Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/720 E. 2018/854 K. 19.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/720 Esas
KARAR NO : 2018/854
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 30/06/2016
KARAR TARİHİ : 19/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, … A. Ş.’de (bundan böyle …veya “davalı Şirket” olarak anılacağı) 135.630.187 adet paya sahip bulunduğunu, …Şirketinin 30.03.2016 tarihli 2015 yılı olağan genel kurul toplantısında alman 5. ve 11. gündem maddelerinde alman kararların aşağıda izah edilen nedenlere dayalı olarak kanuna, ana sözleşmeye ve en önemlisi de objektif iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle iptal davasına konu edildiğini, taraflarının, 30.03.2016 tarihli genel kurula katıldığını, alınan karara karşı muhalefet şerhinin tutanağa dercedildiğini, böylelikle genel kurul kararının iptali için TTK’nin 445. ve 446. maddelerinde aranan şartların gerçekleşmiş bulunduğunu, anılan genel kurul kararlarının aşağıda arz ettikleri sebeplerle iptal edilmesi gerektiğini, Yönetim Kurulu Üyelerinin bir kısmı olan …, …, … hakkında devam eden ceza davaları olmasına rağmen ibra edilmeleri ve TTK’nın 396 maddeleri kapsamında rekabet yasağına ilişkin izin verilmesinin iyi niyet kurallarına aykırı olduğundan Gündemin 5. ve 11. maddelerinin iptal edilmesi gerektiğini, Davalı Şirketin Yönetim Kurulu üyeleri, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … oluştuğunu, davalı Şirketin hakiın ortağı …A.Ş. (% 39,6) ile davalı şirketin bir takım Yönetim Kurulu Üyelerinin aynı kişilerden oluştuğunu; her iki şirketin de aynı olan Yönetim Kurulu Üyelerinin; …, … ve … olduğunu, bu açıklamalar ışığında, davalı şirket yönetiminde bulunan …, … ve … hakkında, davalı şirket hakim ortağı olan …A.Ş.’de yapmış oldukları 3 farklı eylemden dolayı haklarında açılmış olan ceza davaları bulunduğunu: 1-…A.Ş/nin yönetim kurulu üyelerinin 31.10.2013 tarihli olağanüstü genel kurul kararına istinaden alınan Yönetim Kurulu Kararının butlanı davası kapsamında alınan ihtiyati tedbir kararına istinaden 18.12.2013 tarihînde … Holding, …, …. … ve … tarafından hisseleri oranında sermaye artırım bedeli olarak yaptıkları toplam 150.000.000 TL’nin pay sahiplerine geri iade edildiğini, bu iade işlemine ilişkin “hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanma” suçundan …A.Ş. Yönetim Kurulu Üyeleri. …, …, …, Prof. Dr. …, …. …, …, …, …. … hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca iddianame düzenlenerek 19.08.2015 tarihinde istanbul … Aslîye Ceza Mahkemesinde ceza davası açılmış ve …E. sayılı dosya üzerinde yargılamanın halen devam ettiğini, 2-Bu sermayenin iade edilmesinin akabinde …A.Ş pay sahiplerinin, … A.Ş., … A.Ş. ve … A.Ş. den olmak üzere hissedar başına 25.000.000 TL ve 25.000.000 Amerikan Doları’na kadar, toplamda 75.000.000 TL ve 75.000.000 Amerikan Dolan olmak üzere borç alınması talebinde bulunduğunu, bu talep üzerine …A.Ş. ve … A.Ş.’nin 16,04.2015 ve 29.04.2015 tarihlerinde şirkete borç olarak para verdiklerini, …A.Ş.’nin ise 8 ay sonra, 19.12.2014 tarihinde alınan borçların… ve …’e faiziyle birlikte iade edildiğini, yapılan bu işlemler sebebiyle, …A.Ş, yönetim kurulu üyeleri …, …, …, …, …, …, … hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma” suçundan dolayı suç duyurusunda bulunulmuş, … dışındaki tüm şüpheliler hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca iddianame düzenlenerek İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinde ceza davası açılmış ve 2016/181 sayılı dosya üzerinde yargılamasının halen devam ettiğini, 3-…A.Ş. Yönetim Kurulu Üyelerinin talebi ile verilen borca istinaden …yönetim kurulu üyeleri …, …, …,…, … ile … A.Ş. yönetim kurulu üyeleri …, …, …, …, …l hakkında “tefecilik” suçundan dolayı suç duyurusunda bulunulduğunu, yapılan soruşturma neticesinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca iddianame düzenlenerek İstanbul …Asliye Ceza Mahkemesinde ceza davası açılmış ve … E. sayılı dosya üzerinden yargılamanın halen devam ettiğini, haklarında 3 farklı ceza davası açılmış olan bir kısım yönetim kurulu üyeleri olan …, … ve …’nun hukuka aykırı ve zararlandırıcı eylem ve işlemleri bulunmakta iken ve etkisi devam ederken, haklarında açılmış olan davalar kesinleşip bu daval…an aklanıncaya kadar ibra edilmemeleri ve kendilerine TTK m. 396 kapsamında şirketle rekabet etme izni verilmemesi gerekirken ibra edilip, kendilerine şirketle rekabet izni verilmesinin, her şeyden önce afaki iyi niyet kurallarına aykırı olduğundan alınan kararlarında en azından dürüstlük kuralına aykırılık gerekçesiyle TTK 445. vd uyarınca iptalinin gerektiğini, Bu bakımdan gündemin 5. ve 11. maddelerinde yer alan yönetim kurulu üyelerinin İbralarına ve TTK 396. maddesi kapsamında verilen izinlere ilişkin alınan kararların iptal edilmesi gerektiğini, yukarıda arz ve izah ettikleri nedenlere dayanarak …Şirketi’nin 30.03.2016 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısının 5. ve 11. gündem maddelerinde alınan kararların iptaline, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, özetle; İşbu davaya dayanak haksız iddiaların tek gerekçesinin aynı zamanda dava dışı 3. kişi …A.Ş.’nin (“…,%) de Yönetim kurulu üyesi olan …, … ve …’nun … Yönetim Kurulu üyesi şifamla haklarında ceza davalarının bulunması olduğunu, davacı anılan kişiler hakkında … Yönetim Kurulu Üyesi sıfatıyla haklarında ceza davaları açıldığı için Akkok’den bağımsız ve ayrı bir tüzel kişiliği haiz müvekkil şirketin genel kurulunda bu kişilerin pay sahiplerince ibra edilmelerine ilişkin alınan kararın iyi niyet kuralarına aykırı olduğunu iddia ettiğini, Müvekkil şirket ile …’ün ayrı ve bağımsız tüzel kişilikleri olan iki ayrı şirket olduğunu, zikredilen kişiler hakkındaki ceza davalarının … A.Ş. ( “…”) Yönetim Kurulu üyesi sıfatıyla açılmadığını, ceza davalarının …Yönetim Kurulu üyesi sıfatıyla açılmış olsaydı dahi söz konusu ceza davalarının genel kurulda pay sahiplerince alınan ibra kararlarını ve bu kararların sıhhatini hiçbir şekilde sakatlamayacağını ve etkilemeyeceğini, … Yönetim Kurulu üyesi sıfatıyla …, … ve … ( ve diğer yönetim kurulu üyeleri) hakkında ikame edilen ceza davalarına dayanak savcılık iddianamelerinin tümünün hukuka aykırı olduğunu, bu hukuki dayanaktan yoksun iddianamelerden biriyle İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesi’nde ikame edilen kamu davasında (dosya no: … E.) mahkemece 17.06.2016 tarihinde tüm yönetim kurulu üyelerinin beraatlerine karar verildiğini, Huzurdaki davanın 30.06.2016 tarihinde yani İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinin beraat kararından (17.06.2016) sonra ikame edilmiş olmasına rağmen davacı yanın kötü niyetli olarak dilekçesinde anılan ceza davasında beraat kararı verildiğini açıklamadığını, diğer yandan, İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanacak olan kamu davasında ( Dosya No: … E.) …’ın “sanık” olarak yer almadığını, bu bilginin de davacı yanca bilinçli bir şekilde mahkemeden saklanmaya çalışıldığını, Türk Ticaret Kanunu (TTK) “Bilançonun Onaylanmasına İlişkin Karar” başlıklı 424. Maddesi;”Bilançonun onaylanmasına ilişkin genel kurul kararı, kar…a aksine açıklık bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve denetçilerin ibrası sonucunu doğurur” hükmünü amir olduğunu, Müvekkil şirketin 30.03.2016 tarihînde yapılan 2015 yılına ilişkin Olağan Genel Kurul Toplantısında gündemin 4. maddesine istinaden davacı taraf temsilcisinin tüm sorularının yanıtlandığı ve pay sahiplerince uzun müzakereler neticesinde finansal tabloların, davacının oylarından ibaret 135.630.817 olumsuz oya karşı 3479.904.824 olumlu oy ile ve çok ciddi bir farkla pay sahiplerince tasdik edildiğini, finansal tabloların müvekkil şirket pay sahiplerince tasdik edilmesi ile TTK’nın yukarıda bahsedilen amir hükmü uyarınca tüm Yönelim Kurulu üyelerinin ibra edilmiş sayıldığını, diğer yandan, yine anılan genel kurul toplantısında gündemin 5. maddesine istinaden her bir Yönetim Kurulu Üyesi pay sahiplerince alınan kararların ayrı ayrı ibra edildiğini, davacı tarafça dava konusu yapılan gündemin 5. maddesine istinaden alınan ibra kararları incelendiğinde görüleceği üzere, …, … ve …’nun davacının oylarından ibaret 135.630.817 olumsuz oya karşı 3.055.634.685 oy gibi ciddi bir oy farkıyla ibra edildiğini, TTK’nun “Kararların Etkisi” başlıklı 423. maddesinde : “Genel Kurul tarafından verilen kararlann toplantıda hazır bulunmayan veya olumsuz oy veren pay sahipleri hakkında da geçerlidir” hükmünü amir olup …, … ve …’nun ayrı ayrı ibrasına dair genel kurul kararının davacı bakımından da bağlayıcı olduğunu, yukarıda yer verilen izahat karşısında davacının …, … ve …’nun müvekkil şirket dışında ayrı zamanda Akktif Yönetim Kurulu Üyesi olduğu ve … Yönetim Kurulu Üyesi sıfatıyla haklarında ceza davaları bulunduğu ve bu gerekçeye dayalı olarak müvekkil şirketin genel kurulunda pay sahiplerince bu kişilerle ilgili alınan ibra kararlarının iyinet kurallarına aykırı olduğu iddiasının tümüyle hukuka aykırı olduğunu, …’ün müvekkil şirketin hakim şirketi, müvekkilin ise …’ün bağlı ortaklığı olmadığını, …’den ayrı ve bağımsız bir tüzel kişiliği olan müvekkil şirketin pay sahiplerince anılan kişiler hakkında alınan ibra kararlarının, kanuna, esas sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına uygun olduğunu, davacının kanuni hiçbir dayanağı olmayan iddialarının esasen tümüyle şahsi husumetten kaynaklandığını, …, … ve … hakkında ikame edilen kamu davalarının, kendilerinin … Yönetim Kurulu Üyesi sıfatına istinaden ikame edildiğini, ancak kendileri hakkındaki ceza davalarının …Yönetim Kurulu Üyesi sıfatıyla açılmış olsaydı dahi ceza davalarının genel kurulda pay sahiplerince alınan ibra kararlarını ve bu kararların sıhhatini hiçbir şekilde sakatlamayacağını ve etkilemeyeceğini, zira, bir yönetim kurulu üyesî hakkında ceza davası ikame ediliş olmasının tek başına bu yönetim kurulu üyesinin pay sahiplerince ibra edilemeyeceği anlamına gelmeyeceğini Yargıtay … HD’nin 09.10.2000 tarih, … E. … K, sayılı kararında hakkında kamu davası açılan yöneticilerin ibrasına dair genel kurul kararında bir usulsüzlük veya butlan nedeni olmadığı belirtilerek iptal davasının reddine dair Yerel Mahkeme Kararı’nın onanmasma karar verildiğini, …, … ve … hakkında kendilerinin … Yönetim Kurulu Üyesi sıfatıyla ve bu görevlerine istinaden kamu davası açılmış olması ile …’den tamamen ayrı ve bağımsız, bir tüzel kişiliği haiz müvekkil Şirket Yönetim Kurulu Üyesi olarak müvekkil şirketin genel kurulunda pay sahiplerince ibra edilmeleri arasında uzaktan yakından bir ilgi bulunmadığı ve alınan ibra kararlarında hiçbir hukuka aykırılık olmadığını, davacı yanın … Yönetim Kurulu Üyeleri hakkında açıldığını belirttiği ceza davaları ile müvekkil şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin Genel Kurulda pay sahiplerince ibra edilmesi arasında hiçbir alaka ve bağlantı bulunmamasına ve anılan ceza davalarının işbu davada “Delil Vasfını” haiz olmamasına rağmen, dava dilekçesinde yer verildiği için söz konusu ceza davaları ve davalara dayanak usul ve yasaya aykırı soruşturmalar ve neticesinde hakkında verdikleri bilgilerde; ayrı bir tüzel kişiliği haiz müvekkil şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin … ile Yönetim Kurulu üyesi sıfatıyla ve bu görevlerine istinaden haklarında ikame edilen ceza davalarının usul ve yasaya aykırı soruşturma ve neticesindeki hukuka aykırı iddianamelere dayanılarak ikame edildiğini, nitekim, … Yönetim Kurulu Üyeleri hakkında güveni kötüye kullanma iddiasıyla İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinde ikame edilen kamu davasında (dosya no: … E.) mahkemece davanın 17.06.2016 tarihli duruşmasında tüm yönetim kurulu üyelerinin beraatlerine karar verildiğini, ancak iş bu dava beraat kararından sonraki bir tarih olan 30.06.2016 tarihinde açıldığı halde dava dilekçesinde kötü niyetli olarak kar…an söz edilmediğini, söz konusu ceza davalarının usul ve yasaya açıkça aykırı soruşturmalara istinaden açıldığını davacının da çok iyi bildiğini, aynı şekilde yine … Yönetim Kurulu Üyeleri hakkında İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinde ikame edilen dava (Dosya No:… E.) ile … ve … A Ş. Yönetim Kurulu Üyeleri hakkında İstanbul … Asliye Mahkemesi’nde ikame edilen dava (Dosya no: … E.) da usul ve yasaya aykırı soruşturmalar neticesinde düzenlenen iddianamelere dayanılarak açıldığını, Netice itibariyle …, … ve … haklarında ikame edilen ceza davalarının, anılan kişilerin müvekkil şirketteki yönetim kurulu üyelikleri sıfatıyla genel kurulda ibra edilmelerini hiçbir şekilde hukuka aykırı kılmayacağından aksi yöndeki dayanaksız iddialara dayalı işbu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, huzurdaki davaya dayanak gösterilen ceza davaları ile işbu dava arasında bir ilgi ve alaka bulunmamasına rağmen davacı yanın dilekçesinde bütün iddialarını anılan ceza davalarına bağladığı için esasen gerekmemesine rağmen, söz konusu ceza davaları hakkında açıklama yapma zorunluluğu doğduğunu; … Yönetim Kurulu üyeleri hakkında İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinde ikame edilen ve davanın 17.06.2016 tarihli duruşmasında “Beraat Kararı” ile neticelenen dava: …’ün 31.10.2013 tarihinde Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’nda pay sahiplerince alınan sermaye artırım kararından sonra Yönetim Kurulu sermaye artırımına katılan pay sahiplerinin bakiye sermaye borcunu ödemesi hususuyla ilgili 31.10.2013 tarihli ve 27 sayılı bir karar aldığını, Davacı … ve sahibi olduğu … A. Ş. tarafından İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi ( Dosya No.2014/ 1115) nezdindc 31.10.2013 tarihli ve 27 sayılı bu yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti ve uygulanmasının tedbiren durdurulması istemli bir dava ikame edildiğini ve kararın uygulanmasının durdurulması yönünde ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğunu, mahkemenin 16.12.2013 tarihli tedbir kararı ile dava konusu YK kararının uygulanmasının durdurulduğunu, söz konusu tedbir kararı gereği, önce bakiye sermaye ödemelerini yapan pay sahiplerine ödedikleri tutarın iade edildiğini, bunun üzerine … ve … A.Ş.’nin, ihtiyati tedbîr kararının sadece kendileri hakkında hüküm ifade ettiği, ihtiyati tedbir kararına rağmen ödenmiş sermayenin iade edilemeyeceği gerekçesiyle YK Üyeleri hakkında güveni kötüye kullanma” suçlamasıyla şikâyette bulunduğunu, Savcılık soruşturması kapsamında hazırlanan 31.05.2015 tarihli Bilirkişi Raporu ile YK üyelerinin güveni kötüye kullanma suçunun ne basit ne de nitelikli halini işlemedikleri, İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.12.2013 tarihli ihtiyati tedbir kararının hukuka uygunluk nedeni olduğunun belirtilmesine rağmen Savcılığın iddianame hazırlayarak kamu davasını ikame ettiğini, İstanbul … Asliye Cera Mahkemesinin … Esas no.lu dosyasına dayanak 10.08.2015 tarihli Savcılık İddianamesindeki tek gerekçenin ” Mahkemenin 16.12.2013 tarihli ihtiyati tedbir kararının sadece … île … A.Ş.’ni bağlayacağı” şeklindeki hukuka aykırı tespit olduğunu, Savcılığın bu tespiti üzerine İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesine tavzih başvurusunda bulunduklarını, anılan mahkemenin 17.09.2015 tarihli Ara Kararı ( “…. TTK’nun 357. maddesinde pay sahipleri eşit şartl…a eşit işleme tabi tutulacağı belirtildiğinden hu maddeye göre mahkememizce verilen ihtiyati tedbirin diğer pay sahiplerini de bağlayacağı konusunda karar verilmesi cihetine gidilmiştir.” şeklinde ihtiyati tedbirin kapsamını açıkladığını, TTK’nun 357. ve HMK’nun 39l/c maddesine göre pay sahiplerinin eşit şartl…a eşit işleme tabi tutulduğundan, ihtiyati tedbir kararının davalı …A.Ş.’nin taraflarını, yani …A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Üyeleri ile sermaye artırımına iştirak ederek eklemelerini yapan diğer pay sahiplerini bağlayacağının açıkça teyit edildiğini, böylelikle 10.08.2015 tarihli Savcılık iddianamesinin tek gerekçesinin bu şekilde çürütüldüğünü, İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılama neticesinde verilen 17.06.2016 tarihli … E. … K. sayılı karar ile de : İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 17.09.2015 tarihli ara kararı ile de Mahkemelerince verilen 16.12.2013 tarihli ihtiyati tedbir kararının, TTK 357 ve HMK 391/c maddelerine göre pay sahipleri eşit şartl…a eşit işleme tabi tutulduğundan davanın taraflarını bağlayacağına” karar verildiği, ayrıca istanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasında şirket genel kurul kararının iptali istemiyle açılan davada yapılan yargılama sonunda, “Davanın kabulüne, davalı şirketin 31/10/2013 tarihli genel kurulunun sermaye artırımına ilişkin kararının iptaline’ karar verildiği anlaşılmış, bütün bu duruma göre de, sanıkl…a suç kastının bulunmadığı, atılı suçun unsurlarının oluşmadığı kanaatine varılmış olmakla, sanıkların atılı suçtan beraatlerine…” karar verildiğini, beraatle sonuçlanan söz konusu davanın ne müvekkil şirket île ne de işbu davanın konusu genel kurulda alınan ibra kararları ile yakından uzaktan ilgisinin bulunmadığını: … Yönetim Kurulu Üyeleri hakkında İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinde ikame edilen (Dosya No: … E,) (duruşması 29 Eylül 2016’da olduğundan o tarihte henüz duruşması yapılmamıs olan ) dava; Bu davanın da … Yönetim Kurulu Üyeleri hakkında açılmış olup müvekkil şirket ve yönetim kurulu üyeleri ile bir ilgisi ve alakası olmadığını, ancak dava dilekçesinde anılan kamu davasına da sanki işbu davada delil vasfını haizmiş gibi yer verildiğini, Davacı kötü niyetli olarak İstanbul …Asliye Ceza Mahkemesinde ikame edilen kamu davasının … dışındaki … Yönetim Kurulu Üyeleri hakkında açıldığını belirtmiş ise de bu bilginin doğru olmadığını, anılan mahkemede görülecek kamu davasının diğer yönetim kurulu üyeleri ile avnı zamanda Prof. Dr. … hakkında da idame edildiğini, davacının anılan kamu davasının kimi hakkında açılıp kimin hakkında açılmadığına dair verdiği bilginin dahi doğru olmadığını, …’ün 31.10.2013 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında pay sahiplerince alınan sermaye artırım kararı sonrasında pay sahiplerince taahhüt edilen sermayenin Ödenmesinin … ve … A.Ş.’nin kötü niyetli başvurulan neticesinde yukarıda bahsedilen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasından verilen ihtiyati tedbir kararı nedeniyle engellendiğinden ve diğer taraftan …’ün likidite oranlarını ve rasyolarını tutturma zorunluluğu sebebiyle acil nakit ihtiyacı bulunduğundan şirketin üç büyük hissedarı olan … A.Ş., … A.Ş. ve … A.Ş.’den borç istenmesine karar verildiğini, ortakl…an borç alınması halinde önerilebilecek adil ve makul faiz oranlarının tespiti için Kapital K…en Bağımsız Denetim ve Yeminli Mali Müşavirlik A.Ş. den emsal faiz oranlarına ilişkin bir rapor (Kapital K…en Raporu) düzenlemesi islendiğini ve düzenlenen Bağımsız Rapor’da ver alan faiz aralığında olmak üzere borcun geri ödenmesinde uygulanacak faiz oranının tespit edildiğini, … A.Ş. ve … A.Ş.’nin hissedarı oldukları Şirkete borç vermeyi kabul etmişler, … A.Ş.’nin ise borç vermeyi kabul etmediğini, nitekim … tarafından borç alınmasından sonra Şirket’in konsolide cari oranının 1,2 oranının üzerine çıkabildiğini, hal böyle iken, müvekkil şirketin … Grubu Şirketleri ve bu şirketlerin yönetim kurulu üyelerine karşı hasmane bir tutum içerisinde olan, hukuk davalarında istediği sonucu elde edemeyen … vc … A.Ş.’nin, Tümüyle gerçek dışı iddia ve ithamlarla, …’ün pay sahiplerinden borç talebinin üzerinden 1,5 yılı aşkın bir süre geçtikten sonra, 02.12.2015 tarihli şikayetleri ile ortakl…an yapılan borçlanma dolayısıyla, sözde zarara uğratıldığından bahisle, Yönetim Kurulu üyeleri hakkında yine güveni kötüye kullanma suçlamasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına (Dosya No: … Sor.) şikayetle bulunmuş olduklarını, Savcılığın 29.12.2015 ve 11.02.2016 tarihli kararları ile bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiğini ve kararl…a inceleme kapsamının belirlendiğini, buna rağmen bilirkişilerin Savcılık talimatını adeta hiçe sayarak yanlı bir rapor hazırladıklarını ve neticesinde Savcılık tarafından YK üyeleri aleyhinde İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesi’nde ( Dosya No: … E.) haksız bir kamu davası ikame edildiğini, esasen İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinde ikame edilen kamu davasının tümüyle ‘”hukuki bir uyuşmazlık” olduğunu ve bu ceza davasına konu YK kararlarının butlanının tespiti davasının İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinde ( Dosya No: … E.) görülmeye devam edilmekte olduğunu, anılan mahkemeye sunulan 20.07.2015 tarihli Bilirkişi Raporu’nda : ” Yönetim Kurulunun 12 ve 14 sayılı kararlarının TTK 391 madde a-d bentleri veya TBK 27. maddesi anlamında batıl olduğundan söz edilemez: Karar eşit eylem ilkesine aykırı değildir. Çünkü, şirkete borç vermek ortaksal bir yüküm değil, üçüncü kişi sıfatıyla rızai olarak oluşan bir işlemdir. Öneri aynı çap ve nitelikteki üç tüzel kişi ortağa yapılmıştır. Kuşkusuz önerilen şartları cazip bulup şirkete borç vermek isteyen gerçek kişi ortakların ortakların da bu işleme talip olmaları mümkündür. Dosya içeriğinde bu konuda bilgi yoktur. Davacı tarafından dosyaya sunulan bazı bankaların kredi önerileri her ne kadar yönetim kurulunun ortaklara önerdiği faiz oranlarının altında ise de kredinin şirkete nihai maliyetini göstermemektedir. Daha önemlisi banka kredilerinin tümü teminat taleplidir, yönetim kurulunun banka kredilerini tercih etmemesinin bir nedeni olarak da fınans pazarındaki kredi limitlerinin dolmasını arzu etmemiş ve bu verilere gore yönetim kurulu kredi istemiyle ortaklara başvurmayı uygun görmüş olabilir (…) Sonuç Açıklanan gerekçelerle, davalı şirket yönetim kurulunun 12 ve 14 sayılı kararlarının TTK 391. maddesi uyarınca batıl olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını sonucuna ulaşıldığı şeklindeki tespitlerle davaya konu YK kararlarının TTK 391. maddesi uyarınca batıl olarak nitelendirilemeyeceğinin açıkça ifade edildiğini, ayrıca, davacının/müştekinin söz konusu kamu davalarına dayanak şikayet dilekçesindeki … A.Ş. ve … A.Ş. tarafından …’e borçlanılması ile …’ün sözde kredi kullandığı ve bu durumun hukuka aykırılığı iddiasının da herhangi bir mesnedinin olmadığını, Bankacılık Kanunu’nun 48. maddesi ile tanımlandığı üzere, bankalarca verilen nakdi krediler ile teminat mektupları, kontrgarantiler, kefaletler, aval, ciro, kabul gibi gayrinakdi krediler ve bu niteliği haiz taahhütler gibi işlemlerin kredi sayıldığını, … ise kredi kullanılmadığından, sadece banka ve fınans kuruluşları aracılığı ile yapılması hukuken zorunlu olan bir işleminin de olmadığını, esasen Türk Borçlar Kanunu’nda ( “TBK”) düzenlenen karşılıklı borç akitleri yapılması suretiyle işlem yapılabileceği ifade edildiğini, bu çerçevede hukuken geçerli, mevzuata uygun bir borç alma işlemi yapıldığını, anılan kamu davasının da işbu dava ile uzaktan yakından bir ilgisinin bulunmadığını, bu davanın da …’den ayrı ve bağımsız bir tüzel kişiliği haiz müvekkil Şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin genel kurulda pay sahiplerince ibra edilmesi kararının sakatlanmayacağını, … A.Ş. ve … A.Ş. Yönetim Kurulu Üyeleri hakkında İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinde ikame edilen ( Dosya No: … E.) (duruşması 03 Kasım 2016’da olduğundan o tarihte henüz duruşması yapılmamış olan ) dava; Anılan mahkemede açılan kamu davasının İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesi nezdindeki kamu davasına konu eyleme ilişkin faıklı bir suçlamaya dayandığını yukarıda açıkladıkları üzere …’ün 31.10.2013 tarihli sermaye artırım kararı sonrasında verilen tedbir kararı sebebiyle, pay sahiplerinin bakiye sermaye borçlarını (3/4’lük kısmı) ödeyemediklerini, ancak …’ün nakit ihtiyacı devam ettiğinden, Şirket’in üç büyük ortağından borç alınmasına karar verildiğini, ortakl…an …A.Ş. ve … A.Ş/nin borç vermeyi kabul ettiğini, davacıl…an … A.Ş.’nin ise borç vermeyi kabul etmediğini, bunun üzerine … ve … A.Ş./nin, …A.Ş. ve … A.Ş. Yönetim Kurulu Üyeleri aleyhinde “Şirket kredibilitesiyle uyumsuz vc yüksek oranlarla kazanç karşılığı/ faiz karşılığı ödünç para verildiği ve bu durumun tefecilik suçunu teşkil ettiği iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı (Dosya NO:… Sor.) nezdinde haksız bir şikayette bulunduklarını, Savcılığın 22.03.2016 tarihli Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararının Başsavcılıkça onaylanmadığını, nihayetinde tanzim edilen iddianameye istinaden İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile ceza davasının ikame edildiğini, yapılan soruşturma ve sonrasında düzenlenen iddianamenin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkil şirket yönetim kurulu üyelerinden …’ın İstanbul …Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E sayılı dosyasında sanık dahî olmadığını, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun dava dilekçesinde ifade edilen ccza davalarının mahkemeyi yanlış yönlendirmek amacıyla bilinçli olarak, olduğundan farklı bir biçimde aktarıldığını ve işbu davaya dayanak yapılmaya çalışıldığını, Davacı yanın, tamamen genel kurulun (pay sahiplerinin) tasarrufunda olmak üzere son olarak 03.03.2011 tarihli olağan Genel Kurul Toplantısında …’ün Yönetim Kurulu Üyeliğine seçildiğini, yine tamamen genel kurulun ( pay sahiplerinin) tasarrufunda olmak üzere 27.06.2012 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında yapılan oylama neticesinde ise şirket hissedarlartnca yeniden Yönetim Kurulu Üyeliğine seçilmediğini, bu tarihten sonra k…eşleri … ve …’ye karşı cephe aldığını, bu tarihten önce açılmış tek bir dava yokken sürekli olarak davalar açtığını, bu şekilde … hissedarları üzerinde baskı kurarak yeniden YK. üyesi seçilme çabası içinde olduğunu, … ve/veya sahibi bulunduğu … A. Ş. tarafından ikame edilen davaların tamamına yakınının reddedildiğini, davaların bir listesini ekle sunduklarını, Yukarıda açıklanan ve re’sen gözetilecek nedenlerle davacının 30.06.2016 tarihli dava dilekçesine karşı cevap ve itirazlarını sunduklarını, hiçbir somut delile dayanmayan, salt şahsi husumet sebebiyle kötü niyetli olarak ikame edilen haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
3-Davacı vekili replik dilekçesinde, özetle: Müvekkil … ile davalı Şirket Yönetim Kurulu Üyeleri … ve … k…eş olup, müvekkilin diğer k…eşleri ile birlikte 2012 yılına kadar uzunca bir süre şirket idaresinde aktif rol aldığını, ancak kötü niyetli olarak davalı şirket yönetiminden ve işleyişinden uzaklaştırılması sonucunda devamında dava dışı … ve grup şirketlerinde YK üyelerinin hukuka aykırı eylemlerde bulunarak müvekkillerini yüklü mikt…a maddi manevi zarara uğrattıklarını, bu sebep müvekkilinin, şirketlere ve şahıslara dava açmak ve suç duyurusunda bulunmak zorunda kaldığını, YK üyelerinin bir kısmı hakkında Cumhuriyet Başsavcılığınca iddianame düzenlenerek ceza davası açıldığını, işbu davanın, müvekkilin …A.Ş. YK üyeleri haklarında söz konusu davalar devam ederken ve oydan yoksun pay sahiplerinin oy kullanması suretiyle ibra edilmelerinin ve TTK. 105 ve 396 maddeleri kapsamına ilişkin izinlerin verilmesinin TTK’nın emredici hükümlerine ve bununla beraber dürüstlük kuralına aykırılık oluşturması sebebiyle ikame edildiğini, davalı şirket vekili tarafından iddia edildiğinin aksine … Holding’in bağımsız ve ayrı bir tüzel kişilik olmadığını, …A.Ş.’de (% 39.6) pay oranına sahip hakim şirket olduğunu, davalı şirket yönetim kurulu üyeleri hakkında açılan ceza davalarının yönetim kurulu üyesi oldukları …A.Ş.’de basiretsiz bir yönetim sergilediklerini ve hukuka aykırı işlemler yaptığı şüphesini arttırdığını, davalı şirket yönetiminde bulunan …, … ve …hakkında davalı Şirket hakim ortağı olan …A.Ş.’de yapmış oldukları 3 farklı eylemden dolayı haklarında açılmış olan ceza davaları bulunduğunu bir kez daha belirttikleri, açılan ceza davalarıyla ilgili dava dilekçesinde yer alan açıklamaları ve taleplerini yinelemiştir.
4-Davalı şirket vekili 20.12.2016 tarihli dilekçesinde, özetle; Davacı tarafından, işbu dava ile tamamıyla aynı haksız iddialarla müvekkil şirketin 31.03.2014 tarihinde gerçekleştirilen 2013 yılına ait Olağan Genel Kurul kararlarının iptali talebiyle İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde ikame edilen haksız davanın anılan mahkemenin 22.03.2016 tarihli ve …E. … K sayılı kararı ile reddedildiğini, aynı davacının yine haksız iddialarla müvekkil şirketin de dahil olduğu … grubu şirketlerinden … A.Ş.’nin 05.05.2014 tarihinde gerçekleştirilen 2013 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan kararların iptali talebiyle ikame edilen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin 02.03.2016 tarihli ve … E. … K. sayılı kararı ile reddedildiğini, Davacı …’ün sahibi olduğu … A.Ş. tarafından Ak kök grubu şirketlerinden… A.Ş.’nin 16.04.2015 tarihinde gerçekleştirilen 2014 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan kararların iptali talebiyle Bakırköy Asliye … Ticaret Mahkemesinde (Dosya No, … E.) ikame edilen davanın Mahkemenin 23.11.2016 tarihli duruşmasında reddedildiğini, mahkemenin kısa kararının ekte olduğunu, şirketin işbu davaya konu 30.03.2016 tarihli 2015 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan kararların, kanuna, esas sözleşme hükümlerine ve dürüstlük kuralına tümüyle uygun olduğundan sunmuş oldukları emsal kararlar da nazara alınarak davanın reddi taleplerini yineledikleri görülmüştür.
5-Taraf vekillerince tüm delilleri belge ve dayanakları ile dosyaya sunulmuştur.
6-Taraf iddialarının yerindeliği bakımından inceleme yapılarak rapor tanzimi için dosya bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş olup dosyaya ibraz edilen bilirkişi kurulu raporunda; ” Dosyada, mübrez bebelere göre, davalı … A.Ş.’nin 30.03.2016 tarihli 2015 yılına ait olağan genel kurul toplantısında, gündem m.5’de görüşülen yönetim kurulu üyelerinin ayrı ayrı ibrası hususunda, davacının 135.630.817 adet olumsuz oyuna karşılık 3.055.634,685 olumlu oy ile Yönetim Kurulu Üyeleri …, …, …, …, …, …, …, …, …’in oy çokluğuyla ayrı ayrı ibra edildiği, görülmektedir. Gündem m. 11 ‘de yönetim kurulu üyelerine TK m.396 (rekabet yasağı) hükmünde yeralan izin ve yetkiler davacının 135.630.817 olumsuz oyuna karşılık 3.055.634.685 olumlu oy ile oy çokluğu ile karar verilmiştir. Davacı TK m. 445, 446 hükümlerine uygun olarak muhalefet şerhini beyan etmiş vc zapta geçirtmiştir. Davacı, mezkur genel kurul kararına alındığı, tarihten üç ay içerisinde TK m. 445’e uygun olarak huzurda görülmekte olan işbu iptal davasını açmıştır. Davacı, yönetim kurulu üyelerinin ibrasında, Yönetim Kurulu Üyeleri …, … ve …’nun davalı şirketin hakim ortağı …A,Ş.’de yapmış oldukları, üç farklı eylemden dolayı haklarında açılmış ceza davaları bulunduğunu, haklarında açılmış ceza davaları kesinleşip aklanıncaya kadar ibra edilememeleri ve kendilerine TK m. 396 kapsamında şirkette rekabet etme izni verilmemesi gerekirken ibra edilip, kendilerine şirkette rekabet etme izni verilmesinin herşeyden önce afaki iyi niyet kurallarına aykırı olduğundan alınan kararların da en azından dürüstlük kuralına aykırılık oluşturduğunu ileri sürmektedir. Davalı şirketin anılan yönetim kurulu üyelerinin dava dışı, …A.Ş’n de yapmış olduğu işlemler nedeni ile ceza davaları açılmış olduğu ileri sürülmüşse de …A.Ş.’nin davalı şirkette hakim ortak, konumunda bulunması her ikisi de farklı tüzel kişilikler olan şirketlerden … A.Ş’de anılan yönetim kurulu üyeleri hakkından ceza davası açılmış olmasının mezkur kişilerin davalı şirket genel kurulunda ibra edilmeleri ile ilişkili görülmemekte pay sahibi olan yönetim kurulu üyesinin oyları hesaba katılmasa dahi karar, yeterli çoğunlukla alındığından iptaline gerek bulunmamaktadır. Zaten, yukarıda belirttiğimiz gibi davalı şirket ile …A Ş. farklı tüzel kişiliklerdir. Kaldı ki istanbul 42. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015 / 413 E. sayılı dosyası ile müşteki davacı …’ün, davalı şirket yönetim Kurulu üyeleri hakkında hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanmak suçu iddiasıyla açılan davada Sayın Mahkemenin 17.06.2016/413-325 sayılı kararı ile sanıkların ayrı ayrı beraatine karar verilmiş, yine davacı …’ün anılan yönetim kurulu üyeleri hakkında hizmet nedeni ile görevi kötüye kullanmak iddiası ile İstanbul …Asliye Ceza Mahkemesinde açılan davada Mahkemenin 16.02.2017 tarih 181/65 sayılı kararı ile sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar verilmiş olup, davacının sanıkların tefecilik suçu işledikleri iddiasına yönelik olarak İstanbul 37. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.02.2017 tarih 208 / 82 sayılı karan ile sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar verilmiştir. Davacının istinaf başvuruları üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesi 03.05.2017 tarih 754/1062 sayılı … Ceza Dairesi 25.04.2017 tarih … sayılı kararı ile davacının istinaf başvurularını reddedilmiş mezkur kararlar 09.05.2017 ve 10.05.2017 tarihinde kesinleşmiştir. Öte yandan davacı tarafından davalı şirketin 30.03.2016 tarihli 2015 yılına ait olağan genel kurul toplantısında gündem m.11 ile yönetim kurulu üyelerine TK m. 396 izinlerinin verilmesine ilişkin maddenin iptali talep edilmiştir.Ancak, yönetim kurulu üyelerinin hakim şirketin de yönetim kurulu üyesi olmaları rekabet yasağından istisna edilmelerini engelleyen bir durum değildir. Zaten, gündem m.11 île alınan TK m. 396 izninin verilmesine ilişkin karar. 3.055.634.685 olumlu oya karşılık davacının 135.630.817 olumsuz oyu ile alınmış olup yönetim kurulu üyesi pay sahiplerinin oyları hesaba katılmazsa dahi karar yeterli çoğunlukla alındığından iptaline gerek bulunmamaktadır. değerlendirmeleriye; Davalı … A.Ş.’nin 31.03.2015 tarihli olağan genel kurulunda alınan 5 ve 11 nolu kararların iptali koşullarının bulunmadığı kanaatine v…ıklarını bildirmiştir.
7-Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekilleri rapora itirazlarını dosyaya sunmuştur.
8-Taraf vekillerinin rapora itirazlarının değerlendirilerek ek rapor düzenlenmesi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi kurulu ek raporunda; ” Somut olayda, yönetim kurulunun ibrasında, yönetim kurulu Üyeleri …, …, …’ün davalı şirketin hâkim ortağı dava dışı …A.Ş.’nin de yönetiminde bulunmaları haklarında ceza davaları açılması farklı tüzel kişiler olan iki ayrı şirketin varlığı nedeni ile davalı şirketteki genel kurul toplantısında ibra edilmeleri ile irtibatlandırılnıası söz konusu değildir. Öte yandan, yönetim kurulu üyelerinin hâkim şirketinde yönetim kurulu üyeleri olmaları ile yönetim kurulu üyelerine TK m.396 izninin verilmesi farklı tüzel kişilikler bulunması söz konusu olduğundan rekabet yasağından istisna edilmelerini engelleyici bir durum olarak görülmemektedir.” değerlendirmeleriyle; Kök raporda …ıkları sonucu değiştirecek bir husus bulunmadığı kanaatine v…ıklarını bildirmiştir.
9-Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı, … A. Ş’nin 135.630.187 adet payına sahip hissedarı olduğunu, davalı şirketin 30.03.2016 tarihli 2015 yılı Olağan Genel Kurul toplantısının 5. ve 11. Gündem maddelerinin kanuna, ana sözleşmeye ve objektif iyiniyet kurallarına aykırı olması sebebiyle iptalini talep etmiştir.
Davanın konusu, davalı şirketin 2015 yılı Olağan Genen Kurul Toplantısının 5. Ve 11. Maddelerinin iptali istemidir.
Davacı 30.03.2016 tarihli Olağan Genen Kurul Toplantısının iptaline ilişkin iptal davasını 3 aylık süresi içerisinde açmıştır. Yine davacı iptalini istediği gündemin 5. ve 11. Maddelelerine olumsuz oy kullanıp muhalefet şerhini toplantı tutanağına işlettirmiştir. Bu itibarla davası şekli manada dinlenebilir niteliktedir.
Gündemin 5. Maddesi, Yönetim Kurulu Üyelerinin ibrasına ilişkindir. Davacı, Yönetim Kurulu Üyelerinden …, … ve …’nun davalı şirketin hakim ortağı …A. Ş.’deki eylemlerinden ceza davası açıldığından, ibra kararının iptalini talep etmişse de, …A. Ş. farklı bir tüzel kişilik olduğundan … Holding’ten dolayı açılan ceza davası, dosyamız konusunu etkilemeyeceği gibi, yönetim kurulu üyelerinin ibra oylamasındaki oyları düşüldükten sonra da ibra için gerekli nisap/olumlu oy oranı tuttuğundan davacının Gündemin 5. Maddesinin iptaline yönelik talebinin reddine, karar vermek gerekmiştir.
Davacı, Gündemin 11. Maddesi ile Yönetim Kurulu Üyelerine TTK’nun 396. Madesi uyarınca izin verilmesinin iptalinin gerektiğini belirtmişse de Yönetim Kurulu üyelerinin … Holdingin de Yönetim Kurulu Üyesi olmaları rekabet yasağından istisna edilmelerini engellemeyeceğinden ve Yönetim Kurulu Üyelerinin oyları da hesaplamaya katılmadığında 11. Maddenin kabulü yönünde nisap tuttuğundan davacının bu talebininde reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 35,90 TL maktu karar harcından peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL harcın DAVACIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin KENDİSİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA
5-Davalı tarafından yapılan toplam 161,55 TL yargılama giderinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yargı yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …