebep şirketin kuruluşuna yol açan fiili veya kişisel sebeplerin şirketin işletme konusunun elde edilmesini imkansız kılacak veya güçleştirecek şekilde ortadan kalkmış olmasıdır şeklinde tanımlanmış özellikle haklı sebepler gösterilmiş olup somut davada davacının ileri sürdüğü miras payının pay defterine işlenmemesi kar payının dağıtılmaması veya bilgi alma hakkının engellenmesi iddiaları sunulan deliller ve yapılan inceleme sonucunda geçersiz olup haklı sebep oluşturmamaktadır. TTK Madde 531’de öngürülen “Mahkeme fesih yerine davacı pay sahiplerine paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına karar verilebilirse de bunun içinde ortada haklı sebebin bulunması gerekmekte fakat somut davada yukarıda gerekçelendirildiği üzere bu haklı sebep bulunmamakta olup tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan alınması gerekli 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile eksik 15,20 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNİYE GELİR KAYDINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …